Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/219 E. 2020/577 K. 13.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/219 Esas
KARAR NO : 2020/577
DAVA : İstirdat (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
DAVA TARİHİ : 11/09/2019
KARAR TARİHİ : 13/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satıma Konu Malın İadesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı taraf dava dilekçesi ile: davalı ile 05/09/2016 tarihinde ve 19/10/2016 tarihinde imzalanan iki adet finansal kiralama sözleşmesi ile davalıya 9 adet bina içinde kullanılan türden asansör kiralandığını, davalının kiralarını düzenli ödemediği için ihtar çekilerek verilen 60 günlük sürede de ödeme yapılmadığını, böylece sözleşmenin feshedildiğini, …. Asliye ticaret mahkemesinin 2019/… D. İş sayılı dosyasında ihtiyati tedbir kararı ile malların kendilerine teslimine karar verildiğini beyanla, davaya konu asansörlerin aynen iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf cevabında: dava dilekçesinde belirtilen, …’nin … sözleşme numaralı, 19.10.2016 tarihli finansal kiralama sözleşmesi ve … sözleşme numaralı, 05.09.2016 tarihli finansal kiralama sözleşmesi kapsamında kiralandığı iddia edilen malların sözleşmelerin içinde seri numaraları belirtilmediğini, bahse konu malların şirkete teslim edilip edilmediği anlaşılamadığını, bu sebeple davalı şirkete teslim edilmeyen malların iadesi talep edilemeyeceğini, kaldı ki; davalı şirket tarafından sözleşme gereği ödenmesi gereken borçların büyük bir kısmı ödendiğini, davacı tarafınca bu durum dikkate alınmadan sözleşmenin hemen feshedilip malların iadesinin talep edilmesi hakkaniyete aykırı olduğunu, ihtarnamenin tebliğ edilmesiyle birlikte şirketçe talep edilen borçların büyük bir kısmı ödendiğini, ancak davacı yan tarafınca bu husus dikkate alınmadan sözleşme hemen feshedilmiştir, her ne kadar ihtarnamenin içeriğinde vadesi gelmiş tüm borçların ve temerrüt faizlerinin 60 günlük yasal süre içerisinde ödenmemesi durumunda sözleşmenin fesholunacağı ihtar olunsa da davalı tarafından yapılan ödemeler dikkate alındığında yapılan fesih bildirimi hakkaniyete aykırı olduğunu, davacı yana davaya esas finansal kiralama sözleşmesine istinaden bir takım ödemeler yapıldığını, ihtarnamenin içeriğinde belirtilen miktarın tamamen ödenememesi halinde sözleşmenin feshedilmesi ve müvekkilden malların iadesinin talep edilmesi hususu hakkaniyete aykırı olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Davaya konu asansörlerin, müdahillerin satın aldığın bağımsız bölümlerin olduğu ana yapının ortak kullanım alanında olduğu gerekçesiyle müdahiller tarafından davalı yanında feri müdahale talep edilmiş, tedbir kararının kaldırılması ve davanın reddi istenmiştir.
Mahkememizce, tedbir kararına itiraz nedeniyle duruşma açılmış, taraflar dinlenmiş ve itiraz kabul edilerek tedbir kararı kaldırılmıştır.
Tedbir kararının kaldırılmasına ilişkin mahkememiz kararının istinaf edilmesi üzerine, … Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin 2020/… Esas sayılı kararı ile istinaf talebi red edilmiştir.
Mahkememizce, bilirkişi marifetiyle yerinde inceleme yaptırılmış, bilirkişi heyet raporunda; davacının davalıdan … numaralı finansal kiralama sözleşmesi gereğince 9.570,01 EURO alacaklı olduğu, … numaralı sözleşme gereğince de 2.205,16 EURO alacaklı olduğu, binalardaki asansörlerin ikinci el piyasasında sadece hurda olarak kullanılabileceği ve sökülmeleri durumunda mevcut değerlerinden %75 oranında değer kaybedeceği yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.
Davacı tarafça sunulan değerleme raporunda da, malların proforma faturasının çok çok altında değerde olduğu tespitine yer verildiği, fatura toplamlarının 1.015.477,38TL olduğu anlaşılmıştır.
Asansörlerin kurulu olduğu taşınmaza ilişkin tapu kayıtları ve bina yönetim planları celb edilip incelenmiş ve finansal kiralamaya ilişkin bir kayıt olmadığı görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, finansal kiralamaya konu asansörlerin aynen iadesi istemine ilişkindir.
Dosyada mevcut 26/03/2020 tarihli bilirkişi raporu içeriğinden de anlaşılacağı üzere söz konusu asansörlerin Sarıyer’de bulunan … Apt. … blok binalarında kullanıldığı, bu asansörlerin ikinci el piyasasında sadece hurda niyetine kullanılabileceği ve sökülmeleri halinde mevcut değerinden %75 oranında değer kaybedeceğinin belirtildiği, söz konusu asansörlerin bulunduğu binalarda kat maliklerince kullanıldığı, kat maliklerinin ileri sürdüğü hususlar, asansörlerin halen kullanımda olması, sökülmeleri halinde hurda olarak mevcut değerlerinden %75 oranında kaybedeceği anlaşılmıştır.
Her ne kadar, 6361 sayılı yasanın 22/3. Maddesinde finansal kiralama sözleşmesinin tescili ile artık bu kaydın hiç kimse tarafından bilinmediğinin ileri sürülemeyeceği ve herkesi bağlayacağı düzenlemesi mevcut ise de, somut olayda davaya konu malların bir binaya monte edilen ve mütemmim cüz vasfına giren türden olduğu, asli niteliğinin kaybolduğu, anılan yasanın 19/2. Maddesinde de; mütemmim cüz olacak malların finansal kiralamaya konu olabilmesi için asli niteliğini korumasının şart olduğu, tapu kaydına güven ilkesi uyarınca mülkiyeti edinen kimsenin, mülkiyete konu taşınmazın mütemmim cüzlerinin de maliki olacağı, davacının isterse finansal kiralama sözleşmesini tapunun şerhler/beyanlar hanesine kaydetmesinin mümkün olduğu, bu yapılmadığına göre müdahillerin iyi niyetine üstünlük tanımak gerektiği, nitekim Yargıtay … Hukuk Dairesinin 2016/… Esas 2017/… karar sayılı ilamında, “Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği’nin 45. maddesine göre kat adedi 4 ve daha fazla binalarda asansör yapımı zorunlu tutulduğu, bu tip binalarda asansör ve eklentileri binada bulunması zorunlu ve ve binanın esaslı unsurlarında olup; Yönetmeliğin aradığı kattan fazla kat barındıran borçlu sitede haczedilen asansör ve eklentileri, binada bulunması zorunlu ve ve binanın esaslı unsurlarından olduğundan asansör ve eklentilerin 4721 sayılı Kanunun 684. maddesi gereğince taşınmazın bütünleyici parçası olup, müstakil olarak haczedilemesinin mümkün olmadığı”nın belirtildiği, bu nedenle davacının iade talebinin reddine, ancak davalıya karşı olan tazminat ve alacak istemi dava konusu olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerektiği vicdani kanaat hasıl olmuş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :
1-Davacının davasının, dava konusu ürünlerin müdahillerin iyi niyeti karşısında ve niteliği itibarıyla sökülmesinin uygun olmayacağı anlaşıldığından REDDİNE,
2-Harçlar Yasasına göre alınması gereken 54,40 TL karar harcının, davacı tarafça peşin yatırılan 5.294,03 TL harçtan mahsubu ile, artan 5.239,63TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap ve takdir edilen 30.150,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Dosyada artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İlişkin, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.13/11/2020

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır