Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/229 E. 2019/197 K. 19.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/229 Esas
KARAR NO : 2019/197 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/09/2019
KARAR TARİHİ : 19/12/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesin özetle; Müvekkilinin davalıdan alacağının tahsili talebi ile İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… sayılı dosyası ile icra takibi açıldığını, davalı borçlunun takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, müvekkilinin alacağına karşılık davalı borçlu şirketin itirazında haksız ve kötü niyetli olduğunu, borçlunun itirazının iptali ile %20 icra inkar tazminatı talebiyle iş bu davanın açıldığını, sonuç olarak açıklanan nedenlerden dolayı; borçlunun İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takibine yapılan haksız itirazının iptali ile takibin devamına karar verilmesini, davalı aleyhine %20 icra tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri, harç, masraf ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle görevsizlik itirazları dikkate alınarak davanın görevsizlik sebebiyle reddine, bu taleplerinin kabul görmemesi ihtimalinde davanın davalı müvekkili site yönetiminin pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, mahkeme aksi kanaate ise; taraflar arasında asansör bakım sözleşmesi akdedildiği, davacının bu sözleşmeden doğan edimlerini yerine getirmediği, Küçükçekmece Belediyesi tarafından asansör muayeneleri için görevlendirilen şirketin denetimi sonucu asansör muayenesinde yeşil etiket alamadıklarını, bundan dolayı zarara uğradıklarını, uğranılan zarara ilişkin davacı hakkında icra takibi başlattıklarını ve bu takibe davacı tarafından yapılan itiraz üzerine İstanbul … Tüketici Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açtıklarını, bu davanın sonucunun bekletici mesele yapılmasını, haksız ve mesnetsiz davanın esastan reddini, haksız ve kötü niyetli olarak icra takibi başlatan ve huzurdaki davayı ikame eden davacı leyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve avukat vekalet ücretinin davacı yana tahmilini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; taraflar arasında akdedilen eser sözleşmesi niteliğindeki asansör bakım sözleşmesinden (Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’ nin 27.05.2013 tarih 2013/3599 E., 2013/3518 K.) kaynaklanan ihtilaf nedeniyle başlatılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
HMK.nun 1. Maddesine göre, göreve ilişkin kurallar kamu düzeninde olup, aynı yasanın 114/1-c bendi uyarınca dava şartı olan bu husus, HMK.nun 115/1 maddesi gereğince mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılır.
HMK’ nın 138. Maddesine göre mahkeme, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verir; gerektiği takdirde kararını vermeden önce, bu konuda tarafları ön inceleme duruşmasında dinleyebilir. Mahkememizce taraflar 19/12/2019 tarihli duruşmaya davet edilmiş, davacı ve davalı vekilinin bu husustaki beyanları alınmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde mutlak ticari davalar belirtildikten sonra her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nispi ticari davalar olarak sayılmış ve 5. maddesinde de “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir” hükmü getirilerek görev hususunun kapsamı düzenlenmiştir. Buna göre bir davada Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olabilmesi için mezkur kanunun 4. maddesinde sayılan mutlak bir ticari dava olması veya her iki taraf tacir olup uyuşmazlığın da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bir husustan doğması gerekmektedir.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un amaç başlıklı 1. maddesinde, “Bu Kanun’un amacı; kamu yararına uygun olarak tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarının koruyucu, zararlarını tazmin edici, çevresel tehlikelerden korunmasını sağlayıcı, tüketiciyi aydınlatıcı ve bilinçlendirici önlemleri almak, tüketicilerin kendilerinin korucuyu girişimlerini özendirmek ve bu konulardaki politikaların oluşturulmasında gönüllü örgütlenmelerini teşvik etmeye ilişkin hususları düzenlemektir. Tanım başlıklı 3. maddesinin (1) sağlayıcı; Kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye hizmet sunan ya da hizmet sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, (k) Tüketici; Ticari-veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, (1) Tüketici işlemi; Mal veya hizmet piyasalarında Kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzer sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi.” düzenlemeleri bulunmaktadır.
Somut olayda taraflar arasında bir sureti de dosyaya sunulan asansör bakım sözleşmesi akdedildiği anlaşılmaktadır. Asansör bakım sözleşmesi de eser sözleşmesinin bir türüdür. Davacı yüklenici (sağlayıcı) ile davalı iş sahibi (tüketici) arasında eser sözleşmesi niteliğinde tüketici işlemi bulunmaktadır. Bu kapsamda eser sözleşmesi ilişkisinin de Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamına alındığı anlaşılmakla, 6502 sayılı Kanun’un 73/1. maddesi uyarınca görevli mahkeme tüketici mahkemesidir. (Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’ nin 11.03.2019 tarih 2018/3342 E., 2019/1069 K. Sayılı kararı) Üstelik taraflardan birinin gerçek kişi veya tüzel kişi tacir olması da sonucu değiştirmeyecektir. (Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’ nin 02.04.2018 tarih 2018/16 E., 2018/1287 K. Sayılı kararı) Bir davanın ticari dava olarak nitelendirilebilmesi ve ticaret mahkemesinde görülebilmesi için ya mutlak ticari dava olması ya da her iki tarafın tacir olması ve işin her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması gerekmektedir. Bu durumda, mahkememiz dava konusunda uyuşmazlığa bakma konusunda görevli olmayıp, uyuşmazlığa bakma görevi Tüketici Mahkemesine aittir. Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup, taraflarca ileri sürülmesi dahi yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması gerektiğinden mahkememizce göreve ilişkin dava şartı yokluğundan davanın usul yönünden reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Mahkemenin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, davanın HMK 114/1-c ve 115/2.maddeleri uyarınca görev yönünden USULDEN REDDİNE,
2-Kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde dosyanın görevli olan İSTANBUL TÜKETİCİ MAHKEMESİ’NE GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’nun 331 mad. uyarınca Harç, yargılama gideri ve gider avansının görevli mahkemece değerlendirilmesine, davaya başka bir mahkemede devam edilmediği takdirde talep üzerine harç yargılama gideri ve gider avansı konusunda mahkememizce karar oluşturulmasına,
4-HMK 20.maddesi gereğince; karar tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde görevli mahkemeye gönderilmesi talebinde bulunulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtaratına,

Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.19/12/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸