Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/134 E. 2021/592 K. 21.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/134 Esas
KARAR NO : 2021/592
DAVA : İtirazın İptali (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/09/2019
KARAR TARİHİ : 21/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A. Tarafların Talepleri
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından davalı aleyhine … İcra Müdürlüğünden 2019/… esas sayılı dosya ile … Şubesinin 30.03.2016 keşide tarihli 28.000 USD çekle ilgili ilamsız icra takibi yapıldığını, borçlu şirketin 24/06/2019 tarihli dilekçesi ile borcu bulunmadığı gerekçesi ile takibe itiraz ettiğini, arabuluculuğa başvurulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını, TTK 814. Maddesine göre çeklerde zamanaşımının 3 yıl olduğunu, takip tarihinin 30/05/2019 tarihi olduğunu, çekin keşide tarihinin 30/03/2016 olduğunu, 01/04/2019 tarihinde sürenin dolduğunu, 01/04/2019 tarihinden itibaren 1 yıllık zamanaşımı süresininde 01/04/2020 tarihinde bittiğini, müvekkilinin çekin bedelini ödediğini, davalının çek bedelini ödemeyerek sebepsiz olarak zenginleşme sebebi ile aksinini ispatının davalıya ait olduğunu, davanın kabulünü ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesi özetle; müvekkili şirket tarafından çekin ödendiğini, davacının tüm sebepsiz zenginleşme iddiaları haksız ve mesnetsiz olduğunu, zamanaşımına uğramış çekten dolayı sebepsiz zenginleşme iddiasıyla tahsili talep edilen sözde alacaktan kaynaklı müvekkilinin hiçbir borcunun bulunmadığını bu nedenlerle davanın usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
B.Uyuşmazlık, Deliller, Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe
Dava itirazın iptali davasıdır. Uyuşmazlık Davacı ile davalı şirket arasındaki çekin kambiyo vasfını yitirmesi nedeni ile davalı şirketin sebepsiz zenginleşip zenginleşmediği, bu nedenle davacının alacağının bulunup bulunmadığı, ihbar sürelerine uyulup uyulmadığı, tarafların temerrüde düşüp düşmediği, icra takibine yapılan itirazın haklı olup olmadığı, icra inkar ve tazminatının şartlarının oluşup oluşmadığı, alacağın zamanaşımına uğrayıp uğramadığı hususlarına ilişkindir.
Davanın itirazın iptali davası olması sebebi ile öncelikle itirazın yapıldığı icra dosyası mahkememiz dosyası arasına alınmış, yapılan incelemede … İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı takip dosyası ile mahkememiz dosyasının taraflarının aynı olduğu, icra dosyasında borçlu olarak yer alan tüzel kişinin dosyamızda davalı konumunda olduğu, dosyamız davacısının alacaklı ve dava değerlerinin aynı olduğu, davalı tarafından süresinde ve geçerli bir şekilde dosyada yapılan takipte borca dair itiraz dilekçesi sunulduğu görülmüştür
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiştir. Dava şartlarına ilişkin eksik ve incelenmesi gereken ilk itiraz bulunmadığı anlaşıldıktan sonra tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktaları belirlenip tahkikat aşamasına geçilmiş, deliller toplanıp bilirkişi raporu alınmak ve yemin deliline başvurulmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
Mahkememizce resen görevlendirilen mali müşavir bilirkişi … marifetiyle hazırlanan 22/12/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “eksik belgeler olduğundan taraflardan eksik belgerin istendiğini,”mütüalaa etmiştir. Dosyada eksiklikler tamamlandıktan sonra ek rapor alınmasına karar verilmiş ve … bilirkişi marifetiyle hazırlanan 15/04/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; “dava konusu çekin bankadan gelen cevaba göre …’ e ait olduğunu, keşideci tüzel kişi yetkilisinin … olduğunu, çekin 30/03/2016 tarihinde garanti bankasına ibraz edildiğini ve çek bedelinin karşılıksız olduğu cevabının bankadan gelen cevaptan anlaşıldığını, neticeten davalı şirketin ticari defterlerinin incelenemediğini, dava konusu çekin davalı defterlerinde kayıtlı olup olmadığını ve davacı ile ticari ilişkileriin mevcut olup olmadığı konusunda tespit yapılamadığını, … Bankası A.Ş. ‘ nin 23/02/2021 tarihli yazı ekinde sunulan belgeye göre ise çek bedelinin ödenmediğinin ve karşılıksız olduğunun anlaşıldığını,” mütalaa etmiştir.
16/02/2021 tarihli dördüncü celse davalı vekili yemin teklifinde bulunacaklarını ifade etmiş mahkememizce hangi konuda yemin teklif edeceği konusunda bilgi vermek ve yemin metnini mahkememize sunmak üzere iki haftalık kesin süre verilmesine karar verilmiştir. Davalı vekili 02/03/2021 tarihli dilekçesiyle yemin metnini hazırlamış, hazırladıkları yemin metni mahkememizce davacıya ve vekiline gönderilmiştir. 29/06/2021 tarihli beşinci celsede yemini ifa edecek davacı hazır bulunmuş ve dava konusu çekte cirosu bulunan … Ltd.Şti yetkilisi ile arasında akrabalık ilişkisi olduğunu, … ile davalı şirket yetkilileri arasında herhangi bir ticari/organik/ailevi bağ olup olmadığını bilmediğini, Davalı şirket yetkilileri … … ve … tarafından, … ve … Ltd.Şti.’ ne çek bedeli olan 28.000 doların ödenmediğini, … ile davalı arasında çekin iade edileceğine ilişkin herhangi bir anlaşma olmadığını. Davalı şirket yetkililerine, telefonda çek bedelini kendilerinden gerekirse ikinci kez tahsil edeceğime ilişkin beyanda bulunmadığını, davalı şirket tarafından çek bedelinin tarafına ödenmediğini, Çek bedeli olan 28.000 dolar tarafına ödenmediğini, bu hususta sebepsiz zenginleşmediğini belirtmiş; Beyanlarının doğru olduğuna dair yemin etmiştir.
İşbu dava, keşideci davalı yönünden 6102 sayılı TTK’nın 732. maddesinde yer alan sebepsiz zenginleşme davası olup, bu madde hükmüne göre, zamanaşımı sebebiyle veya poliçeden doğan hakların korunması için gerekli olan işlemlerin yapılmasının ihmal edilmiş olması dolayısıyla, düzenleyenin veya kabul edenin poliçeden doğan yükümlülükleri düşmüş bile olsa, bunlar poliçenin hamiline karşı, onun zararına zenginleşmiş olabilecekleri kadar borçlu kalırlar; ispat yükü, sebepsiz zenginleşmediğini iddia edene (keşideciye) aittir.
Sebepsiz zenginleşme talebinde bulunulabilmesi için, hamilin müracaat hakkının düşmesi veya zamanaşımına uğramasından dolayı bir zararının ortaya çıkmış olması gerekir. Zararın mevcudiyeti, sebepsiz zenginleşme talebinin kabul şartıdır. Zararın varlığının kabulü için, hamile ait ve tahsili mümkün olan bir alacak hakkının düşmesi veya zamanaşımına uğraması sonucu borçlu nezdinde oluşan zenginleşmenin, bundan başka bir sebebinin bulunmaması, yani sebepsiz olması yeterlidir (Bozgeyik, H.: Kambiyo Senetlerinde Sebepsiz Zenginleşme, Cilt:VII, Atatürk Üniv. Huk. Fak. Dergisi Haziran-2003, s.589 vd.).(YHGK E: 2017/19-1630 K: 2018/1186 )
Bir vakıayı ispat yükü kendisine düşen taraf o vakıayı başka delillerle ispat edemediği takdirde diğer tarafa yemin teklif edebilir. Ancak ispat yükü kendisine düşen taraf bütün delillerle iddiasını veya savunmasını ispatlamaya çalışıp bunu başaramadığı takdirde son çare HMK’nın 232/2. maddesi uyarınca olarak yemin deliline başvurur (Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü 6.baskı, cilt III, sh.2493).
6100 Sayılı HMK’nın 229. Maddesine göre yemin için davet edilen kimse, tayin edilen gün ve saatte mahkemede geçerli bir özrü olmaksızın bizzat hazır bulunmaz yahut hazır bulunup da yemini iade etmez ya da yemini eda etmekten kaçınırsa yemin konusu vakıaları ikrar etmiş sayılır.
Doktrinde de kabul edildiği üzere HMK kapsamında kesin deliller senet, yemin ve kesin hükümdür. Yeminin kesin delil olduğu hakkında HMK’da açık bir düzenleme olmayıp yemin etmemenin sonucunda yemin konusu vakıaların ikrar edilmiş sayılacağı düzenlenmiştir.
Bu açıklamalar ışığında dosya incelendiğinde, huzurdaki davada ispat yükünün davalı/keşidecide olduğu, davalı keşidecinin dava konusu çeki ödediğine dair dosyamıza herhangi bir bilgi ya da belge sunmadığı, davalının HMK 222 kapsamında ticari defterlerini de sunmadığı, davalı vekilinin cevap dilekçesinde yemin deliline dayandığı, davacının yemin teklif edeceğini beyan ettiği, mahkememiz huzurunda alınan beyanında davacının anılan paranın kendisine ödenmediğine dair yemin ettiği anlaşılmakla kesin delil olan yemin davacı tarafça usulüne uygun olarak eda edilmiş olup davalının üzerine düşen ispat yükünü ifa etmediği anlaşılmış, davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile … İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Es sayılı takibine vaki itirazın İPTALİNE; takibin kaldığı yerden DEVAMINA
2- Davalının itirazında haksız ve alacağın likit olması nedeniyle hükmedilen bedelin dava tarihindeki kur (5,7404) üzerinden karşılığı üzerinden takdiren %20 üzerinden hesaplanan 31.146,24 TL icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 10.978,78 -TL harçtan peşin alınan 1.995,01-TL harcın mahsubu ile bakiye 8.983,77-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 44,40-TL başvuru harcı, 1.995,01TL peşin harç, 700-TL bilirkişi ücreti, tebligat ve posta masrafından oluşan 176,00-TL olmak üzere toplam 2.915,41-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 19.218,40-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesi halinde ödeyen tarafa iadesine,
7-Dava açılmadan evvel sonradan haksız çıkan taraftan alınmak üzere suç üstü ödeneğinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına dair,
Dair, tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/09/2021

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.