Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1332 E. 2020/609 K. 01.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/1332
KARAR NO : 2020/609

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/12/2019
KARAR TARİHİ : 01/12/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A. Tarafların Talepleri
Davalı vekili 13/12/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle, müvekkili şirket ile davalı arasında 01/10/2017 tarihinde iş sağlığı ve güvenliği hizmet alım sözleşmesi imzalandığını, müvekkili şirketin bu sözleşme gereğince davalıya hizmet sunduğu ve bu hizmetlere ilişkin takip müstenidi faturaları düzenlenerek davalıya gönderildiğini, davalı tarafça gönderilen faturaya yasal süresinde itiraz edilmediğini, fatura bedelinin de ödenmediğini, davalı şirket tarafından sunulan hizmetlere karşılık kısmi ödemelerin yapıldığını, davalı şirket tarafından hizmet bedelleri ödenmeyince davalı hakkında icra takibi başlatıldığını ancak davalı borçlu tarafından borca itiraz edildiğini belirterek davalı tarafından yapılan haksız itirazın iptali ile takibin devamını, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı üzerinden bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Usulüne uygun tebligata rağmen davalı tarafından herhangi bir cevap dilekçesi sunulmamıştır.
B.Uyuşmazlık ve Deliller
Davanın itirazın iptali davası olması sebebi ile öncelikle itirazın yapıldığı icra dosyası mahkememiz dosyası arasına alınmış, yapılan incelemede İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün …esas sayılı dosyası ile mahkememiz dosyasının taraflarının aynı olduğu, dosyamız davacısının alacaklı, dosyamız davalılarının borçlu olduğu, dava değerlerinin asıl alacak yönünden aynı olduğu, davalı tarafından süresinde ve geçerli bir şekilde itiraz dilekçesi sunulduğu görülmüştür.
Mahkememizce resen görevlendirilen mali müşavir bilirkiş… hazırladığı 06/10/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı tarafın 2018-2019 yılı hesap dönemine ilişkin tutulması zorunlu ticari defterlerinin kanuna uygun eksiksiz olarak tutulduğu, açılış ve kapanış onaylarının yetkili makamlarca zamanında yapıldığı, mahkemece müzekkere ile talep edilen davacı ve davalı tarafa ait ba-bs formlarında 2018-2019 yılına ait dava konusu faturanın 5.000,00-TL altında olduğundan tarafların BA-BS formlarında yer almadığı, tüm bu hususlar dikkate alındığında davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan kaydi olarak asıl alacak olarak 15.228,75-TL tutarında alacaklı olduğu, davacı tarafın davalı taraftan 675,24-TL tutarında faiz talep edebileceği, İİK 67/2 maddesi uyarınca takibin fatura ve cari hesaba dayanması bu kapsamda belirlenebilir ve likit olması sebebi ile ayrıca davacının %20 oranında olmak üzere icra inkar tazminatı talebinde bulunabileceği mütalaa edilmiştir.
Anılan bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş davacı taraf sunduğu 16/10/2020 tarihli beyan dilekçesinde bilirkişi raporuyla haklılığının ortaya çıkmış olduğunu, talepleri gibi davanın kabulüne karar verilmesini, ve inkar tazminatına hükmedilmesini talep ettiklerini ifade etmiştir.
C. Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe
Huzurdaki dava itirazın iptali davasıdır. Dava dilekçesi ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde uyuşmazlığın davacı şirket ile davalı şirket arasındaki ticari ilişki kapsamında davalı şirketin edimlerini sözleşmeye uygun olarak ifa edip etmediği, bu nedenle davacının alacağının bulunup bulunmadığı, icra takibine yapılan itirazın haklı olup olmadığı, kötüniyet ve icra inkar tazminatlarının şartlarının oluşup oluşmadığı hususlarına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiştir. Dava şartlarına ilişkin eksik ve incelenmesi gereken ilk itiraz bulunmadığı anlaşıldıktan sonra tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktaları belirlenip tahkikat aşamasına geçilmiş, deliller toplanıp bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller, tarafların dilekçe ve beyanları ile duruşma esnasındaki sözlü açıklamaları, davalının icra dairesine sunduğu itiraz dilekçesi hep birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığına dair bir ihtilaf bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davalı itiraz dilekçesinde ilişkinin bulunmadığına dair bir savunma ileri sürmemekte, faize ve asıl borca dair itirazda bulunmaktadır.
TTK’nın 18. maddesinde tacir olmanın hükümleri arasında sayılan yükümlülüklerin biri de kanun hükümleri uyarınca gerekli ticari defterleri tutmaktır. Defter tutma yükümlülüğü Kanunun 64. maddesinde ayrıca düzenlenerek her tacirin, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorunda olduğu belirtilmiştir.
Her iki tarafın da tacir olması nedeni ile 17/01/2020 tarihli celsede tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmasına, tarafların inceleme gün ve saatinde ticari defterlerini incelemeye esas olmak üzere HMK 222 gereği sunmasına, bu süre içerisinde gereği yerine getirilmediği takdirde bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağının taraflara ihtarına, ihtarın davalıya tebliğine karar verilmiş ve davalıya ihtar duruşma tutanağının tebiği ile gerçekleştirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, davacı tarafın ticari defterleri ve aldırılan bilirkişi raporundan davacının ticari defterlerinin sahibi lehine delil vasfında olduğu, davacı tarafça davalıya toplam 50.528,75 TL hizmet verildiği, davalı tarafından davacıya 35.300,00 TL ödeme yapıldığı, böylece davacının davalıdan kayden 15.228,75 TL alacaklı olduğu, davalı tarafça davacıya 10/04/2019 tarihinden sonra herhangi bir ödeme yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Böylece davacının üzerine düşen ispat koşulunu ifa ettiği anlaşılmış, kendi lehine delil niteliği taşıyan ticari defterlerinde davacının alacağının kayıtlı olduğu görülmüş, usulüne uygun tebligata rağmen davalı tarafça ticari defterler sunulmadığından davacının defterlerine itibar edilerek davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜ ile; davalı-borçlunun İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİNE, takibin kaldığı yerden DEVAMINA,
2-Likit alacağa vaki haksız itiraz nedeniyle İİK’nın 67/2.maddesi uyarınca, takibe konu alacağın üzerinden takdiren %20 oranında hesaplanan 3.180,6 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine
3-Alınması gereken 1.086,40-TL harçtan peşin alınan 192,09-TL harcın mahsubu ile artan 894,31- TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,

4-Davacı tarafça yapılan 44,40-TL başvuru harcı, 192,09-TL peşin harç, 700,00-TL bilirkişi ücreti, tebligat ve posta masrafından oluşan 111,50-TL olmak üzere toplam 1.047,99-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Dosyada artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
7-Hazineden karşılanan arabuluculuk ücreti olan 1320,00 TL davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize sunulacak yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
01/12/2020

Katip …
E-imzalıdır

Hakim …
E-imzalıdır