Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1314 E. 2021/139 K. 23.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/1314 Esas
KARAR NO : 2021/139

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan), İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/12/2019
KARAR TARİHİ : 23/02/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan), İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A. Tarafların Talepleri
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı borçlu arasında 25.11.2014 tarihli Fason Üretim sözleşmesi imzalandığını, davalının talep ettiği miktarda ıslak havlu ve ıslak mendil üretimini davalıya ait markalarını veya davalının bildirdiği markaların üretilmesi ve teslimi konusunda anlaşıldığını, ürünlerin üretiminin yapılarak davalıya teslim edildiğini, verilen malların karşılığı olarak davalıya faturaların düzenlendiğini, 236.444,05TL borcunun bulunduğunu, ödenmeyen bu borç sebebiyle davalı şirkete ihtarname keşide edildiğini, ihtarnamenin tebliğinden sonrada ödenmeyen borç için icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından bu icra takibine itiraz edilerek durdurulduğunu, arabuluculuğa başvurulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını bu nedenlerle davalının mal varlığını gizlediği ve 3.kişilere devir ettiğinin tespit edildiğini, davalı borçlunun menkul, gayrimenkul ve 3.kişilerden hak ve alacaklarına ihtiyati haciz konulmasını ve itirazın iptaline karar verilmesine, icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı şirket arasında takip konusu borcu doğuracak nitelikte ticari ilişkinin olmadığını, müvekkiline herhangi bir faturanın tebliğ edilmediğini, taraflar arasında yapılmış yazılı bir sözleşmenin bulunmadığını, davacı yanın bu iddialarının asılsız olduğunu, davacının bu cari hesap iddialarını yazılı cari hesap sözleşmesi sunarak ispat etmesi gerektiğini, dayanak olarak gösterilen sözleşme ve sevk irsaliyesi üzerindeki imzaların müvekkili şirket temsilcilerine ait olmadığını, bu nedenle imzalara itiraz ettiklerini, davacının cari hesap içerisinde takip konusu gösterdiği faturaların müvekkiline tebliğ edilmediğini, ticari defterlerinde yer almadığını, faturaların taraflardan birini borç altına sokabilmesi için borç doğurucu bir hukuki işlemin bulunması gerektiğini, faturanın bir akit olmadığını, bu nedenlerle davanın reddine ve haksız ve kötü niyetli davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Birleşen İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/428 esas sayılı dosya dava dilekçesi özetle; müvekkili şirketle davalı-borçlu şirket arasında 25/11/2014 tarihli Fason Üretim Sözleşmesi imzalandığını, müvekkili şirketin anılan sözleşme uyarınca davalının talep ettiği miktar ve vasıflarda ıslak havlu ve ıslak mendil üretimini yaparak davalıya teslim ettiğini, davalının 1,5 yıl öncesine kadar ödemelerini mümkün olduğunca aksatmadığını, ancak son dönemlerde ödemelerini geciktirdiğini, müvekkili tarafından verilen mal ve hizmetler karşılığı olarak davalı adına faturalar düzenlendiğini, davalı şirketin işbu hizmetler karşılığında 60.541,19-TL. bakiye borcunu ödemeyince müvekkili şirket tarafından davalı şirket aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, davalı aleyhine 236.444,19-TL. alacağın tahsili için İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasıyla daha önce başlatılan takibe de davalının aynı şekilde itiraz ettiğini, itiraz üzerine İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası üzerinden itirazın iptali davası açtıklarını, halen derdest olan işbu davada anılan mahkemece tensiple borcun dayanağı faturalar ve sevk irsaliyeleri incelenerek davalı aleyhine ihtiyati haciz kararı verildiğini, sonrasında davalının ihtiyati haciz kararına yaptığı itirazın istinaf mahkemesince incelenmesi neticesinde davalının istinaf başvurusunun reddine karar verildiğini, davalı tarafla yapılan görüşmelerin sonuçsuz kaldığını, piyasada yaptıkları araştırmalarda davalının sadece çek karşılığı olan borçlarını ödediğini, diğer her türlü borçlarını ise ödemekten kaçındığını, mal varlığını gizlediğini ve 3. kişilere devrettiğini tespit ettiklerini, davalının itirazlarının haksız ve kötü niyetli olduğunu belirterek, öncelikle tebligat ve duruşma yapılmaksızın dava değeri olan 60.541,19-TL.’lik tutar için mahkemece uygun görülecek teminat karşılığında borçlunun borca yetecek miktarda menkul ve gayrimenkul malları ile 3. kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyaten haciz konulmasını, ayrıca davalı aleyhine aynı sözleşmeden kaynaklanan alacağın tahsili talebiyle İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin… E. sayılı dosyasında açılmış olan ve halen derdest bulunan dosyada alacağın varlığı yönünden her iki tarafın delillerinin inceleneceğini, incelemeye esas olacak defter ve kayıtların işbu dosya açısından da delil teşkil ettiğini, dolayısıyla aynı kayıtların her iki davada ayrı ayrı incelenmesinin usul ekonomisine aykırı olduğunu ve yargılamanın uzamasına sebebiyet vereceğini belirterek, HMK.’nun 166. maddesi uyarınca işbu dosyanın İstanbul … ATM.’nin …Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine, icra dosyasına borçlu tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalı karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B.Uyuşmazlık, Deliller, Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
Huzurdaki davalar itirazın iptali davalarıdır. Dava dilekçeleri, cevap dilekçeleri ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde uyuşmazlığın davacı şirket ile davalı şirket arasındaki ticari ilişki kapsamında davalı şirketin edimlerini sözleşmeye uygun olarak ifa edip etmediği, bu nedenle davacının takip tarihleri itibariyle alacağının bulunup bulunmadığı, icra takiplerine yapılan itirazların haklı olup olmadığı, icra inkar tazminatlarının şartlarının oluşup oluşmadığı hususlarına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
Davanın itirazın iptali davası olması sebebi ile öncelikle itirazların yapıldığı icra dosyaları mahkememiz dosyası arasına alınmış, yapılan incelemede İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün …ve İstanbul… İcra Müdürlüğü’nün … … esas sayılı dosyaları ile mahkememiz dosyalarının taraflarının aynı olduğu, icra dosyalarında borçlu olarak yer alanın dosyamızda davalı konumunda olduğu, dosyamız davacısının alacaklı ve dava değerlerinin aynı olduğu, davalı tarafından süresinde ve geçerli bir şekilde borca dair itiraz dilekçeleri sunulduğu görülmüştür.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiştir. Dava şartlarına ilişkin eksik ve incelenmesi gereken ilk itiraz bulunmadığı anlaşıldıktan sonra tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktaları belirlenip tahkikat aşamasına geçilmiş, deliller toplanıp bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
Mahkememizce resen görevlendirilen mali müşavir bilirkişi… marifetiyle hazırlanan 21.12.2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “davacı yana ait 2019 ve 2020 yıllarına ait ticari defterlerin incelendiğini, asıl dosya olarak davalı yandan 23/10/2019 takip tarihi itibariyle 236.444,05TL alacaklı birleşen dosya olarak davalı yandan 03/02/2020 takip tarihi itibariyle 60.541,19 TL alacaklı olduğunu, davalı yanın ticari defterlerinin bulunmadığını belirterek sunulmadığını, davacı tarafın alacağını oluşturacak faturaların tümünün davalı tarafından e-fatura sisteminden kabul edilmiş olduğunu, taraflar arasında imzalanan Fason Üretim Sözleşmesi ile 4.Sözleşmenin Başlangıcı, Süresi ve Fesih Maddesinde, ‘herhangi bir ihtilaf durumunda Birlik’ e ait olan tüm ambalaj stoku ve üretilmiş ürün Birlik’e iade edilerek fatura edilecektir’ olarak belirtilmiş olduğunu, birleşen dosyada davacının alacağını oluşturan faturaların bu maddeye istinaden düzenlenmiş olabileceğini, davacının 03.10.2019 tarihinde ihtarname keşide ettiğini davalı adresine tebliğ olduğunu, davacının icra takip tarihi olan 23/10/2019 tarihinden itibaren 236.444,05 TL asıl alacağına işleyecek yıllık %19,50 ve değişen oranlardaki ticari avans faizi talep edebileceğini, birleşen dosya yönünden icra takip tarihi olan 03/02/2020 tarihinden itibaren 60.541,19 TL asıl alacağına işleyecek yıllak %13,75 ve değişen oranlardaki ticari avans faizi talep edebileceğini , ” mütalaa etmiştir.
Mahkememizce bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş davacı taraf 25/12/2020 tarihli dilekçe ile bilirkişinin davacı alacaklarını hesapladığını, raporun kendilerini desteklediğini, davalının ticari defterlerini sunmadığını, alacağın BA BS formları ile söz konuus faturaların hem davalı hem de davacı kayıtlarında bulunduğunun ispatlandığını, davalı tarafça sunulan itirazın dosyayı ve borcu sürüncemeye bırakmaya yönelik olduğunu belirtmiştir. Davalı vekili sunduğu 05/01/2021 tarihli dilekçesiyle rapora açıkça itiraz ettiğini, bilirkişinin hukuki görüş bildirdiğini, bilirkişinin yalnızca davacı şirket kayıtlarını esas alarak rapor tanzim ettiğini, taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığına dair araştırma yapılmadığını ifade etmiş dosyanın yeni bir bilirkişiye tevdiini talep etmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller, tarafların dilekçe ve beyanları ile duruşma esnasındaki sözlü açıklamaları, davalının icra dairesine sunduğu itiraz dilekçeleri hep birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığına dair bir şüphe bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davalı taraf cevap dilekçesinde taraflar arasında bir cari hesap ilişkisi bulunmadığını iddia etmekte ise de dosyada bulunan ve taraflar arasında akdedilip de kaşelenip imzalanan sözleşmenin varlığı, davalı tarafça da BA BS formları ile alım bildiriminde bulunulması karşısında bu itirazın kötüniyetle yapıldığı anlaşılmaktadır.
TTK’nın 18. maddesinde tacir olmanın hükümleri arasında sayılan yükümlülüklerin biri de kanun hükümleri uyarınca gerekli ticari defterleri tutmaktır. Defter tutma yükümlülüğü Kanunun 64. maddesinde ayrıca düzenlenerek her tacirin, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorunda olduğu belirtilmiştir.
Her iki tarafın da tacir olması nedeni ile her iki taraf vekillerinin hazır bulunduğu 20/10/2020 tarihli ön inceleme celsesinde tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmasına, tarafların inceleme gün ve saatinde ticari defterlerini incelemeye esas olmak üzere HMK 222 gereği sunmasına, bu süre içerisinde gereği yerine getirilmediği takdirde bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağının taraflara ihtarına karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, davacı tarafın ticari defterleri ve aldırılan bilirkişi raporundan davacının ticari defterlerinin sahibi lehine delil vasfında olduğu, taraflar arasında ticari ilişki olduğu, taraflar arasında bebekler için kullanıma uygun ıslak havlu ve ıslak mendil alım satımına dair ilişki bulunduğu, dava konusu alacağın fatura bedellerinden kaynaklandığı görülmüştür. Davalı taraf taraflar arasında ilişki bulunmadığına itiraz etmekte ise de faturanın iadesine ilişkin bir savunma da ileri sürülmemiştir. Hal böyle iken davalı tarafın cari hesap dolayısıyla davacıya 296.985,24 TL borcunun bulunduğu anlaşılmaktadır.
TTK’nın 21. Maddesine göre “Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir. Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır. “
Öte yandan her iki taraf BA BS formlarından dava konusu faturaların her iki tarafça da beyan edildiği anlaşılmaktadır. Vergi dairesine bildirim yapıldığından, hizmetin teslim edilmediğine dair ispat davalı taraftadır. Zira davalı tarafça vergi dairesine ilgili bildirimimin yapılması davacı tarafça teslimin gerçekleştiğine dair karine teşkil eder. “…Davacı tarafın ticari defter ve kayıtların alacağın varlığı hususunda tek başına ispata yeterli değil ise de; davalının bağlı bulunduğu … Vergi Dairesinin cevabi yazısına göre, takibe konu faturanın davalı tarafça beyan edildiği dikkate alındığında bu husus teslime karine teşkil ettiğinden aksi yöndeki iddiayı ispat yükü davalı taraftadır. Davalı taraf, ticari defterlerini ibraz etmemiş, keza istinafa konu iddiası yönünden yargılama aşamasında taraflar arasında süre gelen ticari ilişkideki fatura örneklerini yahut ödeme belgelerini de ibraz etmemiştir. Dosyada mevcut SMM bilirkişi raporunda, salt davacı tarafın ticari defterleri incelenmiş olup takip tarihi itibariyle davacının alacak iddiası yerinde görülmekle davalı vekilinin istinaf isteminin HMK’nın 353-1-b-1 maddesi gereğince reddine karar vermek gerekmiştir…” (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ nin 30.01.2020 tarih 2017/3832 E., 2020/227 Karar sayılı kararı)
Böylece davacının üzerine düşen ispat koşulunu ifa ettiği anlaşılmış, kendi lehine delil niteliği taşıyan ticari defterlerinde davacının alacağının kayıtlı olduğu görülmüş, usulüne uygun tebligata rağmen davalı tarafça ticari defterler sunulmadığından davacının defterlerine, sözleşmeye ve BA BS formlarına itibar edilerek davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A. ASIL DAVA OLAN MAHKEMEMİZİN 2019/1314 ES SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN
1-Davacının davasının KABULÜ ile; davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına,
2-Alacak likit ve belirlenebilir, itiraz da haksız olduğundan hükmolunan alacağın %20 si nispetinde hesaplanan 47.288,81 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Asıl dava yönünden alınması gereken 16,151,49-TL harçtan peşin alınan 2.855,66-TL harcın mahsubu ile bakiye 13.295,83-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4- Aslı dava yönünden davacı tarafça yapılan 44,40-TL başvuru harcı, 2.855,66-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Asıl dava yönünden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 25.001,08-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Asıl dava yönünden dava açılmadan evvel sonradan haksız çıkan taraftan alınmak üzere suç üstü ödeneğinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
B. BİRLEŞEN DAVA OLAN İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN 2020/428 ES SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN
1-Davacının davasının KABULÜ ile; davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına,
2-Alacak likit ve belirlenebilir, itiraz da haksız olduğundan hükmolunan alacağın %20 si nispetinde hesaplanan 12.108,238 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Birleşen dava dosyası yönünden alınması gereken 4.135,56-TL harçtan peşin alınan 731,19-TL harcın mahsubu ile bakiye 3.404,37-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Birleşen dava dosyası yönünden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 8.670,35-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Birleşen dava dosyası yönünden davacı tarafça yapılan 54,40-TL başvuru harcı, 731,19-TL peşin harçın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Birleşen dava yönünden dava açılmadan evvel sonradan haksız çıkan taraftan alınmak üzere suç üstü ödeneğinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
C. ORTAK HÜKÜMLER
6-Davacı tarafça yapılan 1.500,00-TL bilirkişi ücreti, tebligat ve posta masrafından oluşan 190,50-TL olmak üzere toplam 1.690,50-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesi halinde ödeyen tarafa iadesine,
Dair, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı 23/02/2021

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.