Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/235 E. 2019/68 K. 14.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/235
KARAR NO : 2019/68

DAVA : Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/09/2019
KARAR TARİHİ : 14/10/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin 1975 yılında Danimarka’da kurulduğunu ve hazır giyim sektöründe faaliyet gösteren şirketleri bünyesinde barındırdığını, müvekkili şirket ile…. A.Ş. Arasında akdedilmiş olan 12/05/2016 imza tarihli kira sözleşmesi gereğince müvekkili şirketin …Moda markaları ile Bursa… Merkezi’nde … numaralı mağazada kiracı sıfatıyla ticari faaliyetlerini sürdürdüğünü, kira sözleşmesine konu alışveriş merkezinin performansının davalı şirketçe taahhüt edilenin aksine oldukça düşük seyrettiğini, alışveriş merkezinin performans durumunun müvekkili şirketin akdi sorumluluklarının ifasını engellediğini, müvekkili şirketin gün geçtikçe artan bir şekilde zarara uğradığını ve öngörülemeyen bu duruma karşı basiretli bir tacir olarak sözleşmeyi sürdürmek için çabaladığını, taraflar arasındaki güven ilişkisine oturtulmuş olan iş bu kira sözleşmesi gereğince davalı şirkete… Bankası nezdinde verilmiş olan …numaralı ve 27.500 USD bedelli teminat mektubunun vadesinin uzatıldığını, müvekkili şirket ile davalı şirketi temsilen …, …, …,… arasında kurulan iletişim ve 07/03/2019, 29/03/2019 tarihli e-postalar aracılığıyla her ay yapıldığı gibi yapılan yazışmalar ve varılan mutabakat gereğince müvekkili şirketin 29/03/2019 tarihi itibariyle davalı şirkete 1 TL dahi borcunun bulunmadığını, taraflarınca Beşiktaş … Noterliği’nce keşide edilen 12 Nisan 2019 tarih ve… yevmiye numaralı ihtarname ile ifade edildiği üzere 12/04/2019 tarihinde… Bankası’ndan iş bu teminat mektubunun bozdurulması nedeniyle ticari birlikteliğin ve akdin sürdürülemeyeceği gerek güven gerek ticari ilişkinin sonlandığının aşikar olduğunu, teminat mektubunda garanti altına alınan olayın vuku bulmuş olmasının ödeme talebinin şartlarından biri olduğunu, muhatabın ödeme talebinin dürüstlük kuralına aykırı olmaması gerektiğini, bankanın ödeme borcunun muaccel olması gerektiğini, müvekkili şirketin hiçbir borcunun bulunmamasına ve tarafların bu konuda mutabık kalmasına karşın teminat mektubunun nakde çevrilmesi ile müvekkili şirketin ticari itibarının da zedelendiğini ve müvekkili şirketin maddi zararının yanında manevi zarara da uğradığını, taraflarca kira sözleşmesinin 01/02/2017 tarihinden 5 yıllık süre ile yenilendiği hükmünü havi olan 12/05/2016 tanzim tarihli ek protokol gereğince iş bu kira sözleşmesinin yenilenmesinin akabinde teminat mektubunun nakde çevrileceğine ilişkin bir hüküm yer almadığını, fiiliyatta meydana gelen haksız durum neticesinde müvekkili şirketin ticari hayat ve ticari ilişkilerinde geri dönüşü olmayan maddi ve manevi zarara uğramış olmakla birlikte zarara uğramaya devam ettiğini, sonuç olarak ayrıntılı olarak açıklanan sebeplerle; maddi ve manevi zararların telafisi için fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 60.000,00 TL tutarında maddi ve 1 TL tutarında manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile müvekkili şirkete verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Dava; davacı şirket ile davalı … Tic. A.Ş. arasında akdedilmiş olan 12/05/2016 imza tarihli kira sözleşmesi uyarınca davalı şirkete Y…Bankası nezdinde verilmiş olan …numaralı ve 27.500 USD bedelli teminat mektubunun herhangi bir borcu bulunmadığı iddiasına karşın davalı tarafından 12/04/2019 tarihinde … Bankası aracılığı ile bozdurulması nedeni ile uğranılan fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 60.000,00 TL tutarında maddi ve 1 TL tutarında manevi zararın tazminine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren ve 03/01/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5 inci maddesinden sonra gelmek üzere eklenen maddeye göre; ” MADDE 5/A- (1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 3. maddesinin birinci fıkrasına eklenen cümle ile “Dava şartı olarak arabuluculuk”
MADDE 18/A- (1) İlgili Kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükümlerinin cari olduğu tespit edilmiştir.
Dava dilekçesinin incelenmesi neticesinde; davanın 7155 sayılı Kanunun 26. Maddesinde belirtilen yürürlük tarihi olan 01.01.2019 tarihinden sonra açıldığı, davacıya yukarıda belirtilen ilgili yasa maddeleri uyarınca 25/09/2019 tarihli tensip zaptı ile arabuluculuk son tutanağının aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini bir haftalık kesin süre içerisinde mahkememize ibraz etmesi için süre verilmiş, tensip zaptı 30/09/2019 tarihinde davacıya tebliğ edilmesine karşın bugüne değin arabuluculuk başvuru ve son tutanağının mahkememiz dosyasına sunulmadığı, davacının arabuluculuğa başvurmadan doğrudan dava açtığı anlaşılmakla 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun m.18/A-f.2 hükmü gereğince davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-7155 Sayılı Kanunun 20’nci maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A maddesi ve 7155 Sayılı Kanunun 23’üncü maddesi ile 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A-2 maddesi uyarınca arabulucuya başvurulmadan dava açılmış olması karşısında, davanın Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A, 6325 sayılı Kanunun 18/A-2, Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca DAVA ŞARTI YOKLUĞU NEDENİ İLE USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gereken 44,40-TL ret harcından peşin alınan 1.024,67-TL harcın mahsubu ile artan 980,27-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair; tarafların yokluğunda HMK’nın 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda karar verildi.14/10/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸