Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/203 E. 2020/627 K. 03.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/203
KARAR NO : 2020/627

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 11/09/2019
KARAR TARİHİ : 03/12/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 31/10/2017 tarihinde müvekkilinin Güzelyalı Mah. Sahil Bulvarı Cad. Neomarin karşısında bulunan üst geçit üzerinde … plakalı motosikletiyle seyir halindeyken motosikletin arkasından plakasını ve markasını hatırlayamadığı beyaz renkli bir aracın arkadan çarpması sonucu yaralandığını, kazaya sebep olan sürücünün olay yerinden kaçtığını, bu kaza sonucunda yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, meydana gelen kaza sonucunda müvekkilinin malul kaldığını, müvekkilinin bu kazanın meydana gelmesinde hiçbir kusuru bulunmadığını, sonuç olarak ayrıntılı olarak açıklanan nedenlerle; davanın kabulünü, müvekkilinin 31/10/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde sakat kalması ile kazadan sorumlu firari aracın tespit edilemediği sebebiyle davalı sigorta şirketinden TBK. Md. 54 uyarınca çalışma gücündeki geçici iş kaybı için şimdilik 500 TL ile sürekli iş gücü kaybı için 500 TL, tümünün maddi tazminatının aktüer hesabı yapılarak kaza tarihinden itibaren işleyecek olan avans faiziyle birlikte fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik toplam 1.000 TL tutarındaki maddi tazminatın tahsilini, tüm yargılama giderlerinin ve vekaletname ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 6704 Sayılı Kanun gereği dava açılmadan önce sigorta şirketlerine başvuru şartı bulunduğunu, davaya konu kazaya ilişkin kusur oranlarının tespitinin Adli Tıp Kurumu vasıtasıyla yapılması gerektiğini, davacının daimi maluliyet durumunun tespiti adına Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi’nden Özürlü Sağlık Raporu alınması gerektiğini, davaya konu maluliyet tazminatının uzman bilirkişilerce hesaplanması gerekiğini, geçici iş göremezlik kaybından doğan zararının tazmini hususunda müvekkili …’nın sorumluluğunun bulunmadığını, …’nın bakıcı giderinden dolayı da sorumluluğunun bulunmadığını, SGK tarafından davacıya ödenmiş rücuya tabi tazminat miktarının tespit edilmesi gerektiğini, …’nın sorumluluğunun teminat limiti ve kusur oranı ile sınırlı olduğunu, müvekkili kurumun davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden yargılama giderleri ve vekâlet ücretinden sorumlu tutulamayacağını, öte yandan davacı tarafın avans faiz talebi mesnetsiz olup, müvekkili kurum yönünden ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edilebildiği, sonuç olarak ayrıntılı olarak açıklanan nedenlerle; haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; 31.10.2017 tarihinde gerçekleşen kaza nedeni ile maluliyete iddiasına dayalı cismani zarar sebebiyle açılan tazminat davasıdır.
… Sosyal Güvenlik Kurumu Müdürlüğü’ nden davacının prime esas kazancı ile gerçekleşen kaza nedeniyle rücuya tabi bir ödeme alıp almadığının tespiti için ilgili evraklar celp edilmiş, , … İlçe Emniyet Müdürlüğü’ nden kazaya karışan aracın trafik kayıtları getirilmiş, … Cumhuriyet Başsavcılığı’ ndan kaza ile ilgili başlatıldığı bildirilen … Sor. Sayılı dosya ve KYOK kararı dosyamız arasına alınmıştır. …Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi ile …Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden tedavi evrakları, davalı …’ nden hasar dosyası istenmiş, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı Esas ve Karar Bürosu daimi arama kararı getirilmiştir.
Öncelikle gerçekleşen kazada, davalı … hesabının sorumluluğununu bulunup bulunmadığının tespiti gereklidir. Davalı …, olayın trafik kazası olması halinde ve kusuru oranında gerçekleşen zarardan sorumu olacaktır. Bunun tespiti için bilirkişi incelemesi yoluna gidilmiştir.
Mahkememizce resen görevlendirilen bilirkişi … tarafından hazırlanan 20/10/2020 tarihli bilirkişi raporunda “…Davacı sürücü (ehliyetsiz) … sevk ve idaresindeki motosikleti ile bahse konu olay yerinde dikkatsiz ve tedbirsiz seyirle direksiyon hakimiyetini kaybederek oluşmasına sebebiyet verdiği tek taraflı kendisinin yaralandığı ve motosikletinin hasarlandığı bu trafik kazası olayının meydana gelmesinde %100 oranın kusurlu olduğunu, Mahkememiz davacı beyanı olan meçhul bir otomobil motosikletime arkadan çarptı şeklindeki açıklamasını dikkate alacak olur ise şayet; davacı sürücü …’un motosikletine arkadan çarpılması suretiyle yaralanmaya maruz kaldığı bu olayın oluşumunda kusursuz olduğunu, dava dışı meçhul sürücünün ise davacı sürücü yönetimindeki motosiklete arkadan çarpmak suretiyle motosiklet sürücüsünün yaralanmasına sebebiyet verdiği bu olayın oluşumunda %100 oranında kusurlu bulunduğu…” şeklinde alternatifli şekilde görüş beyan edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dosyada mevcut kaza tespit tutanağı ve davacı ifadesi incelendiğinde, davacının trafikte seyir halinde iken arkasından beyaz renkli plakasını alamadığı bir aracın kendisine çarptığı ve direksiyon hakimiyetini kaybederek dava konusu trafik kazasının meydana geldiği iddia edilmiştir. Dosya evrakının incelenmesinden davacının beyanlarını destekler tanık beyanı, kamera kaydı veya başkaca bir delil olmadığı anlaşılmaktadır. Az yukarıda da belirtildiği üzere davalı … hesabının sorumluluğu ancak kusuru oranındadır. Alının bilirkişi raporunda dosyadaki bilgi ve belgelerden davacının gerçekleşen hadise de tam kusurlu olduğu; davacının açıklamasının dikkate alınması halinde kusursuz olacağı mütalaa edilmiştir. Davacının beyanlarını destekler somut bilgi ve belge bulunmamaktadır. Davacının beyanları dışında kazanın oluş şekli konusunda hiçbir belirleme bulunmadığından, sadece davacının soyut iddiaları değerlendirilerek kusur belirlemesi yapılamayacak ve dolayısı ile de davalı … Hesabının sorumluluğu yoluna gidilemeyecektir. (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ nin 10/09/2020 tarih 2018/1772 E., 2020/3164 Karar sayılı kararı) Davacının huzurdaki davada, Türk Medeni Kanunun 6. Maddesinde düzenlenen ispat yükümlüğünü yerine getirdiğinden söz edilemeyeceğinden davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis etmek gerekmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Alınması gereken 54,40-TL ret harcının peşin alınan 73,10-TL harçtan mahsubu ile artan 18,70-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafça yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereği hesap ve takdir olunan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL nin davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda HMK 341 mad. Uyarınca miktar itibari ile KESİN olmak üzere karar verildi, verilen karar usulen okundu anlatıldı.03/12/2020

Katip …
¸

Hakim …
¸