Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/249 E. 2019/13 K. 20.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T. C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/249 Esas
KARAR NO : 2019/13

DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 16/06/2017
KARAR TARİHİ : 20/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: 2000 senesinde davalı adına kayıtlı 1987 model .. marka araba ile … kayıtlı ticari taksiyi noter satışı ile satın aldığı, bir hafta sonra taksimetrenin satışını verdiği, … Merkez Takside 1995 kaydının göründüğü, 2001 senesinde … Trafik Şubesinden … plaka verildiği ve aracı 1989 model … yaptığı, Taksiyi 2000 yılından 2107 yılına kadar kullanmadığı, 2017 yılında dilekçe geldiği, taksi plasanının iptal olduğunu ve …’in kendisine taksimetreyi sattığı, ancak durak hakkını vermediğini öğrendiği, bu sebeple … Büyükşehir Belediyesinin ticari plakayı iptal ettiği ve bu durumda 285.000-TL zarara uğramasına sebep olduğu bildirilerek tazminat davası hakkını saklı tutarak davalıdan aralarındaki sözleşmeyi tamamlayarak durak hakkının satışının tarafına verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davanın ilk açıldığı … 5. Tüketici Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında; işin ticari olduğu ve Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle dosya mahkememize gönderilmiş ve yukarıdaki esasa kayıt edilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde mutlak ticari davalar belirtildikten sonra her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nispi ticari davalar olarak sayılmış ve 5. maddesinde de “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir” hükmü getirilerek görev hususunun kapsamı düzenlenmiştir. Buna göre bir davada Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olabilmesi için mezkur kanunun 4. maddesinde sayılan mutlak bir ticari dava olması veya her iki taraf tacir olup uyuşmazlığın da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bir husustan doğması gerekmektedir. Yine TTK’nın 11/1. maddesinde ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletme olarak tanımlanmış ve maddenin 2. fıkrasında ise Ticari işletme ile esnaf işletmesi arasındaki sınırın Bakanlar Kurulunca çıkarılacak kararnamede gösterileceği düzenlenmiştir.
Esnaf tanımı, 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanunu’nun 3’üncü maddesinin a bendinde; “Esnaf ve sanatkar: İster gezici ister sabit bir mekanda bulunsun, Esnaf ve Sanatkar ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunca belirlenen esnaf ve sanatkar meslek kollarına dahil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedeni çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usulde vergilendirilenler ve işletme hesabı esasına göre deftere tabi olanlar ile vergiden muaf bulunan meslek ve sanat sahibi kimseler” şeklinde, TTK’nın Esnaf başlıklı 15’inci maddesinde ise; “İster gezici olsun ister bir dükkanda veya bir sokağın belirli yerlerinde sabit bulunsun, ekonomik faaliyeti sermayesinden fazla bedeni çalışmasına dayanan ve geliri 11’inci maddenin ikinci fıkrası uyarınca çıkarılacak kararnamede gösterilen sınırı aşmayan ve sanat veya ticaretle uğraşan kişi esnaftır” şeklinde yapılmıştır.
Mülga 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 1463’üncü maddesine göre 21 Temmuz 2007 tarih ve 26589 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 2007/12362 sayılı esnaf ve sanatkar ile tacir ve sanayicinin ayrımına ilişkin Bakanlar Kurulu Kararının 1. maddesi ile “Esnaf ve Sanatkar ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunun tespit edeceği ve Resmi Gazete’de yayımlanacak esnaf ve sanatkar meslek kollarına dahil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedeni çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usulde vergilendirilenler ve işletme hesabına göre deftere tabi olanlar ile vergiden muaf bulunanlardan 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 177 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) ve (3) numaralı bentlerinde yer alan nakdi limitlerin yarısını, (2) numaralı bendinde yazılı nakdi limitin tamamını aşmayanların esnaf ve sanatkar sayılmaları ile esnaf ve sanatkar siciline ve dolayısıyla esnaf ve sanatkarlar odalarına kaydedilmeleri,” kararlaştırılarak basit usulde vergilendirilenler, işletme hesabına göre defter tutanlar ve Vergi Usul Kanunu’nun 177/1.maddesinin 1-3 fıkralarında yazılı limitlerin yarısını ve 2. fıkrasında yazılı limitin tamamını aşmayanlar esnaf olarak kabul edilmişlerdir. Her ne kadar 6762 sayılı TTK yürürlükten kalkmış ise de 6102 sayılı TTK’nın 11. maddesinde öngörüldüğü şekilde yeni bir Bakanlar Kurulu kararı çıkarılmamış olduğundan uygulanmaya devam etmesi gerekmektedir.
Dava dosyasının incelenmesinde; Ticari taksi işletmesi bir esnaf faliyeti olup, bu hakkın devri ve bedel konusunda çıkan uyuşmazlıklar da ticari iş değildir. Ticari taksi plakası satım/devir ilişkinin uyuşmazlık genel hükümlerine göre Asliye Hukuk mahkemesinde çözümlenmesi gerekir. Davacı tacir değil esnaf olup dava konusu edilen alacak da bu anlamda her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili bir husustan doğmamış ve mutlak ticari dava da söz konusu olmadığından davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiği ve Mahkememizin görevsiz olduğu anlaşılmakla görevsizlik kararı verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-1-Davanın mahkememizin görevsizliği nedeniyle 6100 sayılı HMK.’nın 114/1(c) ve 115//2. Maddelerine göre USULDEN REDDİNE,
2-Kararın kesinleşmesi üzerine 2 hafta içerisinde talep halinde dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-Yargılama masraflarına ilişkin kararın HMK 331/2. Maddesine göre görevli mahkemece nazara alınmasına,
4-Kararın kesinleşmesi üzerine 2 hafta içerisinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde davanın açılmamış sayılması yönünde karar ittihazına,
Dair, tarafların yokluğunda dosya üzerinden, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.24/09/2019

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”