Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1354 E. 2020/586 K. 17.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/1354 Esas
KARAR NO : 2020/586
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 30/12/2019
KARAR TARİHİ : 17/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A. Tarafların Talepleri
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında 07/10/2013 tarihinde taşıt tanıma sistemi sözleşmesi imzalandığını, davalı yan tarafından yatık alımları yapıldığını, sözleşme gereği yapmış olduğu alımlara ilişkin faturalar düzenlendiğini, ancak bu faturaların ödenmediğini, bu nedenle icra takibi başlatıldığını, ancak davalı yanın itiraz ettiğini, sözleşme gereği İstanbul mahkemelerinin ve İcra dailerinin yetkili olduğunun bildirildiğini, bu nedenle yetki itirazının reddinin gerektiğini, bu nedenlerle itirazın iptaline karar verilmesini ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirketine Olağanüstü Hal Kapamında bazı düzenlemeler yapılması hakkında 674 sayılı kanun hükmünde kararname nin 13. Ve 19. Maddeleri ile CMK 133/1 maddesi kapsamında TMSF yetkilileri kayyum olarak tayin edildiğini, yaşanan süreç içerisinde müvekkilinin kayıtlarının bir kısmınnı bulunamaması bir kısmına ise savcılıkların el koyduğunu, eski çalışanların ve yetkilerinin zorunlu olarak görevden ayrıldıklarını, icra takibine dayanak belgelerin müvekkili tarafından teyit edilemediğini bu nedenle icra takibine süresi içinde itiraz ettiğini, müvekkilinin yönetim organının tüm yetkilerinin TMSF tarafından atanan yönetim kurulu tarafından kullanılmakta olduğunu, ve davacı yanın iddia ettiği yakıt satımı ve faturalar ile ilgili bir ispatı olmadığını, davacı yanın iddiasına konu satımı yaptığını ispatla yükümlü olduğunu, müvekkilinin kaytılarında böyle bir borcun bulunmadığını bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
B.Uyuşmazlık ve Deliller
Davanın itirazın iptali davası olması sebebi ile öncelikle itirazın yapıldığı icra dosyası mahkememiz dosyası arasına alınmış, yapılan incelemede …. İcra Müdürlüğü’nün 2018/… esas sayılı dosyası ile mahkememiz dosyasının taraflarının aynı olduğu, dosyamız davacısının alacaklı, dosyamız davalılarının borçlu olduğu, dava değerlerinin asıl alacak yönünden aynı olduğu, davalı tarafından süresinde ve geçerli bir şekilde itiraz dilekçesi sunulduğu görülmüştür.
Mahkememizce resen görevlendirilen mali müşavir bilirkişi Hüdai Bal marifetiyle hazırlanan 03.09.2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “Davacı tarafından sunulan faturaların yasal defterlerinde yer aldığını, kanuni defterin yasalara uygun olduğunu, faturalarla ilgili mali idareye yapılması gereken bildirimlerin süresinde yapıldığını, davalı tarafından tutulan kanuni defterlerinde yasaların emrettiği şekilde tutulduğunu, davalı taraf defterlerine göre davacının 5.400,56 TL alacaklı olduğunu, davacı yanın dava konusunu oluşturan faturalara ait ürün teslim bilgilerinin paylaşılmış olduğunu, davacının icra takip tarihi itibari ile işlemiş faiz ile birlikte toplam 6.544,64 TL alacaklı olduğunu” mütalaa etmiştir.
Kendilerine usulüne uygun yapılan tebligata rağmen taraflarca bilirkişi raporuna karşı herhangi bir beyan ve itirazda bulunmamıştır.
C. Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
Huzurdaki dava itirazın iptali davasıdır. Dava dilekçesi ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde uyuşmazlığın davacı şirket ile davalı şirket arasındaki ticari ilişki kapsamında davalı şirketin edimlerini sözleşmeye uygun olarak ifa edip etmediği, bu nedenle davacının alacağının bulunup bulunmadığı, icra takibine yapılan itirazın haklı olup olmadığı, kötüniyet ve icra inkar tazminatlarının şartlarının oluşup oluşmadığı hususlarına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiştir. Dava şartlarına ilişkin incelemede davalının icra takibine yetki yönünden itiraz ettiği anlaşılmıştır. Bilindiği üzere geçerli bir takip bulunması itirazın iptali davalarında dava şartıdır. Yetkili icra dairesinde takip yapılmaması da geçerli bir takibin bulunmadığı anlamına gelmektedir. Bu durumda icra dairesinin yetkisi öncelikle incelenmelidir. Para borcu götürülecek borç olduğundan alacaklının yerleşim yeri de yetkili olacaktır. (Takip tarihinde yürürlükte bulunan HMK 10. ve 6098 sayılı TBK 89. maddelerde gösterilen para alacağında davacı alacaklının ikametgahı icra müdürlüğünün ve mahkemesinin yetkisini ortadan kaldırmaz. Mahkemece taraflar arasındaki akdi ilişkinin varlığına dair, yani teslim olgusunun varlığına ilişkin davacının delilleri değerlendirilip, teslim var ise TBK 89. madde uyarınca davacının ikametgahı icra müdürlüğünün yetkili olduğu kabul edilip, davalının öncelikle icra müdürlüğünün yetkisine itirazı hususunun çözümlenmesi gerekirken, bu yönde bir inceleme yapılmadan yazılı şekilde karar verilmesi…19HD.2015/12892) Bu nedenle davacının yerleşim yeri de yetkili olduğundan, öte yandan taraflar arasındki yetki sözleşmesi gereğince istanbul mahkemeleri yetkili kılındığından davacının yetki icra dairesine yaptığı itirazının reddine karar verilmiştir. Dava şartlarına ilişkin eksik ve incelenmesi gereken ilk itiraz bulunmadığı anlaşıldıktan sonra tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktaları belirlenip tahkikat aşamasına geçilmiş, deliller toplanıp bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller, tarafların dilekçe ve beyanları ile duruşma esnasındaki sözlü açıklamaları, davalının icra dairesine sunduğu itiraz dilekçesi hep birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığına dair bir ihtilaf bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davalı itiraz dilekçesinde ilişkinin bulunmadığına dair bir savunma ileri sürmemekte, şirket yönetimine kayyum atanması nedeniyle bilgi edinilmesinde zorluk olduğu bu nedenle borcun tespit edilemediğine dair itirazda bulunmaktadır.
TTK’nın 18. maddesinde tacir olmanın hükümleri arasında sayılan yükümlülüklerin biri de bu Kanun hükümleri uyarınca gerekli ticari defterleri tutmaktır. Defter tutma yükümlülüğü Kanunun 64. maddesinde ayrıca düzenlenerek her tacirin, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorunda olduğu belirtilmiştir.
Her iki tarafın da tacir olması nedeni ile 10/07/2020 tarihli celsede tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmasına, tarafların inceleme gün ve saatinde ticari defterlerini incelemeye esas olmak üzere HMK 222 gereği sunmasına, bu süre içerisinde gereği yerine getirilmediği takdirde bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağının taraflara ihtarına karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, davacı ve davalı tarafın ticari defterleri ve aldırılan bilirkişi raporundan tarafların ticari defterlerinin lehine delil teşkil edeceği, davalı tarafın ticari defterlerinde de davacı alacağının yer aldığı,, takip tarihi itibari ile davacı tarafın KDV dahil 6.544,64 TL alacaklı olduğu anlaşılmaktadır. Davacı ile davalı arasında akaryakıt gaz satışına ilişkin sözleşme imzalanmış, bu kapsamda davacı tarafça davalıya akaryakıt satışı gerçekleştirilmiş ancak davalı tarafça 6.544,64 TL bakiyenin ödenmediği anlaşılmış, kendi lehine delil niteliği taşıyan ticari defterlerinde davacının alacağının kayıtlı olduğu böylece davacının kendi üzerine düşen ispat yükünü yerine getirdiği görülmüş, davalının bu borcu ödediğine dair bir savunması veya ödeme belgesi sunmaması nedeniyle davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile; davalı-borçlunun … İcra Müdürlüğü’nün 2018/… Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİNE, takibin kaldığı yerden DEVAMINA,
2-Likit alacağa vaki haksız itiraz nedeniyle İİK’nın 67/2.maddesi uyarınca, takibe konu alacağın üzerinden takdiren %20 oranında hesaplanan 1.302,74 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine
3-Alınması gereken 444,95-TL harçtan peşin alınan 78,67-TL harcın mahsubu ile bakiye 366,28-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 44,40-TL başvuru harcı, 78,67-TL peşin harç, 700,00-TL bilirkişi ücreti, tebligat ve posta masrafından oluşan 71,00-TL olmak üzere toplam 894,07-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesi halinde ödeyen tarafa iadesine,
7- Dava açılmadan evvel sonradan haksız çıkan taraftan alınmak üzere suç üstü ödeneğinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına dair
İlişkin, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 14/07/2020

Katip … Hakim …
e-imzalıdır. e-imzalıdır.