Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1349 E. 2023/320 K. 08.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/1349 Esas
KARAR NO : 2023/320
DAVA : Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/12/2019
KARAR TARİHİ : 08/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 28.12.2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin … bölgesinde büyük firmaların bayilik ve dağıtımını yapan bir
firma olduğunu, bu çerçevede davalı firma ürünlerinin … ve bölgesinde dağıtımı ve
pazarlaması için aralarında 24.02.2016 tarihli, 5 yıl süreli bir sözleşme imzalanmış olduğunu,
sözleşme gereği davacı firmanın ürünlerinin tanıtımı ve markaya olan önyargının kırılması ile
satış rakamlarının artırılması için yatırımlar yapmış olduğunu, davalı firmanın aralarındaki sözleşmeyi fesh ederek, yeni bir firmaya bayilik ve satış yetkisi
vermek sureti ile gelir elde etme ve komisyon oranlarını düşürmek amacında olduğunu, söz
konusu işlemin davalı firma tarafından uzun süredir planlanan bir durum olduğunu ve bu yolda
hayali gerekçeler oluşturarak, öncelikle 15.400,00 TL tutarlı bir satışın kayıtlarında olmadığını
iddia ederek kendilerine ihtarda bulunduklarını,
bu durumun gerçek dışı olduğunu, dolayısıyla iddialarının kabul edilmediğine dair karşı ihtarda
bulunduklarını, kaldı ki davalı firmanın saha personelleri tarafından da faaliyetlerinin
denetlenip raporlanmakta olduğunu, davalı firma tarafından bayiler üzerinde yapılan
denetimlerde, denetimlerden yüksek puanla değerlendirilmiş olduklarını, müvekkilinin davalı firmadan 85.765,19 TL tutarında
alacaklı olduğunu,
davalı firmayı temsilen bölge de tek yetkili satıcı olarak hareket etmekte olduğunu, bunun
gereği olarak da yetkili olduğu … ve bölgesinde ekip oluşturmak, depo tutmak, raf
sistemleri ve bilgisayar programları satın almak ve ayrıca istihdam ettiği personellerinin iş
hukukundan kaynaklanan haklarına katlanmak gibi pek çok maliyete katlandığı ve
yatırımlarda bulunduğunu, davalı ana firmanın haksız ve kötü niyetli olarak taraflar arasındaki bayilik sözleşmesini fesih
etmesi sonucu: denkleştirme tazminatı olarak 10.000 TL, sözleşmenin haksız feshi sonucu uğranılan zarar karşılığı olarak 5.000 TL, sözleşmeye güvenerek ve davalının sözleşmesel talimatı ile
yapılan yatırım giderleri, depo raf giderleri, araç giderleri olarak 3.000 TL, sözleşmenin süresinden önce haksız feshi nedeniyle kar mahrumiyeti
olarak 5.000 TL, sözleşme her ne kadar 5 yıllık yapılmış
ve bir kısım süre sonra fesih edilmiş olsa da, sözleşme 5 yılın sonunda kendiliğinden
uzayacağından kar mahrumiyeti hesabının 5 yıllık dönem için yapılması talebi ile, davanın
kabulü ile, alacak kalemlerinin, davalının sözleşmeyi fesih ettiği ihtar
tarihinden itibaren işleyecek, reeskont avans faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin 28.02.2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle;
davacı firma ile aralarında imzalanmış olan sözleşme ile söz konusu sözleşmenin ayrılmaz
eki ve parçası niteliğindeki “Distribitör Operasyonları Toplam Ticari Bütçe Yönetimi Presedürü”
imzalanmış olduğunu, bu çerçevede müvekkili şirketin saha harcamaları adı altında yaptığı
harcamalarla distribütörlerine ticari destek sağladığını, bu çerçevede davacı şirketinde şartları
oluştuğu ölçüde sağlanan destek ve indirimlerden (%4) yararlanmakta olduğunu, müvekkili firma tarafından belirlenen ciro primi mekaniği kapsamında aylık ve 3 aylık ciro
hedeflerini gerçekleştirme durumuna göre davacı şirkete ciro primi tahakkuk ettirdiğini, davacı
firmanın satışını gerçekleştirmiş olduğu ürün bedellerini Doğrudan Borçlandırma ve Ödeme
Sözleşmesi (DBS) kapsamında doğrudan ilgili bankadan tahsil etmekte olduğunu,
Davacı firma hakkındaki gerçeğe aykırı satış yönündeki iddialarının müvekkil şirketin davacı firma ziyaretleri de yaptıkları saha denetimleri sonucu belirlendiğini, bu çerçevede yetkili
çalışanlarının davacı şirket nezdinde 20.03.2019 tarihli ziyaret sırasında davacının 2018 yılı
Şubat ve Kasım dönemlerindeki muhtelif satışlarının gerçeğe uygun olmadığının tespit
edildiğini, davacı şirketin bu davranışının aralarındaki sözleşme şartlarına aykırı olduğunu ve müvekkili
firmanın sözleşme şartları çerçevesinde yapılan ihtarlara rağmen kendilerine ihtar edilen
durumu düzeltmemesi halinde aralarındaki sözleşmeyi tek taraflı fesih yetkisinin bulunduğunu,
davacı firmaya ihtar edilen birden çok eylemi düzeltmek için gerekli adımları atmadığı gibi
gerçeğe aykırı satışları tekrarladığını, bu nedenle de aralarındaki sözleşmenin feshinin haklı
sebeplere dayanmakta olduğunu belirterek bu durumun tespiti ile davanın reddine karar
verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
-Talimat mahkemesince Mali Müşavir Dr. … ‘dan alınan 04/06/2021 tarihli bilirkişi raporu,
-Mahkememizce Mali Müşavir … den ve Mali Müşavir … ile İktisatçı … ‘dan alınan bilirkişi raporları,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Yapılan yargılama, toplanılan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava, Davacının sözleşmenin feshine bağlı olarak denkleştirme tazminatı, haksız fesih sonucu uğranılan zarar, yatırım giderleri ve kar mahrumiyeti talebine ilişkindir.
Somut olay incelendiğinde; taraflar arasında 24/02/2016 tarihli davalı firma ürünlerinin … ve bölgesinde dağıtımı ve
pazarlaması için 5 yıl süreli bir sözleşme imzalandığı, ancak davalı tarafından 18/04/2019 tarihli gönderilen ihtarname ile sözleşmenin süresinden önce feshedildiği anlaşılmıştır.
Davacı tarafın defterlerinin incelenmesi için … Asliye Hukuk Mahkemesine yazılan talimat ile Mali Müşavir … tarafından düzenlenen 04/06/2021 tarihli raporda özetle; “…02.08.2019 tarihi itibariyle davacı şirketin, davalı şirkete yönelik bakiye durumunun (2018 yılı faaliyet hacminden kalan) 85.765,19 TL borç kalan yönünde olduğu, ancak 31.12.2019 tarihinde yapılan aynı tulardaki virman ve bu tarih itbariyle yani 31.12.2019 tarihi itibariyle taraflar arasında borç-alacak yönünden herhangi biır bakiye durumunun mevcut olmadığı …” belirtilmiştir.
Davalı tarafın defterleri incelenmek üzere Mali Müşavir … ‘de 09/01/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle;”…davacı şirketin, davalı şirketten 31/12/2019 tarihi itibariyle 85.765,19 TL alacaklı olduğu, davalı şirketin davacı şirkete borcunun bulunmadığı, hesapların birbirini doğrulamadığı..” bildirilmiştir.
Dosya tetkiki incelendiğinde; Davalı …’nin prim sistemi ile çalıştığı, söz konusu sistemin distribütörler Nestle ürünlerini satması ile belli bir iskontodan yararlanmakta ve satışı yaptığı ürünleri ve iskonto tutarını Nestle satış otomasyonu sistemine işlemektedir. Yapılan bu satışlar neticesinde ise ciro hedeflerinin tutturulması halinde Nestle tarafından distribütörlere ciro primi tahakkuk ettirilmektedir. Distribütörler ise hakedilen prim için fatura düzenleyerek cari hesap bakiyesinden düşülmektedir. Distribütörlerce satışı yapılan ürünlerden iade gelmesi durumunda ise yine söz konusu iade faturalarını otomasyon sistemine kaydetmekte ve hakedilen iskonto tutarından iade edilen kısım eksiltilmekte olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle dava konusu uyuşmazlığın çözülmesi için davalının tüm distribütörlerinin kayıtlarının bulunduğu … sisteminin incelenmesi gerektiği anlaşılmış olup, bunun üzerine Mali Müşavir … ve İktisatçı … tarafından düzenlenen 28/03/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…Davacı … tarafından kendi düzenlediği faturalar sisteme girilmiş ve bunlara ilişkin iskontolar hakediş olarak hesap edilmiş olup, Dava dışı … Gıda tarafından iade olarak düzenlenen 36 adet faturadan sadece 4 adet fatura otomasyon sistemine kaydedilmiş olup kalan 32 faturanın kaydedilmediği, bu sebeple hak edilen iskonto tutanının iadeler kadar düşmesi gerekirken, söz konusu iskonto iadesinin sistem üzerinden gerçekleşmemiş olduğu tespit edildiği, … Dava dışı … Gıda tarafından dosyaya sunulan faturalara göre; Davalıya 36 adet iade faturası düzenlendiği ancak davacı tarafından söz konusu iade faturalarından 32 adedine ilişkin herhangi otomasyon sistemine herhangi bir kayıt yapılmadığı,..” yönünde kanaat bildirilmiş, işbu bilirkişi raporları dosya içeriğine toplanan delillere uygun ve karar vermeye elverişli bulunduğundan, davalının 18/04/2019 tarihli feshinin haklı fesih olduğu kanaatine varılmış ve davacı taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın REDDİNE,
2-)Alınması gereken 179,90TL ret harcından peşin alınan 392,79-TL harcın mahsubu ile artan 212,89TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-)Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-)HMK madde 333 uyarınca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan bakiyesinin karar kesinleştiğinde talep halinde taraflara iadesine,
5-)Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 9.200,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-)Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00TL nin davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize sunulacak yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye verilecek bir dilekçe ile … Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 08/05/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır