Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/146 E. 2021/378 K. 18.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/146 Esas
KARAR NO : 2021/378

DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/09/2019
KARAR TARİHİ : 18/05/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A. Tarafların Talepleri
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı firma arasında …Aydınlatma Büyük Onarımı işinde kullanılmak üzere 06.08.2019 tarihinde 8 kalem elektrik kablosu satım sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin sözleşme ile yükümlü olduğu 135.000,00 TL bedelli çekin davalı tarafından firma yetkilisi olan …’ a elden teslim edildiğini, ek olarak malların teslim gününde davalı tarafça müvekkili firmaya 50.000,00 TL bedelli teminat mektubunun istendiğini, müvekkilinin teminat mektubunu firmaya gönderdiğini, sözleşme tarihinde malların müvekkiline ulaşmadığını, satın alınan malların karşılığı olan çeki müvekkiline haber vermeden kargo ile gönderildiğini, müvekkilinin üstelenmiş olduğu işi zamanında bitiremediği için zarara uğradığını, müvekkilinin zaruretten davalı tarafla yeniden görüşmeler yaparak yeniden sipariş edildiğini, malların piyasa değeri üzerinde satılarak müvekkilini büyük maddi zarara uğrattığını, müvekkilinin uğradığı zararların giderilmesi amacıyla ihtarname keşide edildiğini, davalı tarafın ihtarnameye rağmen cevapsız kaldığını, arabuluculuğa başvurulduğunu anlaşma sağlanamadığını, bu nedenlerle davanın kabulü ile sözleşmenin haksız feshinden dolayı uğranılan şimdilik 5.000,00 TL tutarındaki zararın zarar tarihinden itibaren işleyecek olan avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirkete usulüne uygun dava dilekçesinin tebliğ edildiği cevap dilekçesi sunulmadığı görülmektedir.
B.Uyuşmazlık, Deliller, Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
Dava tazminat davasıdır. Uyuşmazlık davacı ile davalı arasında akdedilen alım/satım sözleşmesinin ediminin davalı tarafından yerine getirilmemesi nedeni ile davacının daha yüksek bedelle aynı ürünleri almak zorunda kalması sonucu davacının uğradığı zararın olup olmadığı, sözleşmenin haksız olarak feshedilip feshedilmediği, faize hak kazanılıp kazanılmadığı hususlarına ilişkindir.
Tarafların ticari defterleri, taraflar arasındaki sözleşme ve fiyat teklif formları, taraflarca gönderilen ihtarnameler, aldırılan bilirkişi raporları dosyamızın delillerini oluşturmaktadır.
Mahkememizce resen görevlendirilen mali müşavir bilirkişi …hazırladığı 16/03/2020 tarihli raporunda davalı ve davacı şirketlerin ticari defterlerinin kendileri lehine delil sıfatını haiz olduğunu, her iki taraf ticari defterlerinden 1.361,79 TL bakiye bulunduğunu, 23/07/2018 tarihli teklif formunda 134.929,48 TL lik fiyat teklifi verildiği, 13/09/2018 tarihinde ise 135.238,21 TL bedelli fatura kesildiği, her iki miktar arasında 308,73 TL fark bulunduğunu, davacının zararının 308,73 TL olabileceğini mütalaa etmiştir.
Mahkememizce bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş davacı taraf 19/06//2020 tarihli dilekçe ile bilirkişinin uyuşmazlığın temelini anlayamadığını, bilirkişinin dava dışı üste işveren ile kendileri arasındaki ilişkiyi anlamadığını ve bu hususta herhangi bir değerlendirme yapmadığını ifade ederek rapora itiraz ettiklerini belirtmiştir. Davalı taraf sunduğu 01/07/2020 tarihli dilekçe ile rapor ile iddialarının haklılığının kısmen de olsa kanıtlandığını, davacının iddialarının mesnetsiz olduğunun ortaya konulduğunu, davacıya borçlarının bulunmadığının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Dosyanın niteliği gereği hem bilirkişi raporuna itirazları değerlendirmek hem de teknik yönden inceleme yapmak üzere nitelikli hesap uzmanı… ve elektrik mühendisi …da ilk atanan mali müşavir bilirkişiye ek olarak mahkememizce bilirkişi olarak atanmıştır. Bilirkişi heyetince hazırlanan 28/09/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “davacı ve davalı tarafların ticari defterlenin incelendiğini, her iki tarafında cari hesap 1.361,29 TL bakiyesinin aynı olduğunu, ilk teklif formu ile belirlenen kablo tiplerinin miktarları ile 13.09.2019 tarihli 135.238,21 TL bedelli faturada satın alınan kabloların tipleri ve miktarlarının bire bir aynı olmadığını, farklılığın arzettiğini ayrıca teklif formunda yer alan YVV 3X50+25 VE YVV4X2,5 kablo tiplerinin ise dosyada yer alan fatura içeriğine göre satın alınmadığını, dava dosyasına konu 34.481,87 TL lik …Mühendislik … ın 13.09.2018 tarihli fatura ile satın aldığı bildirilen kabloların sözleşmeye konu iddia edilen iş için kullanılıp kullanılmadığı davacının hakedişlerinden düşülüp düşülmediği hususları ile ilgili herhangi bir delilin dosyada bulunmadığını, davacının teklif formunda yer alan kabloların tamamını satın almaması nedeniyle teklif formunda yer alan birim fiyatlarla faturada yer alan birim fiyatların arasındaki farka göre 13.09.2019 tarihli faturada yer alan kabloların teklif formuna göre fiyat farklarının toplamının 39.712,38 TL olduğunu, dava dışı … Mühendislik … tarafından dava dışı kablo imalat şirketine 13.09.2019 tarihinde 34.481,87 TL bedelli faturayla satın alınan kabloların teklif formunda yer alan birim fiyatlarla faturadaki birim fiyat arasındaki farkın 10.125,62 TL olduğunu,” mütalaa etmiştir.
Mahkememizce bilirkişi heyet raporu taraflara tebliğ edilmiş davacı taraf 16/03/2021 tarihli dilekçe ile davasını miktar yönünden ıslah etmiş, dava değerini 44.838,00 TL artırarak toplamda 49.838,00’ye yükseltmiş, eksik olan harcı ise 17.03.2021 tarihinde yatırmıştır. Davalı taraf sunduğu 16/10/2020 tarihli dilekçe ile davacının semen ödeme yükümlülüğünü süresinde yerine getirmediğini, fiyat farklarının… Borsası’ndaki fiyatlardan kaynaklandığını, davalıya yükletilebilecek herhangi bir kusur bulunmadığını, davacının yükümlülüklerini süresinde ifa etmediğini belirterek rapora itiraz etmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller, tarafların dilekçe ve beyanları ile duruşma esnasındaki sözlü açıklamaları, davalının icra dairesine sunduğu itiraz dilekçesi hep birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığına dair bir ihtilaf bulunmadığı anlaşılmaktadır.
TTK’nın 18. maddesinde tacir olmanın hükümleri arasında sayılan yükümlülüklerin biri de kanun hükümleri uyarınca gerekli ticari defterleri tutmaktır. Defter tutma yükümlülüğü Kanunun 64. maddesinde ayrıca düzenlenerek her tacirin, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorunda olduğu belirtilmiştir.
Her iki tarafın da tacir olması nedeni ile 03/12/2019 tarihli ön inceleme celsesinde tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmasına, tarafların inceleme gün ve saatinde ticari defterlerini incelemeye esas olmak üzere HMK 222 gereği sunmasına, bu süre içerisinde gereği yerine getirilmediği takdirde bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağının taraflara ihtarına karar verilmiş, bu ara karar davalı tarafa tebliğ edilmiştir.
Taraflar arasındaki ticari ilişkinin bakır kablo ve elektrik malzemesi alım satımına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki alım satım ilişkisindeki ilk anlaşmanın ifa edilmediği her iki tarafın da kabulündedir. Dosya kapsamına göre davacı tarafça siparişler verilmiş, akabinde çek ve teminat mektubu da verilmiş, ancak çek davalı tarafça daha sonra iade edilmiştir. Bu vakıa taraflar arasında ihtilaf konusu değildir. Ancak davalı taraf çekin süresi içerisinde verilmediğinden iade edildiği iddiasında iken davacı tarafça çekin sebep bildirilmeksizin iade edildiği ifade edilmektedir.
İade edilen çek kontrol edildiğinde çekin 09/08/2018 tarihinde … isimli şahsa elden teslim edildiği anlaşılmaktadır. Çekin üzerinde “elden teslim aldım” ibaresi, tarih ve imza yer almaktadır. Bilindiği üzere çek bir ödeme aracıdır. Çekin davacı tarafça davalı tarafa teslim edilmesi ile davacı taraf üzerine düşen ödeme yapma yükümlülüğünü ifa etmiştir. Davalı tarafça çekin teslim alınması ve teslim alınırken çekince koyma imkanı var iken (ki çekin elden teslim alınmaması veya kur farkına dair çekincenin teslim formuna yazılması imkanının bulunduğu anlaşılmaktadır.) çekince konulmaksızın çekin kabul edilmesi karşısında taraflar arasındaki sözleşmenin kurulduğu anlaşılmaktadır. Bu andan itibaren davalı malları teslim yükümlülüğü altına girmiştir.
Taraflar arasında sağlıklı bir şekilde kurulan sözleşmede davalı tarafça teslim yükümlülüğünün yerine getirilmesi gerekmekte iken davalı taraf teslim yükümlülüğünü yerine getirmemiştir. İlk sözleşmenin yerine davalı tarafça ifa edilmemesi nedeniyle davacının 13/09/2018 tarihinde yeniden alım yapmak zorunda kaldığı bu alım ile ilk alım arasındaki fiyat farkının 39.712,87 TL olduğu, dava dışı üst işveren tarafından aynı tarihte alınan ürünlerle ilk alımda yer alan ürünler arasındaki fiyat farkının ise 10.125,62 TL olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı, ilk sözleşme ile temin edebileceği mallar ile yapacağı …Aydınlatma Büyük Onarımı” işini, davalının sözleşme konusu malları teslim etmeyip sözleşmeden dönmesi nedeni ile daha yüksek bedeller karşılığında yapmak zorunda kaldığı açıktır. Bu noktada değinmek gerekir ki zarar yalnızca her bir mal kalemi arasındaki fiyat farkı değil kül olarak ortaya çıkmaktadır. Davacının aynı tipte başka isimde kablolar kullanmış olmasının zararın doğmasında bir fark yaratmadığı ortadadır.
Bu noktada davacının talep edebileceği faize değinmek gerekmektedir. Türk Ticaret Kanunu’nun 10. Maddesine göre “Aksine sözleşme yoksa, ticari bir borcun faizi, vadenin bitiminden ve belli bir vade yoksa ihtar gününden itibaren işlemeye başlar.” Davacı tarafça davalıya dava öncesi Gaziantep … Noterliği’nin 26 aralık 2018 tarihli ihtarnamesinin çekildiği, ihtarnamenin 31/12/2018 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Böylece davacının bu tarihten itibaren faiz isteyebileceği görülmektedir.
Öte yandan ıslah dilekçesi sunma tarihi ile ıslah harcının yatırılması tarihlerinin farklı olduğu anlaşılmış, ancak faiz başlangıç tarihi olarak ıslah harcının yatırılma tarihi esas alınmıştır.
Son tahlilde dosyaya sunulan bilgi ve belgeler ile bilirkişi raporundan davacının davasını ispatladığı anlaşılmış ve yukarıdaki gerekçeyle davanın dava ıslah tarihleri gözetilerek kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir..
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının kabulü ile; 5.000,00 TL maddi tazminatın ihtarname tebliğ tarihi olan 31/12/2018, geriye kalan 44.838,00 TL ise ıslah harcının yatırılma tarihi olan 17/03/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacılara verilmesine
2-Alınması gereken 3.404,43-TL harçtan peşin alınan 85,39-TL harcın ve ıslah harcının 765,75-TL mahsubu ile bakiye 2.553,29-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan 44,40-TL başvuru harcı, 85,39-TL peşin harç, 765,75-TL ıslah harcı, 2.250,00-TL bilirkişi ücreti, tebligat ve posta masrafından oluşan 102,70-TL olmak üzere toplam 3.248,24-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 7.278,94-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesi halinde ödeyen tarafa iadesine,
6-Dava açılmadan evvel sonradan haksız çıkan taraftan alınmak üzere suç üstü ödeneğinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Dair, tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı 18/05/2021

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.