Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/246 E. 2021/380 K. 18.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/246 Esas
KARAR NO : 2021/380
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/11/2018
KARAR TARİHİ : 18/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A. Tarafların Talepleri:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı şirketin müvekkili şirket ile akdetmiş olduğu sözleşmelere ve ilgili mevzuata aykırı davranışı nedeni ile müvekkili şirketin uğramış olduğu zarar miktarının belirlenmesi müvekkili şirketten beklenemeyecek durumda olduğundan, talep sonucu tahkikat aşamasında kesin olarak belirleme hakkı saklı kalmak kaydı ile geçici olarak şimdilik 5.000,00 TL maddi zararın tazmini ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin yatırımcılara alım satıma aracılık gibi çeşitli yatırım hizmetleri sunmadığını, ayrıcı ilgili sermaye piyasası mevzuatı hükümleri uyarınca davacının gerçekleştirebileceği işlemlere dair risklerin davacıya bildirildiğini, müvekkili kurum ile davacı arasında akdedilen sözleşmeler çerçevesinde davacı … müvekkili …’ın alım satıma aracılık hizmetlerinden faydalandığını ve yurt içi ve yurt dışı piyasalarda nitelikli yatırımcı sıfatı ile …lara ve çeşitli diğer menkul kıymetlere yönelik yüksek meblağlı alım ve satım işlemleri gerçekleştirdiğini, davanın görevsiz mahkemede açıldığını görevli mahkemenin Ticaret Mahkemeleri olduğunu, davacının belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararının bulunmadığını, davacıya ait …lardan kaynaklanan borcun borçlu … İnşaat ve Garantörler tarafından ödenmesi gerektiği konusunda İngiliz Yüksek Mahkemesi tarafından kesin hüküm tesis edildiğini, müvekkili yalnızca ikincil piyasada … alımı işlemine aracılık ettiğini, asıl borçlunun temerrüdü nedeni ile müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkilinin davacıya karşı tüm sorumluluklarını yerine getirdiğini, davacının nitelikli yatırımcı olduğunu, kendi kararlarını verebilecek bilgi ve tecrübe uzmanlığına sahip olduğunu, davacının kendi satın almadığı …lara dayalı tazminat talep etmesinin mümkün olmadığını, davacının ispat yükünü yerine getirmediğini, açılan davanın reddini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
B.Uyuşmazlık, Deliller, Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
Huzurdaki dava belirsiz alacak davasıdır. Uyuşmazlık davacı ile davalı şirket arasında akdedilen sözleşmeler kapsamında tarafların sözleşmelerin taraflara yükledikleri edimleri sözleşmeye uygun ifa edilip etmediği, davacının dava konusu olay ile ilgili davalı tarafça yeterince bilgilendirilip bilgilendirilmediği, davacının bu sözleşmeler nedeni ile zarara uğrayıp uğramadığı, uğramış ise zarardan davalının sorumlu olup olmadığı ve zararın hesaplanmasına ilişkindir.
Davanın delillerini taraflar arasında akdedilen Sermaye Piyasası Faaliyetleri Çerçeve Sözleşmesi, Alım satım aracılık sözleşmesi, Sermaye Piyasası İşlemleri Risk bildirim formu, türev araçların alım satımına aracılık sözleşmesi, Gelişen işletmeler piyasası risk bildirim formu, Varantlara ilişkin risk bildirim formu, MKK sicil bilgileri, davalı ticari kayıtları, davalı elektronik kayıtları, taraflar arasındaki yazışmalar ve gönderilen ihtarnameler, oluşturmaktadır.
Dava ilkin İstanbul Tüketici Mahkemeleri’nde ikame edilmiş … Tüketici Mahkemesi 2018/… esas ve 2019/… Karar sayılı kararla uyuşmazlığı girmekle görevli mahkemenin ticaret mahkemeleri olduğu kanaatiyle görevsizlik kararı vermiş, verilen karar istinaf edilmeksizin kesinleşerek mahkememize tevzi edilmiş ve dosya mahkememizin yukarıdaki esas sayısına kaydedilmiştir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiştir. Dava şartlarına ilişkin eksik ve incelenmesi gereken ilk itiraz bulunmadığı anlaşıldıktan sonra tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktaları belirlenip tahkikat aşamasına geçilmiş, deliller toplanıp bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
Mahkememizce resen görevlendirilen bankacı bilirkişi … marifetiyle hazırlanan 04/02/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “… Almında … A.Ş.’ nin işlem aracılığı hizmetini yerine getirmesinde akdedilen sözleşme hükümlerine aykırı bir durumun olmadığını, usulüne uygun olarak düzenlenen sözleşmelerde sermaye piyasası işlemlerine ait risklere yer verildiğini, yurt dışında gerçekleştirilen işlemlerle ilgili olarak risk bildirim formluna özel şartları eklemeyerek usul hatası yapıldığını, buna rağmen riskleri bildiği ve anladığına dair Sermaye Piyasası Risk Bildirim formunu olduklarını, Davacı tarafın … yeniden yapılandırılması ile onay vererek …un tabi olduğu bütün şartları bildiğini, belge ve kayıt düzenin SPK mevzuatına uygun olduğunu, işyatırımın … alımında davacının sadece aracılık ettiğini, taraf olmadığını, davacının davalı işlemleri ve uygulamaları dolayısıyla maddi kaybının olmadığı, ” mütalaa etmiştir.
Mahkememizce bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş davacı taraf 24/02/2020 tarihli dilekçe ile davacı …’un tahvil alımı konusunda yaşayabileceği riskleri bildiğinin varsayılmasının kabul edilemez olduğunu, yurtdışında gerçekleştirilecek işlemlere ilişkin risk bildirim formunun bulunmadığını, imzalanan belgelerin kabul beyanı olmadığını, davacının nitelikli yatırımcı beyanının da olmadığını, davalının özen ve sadakat borcuna aykırı davrandığını belirterek rapora itiraz etmiştir. Davalı şirket vekili 24/02/2021 tarihli dilekçesiyle raporda geçen usuli hataya ilişkin mütalaayı kabul etmediklerini, ancak esasa ilişkin değerlendirmelere katıldıklarını ifade ederek davanın reddini talep etmiştir.
İtirazlar üzerine dosya başka bir bilirkişiye tevdi edilmiş, Bilirkişi … tarafından hazırlanan 10/08/2020 tarihli raporda , davalının usule aykırı herhangi bir eyleminin bulunmadığı, davacının nitelikli yatırımcı olduğu, davalının aracılık hizmetini verirken sözleşmeye uygun hareket ettiği, davalının bilgi verme yükünü yerine getirmediğine dair iddianın ispatlanamadığını, davacının davalı eylemleri nedeniyle zarara uğramadığını mütalaa etmiştir.
Mahkememizce bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş davacı taraf 08/09/2020 tarihli dilekçe ile bilirkişinin eksik inceleme ve hatalarla dolu olduğunu, önceki bilirkişi raporundan etkilenilerek hazırlandığını, davacı …’un tahvil alımı konusunda yaşayabileceği riskleri bildiğinin varsayılmasının kabul edilemez olduğunu, yurt dışında gerçekleştirilecek işlemlere ilişkin risk bildirim formunun bulunmadığını ancak kabul varmış gibi rapor hazırlandığını, imzalanan belgelerin kabul beyanı olmadığını, davalının özen ve sadakat borcuna aykırı davrandığını belirterek rapora itiraz etmiştir. Davalı şirket vekili 07/09/2020 tarihli dilekçesiyle raporda esasa ilişkin değerlendirmelere katıldıklarını ifade ederek davanın reddini talep etmiştir.
Dosyada rapor hazırlayan … adlı bilirkişinin görevlendirme konusunda uzmanlığının bulunmadığı anlaşılmakla kendisine ödenen avansın iadesine, dosyanın görevlendirme ara kararının niteliklerine uygun bir bilirkişiye tevdiine karar verilmiş mahkememizce görevlendirilen SPK uzmanı … marifetiyle hazırlanan 06/11/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “20.02.2015 tarihli mail yolu ile davacının 58 fiyata kadar ‘…’ alınması yönünde emir verdiğini, %9,50 kupon ödemeli 150.000-USD nominal bedelli ‘…%9,5’ …unun 91.116,67 USD bedel ile satın alındığını, 21.09.2015 tarihli e-mail ile ‘… %9,5’ …u ile ilgili olarak 22.09.2015 tarihinde mail yolu ile davacının şirketin istediği yapılandırmayı onayladığını, 03.01.2019 tarihli Merkezi Kayıt İstanbul Sicil Bilgileri raporunda davacının Nitelikli Yatırımcı olduğunun kaydedildiğini, dosyanın kül halinde incelenmesi neticesinde davacının sermaye piyasası ve işlemler hakkında yeterli bilgiye sahip olduğunu, yatırımı kendi inisiyatifiyle gerçekleştirdiğini, davalı … şirketinin davacıyı zarar uğrattığına dair herhangi bir bulgunun olmadığını, ” mütalaa etmiştir.
Mahkememizce bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş davacı taraf 25/11/2020 tarihli dilekçe ile bilirkişinin eksik inceleme ve hatalarla dolu olduğunu, bilirkişinin olayı anlamadığını, dosyada yurt dışında gerçekleştirilecek işlemlere ilişkin risk bildirim formunun bulunmadığını ancak kabul varmış gibi rapor hazırlandığını, davacının nitelikli yatırımcı olmadığını, çalakalem rapor hazırlandığını, davalının özen ve sadakat borcuna aykırı davrandığını belirterek rapora itiraz etmiştir. Davalı şirket vekili 07/09/2020 tarihli dilekçesiyle raporda esasa ilişkin değerlendirmelere katıldıklarını ifade ederek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememize davacı vekilinin itirazı üzerine oluşturulan ara karar gereği alınan 14.01.2021 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; ” davacının, sermaye piyasası ve işlemler hakkında yeterli bilgiye sahip olduğu ve mail yolu ile davacının bilgisi ve onayında olarak davalı …. nin davacıyı zarara uğrattığına dair herhangi bir bulgunun bulunmadığını,” mütalaa etmiştir.
Devam eden yargılamanın 6. celsesinde mahkememizce bilirkişiye cevaplaması amacıyla sorular hazırlanmış ve bu hususta rapor hazırlanması istenmiş bilirkişi 19/03/2021 tarihli raporunda bu sorulara ilişkin raporunu sunmuştur. Bilirkişi raporunda SPK Yatırım Hizmet ve Faaliyetleri ile Tarım Kuruluşları’na ilişkin Rehbere göre tek tek işlemlerin sayılmasına gerek bulunmadığı, Yatırım Kuruluşları tebliğinin 25. maddesi gereği davacıya hazırlananlar dışında ilave risk formu imzalatılmasına gerek olmadığı, davacıya yeniden mail gönderilmesine gerek olmadığı ve davacıya gönderilen mailde yeterli bilgilendirme yapıldığı mütalaa edilmiştir.
Mahkememizce bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş davacı taraf 07/04/2021 tarihli dilekçe ile bilirkişinin varsayımlara dayanarak rapor hazırladığını, davacı genel müşteri iken …lara ilişkin olarak nitelikli yatırımcı olarak değerlendirilmesini anlayamadıklarını, davacının olay tarihinde nitelikli yatırımcı olmadığını, davalının özen ve sadakat borcuna aykırı davrandığını belirterek rapora itiraz etmiştir. Davalı şirket vekili 07/04/2021 tarihli dilekçesiyle raporda esasa ilişkin değerlendirmelere katıldıklarını ifade ederek davanın reddini talep etmiştir. Davacı vekili 16/05/2021 tarihli dilekçesiyle profesyonel yatırımcı ile genel yatırımcı arasında fark olduğunu, davacının genel yatırımcı olduğunu, davacıya yeterli bilgilendirme yapılmadığını, davacının varlıklı olmasının onu nitelikli yatırımcı yapmaya yetmediğini, genel müşterilere karşı bilgilendirme yükümlülüğünün devam ettiğini, genel bilgilendirmenin … piyasaları için yeterli olmadığını, davalı şirketin ilke ve esalslara uygun hareket etmediğini ifade etmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller, tarafların dilekçe ve beyanları ile duruşma esnasındaki sözlü açıklamaları, hep birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığına dair bir ihtilaf bulunmadığı anlaşılmaktadır. Uyuşmazlık davalı kurumca özen ve sadakat yükümlülüğü kapsamında yeterli bilgilendirme yapılıp yapılmadığı, davacı tarafça uğranıldığı iddia edilen zararın davalıdan kaynaklanıp kaynaklanmadığı hususlarında toplanmaktadır. Dosyaya sunulan bilgi ve belgelere dikkat edildiğinde davacı tarafça Sermaye Piyasası Faaliyetleri Çerçeve Sözleşmesi, Alım satım aracılık sözleşmesi, Sermaye Piyasası İşlemleri Risk bildirim formu, türev araçların alım satımına aracılık sözleşmesi, Gelişen işletmeler piyasası risk bildirim formu, Varantlara ilişkin risk bildirim formu imzalandığı anlaşılmaktadır.
Dosya kapsamından davacının, … İplik adlı şirketin ortağı olduğu ve … şirketinin davalı kurum nezdindeki iş ve işlemleri yönünden temsilci olarak hareket ettiği, 2013 yılında … iplik adlı şirket hesabına … İnşaat AŞ … tahvili aldığı, 2014 yılında temsilcisi olduğu … isimli şirketteki … AŞ tahvillerinin de bulunduğu bir kısım …u kendi şahsi hesabına virman yaptığı, 2015 yılında … A.Ş.’ın yeniden borçlanma aracı ihraç etmesi üzerine farklı nitelikteki …ları satarak 150.000,00 USD nominal değerli … … aldığı, … İnşaat AŞ’nin yapılandırma başvurusu yapması üzerine davacıya da bu yapılandırmaya dair onay verildiği anlaşılmaktadır.
Her ne kadar dava dilekçesinde ve diğer belgelerde davacı tarafın sermaye piyasaları ve yatırım hususunda yeterli bilgisinin bulunmadığı iddia edilmekte ise de, davacının gerek … iplik adlı şirket temsilcisi olarak uzun yıllar boyunca işlemler gerçekleştirdiği, daha sonra … adlı şirketten kendi hesabına … İnşaat … tahvilleri virmanları yaptığı, bir süre sonra da ikincil piyasadan … İnşaat … tahvilleri aldığı anlaşılmaktadır. Böylece davacının hem ikincil piyasadan davalı aracılığıyla hem de temsilcisi olduğu şirketten virman yoluyla farklı zamanlarda … aldığı anlaşılmaktadır. Bilirkişi raporlarında davacının sermaye piyasaları hususunda tecrübeli olduğu, yatırım ve piyasalar hakkında bilgi sahibi olduğu mütalaa edilmektedir. Davacı tarafça gerçekleştirilen işlemlerin niteliği, davacı yanın yalnızca kendi nam ve hesabına değil aynı zamanda ortağı olduğu şirket adına da işlemler tesis etmesi, davacı yanca … İnşaat dışında da yurtdışı borçlanma tahvillerine ilişkin yatırımlar yapılması değerlendirildiğinde davacının iddia ettiğinin yeterli bilgi ve tecrübe sahibi olduğu kanaati hasıl olmuştur.
Davacının bir diğer iddiası da kendisine yeterli bilgilendirme yapılmadığına ilişkindir. Bilirkişi raporlarında da açıkça ifade edildiği üzere davacıya gönderilen 21/09/2015 tarihli e-mail ile davacıya … %9,5 …unun hukuki rejimimin değiştirilerek ingiliz hukukuna tabi tutulacağı, itfa tarihinde borcunu ödemeyeceği bunun yerine firmanın yapılandırma teklifi yapacağı, 23.09.2015 tarihine değin yatırımcıların yapılandırmaya onay verip vermeyeceklerinin bildirilmesinin istendiği, davacının ise 22.09.2015 tarihli mail ile yapılandırmaya onay verdiği anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının gerek tahvil alımında gerekse yapılandırma aşamasında bilgilendirildiği, davacının kendi inisiyatifiyle yapılandırma ve satın alma işlemleri gerçekleştirdiği anlaşılmaktadır.
Davacı tarafın kendilerine SPK işlemleri ile ilgili riskler konusunda yeterli bildirim yapılmadığına dair iddia ise mahkememizce bilirkişiye sorulan sorulara cevaben alınan raporla açığa kavuşturulmuştur. Gerçekten de bilirkişi raporunda SPK Yatırım Hizmet ve Faaliyetleri ile Tarım Kuruluşları’na ilişkin Rehbere göre tek tek işlemlerin sayılmasına gerek bulunmadığı, Yatırım Kuruluşları tebliğinin 25. maddesi gereği davacıya hazırlananlar dışında ilave risk formu imzalatılmasına gerek olmadığı, davacıya yeniden mail gönderilmesine gerek olmadığı ve davacıya gönderilen mailde yeterli bilgilendirme yapıldığı mütalaa edilmiştir.
Hal böyle iken davacının kendi inisiyatifi ile gerçekleştirdiği işlemlere ilişkin olarak meydana gelen zararında davalı kurumun herhangi bir kusurunun bulunduğuna, davalı kurumun özen ve sadakat borcuna aykırı davrandığına ilişkin herhangi bir delil bulunmadığından mahkememizce aldırılan birbirini destekleyen, dosya kapsamına uygun, denetlenebilir bilirkişi raporları doğrultusunda ispat edilemeyen davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE
2-Harçlar Yasasına göre alınması gereken 59,30 TL red karar harcının, davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarfedilen yargılama giderinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesi halinde ödeyen tarafa iadesine,
Dair; davacı tarafın yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, malvarlığına ilişkin davalarda 6763 sayılı kanununun 41. maddesi ile değişik 6100 sayılı HMK md. 341/2. maddesi gereğince dava miktarı veya değeri 5.390,00 TL’lik kesinlik sınırında kaldığından KESİN olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/05/2021

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.