Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1312 E. 2021/203 K. 09.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/1312
KARAR NO : 2021/203

DAVA :İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :17/12/2019
KARAR TARİHİ :09/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A. Tarafların Talepleri
Davacı vekili 17/12/2019 tarihli dava dilekçesinde, müvekkili davacı/ alacaklı ile davalı/borçlu şirket arasında ticari ilişkinin olduğunu, ticari ilişki kapsamında davalı tarafa makina/ekipman satıldığını, borçlu/davalı tarafın yaptığı Türk Lirası ( TL) ödemelerin sözleşme gereği ödeme tarihindeki kurdan Türk lirasına çevrilip borcundan düşüldüğünü, kalan bakiyenin ödenmediğini, alacağın tahsili için icra takibinin başlatıldığını, davalı tarafın itirazı nedeni ile takibin durdurulduğunu, davalı tarafın borca itirazında haksız olduğunu belirterek davalının yaptığı itirazın iptalini ve takibin devamını, davalı taraf aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafından herhangi bir cevap dilekçesi sunulmamıştır.
B.Uyuşmazlık, Deliller, Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe
Huzurdaki dava hukuki niteliği itibari ile; İİK.nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır. Dava dilekçesi ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde uyuşmazlığın davacı şirket ile davalı şirket arasındaki ilişki kapsamında davacı tarafın davalı taraftan alacaklı olup olmadığı, davacı taraf alacaklı ise bu alacağın miktarının ne olduğu, alacağın takip tarihi itibari ile likit olup olmadığı, icra inkar tazminatı şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği hususlarında toplandığı anlaşılmaktadır.
Davanın itirazın iptali davası olması sebebi ile öncelikle itirazın yapıldığı icra dosyası mahkememiz dosyası arasına alınmış, yapılan incelemede İstanbul … İcra müdürlüğünün… Esas sayılı takip dosyası ile mahkememiz dosyasının taraflarının aynı olduğu, icra dosyasında borçlu olarak yer alan kişinin dosyamızda davalı konumunda olduğu, dosyamız davacısının alacaklı ve dava değerlerinin asıl alacak yönünden aynı olduğu, icra dosyası takip talebinde bedelleri gösterilmek suretiyle fatura alacaklarının takibe konu edildiği, davalı tarafından süresinde ve geçerli bir şekilde dosyada yapılan takipte borca dair itiraz dilekçesi sunulduğu görülmüştür.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiştir. Dava şartlarına ilişkin eksik ve incelenmesi gereken ilk itiraz bulunmadığı anlaşıldıktan sonra tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktaları belirlenip tahkikat aşamasına geçilmiş, deliller toplanıp bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
Mahkememizce görevlendirilen mali müşavir bilirkişi… marifetiyle hazırlanan 01/11/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı ve davalı tarafın ilgili hesap dönemine ilişkin tutulması zorunlu ticari defterlerinin, kanuna uygun, eksiksiz olarak tutulduğun, açılış ve kapanış onaylarının yetkili makamlarca zamanında yapıldığını, davacı taraf davalı yana toplam da kesilen faturaların ve yapılan ödemeler karşılaştırıldığında davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan kaydi olarak 14.131,63USD alacaklı olduğunu, alacağın cari hesaba dayanması davacı tarafından davalı yana kesilen faturada son ödeme tarihinin 27/06/2014 tarihi olarak belirlendiğini, işlemiş faizde bulunacağı, davacı tarafın davalı taraftan 4.313,05USD faiz talep edebileceğini, davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan kaydi olarak asıl alacak olarak 14.131,63USD, işlemiş faiz 4,313,05 USD olmak üzere toplam 18.444,68 USD, İİK 67/2 maddesi uyarınca takibin fatura ve cari hesaba dayanması bu kapsamda belirlenebilir ve likit olması sebebi ile ayrıca davacının %20 oranında olmak üzere icra inkar tazminatı talebinde bulunabileceğini mütalaa etmiştir.
Mahkememizce bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş davacı taraf 09/11/2020 tarihli dilekçe ile bilirkişinin dosya kapsamına ve olgulara uygun rapor hazırladığını, raporla alacaklarının ispat edildiğini belirtmiştir. Davalı taraf kendisine yapılan tebligata rağmen bilirkişi raporuna herhangi bir itiraz ileri sürmemiştir.
Harcın eksik yatırıldığının tespit edilmesi üzerine mahkememizce 3 numaralı celsede davacıya eksik harcı tamamlamak üzere kesin süre verilmiş, davacı tarafça süresinde bu eksik giderilmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller, tarafların dilekçe ve beyanları ile duruşma esnasındaki sözlü açıklamaları, davalının icra dairesine sunduğu itiraz dilekçesi hep birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığına dair bir ihtilaf bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davalı itiraz dilekçesinde ilişkinin bulunmadığına dair bir savunma ileri sürmemekte, faize ve asıl borca dair itirazda bulunmaktadır.
TTK’nın 18. maddesinde tacir olmanın hükümleri arasında sayılan yükümlülüklerin biri de kanun hükümleri uyarınca gerekli ticari defterleri tutmaktır. Defter tutma yükümlülüğü Kanunun 64. maddesinde ayrıca düzenlenerek her tacirin, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorunda olduğu belirtilmiştir.
Her iki tarafın da tacir olması nedeni ile 15/09/2020 tarihli celsede tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmasına, tarafların inceleme gün ve saatinde ticari defterlerini incelemeye esas olmak üzere HMK 222 gereği sunmasına, bu süre içerisinde gereği yerine getirilmediği takdirde bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağının taraflara ihtarına, ihtarın davalıya tebliğine karar verilmiş ve davalıya ihtar duruşma tutanağının tebiği ile gerçekleştirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, davacı tarafın ticari defterleri ve aldırılan bilirkişi raporundan davacının ticari defterlerinin sahibi lehine delil vasfında olduğu, taraflar arasında ticari ilişki olduğu, dava konusu alacağın makina bedellerinden kaynaklandığı görülmüştür. Davalı tarafın hizmetin verilmediğinde ilişkin herhangi bir itirazın bulunmadığı gibi faturanın iadesine ilişkin bir savunma da ileri sürülmemiştir. Hal böyle iken davalı tarafın cari hesap dolayısıyla davacıya 14.131,63 USD borcunun bulunduğu anlaşılmaktadır.
Bu noktada icra takibine konu edilen faize değinmek gerekir. Türk ticaret Kanunu’nun 10. Maddesine göre “Aksine sözleşme yoksa, ticari bir borcun faizi, vadenin bitiminden ve belli bir vade yoksa ihtar gününden itibaren işlemeye başlar.” Davacı tarafça davalıya takip öncesi herhangi bir ihtarname çekilmediği anlaşılmaktadır. Ancak taraflar arasındaki sözleşmeden taraflar arasında vade planının belirlendiği, buna göre davacının faize hak kazandığı ve bilirkişi raporunda faizin de hesaplandığı görülmektedir.
Böylece davacının üzerine düşen ispat koşulunu ifa ettiği anlaşılmış, kendi lehine delil niteliği taşıyan ticari defterlerinde davacının alacağının kayıtlı olduğu görülmüş, usulüne uygun tebligata rağmen davalı tarafça ticari defterler sunulmadığından davacının defterlerine ve sunulan sözleşmeye itibar edilerek davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:
1. Davacının davasının KABULÜ ile; davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına,
2-Alacak likit ve belirlenebilir, itiraz da haksız olduğundan hükmolunan alacağın dava tarihindeki güncel kur üzerinden TL karşılığı üzerinden hesaplanan %20 icra inkar tazminatı olarak 21.673,23 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 6.920,18-TL harçtan peşin alınan 1.654,40-TL harcın mahsubu ile artan 5.265,78-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 44,40-TL başvuru harcı, 1.654,40-TL peşin harç, 700,00-TL bilirkişi ücreti, tebligat ve posta masrafından oluşan 117,00-TL olmak üzere toplam 2.515,80-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 13.574,03-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Dosyada artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
7-Hazineden karşılanan arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi, verilen karar usulen okundu anlatıldı.09/03/2021

Katip …
E-imzalıdır

Hakim …
E-imzalıdır