Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1340 E. 2021/526 K. 13.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/… Esas
KARAR NO : 2021/526
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/12/2019
KARAR TARİHİ : 13/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A. Tarafların Talepleri
Davacı vekili dava dilekçesinde, taraflar arasındaki ticari ilişki gereği müvekkili firma tarafından davalı firmaya faturalar gönderildiğini, faturalarda yer alan hizmetlerin müvekkili firmaca yerine getirildiğini, bu hizmetlere konu olmak üzere hizmetin içeriğine ve hizmetin yerine getirildiğine yönelik karşı tarafla müvekkili şirket arasındaki bazı e-posta yazışmalarının olduğunu ve ekte sunulduğunu, karşı tarafça faturalara herhangi bir itiraz veya iade prosedürü uygulanmadığını, 6102 sayılı TTK madde 21 (2) hükmü gereği fatura içeriğinin karşı tarafça kabul edildiğini, söz konusu hizmetleri alan davalı tarafça olan fatura bedellerinin müvekkili firmaya ödenmediğini, müvekkili firmaya herhangi bir ödeme planı iletilmediğini ve ödeme yapılmadığını, karşı tarafın kötüniyetli tavrı sonucunda icra takibi açıldığını davalı tarafça icra takibine itiraz edildiğini, takibin durdurulduğunu belirterek itirazın iptalini, icra dosyasının takip tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte devamını, davalının, alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatı ödemesine hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, müvekkilin cari hesap alacağı olduğu iddia edilen ticari hizmet sözleşmesinden kaynaklanan bedele ilişkin herhangi bir borcunun bulunmadığını, yerleşik yargıtay içtihatlarına göre faturaya itiraz edilmemesinin fatura borcunun kabul edildiği anlamına gelmediğini belirterek davanın reddini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı taraf üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
B.Uyuşmazlık, Deliller, Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe
Huzurdaki dava hukuki niteliği itibari ile; İİK.nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır. Dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde uyuşmazlığın davacı şirket ile davalı şirket arasındaki ilişki kapsamında davacı tarafın davalı taraftan alacaklı olup olmadığı, davacı taraf alacaklı ise bu alacağın miktarının ne olduğu, alacağın takip tarihi itibari ile likit olup olmadığı, icra inkar tazminatı şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği hususlarında toplandığı anlaşılmaktadır.
Davanın itirazın iptali davası olması sebebi ile öncelikle itirazın yapıldığı icra dosyası UYAP sistemi üzerinden mahkememiz dosyası arasına alınmış, yapılan incelemede … İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı takip dosyası ile mahkememiz dosyasının taraflarının aynı olduğu, icra dosyasında borçlu olarak yer alan tüzel kişinin dosyamızda davalı konumunda olduğu, dosyamız davacısının alacaklı ve dava değerlerinin aynı olduğu, davalı tarafından süresinde ve geçerli bir şekilde dosyada yapılan takipte borca dair itiraz dilekçesi sunulduğu görülmüştür.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiştir. Dava şartlarına ilişkin eksik ve incelenmesi gereken ilk itiraz bulunmadığı anlaşıldıktan sonra tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktaları belirlenip tahkikat aşamasına geçilmiş, deliller toplanıp bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
Tarafların BA/BS formları ilgili vergi dairelerinden istenmiş, yazılan müzekkerelere İstanbul Beşiktaş Vergi Dairesi Müdürlüğü’nce farklı tarihlerde cevap verilmiş, verilen cevaplara ek olarak tarafların BA BS formları gönderilmiştir.
Mahkememizce görevlendirilen mali müşavir bilirkişi Seyit Say tarafından hazırlanan 23/11/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; takibe konu cari hesaba ilişkin 6 adet faturanın olduğunu, faturaların davacı tarafın yasal defterlerine usulüne uygun olarak işlendiğini, 3 adet faturanın ilgili dönemlerinde beyan edildiğini, 1 adet faturanın ilgili döneminde beyan sınırının altında kaldığını beyan edilmediği/edilemediğini, 2 adet faturanın 30/09/2018 tarihli olduğunu ve toplamının BS formu beyan sınırını aştığını, fakat 1 adet faturanın 09/2018 dönemi yerine 01/2019 döneminde ticari defterlere işlendiğini, faturaların tek tek 09/2018 ve 01/2019 dönemlerinde beyan sınırının altında kaldığının beyan edilmediği /edilemediğini, davacı tarafından sunulan mail yazışmalarının incelendiğini, davacı tarafın dosya muhteviyatına sunduğu cari hesap ekstresinde, 2018 yılı davalı taraf ile cari hesap ilişkisinin 31/03/2018 tarihli 7.294,76TL tutarlı kayıt işlemi ile başladığını, 30/09/2018 tarihinde davacı şirketin davalı şirketten 35.936,66 TL alacaklı olduğunu, 31/12/2018 tarihinde davacı şirketin davalı şirketten 35.936,66 TL alacaklı olduğunu, 01/01/2019 tarihinde davacı şirketin davalı şirketten 35.936,66 TL alacaklı olduğunu, 02/01/2019 tarihli cari hesap virman kaydı açıklamalı 2.832,00TL tutarlı kayıt işlemi ile davacı şirketin davalı şirketten 38.768,66TL alacaklı olduğu, 31/12/2019 tarihinde davacı şirketin davalı şirketten 38.768,66TL alacaklı olduğunu, davalı tarafça ticari defter ve kayıtlarının incelemeye ve dosya muhteviyatına sunulmadığını, davacı şirketin ticari defter kayıtlarına göre takip tarihi itibari ile davalı şirketten 38.768,66 TL alacağını talep edebileceğini, davalı tarafın takip tarihinden önce temürrüde düşürüldüğüne dair herhangi bir belgeye rastlanılmadığı, davacı tarafın takip tarihinden itibaren %9 kanuni faizi talep edeceğini mütalaa etmiştir.
Mahkememizce bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş davacı taraf 11/12/2020 tarihli dilekçe ile dava konusu alacağa ilişkin mail yazışmaları ile davanın ispat edildiğini, davalının faturalara itiraz etmemesi ve ticari defterlerini sunmamasından da davanın ispatlandığını, itirazın haksız olduğunu belirtmiştir. Davalı taraf 01/02/2021 tarihli dilekçe ile bilirkişinin objektif olmadığını, ticari defterlerin incelenmediğini belirterek rapora itiraz etmiştir.
Mahkememizce görevlendirilen mali müşavir bilirkişi … marifetiyle hazırlanan 05/04/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; takibe konu 6 adet faturanın olduğu, 3 adet faturanın ilgili dönemlerinde taraflarca BS-BA formu ile beyan edildiğini, 3 adet faturanın davacı ve davalı tarafından yasal beyan sınırının altında kaldığından beyan edilmediği/ edilemediğini, davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarının incelemeye ve dosya muhteviyatına sunmadığını, kök rapordaki sonuç ve kanaatin değişmediğini, davacı şirketin ticari defter kayıtlarına göre takip tarihi itibari ile davalı şirketten 38.768,66 TL alacağını talep edebileceğini mütalaa etmiştir.
Mahkememizce bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş davacı taraf 26/04/2020 tarihli dilekçe ile bilirkişinin her iki raporuna da iştirak ettiklerini, dava konusu alacağa ilişkin mail yazışmaları ile davanın ispat edildiğini, davalının faturalara itiraz etmemesi ve ticari defterlerini sunmamasından da davanın ispatlandığını, itirazın haksız olduğunu belirtmiştir. Davalı taraf 20/04/2021 tarihli dilekçe ile borcun bulunmadığını, faturaya itiraz edilmemesinin alacağı ispatlamadığını belirterek rapora itiraz etmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller, tarafların dilekçe ve beyanları ile duruşma esnasındaki sözlü açıklamaları, davalının icra dairesine sunduğu itiraz dilekçesi hep birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığına dair bir ihtilaf bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davalı itiraz dilekçesinde ilişkinin bulunmadığına dair bir savunma ileri sürmemekte, faize ve asıl borca dair itirazda bulunmaktadır.
TTK’nın 18. maddesinde tacir olmanın hükümleri arasında sayılan yükümlülüklerin biri de kanun hükümleri uyarınca gerekli ticari defterleri tutmaktır. Defter tutma yükümlülüğü Kanunun 64. maddesinde ayrıca düzenlenerek her tacirin, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorunda olduğu belirtilmiştir.
Her iki tarafın da tacir olması nedeni ile her iki taraf vekillerinin hazır bulunduğu 06/10/2020 tarihli ön inceleme celsesinde tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmasına, tarafların inceleme gün ve saatinde ticari defterlerini incelemeye esas olmak üzere HMK 222 gereği sunmasına, bu süre içerisinde gereği yerine getirilmediği takdirde bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağının taraflara ihtarına karar verilmiştir. Davalı tarafın savunma hakkının kısıtlanmaması amacıyla 09/03/2021 tarihinde aynı ihtar davalı taraf vekilinin hazır bulunduğu celsede tekrarlanmıştır.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, davacı tarafın ticari defterleri ve aldırılan bilirkişi raporundan davacının ticari defterlerinin sahibi lehine delil vasfında olduğu, taraflar arasında ticari ilişki olduğu, taraflar arasında reklamcılığa dair ilişki bulunduğu, dava konusu alacağın fatura bedellerinden kaynaklandığı görülmüştür. Davalı taraf taraflar arasında ilişki bulunmadığına itiraz etmekte ise de faturanın iadesine ilişkin bir savunma da ileri sürülmemiştir. Öte yandan davalı tarafça itiraz ve inkar edilmeyen mail yazışmalarında davalı tarafça dava konusu faturaların ödeme planına dahil edileceğine dair ikrarda bulunulduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle iken davalı tarafın cari hesap dolayısıyla davacıya 38.768,66 TL TL borcunun bulunduğu anlaşılmaktadır.
TTK’nın 21. Maddesine göre “Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir. Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır. “
Öte yandan her iki taraf BA BS formlarından dava konusu faturaların her iki tarafça da beyan edildiği anlaşılmaktadır. Vergi dairesine bildirim yapıldığından, hizmetin teslim edilmediğine dair ispat davalı taraftadır. Zira davalı tarafça vergi dairesine ilgili bildirimimin yapılması davacı tarafça teslimin gerçekleştiğine dair karine teşkil eder. “…Davacı tarafın ticari defter ve kayıtların alacağın varlığı hususunda tek başına ispata yeterli değil ise de; davalının bağlı bulunduğu Halkalı Vergi Dairesinin cevabi yazısına göre, takibe konu faturanın davalı tarafça beyan edildiği dikkate alındığında bu husus teslime karine teşkil ettiğinden aksi yöndeki iddiayı ispat yükü davalı taraftadır. Davalı taraf, ticari defterlerini ibraz etmemiş, keza istinafa konu iddiası yönünden yargılama aşamasında taraflar arasında süre gelen ticari ilişkideki fatura örneklerini yahut ödeme belgelerini de ibraz etmemiştir. Dosyada mevcut SMM bilirkişi raporunda, salt davacı tarafın ticari defterleri incelenmiş olup takip tarihi itibariyle davacının alacak iddiası yerinde görülmekle davalı vekilinin istinaf isteminin HMK’nın 353-1-b-1 maddesi gereğince reddine karar vermek gerekmiştir…” (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ nin 30.01.2020 tarih 2017/3832 E., 2020/227 Karar sayılı kararı)
Böylece davacının üzerine düşen ispat koşulunu ifa ettiği anlaşılmış, kendi lehine delil niteliği taşıyan ticari defterlerinde davacının alacağının kayıtlı olduğu görülmüş, usulüne uygun tebligata rağmen davalı tarafça ticari defterler sunulmadığından davacının defterlerine, taraflar arasındaki mail yazışmalarına ve BA BS formlarına itibar edilerek davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR:
1-Davanın KABULÜ ile,
A. …. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Es sayılı takibine vaki itirazın İPTALİNE; takibin kaldığı yerden DEVAMINA
B. İtiraz haksız ve alacak likit olduğundan kabul edilen alacağın %20 nispetinde hesaplanan 7.753,732 TL İcra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE,
2- Alınması gereken 2.648,28 TL harçtan alınan 468,24 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 2.180,04 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan 44,40TL başvuru harcı, 468,24TL peşin harç, 700,00TL bilirkişi ücreti, tebligat ve posta masrafından oluşan 190,50TL olmak üzere toplam 1.403,14TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 5.815,30 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesi halinde ödeyen tarafa iadesine,
6-Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
7-Davalı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
İlişkin gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.13/07/2021

Katip …
E-imzalıdır

Hakim …
E-imzalıdır