Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/238 E. 2021/846 K. 15.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/238 Esas
KARAR NO : 2021/846 Karar
DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/09/2019
KARAR TARİHİ : 15/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 12/09/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin kendi adına ait şahıs şirketi ile ticari faaliyetlerin sürdürürken kira giderinin azaltmak için 2017 yılının üçüncü ayında firmasını bir başka firmanın bulunduğu adrese taşıdığını, ancak taşınmadan kısa bir süre sonra 2017 yılının dördüncü ayında firmasını kapatmak için gerekli başvuruları yaptığını ve aynı yılın beşinci ayında da firmasını kapattığını ve bu husus Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde de yer aldığını, davalı müvekkili hakkında … İcra Müdürlüğünün 2017/… esas sayılı dosyasından cari hesap alacağına dayanarak icra takibi başlattığını ve ödeme emrinin usulsüz tebliğ edilmesi sonucu süresinde itiraz edilemeyerek takibin kesinleştiğini, … İcra Müdürlüğünün 2017/… esas dosyasında yapıları ödeme emri müvekkiline usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini, cari hesaba dayalı takibin borçlusu müvekkilinin şahıs şirketi olmasına rağmen ödeme emrinin yapıldığı adresin ise bir baska firmasi olan ve adresi de farklı olan … td Sti ‘nin adresine gönderildiğini, ödeme emri, müvekkilinin aynı daireyi paylaştığı fakat farklı bir firmanın sahibine tebliğ edildiğini, müvekkilinin ise bu tebliğden itiraz süresi geçtikten sonra haberdar olduğunu, bu nedenlerle davanın kabulüne ve müvekkilinin davalılara borçlu olmadığının tespitine ve icra takibinin iptaline, taraflar arsında herhangi bir ticari ilişki olmadan takibe koyulan cari hesap haksız ve kötü niyetli bir icra takibi olduğundan müvekkili lehine %20 tazminata mahkum edilmesine karar verilere, arabuluculuk görüşmelerine katılmayan davalı yan Üzerine masraf ve vekalet ücretinin yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin 14/11/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Derdestlik itirazlarının bulunduğunu, huzurdaki davanı görevli mahkemede açılmadığını, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, müvekkilinin davacı taraftan cari hesap alacağı olduğunu, davacı tarafın bu husustaki iddialarının mesnetsiz olduğunu, müvekkili … ile davacı arasında alım satım ilişkisi sonucunda taraflar arasında “cari hesap” şeklinde tabir edilen bir ilişki kurulduğunu, bu ilişki içerisinde müvekkili şirketin davacı borçlu taraftan muhtelif faturalara bağlı 15.511,17-TL alacağı doğduğunu, harici ikaz ve taleplere rağmen alacağın ödenmemesi üzerine taraflarınca davacı aleyhine …. İcra Müdürlüğü 2017/… Esas sayılı dosya üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığını, davacıya ödeme emri gönderildiğini, davacı tarafa gönderilen faturaların usulüne uygun olarak tebliğ edildiğini, davacı tarafça bu faturalara hiçbir zaman itirazda bulunulmadığını, faturaların kesinleşmiş ve fatura konusu malların davacı tarafa teslim edildiğini, bu nedenlerle öncelikle Mahkemenizin görevsizliğine, davanın usulden reddine, bu taleplerinin kabul görmemesi halinde ise işbu mesnetsiz, hukuka aykırı ve neticede kötü niyetli davanın reddine, kötü niyetle bu davayı ikame eden davacı taraf aleyhine alacak miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilerek, yargılama giderleri, vekalet ücreti ve sair tüm masrafların davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
– … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/… Esas sayılı dosyası aslı,
-Mali Müşavir Bilirkişi …’ in 03/09/2021 tarihli bilirkişi raporu,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Yapılan yargılama, toplanılan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava, cari hesaptan kaynaklanan menfi tespit davasına ilişkindir.
Mahkememizce resen görevlendirilen mali müşavir bilirkişi … marifetiyle hazırlanan 03/09/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…davacı …’ın işletme defterine tabi olduğu, yasal defterlerinin açılış onayının yapıldığı, işletme defterlerinde kapanış onayının aranmadığı, dolayısıyla yasal defterlerin lehine delil olarak kullanılabileceği, davalı …’in yasal defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının yapıldığı, dolayısıyla yasal defterlerin lehine delil olarak kullanılabileceği, davacı tarafın yasal defterlerine göre; 2017 mali takvim yılı içerisinde İşletme Defterine tabi olduğu, 2 sayfadan oluşan defter kayıtlarında Davalı tarafın faturalarına ilişkin herhangi bir kayıt olmadığı, 12.11.2020 tarih ve … sayılı … Vergi Dairesi Başkanlığı … Vergi Dairesi Müdürlüğünün cevabi yazısı ekinde Davacı …’ın 30.04.2017 tarihinde mükellefiyetini terk ettiği bilgisinin yer aldığı, davalı tarafın yasal defterlerine göre; davalının 09.05.2017 tarihi itibariyle davacı taraftan 15.511,17-TL alacaklı olduğu, davalı tarafından, davacı tarafın mükellefiyeti terk ettiği, 30.04.2017 tarihinden sonra da davacıya fatura düzenlenmeye devam edildiği, davacı tarafından davalıya söz konusu faturalar için herhangi bir ödeme yapılmadığı, davaya konu olan faturaların ve ürünlerin elden teslim edildiğinin iddia edildiği, davalı tarafından düzenlenen faturaların “irsaliyeli fatura “ oldukları, hem irsaliye hem de fatura görevi gördükleri, faturaları teslim alan kısmında “ … ” adı yazıldığı, … ‘ın kimliğine ilişkin dosya kapsamında herhangi bir bilgi ve belge olmadığına, faturaların kabulünün Sayın Mahkemenin tekdirinde olduğu,…” sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Dosya kapsamında SGK’dan gelen yazı cevabında, davacının işyerine ait tüm bordrolar incelendiğinde … soyisimli bir çalışanın olmadığı tespit edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı hakkında, cari hesap alacağına dayalı ilamsız icra takibi başlatıldığı, davaya ve icra takibine dayanak tarafların ticari defterlerinde inceleme yapıldığında davacının 30.04.2017 tarihinde ticari hayatı terk ettiği, dava konusu faturaların bu tarihten sonra düzenlendiği ve irsaliye faturalarında yer alan isim ve imzanın davacı çalışanına ait olmadığı da dikkate alındığında; davacının davasının kabulü ile davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, başlatılan takibin iptaline karar verilmiş olup, ancak bir davada kötü niyet tazminatına hükmedilebilmesi için haklı olmakla birlikte karşı tarafın kötü niyetinin somut bir şekilde ispatı gerektiğinden davalının kötü niyeti açıkça ortaya konulmadığından davacının kötü niyet tazminatının reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile;
Davacının …. İcra Müdürlüğü’nün 2017/… esas sayılı icra dosyasında davalıya BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE, başlatılan takibin iptaline,
2-Davacının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Alınması gereken 1.059,56TL harçtan peşin alınan 264,90TL harcın mahsubu ile bakiye 794,66TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 44,40TL başvuru harcı, 264,90TL peşin harç, 800,00TL bilirkişi ücreti, tebligat ve posta masrafından oluşan 288,70TL olmak üzere toplam 1.398,00TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı yargılamada kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre tespit olunan 4.080,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00TL nin davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
7-Kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesi halinde ödeyen tarafa iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize sunulacak yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye verilecek bir dilekçe ile … Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/11/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır