Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/154 E. 2020/108 K. 14.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/154 Esas
KARAR NO : 2020/108

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/09/2019
KARAR TARİHİ : 14/02/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A.Tarafların Talepleri
Davacı vekili 10/09/2019 tarihli dava dilekçesinde; müvekkili …Ltd. Şti. yerine getirmiş olduğu reklam hizmetinden dolayı fatura ve ticari defterlere dayalı olarak; davalı …’nden alacağından dolayı, İstanbul … İcra Müdürlüğü… Esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, icra takibinde; takip konusu borç sebebinin fatura ve ticari defterlere dayalı cari hesap bakiyesi olduğunu, ancak davalı tarafın haksız olarak icra takibi konusu borca itiraz ettiğini, müvekkilinin fatura ve ticari defterlere dayalı olan alacağını tahsil edemediği için yapılan icra takibine karşı davalı tarafın yapmış olduğu haksız ve kötüniyetli itirazın iptal edilmesine takip konusu asıl alacak kısmının %20‘si oranında icra inkar tazminatının davalı taraftan alınarak davacı tarafa ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, dava dilekçesinde davanın ispatı bakımından HMK 222/5 kapsamında delillerini davalı tarafın ticari defterlerine hasretmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi, duruşma gün ve saati tebliğ edilmiş, davalı tarafından cevap verilmediği görülmüştür. Davalı vekili yargılamanın 3. celsesine iştirak etmiş, bu celse, dvacının ticari defterlerinde inceleme yapılmasını ve neticeten davanın reddini talep etmiştir.
B. Uyuşmazlık ve Deliller
Mahkeme huzurundaki dava itirazın iptali davasıdır. Uyuşmazlık davacı şirketin başlattığı ilamsız takibe davalı tarafından yapılan itirazın haklı olup olmadığı, davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, icra inkar tazminatının şartlarının oluşup oluşmadığı hususlarında toplanmaktadır.
Mahkememizce davaya dayanak İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Es sayılı takip dosyası getirilmiş, yapılan incelemesinde; alacaklısının dosyamızın davacısı, borçlusunun ise dosyamızın alacaklısı olduğu, davalı/borçluya ödeme emrinin 08/07/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı/borçlu tarafından 16/07/2019 tarihinde borca itiraz edildiği, 15 Temmuz 2019 tarihinin resmi tatil olması sebebi ile davalın borçlunun itirazının süresinde olduğu, icra dairesince takibin durdurulduğu görülmüştür.
C. Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe
Birisi anonim şirket birisi limited şirket olan tarafların tacir olduklarına dolayısı ile taraflar hakkında tacir olmanın hükümlerinin uygulanacağına şüphe bulunmamaktadır.
TTK’nın 18. maddesinde tacir olmanın hükümleri arasında sayılan yükümlülüklerin biri de bu kanun hükümleri uyarınca gerekli ticari defterleri tutmaktır. Defter tutma yükümlülüğü Kanunun 64. maddesinde ayrıca düzenlenerek her tacirin, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorunda olduğu belirtilmiştir.
Ticari defterlerin delil olarak değerlendirilmesine dair hükümler HMK’nın İspat ve Deliller başlıklı dördüncü kısmının Belge ve Senet başlıklı ikinci bölümünde, 222. maddede düzenlenmiştir.
Bir uyuşmazlıkta ispat yükü kendisine düşen taraf, iddialarını diğer (tacir olan) tarafın ticari defterlerine dayanarak ispat edebilir ve aynı zamanda başka deliller de gösterebilir. Karşı taraf iddiasını ispatlamak için, diğer tarafın ticari defterleri ile birlikte başkaca delillere dayanırsa, ticari defterlerin ve diğer delillerin ibrazı hususunda TTK m. 83 ve HMK m. 219; ibrazı istenilen ancak ibraz edilmeyen ticari defter ve diğer delillerin ibraz edilmemesi konusunda ise, HMK m. 220 uygulanacaktır. Karşı taraf başka delillerle birlikte, diğer tarafın ticari defterlerine dayanırsa, HMK m. 222/5 hükmü uygulanmaz.
Uyuşmazlıkta davanın bir tarafı, başkaca delil göstermeksizin diğer tarafın ticari defterlerinin içeriğini kabul edeceğini beyan ederek, yalnızca diğer tarafın ticari defterlerine de dayanabilir. Başka bir ifade ile delillerini, diğer tarafın ticari defterlerine hasredebilir. Karşı tarafın iddiasını ispatlamak için, diğer tarafa ait ticari defterlere delillerini hasredebileceği hususu, HMK m. 222/5’de düzenlenmiştir. Anılan madde hükmüne göre, taraflardan biri tacir olmasa bile, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtebilir.
Karşı tarafın diğer tarafa ait defterlerin içeriğini kabul ettiğine ilişkin beyanından sonra, delillerini hasreden taraf, iddiasını ispat etmek için artık herhangi bir delile dayanamaz. Karşı tarafın ibraz talebi üzerine defter sahibi, iki şekilde davranacaktır; ya defterleri ibraz edecektir ya da defterleri ibraz etmeyecektir. Defterlerin ibraz edilmesi ve edilmemesine göre farklı sonuçlar ortaya çıkacaktır.
Defter sahibi, defterlerini ibraz etmişse ve defterlerde uyuşmazlık konusu hakkında herhangi bir kayıt yer almıyorsa, bu takdirde delillerini karşı tarafın defterlerine hasreden taraf, iddiasını ispat edememiş sayılır. Çünkü delillerini diğer tarafın defterlerine hasreden taraf, iddiasını ispatlamak için yalnızca diğer tarafa ait defterlerin içeriğini kabul ederek tüm delillerini göstermiştir.
Uyuşmazlığın bir tarafının delillerini diğer tarafın ticari defterlerine hasretmesi halinde, mahkeme defterlerin ibrazına re’ sen ya da karşı tarafın talebi üzerine karar verebilir (HMK m. 222/1). Bunun üzerine defter sahibi taraf, defterlerini ibrazla yükümlüdür. Ancak defter sahibi, mahkeme kararı üzerine defterlerini ibraz etmez ya da defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf, iddiasını ispat etmiş sayılır (HMK m. 222/5).
Tarafların bazıhallerde ibrazdan kaçınması, kendi aleyhlerine sonuç doğurmayabilir. Kanunda, tarafın ticari defterlerini ibrazdan ne zaman ve hangi sebepler dâhilinde kaçınabileceğine ilişkin açık bir düzenleme bulunmamakla birlikte, HMK m. 220 hükmü burada kıyasen uygulanabilir. Anılan hükme göre, defterleri ibraz etmesi istenilen taraf, ibraz süresi içinde delilleri ile birlikte belgeyi ibraz etmemesi hususunda geçerli bir mazeret gösterebilir (HMK m. 220/3).
Defterlerin ne zaman ibraz edileceğine ilişkin açık bir düzenleme bulunmamakla birlikte, bu hususta yine HMK m. 220/1 hükmü kıyasen uygulanır. İlgili hükme göre hâkim, defterlerin ibrazı için kesin süre verir (HMK m. 220/1). Defter sahibi defterlerini, hâkimin vermiş olduğu kesin süre içinde ibraz etmez ya da verilen sürenin geçmesinden sonra defterleri ibraz ederse, defter sahibi, defterleri ibrazdan kaçınmış sayılır.
Açıkça görülüyor ki kanun koyucu TTK 18, 64. ve 83. maddelerinde tacir olmanın yükümlülüklerini yerine getirmenin bir sonucu olarak ticari defterlerin ibraz edilmemesine hukuki sonuç bağlanmaktadır.
Ticari defterlerin ibraz edilmemesinin, ibraza dayanan taraf için ispata yeter sayılmasının bazı koşulları bulunmaktadır. Öncelikle ibraza dayanan tarafın delillerini karşı tarafın ticari defterlerine hasretmesi gerekmektedir. Yargıtay uygulamasında da aynı zorunluluk içtihat edilmiştir. Nitekim 19. HD 2016/3357 Es sayılı ilamında “Davacının bu iddialarını yazılı belge ile ispatlaması gerekir. Dava dilekçesinde münhasıran davalının defterlerine delil olarak dayanılmadığından, davalının defterini sunmaması davacı lehine yorumlanmak suretiyle davanın ispatlandığına karine oluşturmaz.” denilmek suretiyle bu husus vurgulanmaktadır. Aynı dairenin başka bir kararında da “Bu durumda mahkemece, davalı kooperatife defter, kayıt ve belgelerini sunmak üzere HMK’nın 222/5. maddesine uygun ihtarlı tebligat gönderilerek kayıtların ibraz edilip edilmemesi sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, davalı tarafın defter, kayıt ve belgelerinin zayiine ilişkin herhangi bir zayi belgesi sunulmadığı hususu da gözardı edilerek, defterlerin kaybedilmiş olmasının sorumluluğunun davacıya yüklenmesi ve anılan şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.” denilmekle uygulanması gereken yöntem ortaya konulmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında dosyaya bakıldığında, davacının dava dilekçesinde HMK 222/5 gereği delillerini yalnızca karşı tarafın ticari defterlerine dayandırdığı, dolayısı ile davacının, tacir olan davalıya ait ticari defterlerine münhasıran dayandığı ve delilini hasrettiği açıktır. Mahkememizce; dava dilekçesi ile birlikte ön inceleme duruşmasının tarihini de gösteren tensip tutanağı davalıya tebliğ edilmiş, davalı taraf cevap dilekçesi sunmadığı gibi ön inceleme duruşmasına herhangi bir mazeret sunmadan iştirak etmemiştir.
Davacı tarafın da mazeret dilekçesi gönderdiği ön inceleme duruşması tarafların yokluğunda yapılmış, ön inceleme duruşması sonucunda “HMK 222 Maddesi gereği davalıya ticari defterleri sunması için 2 haftalık kesin süre verilmesine, Bu süre içerisinde gereği yerine getirilmediği takdirde bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacaklarının, HMK 222/5 gereği davacı taraf davalı tarafın ticari defterlerine dayandığından defterlerin ibrazlarından kaçınılması halinde davacının davasını ispat etmiş sayılacağı hususunun davalıya İHTARINA, ihtar yerine geçmek üzere iş bu tutanağın davalıya tebliğine,” şeklinde ara karar tesis edilmiş, anılan ara karar davalı tarafa usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir. Öte yandan anılan ara kararın içine konulduğu tebligat zarfına da “HMK 222 Maddesi gereği ticari defter ve kayıtlarınızı 2 haftalık kesin süre içerisinde sunmanız, sunmadığınız takdirde bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağınız, HMK 222/5 gereği davacı taraf davalı tarafın ticari defterlerine dayandığından defterlerin ibrazlarından kaçınmanız halinde davacının davasını ispat etmiş sayılacağı hususu tarafınıza ihtar olunur.” şerhi işlenmiştir. Ancak davalı tarafça kendisine verilen kesin süre içerisinde ticari defterler sunulmamış, ticari defterlerin yeri bildirilerek yerinde inceleme talebinde de bulunulmamış, ticari defterlerin sunulmasıne ngelleyecek ya da sunulmamasını haklı gösterecek bir mazeret de bildirilmemiştir.
Yargılamanın 3. celsesinde her iki taraf vekili de katılmış, davalı vekili davacının defterlerinde inceleme yapılmasını talep etmiş ancak defterlerin sunulmaması için hukuki bir mazeret bildirmemiş, kesin sürenin gereklerini yerine getirmemelerine dair herhangi bir açıklamada bulunmamıştır. Bu durumda, mahkememizin davalı tarafa HMK’nın 222/5. maddesinin uygulanmasına dair tüm ihtaratları usulüne uygun olarak yaptığı açık olup; anılan madde gereği davacının davasını ispat ettiği kabul edilmiş, son tahlilde davacının davasının kabulü ile itirazın iptaline, takibin kaldığı yerden devamına, asıl alacağının %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davacının davasının KABULÜ ile davalı vekilince istanbul … İcra Dairesinin … E.sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline, Takibin kaldığı yerden devamına,
2-Aslı alacağının %20 ‘si oranında hesaplanan 9.339,32 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 3.189,85 TL nispi karar ve ilam harcından, başlangıçta yatırılan 563,99 TL’nin mahsubu ile bakiye 2.625,86 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 563,99 TL harç ile, yine davacı tarafından yapılan 39,70.-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.486,63 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/02/2020

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır
5070 Sayılı Kanun gereğince e-imza ile imzalanmıştır.