Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/245 E. 2021/222 K. 11.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/245
KARAR NO : 2021/222

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 12/09/2019
KARAR TARİHİ : 11/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde, 25.10.2012 tarihinde …”ın sevk ve idaresindeki… plakalı yolcu minibüsünün müvekkili yönetimindeki … plakalı araç ile çarpması sonucu meydana gelen kazada müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını, kaza sonrası müvekkilininin tedavisinin… Üniversitesi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi’nde yapıldığını, buna rağmen müvekkilinin kazaya bağlı kalıcı sakatlığının bulunduğunu, … Eğitim Ve Araştırma Hastanesi’nce müvekkili adına düzenlenen 06.11.2018 tarihli %3 oranında özürlülük raporu olduğunu, kazaya bağlı evraklar; Kırşehir … Sulh Ceza Mahkemesi(kapatılan)… Esas ve… Karar sayılı dosyasında bulunduğunu, kazaya karışan … plakalı aracın ZMMS poliçe şirketi… Sigorta şirketi olduğunu, poliçenin güvence altına aldığı risk gerçekleştiğini, bu nedenle davalı şirketin müvekkilinin zararını gidermekle mükellef olduğunu, müvekkilinin kaza nedeniyle sigorta şirketi nezdinde … nolu ZMMS poliçe ile sigortalı bulunan araç için başvuru yaptığını, bu başvuruya istinaden …nolu hasar dosyası açıldığını ve müvekkiline gerçek zararın altında kısmi ödeme yapıldığını, bunun üzerine arabuluculuk başvurusu yapıldığını, fakat davalının müvekkilinin zararını gidermek istemediğini, dava şartlarını yerine getirildiğini, ayrıca zarar giderilmediğinden dava açma zorunluluğu doğduğunu, sonuç olarak açıklanan nedenlerle, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulünü, tensip kararı ile birlikte sunulan belgeler de dikkate alınarak delil listesinde belirtmiş olduğu evrakların celbini ve devamında bilirkişilere tevdiini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; müvekkilinin kalıcı iş gücü kaybından doğan halihazırda ve geleceğe dönük maddi kaybının giderilmesi için davalıdan 100 TL maddi tazminatın davalı sigortaya başvuru tarihini müteakip 8.işgünü bitimi tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsilini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla mutad iştigalinden geri kalan ve çalışamayarak gelir kaybına uğrayan müvekkili için davalıdan 100 TL maddi tazminatın davalı sigortaya başvuru tarihini müteakip 8.işgünü bitimi tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, 25.10.2012 tarihli trafik kazası sonucu müvekkilinin şirket tarafından davacıya 27.12.2018 tarihinde 7.854,59-TL ödeme yapıldığını, anılan ödemeyi kabul etmesi ile müvekkili şirketin sigorta poliçesi hükümlerini tamemen yerine getirdiğini net bir şekilde kabul ve ikrar edildiğini, hal böyleyken davacı tarafından halen bir takım mesnetsiz sebeplerle hak iddia edilmesi hiçbir iyiniyet kuralı ile izah edilemeyecek kötüniyetli bir davranış olduğunu, davacı tarafından dosyaya sunulan ve sözde maluliyet oranlarını gösterdiği ileri sürülen raporların, yargılama neticesinde müvekkili şirket aleyhine verilecek olası bir hükme esas teşkil etmesinin hukuken mümkün olmadığını, dosyada kusur oranlarının tespiti için herhangi bir rapor alınmamış olduğundan, en doğru ve geçerli tespitin yapılabilmesi için hem Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi’nden hem de Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyetinden seçilecek kusur konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınması gerektiğini, kaza esnasında davacının emniyet kemerinin takılı olup olmadığının araştırılması gerektiğini, müvekkili şirketin poliçe dahilinde geçici iş göremezlik, geçici bakıcı süresi ve tedavi giderlerinden sorumlu olmadığını, mahkememizce yapılacak yargılama sırasında, davacının kaza sebebiyle elde ettiği gelir ve tazminatlar tespit edilerek, müvekkili şirket aleyhine hükmedilecek olası bir tazminattan mahsup edilmesi gerektiğinin son derece açık olduğunu, kabul anlamına gelmemekle beraber, bir an için davanın haklı olduğu varsayılsa bile, müvekkili şirketin faizden sorumluluğunun sınırlı olduğunu, sonuç olarak ayrıntılı olarak açıklanan nedenlerle; öncelikle zamanaşımı def’ileri dikkate alınarak Mahkememiz nezdinde ikame edilmiş olan haksız ve hukuka aykırı davanın reddini, kusur durumunun tespiti için Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti’nden ve Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi’nden rapor alınmasını, davacının maluliyet oranının tespiti için Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi’nden rapor alınmasını, tazminat oranı ve miktarının tespiti için, açıklanan hususlar tamamlandığında Hazine Müsteşarlığı Aktüerler Sicili’ne kayıtlı aktüer bilirkişiden rapor alınarak gerçek zararın tespit ettirilmesini, taraflarınca davanın ikame edilmesine sebep olunmadığından harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; ölüm ve cismani zarar sebebiyle açılan tazminat davasıdır.
… Belediyesi’nden davacının maaş bordrosu, … Hastanesi’nden davacının muayene ve tedavi evrakları,…Emniyet Müdürlüğü’nden… ve… plakalı araçların trafik tescil kayıtları, …Sigorta A.Ş.’den …numaralı poliçe ve hasar dosyası, Kırşehir (Kapatılan) … Sulh Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası UYAP sistemi üzerinden celp edilmiştir.
…Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü’nden davacıya kaza sonrası ödeme yapılıp yapılmadığına ilişkin yazılan müzekkere cevabı dosyamız arasına alınmıştır.
…Müdürlüğü …Merkezi Amirliği’nden davacının SED araştırması sonucu getirilmiştir.
Davacının dava konusu trafik kazasında kusur durumu ile yaralanmasın bağlı olarak maluliyet raporu alınmıştır.
Toplanan deliller çerçevesinde dosyanın davacının davalıdan tazminat alacağı olup olmadığı ile var ise bunun miktarının belirlenmesi için aktüer bilirkişiye tevdiine karar verilmiş, mahkememizce resen görevlendirilen bilirkişi …tarafından hazırlanan 10/02/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle “…delillerin ve hukuki durumların takdiri Mahkememize ait olmak üzere 25.10.2012 tarihinde meydana gelen trafik kazasında; Mahkememizce Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen 21.04.2020 tarihli raporun; durumuna itibar edilmesi halinde davacının işbu dava kapsamında davalıdan talep edilebilir bir zararının söz konusu olmayacağını, duruma itibar edilmesi halinde ise davalının %85 kusur oranındaki sorumluluk durumuna davacı …’ün; ödeme tarihindeki verilere göre; geçici iş göremezlik dönemine ait maddi zararının 2.685,45 TL, sürekli iş göremezlik dönemine ait %1,3 maluliyet oranı ile ilgili bakiye maddi zararının 9.46,74 TL toplam 12.232,19 TL olduğunu, davalı tarafından ise davacıya 7.854,59 TL ödeme yapıldığı buna göre de davalı tarafından yapılan ödemenin, davacının ödeme tarihindeki verilere göre belirlenen zararını karşılamadığını, buna göre ödeme ile borcun sona erip ermediği hususundaki nihai takdirin Mahkememize ait bulunduğunu, Mahkememizce ödeme borcun sona ermediğinin ve ödemenin kısmı ifayı içerir makbuz kabul edilmesi halinde; günümüze kadar gerçekleşen veriler esas alınarak belirlenen zarar tutarından ödemenin güncel tutarın tenzili sonucu davacının; geçici iş göremezlik dönemine ait maddi zararının 2.685,45 TL, sürekli iş göremezlik dönemine ait %1,3 maluliyet oranı ile ilgili bakiye maddi zararının 4.575,85 TL olduğunu, davacının günümüze kadar bilinen verilere göre belirlenen maddi zararının poliçe limitleri içinde kaldığını, başvuru tarihine göre temerrüdün 14.12.2018 tarihinde gerçekleceğini, sigortalı aracın kullanım amacının ticari gözüktüğünü…” mütalaa edilmiştir.
Davacı yan 11/02/2021 tarihli dilekçesi ile talep artırımında bulunmuş ve gerekli harcı yatırdığı anlaşılmıştır. Davalı talep artırımına itiraz dilekçesi sunmuştur.

Davacının 25/10/2012 tarihinde trafik kazası geçirdiği ve yaralandığı hususunda bir ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının bu kaza nedeni ile maluliyete uğrayıp uğramadığı, uğramış ise zararının miktarı ile davalı tarafından yapılan ödemenin davacı zararını karşılamaya yetip yetmediği hususlarındadır. Bunun tespiti için öncelikle tarafların gerekleşen kazadaki kusur durumlarının belirlenmesi için bilirkişi incelemesi yoluna gidilmiş Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’ nin 21/04/2020 tarihli raporuna göre, hangi sürücünün yeşil veya kırmızı ışıkta geçtiğinin net olarak tespit edilemediğinden seçenekli olarak rapor tanzim edildiği görülmüştür. Davacı ve davalı kusur raporuna itiraz etmiş ise de gerek mahkememiz dosyasının gerekse ceza dosyasının incelenmesinden hangi tarafın kırmızı yahut yeşil ışıkta geçtiğinin net olarak belirlenemediği, kazaya ilişkin kamera kaydı bulunmadığı, minibüs içinde yer alan tanıkların ise soruşturma dosyasındaki beyanlarının incelenmesinden trafik ışıklarını görmediklerinin anlaşıldığı, buna göre hangi tarafın kırmızı ışıkta geçtiğinin başkaca bilirkişi heyeti tarafından da saptanmasının da mümkün olmadığı anlaşılmakla özellikle davacının kusura ilişkin yeni bilirkişi heyetinden rapor alınması yolundaki talebinin reddi yoluna gidilmiştir.
Kusur raporundan sonra davacının maluliyet durumumun tespit ve tayini için İstanbul Adli Tıp Kurumu’dan rapor alınmış, davacının %1,3 oranında meslekte kazanma gücünü kaybetmiş sayılacağı ve iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren dört aya kadar uzayabileceği raporlandırılmıştır. Davacı maluliyete ilişkin raporu itiraz etmemiş, davalı itirazları ise yerinde görülmemiştir.
Tüm dosya kapsamı, deliller özellikle de kusur ve aktüer raporun birlikte değerlendirilmesinde; öncelikle davalı zamanaşımı itirazında bulunmuş ise de vuku bulan trafik kazasının 2012 yılında gerçekleşmiş olması, yaralamalı olarak gerçekleşen trafik kazalarında uzamış ceza zamanaşamının uygulanması gerektiği, bu sürenin ise 8 yıl olduğu, davacının bu süre dolmadan 2019 yılında davasını ikame ettiği, kaldı ki zararın belirlenmesinin yerleşik yargıtay içtihatları uyarınca aktüer rapor ile mümkün hale geldiğinin kabulü karşısında davalının bu itirazına değer atfedilmemiştir. Aktüer rapora göre davacının, davalıya sigortalı aracın kırmızı ışıkta geçtiği kabul edilerek yapılan hesaplamada davalıdan alacaklı olduğu tespit edilmiş ise de sürücülerden hangisinin kusurlu olduğunun toplanan tüm delillere rağmen kesin olarak tespit edilemediği durumlarda, tehlike sorumluluğuna katlanma ilkesi uyarınca, işletme tehlikeleri doğrultusunda tehlikeler eşit varsayıldığından, zararın yarı yarıya paylaştırılması gerekir.( Yargıtay 17. hukuk dairesi’ nin 29/06/2020 tarih 2018/5887 E., 2020/4076 K. sayılı ilamı) Yapılan açıklamalar doğrultusunda davacının gerçekleşen kazada %50 oranında kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Buna göre mahkememizce bilirkişi raporunda yapılan hesabın oranlanması suretiyle resen yapılan hesaplamada davacının davalıdan 7.195,40 TL alacaklı olduğu, davalı tarafından ise dava öncesi davacıya 7.854,59 TL ödeme yapıldığı, ödeme hususunun davacı tarafından da kabulünde olduğu, sonuç olarak davacının zararının tamamının dava öncesi karşılandığı, davacının davalıdan alacaklı olmadığı anlaşılmakla, davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis etmek gerekmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30-TL karar harcının davacının peşin yatırdığı 44,40-TL harçtan mahsubu ile alınması gereken 14,90-TL’nin davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesi halinde ödeyen tarafa iadesine,
5-Dava açılmadan evvel Hazineden karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
6-Davalı tarafça yapılan 51,50 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereği hesap ve takdir edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğundan gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi, verilen karar usulen okundu anlatıldı.11/03/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸