Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/145 E. 2019/55 K. 08.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/145
KARAR NO : 2019/55

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/09/2019
KARAR TARİHİ : 08/10/2019
GEREKÇELİ KARARIN
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı alacaklı tarafından müvekkili şirket aleyhine İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … yenileme ile… esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davacı müvekkili şirket tarafından takipte borca imzaya ve yetkiye itiraz edildiğini ve nihayetinde İstanbul… İcra Hukuk Mahkemesi’nin… esas … karar sayılı dosyası üzerinden karar verildiğini ve sonrasında alacaklı … Anonim Şirketi tarafından takibe konu alacak alacağın temliki ile davalı alacaklı … Anonim Şirketi’ne devredildiğini, müvekkili şirketin …sitesi…Koop. …Blok N…/İST adresindeki iş yerine 02.05.2014 günü sabah 7.00 sıralarında yüzleri maskeli 7 şahıs, şirketin giriş kapısının sol tarafında bulunan pencerenin demir korkuluklarını kırmak suretiyle girildiğini ve ardından 2.kattaki muhasebe odasında bulunan çelik para kasasını alarak söz konusu olay mahallinden ayrıldıklarını, 02.05.2014 tarihinde müvekkili şirkette yaşanan çelik para kasası hırsızlığı neticesinde kasadaki müvekkiline ait çek ve bonoların çalındığını, bu durumla ilgili olarak Bakırköy …Asliye Ticaret Mahkemesi’nde … E. Sayılı dosyası kapsamında çalınan çek ve bonolara yönelik ödemeden men ve ilgili kıymetli evrakların iptali talebiyle taraflarınca dava açıldığını, nihayetince davaya konu çalıntı bonolar için iptaline karar verildiğini, fakat çalıntı 25 adet çek yönünden ise çeklerin boş ve imzasız olması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığı yönünde karar verildiğini, çalınan çeklerle ilgili olarak taraflarınca … Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayette bulunulduğunu, takip konusu çekle ilgili olarak … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 15.05.2014 tarih… soruşturma no.lu kararıyla ödeme yasağı konulduğunu, müvekkili şirkete yapılan icra takibine konu… bankası Başakşehir şubesine ait 10-09-2014 keşide tarih ve …Seri No lu çeki 6.500,00 TL’lik çekteki imzaya açıkça itiraz ettiklerini, müvekkilinin çeklerinin boş ve imzasız olarak 3. Şahıslar tarafından çalındığını ve piyasaya sahte imzalarla sürüldüğünü, bu hususun bilirkişi incelemesiyle açıkça ortaya çıkacağını, benzer nitelikte boş çekler ile ilgili başkaca alacaklı olduklarını iddia ederek müvekkil şirket aleyhine çalıntı bir başka çekten dolayı ( …bankası Başakşehir şubesine ait … nolu çek) İzmir … İcra Müdürlüğü’nde … E. Sayılı takibi ile icra takibi başlatıldığını, söz konusu takibe karşı İzmir … İcra Hukuk Mahkemesi’nde … E…. K Sayılı dosyası ile çekteki imzanın müvekkili şirket yetkililerine ait olmadığına imza itirazlarının kabulüne yine bir başka çalıntı çekten dolayı müvekkili şirket aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası üzerinden başlatılan icra takibi neticesinde İstanbul … İcra Hukuk Mahkemesi’nin… E-… K sayılı kararı ile takibe konu çalıntı çekteki imzaların davacı müvekkili şirket yetkililerine ait olmadığı yönünde karar verilerek takibin durdurulmasına karar verildiğini, müvekkilinin çalıntı çeke dayalı icra takibinden dolayı haciz ve muhafaza işlemlerine maruz kaldığını, nihayetinde telafisi imkansız zararların meydana geldiği aşikar olduğundan mahkememizden iş bu aşamada müvekkilin çalıntı çeke dayalı haksız ve mesnetsiz icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespiti ile davalı tarafından mevcut icra hukuk mahkemesinin müvekkili yönünden takibin durdurulmasına karar verilmiş olmasına ve mevcut karar icra müdürlüğü tarafından tensip ile de karar altına alınmış olmasına rağmen müvekkili şirket aleyhine yapılan haciz ve muhafaza işlemi sebebiyle müvekkili şirketin uğramış olduğu maddi ve manevi zararların tazmini için huzurdaki davayı ikame etme zorunluluklarının hasıl olduğunu, sonuç olarak davaya konu icra takibinde yer alan çekteki imzanın müvekkili şirket yetkililerine ait olmadığından menfi tespit davalarının kabulü ile alacaklı olduğunu iddia eden davalı şirkete karşı bir borcunun olmadığının tespitini, davaya konu çekin iptalini, mevcut icra takibi İstanbul … İcra Hukuk Mahkemesi kararı ile davacı müvekkili şirket yönünden durdurulmasına karar verildiği halde müvekkili şirkete ait…plakalı aracın trafikten meni ile diğer tüm araçlarına konulan haciz işlemi neticesinde fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik müvekkili şirketin uğramış olduğu 1.000,00 TL maddi ile 5.000,00 TL manevi tazminatın kötü niyetli davalıdan tahsilini, kötü niyetli alacaklı-davalının takip miktarının % 20’sinden aşağı olmayacak miktarda kötü niyet tazminat ödemeye mahkum edilmesini ve yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren ve 03/01/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5 inci maddesinden sonra gelmek üzere eklenen maddeye göre; ” MADDE 5/A- (1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 3. maddesinin birinci fıkrasına eklenen cümle ile “Dava şartı olarak arabuluculuk”
MADDE 18/A- (1) İlgili Kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükümlerinin cari olduğu tespit edilmiştir.
TTK nun 3.kitabında düzenlenen kıymetli evrakla (TTK madde 645-849) ilgili ticari davalar mutlak ticari dava niteliğindedir. Bu davalar tacir olup olmadıklarına ve uyuşmazlığın ticari işletme ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın ticari dava olarak kabul edilir. Kıymetli evrakla ilgili ticari davaların niteliği gereği, taraflar dava konusu hak üzerinde çoğunlukla serbestçe tasarruf edebilmektedirler. Dava arabuluculuğa elverişli olmakla beraber dava şartı arabuluculuk kapsamında kalabilmesi için uyuşmazlık konusunun para alacağının ödenmesine ilişkin olması ve talep sonucunun tazminat veya alacağa ilişkin olması ya da her ikisini birlikte içermesi gerekir. Çek ve bono ile ilgili ticari davalar ise çoğunlukla menfi tespit talepli olarak ortaya çıkmaktadır. Her ne kadar davacı eldeki menfi tespit davasında zorunlu dava şartı arabuluculuk kapsamında kalmadığını ileri sürmüş ise de, TTK nun 5/A maddesindeki düzenleme ile talep sonucuna değil dava konusuna açıkça vurgu yapılarak dava konusunun bir miktar paranın ödenmesi olması şartı aranmış olduğu, menfi tespit davalarının esas itibariyle bir miktar paranın ödemesine ilişkin olmaları da dikkate alındığında dava şartı arabuluculuk kapsamında kaldığının kabulü gerekir. Aksinin kabulü halinde hem kanun koyucunun amacına aykırı yorum yapılmış olacak hem de uygulamada büyük bir kargaşa yaşanacağından mahkemece taraflar arasındaki davanın zorunlu dava şartı arabuluculuk kapsamında kabul edilerek dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmuştur.”. (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. H.D.nin 28/06/2019 tarih 2019/1734 E. Ve 2019/1521 K.) Aynı doğrultuda Samsun Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin … Esas sayılı kararında da “… ticari davalarda menfi tespit davalarının da zorunlu arabuluculuk kapsamında olduğunun kabulü sonuç ve kanısına varılmıştır.” denilmekle aynı husus vurgulanmıştır.
Somut olayda davacı tarafından dava konusu kambiyo senetleri nedeni ile borçlu olmadığının tespitine ve bununla birlikte maddi ve manevi tazminata karar verilmesini talep ettiği ve dava açmadan önce arabulucuya başvurmadığı anlaşılmaktadır. Mahkememizce davacı yana arabuluculuk başvurusuna ilişkin son tutanağın aslını bir haftalık kesin süre içerisinde içerisinde mahkememize sunması aksi halde davanın usulden reddedileceği 01/10/2019 tarihli muhtıra içeriği ile ihtar edilmiş, davacı yan 23/09/2019 tarihli Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Son Tutanağını 04/10/2019 tarihinde dosyamıza ibraz etmiştir. Arabuluculuk son tutanağının incelenmesinden de görüleceği üzere arabuluculuk başvurusunun dava tarihi olan 09/09/2019 tarihinden sonra 23/09/2019 tarihinde gerçekleştirildiği anlaşılmaktadır.
Davacı tarafından sonradan arabuluculuk başvurusunda bulunulduğu anlaşılmış ise de burada dava şartı arabuluculuk sürecinin, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 115. Maddesinin 2. Fıkrası çerçevesinde, gider avansı yatırılmasında veya gerekli hallerde teminat gösterilmesinde olduğu gibi tamamlanabilen bir dava şartı eksikliği olarak düzenlenmediği görülmektedir.
Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda; davanın 7155 sayılı Kanunun 26. Maddesinde belirtilen yürürlük tarihi olan 01.01.2019 tarihinden sonra açıldığı, zorunlu arabuluculuk durumunun söz konusu olduğu ve davacının arabuluculuğa başvurmadan doğrudan dava açtığı anlaşılmakla 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun m.18/A-f.2 hükmü gereğince davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-7155 Sayılı Kanunun 20’nci maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A maddesi ve 7155 Sayılı Kanunun 23’üncü maddesi ile 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A-2 maddesi uyarınca arabulucuya başvurulmadan dava açılmış olması karşısında, davanın Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A, 6325 sayılı Kanunun 18/A-2, Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca DAVA ŞARTI YOKLUĞU NEDENİ İLE USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gereken 44,40-TL ret harcından peşin alınan 213,47-TL harcın mahsubu ile artan 169,07-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair; tarafların yokluğunda HMK’nın 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu karar verildi.08/10/2019

Katip
¸

Hakim
¸