Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/209 E. 2019/136 K. 21.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/209
KARAR NO : 2019/136

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 11/09/2019
KARAR TARİHİ : 21/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 30/08/2015 tarihinde meydana gelen ve davalı sigorta şirketince… nolu kasko poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın karışmış olduğu yaralamalı trafik kazası sonucunda yolcu konumunda bulunan müvekkil …’in ağır yaralanarak sakat kaldığını, vücudunda kırıklar oluştuğunu,…Uygulama ve Araşt. Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’nın 12/08/2016 tarihli raporunda müvekkili …in maluliyet oranının %12,1 olduğunun tespit edildiğini, davalıdan 50.000 TL manevi tazminat taleplerinin bulunduğunu, sonuç olarak; fazlaya ait maddi tazminat alacakları saklı kalmak kaydıyla 75.000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 30/08/2015’den itibaren avans faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücreti ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, ihtiyari mali sorumluluk sigortası genel şartlarında; “manevi tazminat talepleri”nin ancak ek sözleşme ile sigorta kapsamı içine alınabileceğinin belirtildiğini, 75.000,00-TL manevi tazminatın fahiş bir tutar olduğunun açık ve izahtan vareste olduğunu, bu talebin reddine karar verilmesini talep ettiklerini, kabul anlamına gelmemek üzere, davacının sürekli sakatlığının Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi’nden alınacak rapor ile ispatlanması gerektiğini, sonuç olarak; açıklanan nedenlerle; KTK. 97. Maddesi gereğince huzurdaki davanın “dava şartı” yokluğundan reddini, usul itirazları baki kalmak kaydıyla, haksız davanın reddini, lehlerine masraf ve vekalet ücretine hükmedilmesini, fahiş ve zenginleşme aracı olarak kullanıldığı ortada olan manevi tazminat talebinin reddini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkili şirket aleyhine tazminata hükmedilmesi halinde dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; davalı sigorta şirketine genişletilmiş kasko poliçesi ile sigortalı aracın karıştığı kazada yolcu konumunda bulunan davacının manevi tazminat istemine ilişkindir.
21/11/2019 tarihli duruşma, davalının yokluğunda davacı tarafın katılımı ile görev hususundaki diyecekleri dinlenmek sureti ile gerçekleştirilmiştir.
HMK.nun 1. Maddesine göre, göreve ilişkin kurallar kamu düzeninde olup, aynı yasanın 114/1-c bendi uyarınca dava şartı olan bu husus, HMK.nun 115/1 maddesi gereğince mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde mutlak ticari davalar belirtildikten sonra her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nispi ticari davalar olarak sayılmış ve 5. maddesinde de “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir” hükmü getirilerek görev hususunun kapsamı düzenlenmiştir. Buna göre bir davada Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olabilmesi için mezkur kanunun 4. maddesinde sayılan mutlak bir ticari dava olması veya her iki taraf tacir olup uyuşmazlığın da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bir husustan doğması gerekmektedir.
6100 sayılı HMK’nın 2. maddesinde “dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk Mahkemesidir. Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, Asliye Hukuk Mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir” düzenlemesine; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. maddesinde, “her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı” düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut olayda davacı, davalı sigorta şirketine sigortalı araçta yolculuk yapmakta iken gerçekleşen kazada yaralanmış ve buna bağlı olarak manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davacı taraf davalı yanı Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası kapsamında sorumlu tutmamış, sorumluluğu Kasko Poliçesine dayandırmıştır. Taraflar arasında mutlak ticari dava söz konusu olmadığı gibi her iki tarafın tacir olduğu ve ticari işletmelerine dayanan bir dava da söz konusu değildir. Bu durumda, mahkememiz dava konusunda uyuşmazlığa bakma konusunda görevli olmayıp, uyuşmazlığa bakma görevi asliye hukuk mahkemesine aittir. Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup, taraflarca ileri sürülmesi dahi yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması gerektiğinden mahkememizce göreve ilişkin dava şartı yokluğundan davanın usul yönünden reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkemenin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, davanın HMK 114/1-c ve 115/2.maddeleri uyarınca görev yönünden USULDEN REDDİNE,
2-Kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde dosyanın görevli olan İSTANBUL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’nun 331 mad. uyarınca Harç, yargılama gideri ve gider avansının görevli mahkemece değerlendirilmesine, davaya başka bir mahkemede devam edilmediği takdirde talep üzerine harç yargılama gideri ve gider avansı konusunda mahkememizce karar oluşturulmasına,
4-HMK 20.maddesi gereğince; karar tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde görevli mahkemeye gönderilmesi talebinde bulunulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtaratına,

Dair, davalı tarafın yokluğunda, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.21/11/2019

Katip
¸

Hakim
¸