Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/230 E. 2021/451 K. 17.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/230
KARAR NO : 2021/451
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 12/09/2019
KARAR TARİHİ : 17/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin desteği müteveffa …’un traktör altında kalarak vefatı ile neticelenen, …’un sevk ve idaresindeki … plakalı aracın karıştığı 16.10.2009 tarihinde kaza meydana geldiğini, davalının mevzuat gereği sigortasını yaptırmamış olan araçların neden olduğu bedensel zararlar için sorumluluğu baki olduğunu, kazada davalı kurumun sorumlu olduğu ZMSS sigortası bulunmayan … plakalı araç sürücüsü … kusurlu olduğunu, müvekkilinin davacılar adına davalı kuruma 03.09.2018 tarihinde başvuru yapıldığını, davalı taraf 06.09.2018 tarihli dilekçe ile … numaralı dosyayı oluşturduklarını ancak başvurularının kazanın tarlada meydana geldiği bu nedenle karayolu kapsamında bulunmadığı gerekçesiyle reddettiğini, devam eden süreçte Sigorta Tahkim Komisyonunda dava açtıklarını, davada fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulduğunu, davaya konu olan bu trafik kazasının tarlada olmasına rağmen karayoluna bağlantısı bulunduğundan davalının müvekkillerine DYKT ödemesi gerektiğini, mübrez güncel kararlara göre bu davada uzamış zamanaşımı uygulanması gerektiğini, dosya kapsamında sunulan deliller ile müteveffanın tam kusurlu (takipsizlik/mahkeme kararı) olduğu aşikâr olduğundan bu konuda yeniden inceleme yapılmasına gerek olmadığını, sonuç olarak açıklanan nedenlerle; davacı … için şimdilik 250 TL, davacı … için şimdilik 250 TL olmak üzere şimdilik toplam 500 TL destekten yoksun kalma tazminatının, temerrütten işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların diğer sorumlularla uzlaşmasından kaynaklı huzurdaki davanın reddinin gerektiğini, söz konusu olayın trafik kazası olmamasından bahisle davanın reddi gerektiğini, davaya konu kazaya ilişkin kusur oranlarının tespiti Adli Tıp Kurumu vasıtasıyla yapılması gerektiğini, davaya konu tazminatın uzman bilirkişilerce hesaplanması gerektiğini, …’nın sorumluluğunun teminat limiti ve kusur oranı ile sınırlı olduğunu, müvekkili kurumun davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden yargılama giderleri ve vekâlet ücretinden sorumlu tutulamayacağını, öte yandan davacı tarafın avans faiz talebi mesnetsiz olduğunu, müvekkili kurum yönünden ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edilebileceğini, sonuç olarak açıklanan nedenlerle; haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; ölüm ve cismani zarar sebebiyle açılan tazminat istemine ilişkindir.
Taraf delilleri toplanmış; … Asliye Ceza Mahkemesi’ nin 2018/… E, 2018/… Karar sayılı dosyasının bir sureti celp edilmiş, Sigorta Tahkim Komisyonu İtİRAZ Hakem Heyeti Kararı’nın bir sureti dosyamız arasına alınmış, davalı kurumdan hasar dosyası getirilmiştir.
Dava konusu kazada tarafların kusur oranlarının belirlenebilmesi için kazanın gerçekleştiği mahal mahkemesine talimat yazılarak bilirkişi incelemesi yaptırılmış, talimat mahkemesinde alınan 09/12/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…Sürücü …’un yüzde yirmi beş (%25) oranında tali kusurlu olduğunu, yaya müteveffa …’un yüzde yetmiş beş oranında asli ve ağır kusurlu olduğunu, kazanın meydana geldiği alanın özel mülk olan tarla içerisi olduğunu, kazanın karayolu dışında tarımsal faaliyet yapıldığı sırada meydana geldiğini, bu alandan kamunun faydalanmadığı tespit edildiğinden meydana gelen bu ölümlü kazanın 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu hükümlerine göre trafik kazası niteliği taşımadığını…” mütalaa etmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın tespiti bakımından dosya aktüerya Yıldırım Keser’e tevdi edilmiş olup resen görevlendirilen aktüerya bilirkişinin 01/03/2021 tarihli raporunda özetle; “…Kazanın meydana geldiği tarlanın Yargıtay içtihatları gereğince karayolu sayılıp sayılmadığını, kaza yerinin karayolu sayılması ve davalı …’na yapılan başvurunun geçerli olduğunun kabulü halinde …’nın sorumluluğunun 06/09/2018 tarihinden itibaren ve 2009 yılı Trafik Sigortası Teminatları (150.000,00 TL) ile sınırlı olduğunu, temerrüt faizi olarak yasal faiz istenebileceği hususlarının Mahkememiz takdirinde olduğunu, 16/10/2009 günü meydana gelen kazada dava dışı sürücünün %25 kusurunun bulunmasına göre anne …’un destekten yoksunluk tazminatının 38.803,23 TL, baba …’un destekten yoksunluk tazminatının 20.567,89 TL olarak belirlendiğini…” mütalaa etmiştir.
Davacı aktüer bilirikişi hesabına göre davasını ıslah etmiş, eksik harcı ikmal etmiş, ıslah dilekçesi davalı sigorta şirketine tebliğ edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; 16.10.2009 tarihinde …’ un sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile tarla içerisinde pancar toplama işlemi yaptıkları sırada traktörü hareket ettirmek isteyen dava dışı …’ nin o sırada traktörün tekerleğine yaklaşan müteveffayı görmemesi ve üzerinden geçmesi sonucu …’ un vefat ettiği hususunda bir ihtilaf bulunmamaktadır. Tarafları arasındaki uyuşmazlık gerçekleşen kazada davalının sorumluluğunun bulunup bulunmadığı, kaza yerinin Karayolları Trafik Kanunu hükümlerine tabi olup olmadığı, davacıların müteveffanın desteğinden yoksun kalıp kalmadıkları ile bunun miktarı hususlarındadır. Dosya kapsamında … Asliye Hukuk Mahkemesi’ nden talimat yolu ile alınan bilirkişi raporuna göre kazayı gerçekleştiren sürücü …’ nin %25, müteveffanın ise %75 oranında kusurlu olduğu, ayrıca kazanın gerçekleştiği yerin tarla içinde olması ve bu alandan kamunun faydalanmadığı tespit edildiğinden meydana gelen bu ölümlü kazanın 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu hükümlerine göre trafik kazası niteliği taşımadığı rapor edilmiştir. Belirtilen kusur oranlarının ceza dosyasında alınan kusur oranı ile örtüşmesi ve ayrıca oluşa uygun düşmesi nedeni ile mahkememizce de benimsenmiştir. Ne var ki davaya konu trafik kazasının meydana geldiği yerin krokide tarla yolu vasıtasıyla karayolu ile bağlantısı bulunduğu anlaşılmaktadır. 2918 sayılı KTK’nun 2. maddesi gereğince karayolu bağlantısı olduğundan kazanın meydana geldiği yer karayolu sayılan yerlerdendir. Bu nedenle meydana gelen zarar teminat kapsamındadır. (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8.H.D. nin 08/10/2020 tarih 2018/2101 E., 2020/3471 Karar sayılı kararı) Açıklanan nedenle raporun kazanın Karayollurı Trafik Kanunu hükümlerine tabi olmadığına yönelik kısmına itibar edilmemiştir. Kazaya karışan aracın zorunlu trafik sigortasının da bulunmadığı dikkate alınarak davalının gerçekleşen kaza nedeni ile sorumluluğunun bulunduğu açıktır. Tazminatın miktarının tespiti için bilirkişi incelemesi yoluna gidilmiş, sunulan rapor mahkememizce de yasa yolu denetimine ve hüküm kurmaya elverişli kabul edilmiştir. Davalı her ne kadar davacıların diğer sorumlulular ile uzlaşması nedeni ile davanın reddi gerektiği savunmasında bulunmuşlar ise de ceza dosyasının incelenmesinden davacıların sanık sürücü … ile akraba olmaları nedeni ile şikayetçi olmadıkları, buna karşın tazminat haklarından feragat ettiklerine dair açık bir beyanlarının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenle davalının bu savunması yerinde görülmemiş, davacının davasının sübuta erdiği değerlendirilerek kabulü cihetine gidilmiştir. Eylemin haksız fiilden kaynaklanması ve zararlandırıcı aracın ticari araç olmadığı da göz önünde bulundurularak, davalı sigortanın yapılan başvuru hakkında red cevabı olan 06/09/2018 tarihi temerrüt tarihi esas alınarak yasal faiz uygulanmasına karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının kabulü ile; Davacılardan … için 38.803,23 ₺, … için 20.567,89 ₺ destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihi olan 06/09/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden (poliçe limiti olan 150.000,00 ₺ ile sınırlı olmak kaydı ile) alınarak davacılara verilmesine,
2-Alınması gereken 4.055,64 TL harçtan alınan 44,40 TL peşin harç ve 970 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 1.014,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.041,24 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan 44,40 TL başvuru harcı, 44,40 TL peşin harç, 970 TL ıslah harcı, 1.200 TL bilirkişi ücreti, tebligat ve posta masrafından oluşan 1.978,60 TL olmak üzere toplam 4.237,40 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 8.518,25 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesi halinde ödeyen tarafa iadesine,
6-Arabuluculuk ücreti olan 1.096,27 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi, verilen karar usulen okundu anlatıldı.17/06/2021

Katip …

Hakim …