Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1255 E. 2020/105 K. 12.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/1255 Esas
KARAR NO : 2020/105

ESAS VE BİRLEŞEN DAVA : Tazminat
ASIL DAVA TARİHİ : 29/06/2007
BİRLEŞEN DAVA TARİHİ : 06/05/2009
KARAR TARİHİ : 12/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl davada davacı şirketin sonraki denetim kurulu üyeleri vekilinin sunduğu dava dilekçesi ile, … A.Ş.’nin 28/06/2007 tarihinde yapılan 2003, 2004, 2005, 2006 yılları ve 01/01/2007-30/04/2007 ara dönem faaliyet yıllarına ilişkin Olağan Genel Kurul Toplantısında gündem maddesi gereği yapılan görüşmeler ve Şirket Denetim Kurulu”nun şirketin geçmiş yılları kapsayan faaliyetleriyle ilgili yapmış olduğu icelemeler oluşturduğu 2003, 2004. 2005, 2006 faaliyet yılları ve 01/01/2007-30/04/2007 ara dönemlerini kapsayan 06/06/2007 Tarihli Denetim Kurulu Raporu içeriği Genel Kurulun bilgisine sunulduğunu, ,Şirket Genel Kurulu’ınm ( ) no.lu kararı ile şirketi zarara uğratan, yukarıda ismi yazılı davalılar hakkında mali sorumluluk davası açılmasına, bunun için Türk Ticaret Kanunu gerekince Şirket Denetim Kuruluna yetki verilmesine karar verildiğini, 2002, 2003, 2O04, 2005, 2006 yılları ve 01/01/2007-30/04/2007 tarihlerinde Şirketi sevk ve idare eden Yönetim Kurulu Üyeleri ile Denetim Kurulu Üyelerinin ad-soyad, görev ve görev yaptıkları dönemlerin dava diekçesinin 2 sayfasındaki tabloda belirtildiği, Davalıların denetçi raporlarında ayrıntılı olarak açıklanan ve dilekçenin 2.sayfasının alt kısmında belirtilen ve Türk Ticaret Kanunun somut eylemleri ile Şirketi zarara uğrattıklarının tesbit edildiğini, Şirketi sevk ve idare eden Yönetim Kurulu ve Denetim Kurulu üyelerinin spesifik Mali Sorumluluk turarlarının ise yine kalem kalem dilekçenin 2.ve 3.sayfalarında açıklandığı, Şirket kasa hesabında muhasebe kayıtlarında görülmekle birlikle fiilen mevcut olmayan nakit paranın (1.029.13-YTL) gerekli takip yapılmayarak zarara dönüşmesinden, vazifelerini yerine getirmeyen Şirket Yönetim Kurulu ve Denetim Kurulu Üyelerinin sorumlu olduğu kanaatinde olduklarını, Keza, İstihdam Edenlerin Mesuliyeti’ ile ilgili Borçlar Kanunu (BK) madde 55 ve ‘Muavin Şahısların Mesuliyeti’ ile ilgili BK madde 100 İstihdam edenlerin mahiyetinde istihdam ettiği kimselerin ve amelesinin hizmetlerini İfa ettikleri zarardan mesuldürler’ biçiminde olduğunu, netice itibariyle kasadaki paranın bulunamayışı nedeniyle gerek muhasebe kaydını tutan ve kasa görevlisi olanların zarardan sorumlu olduğu gibi gerekse Şirkete karşı özen ve sadakat borcu olan yöneticileri ve deneticilerinin de sorumlu tutulması gerekltiğini, … Elektrik üzerinde T C. Şişli … Sulh Ceza Mahkemesinin 26/08/2003 tarih… sayılı ve 26/08/2003 tarih 2003/443 sayılı müteferrik tedbir kararlarının mevcut olduğunu, buna rağmen firmanın tedbir kararlarına (tevdi mahalli banka idi) aykırı olarak firma kasasında çok sayıda tahsilat ve ödemelerin yapıldığının tespit edildiğini, yaptıkları tespitlerde bu tahsilat ve ödemelerin bir kısmının … Elektriğin ticari faaliyeti için zorunlu genel gider, cari hesap veya vergi ödemeleri için yapıldığının anlaşıldığını, ancak bir kısım ödemelerin ise ticari dayanaktan yoksun bazı Grup firmalarına fon aktarımı amacı yapıldığının tespit edildiğini, tedbir kararlarından sonra yapılan bu ödemelerden 14/11/2003 tarihli … A.Ş’ye firma kasa hesabından aktarılan 58.540.00-YTL tutar İle … Elektrik kendi kaynaklarını yersiz olarak kaybetmiş olup bu durum ilgili Yönetim Kurulu ve Denetim Kurulu Üyelerinin mali sorumluluğunu gerektirdiğini, Aktarılan nakit fonun halihazırda tahsil edilemediğini, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HUMK) Madde 113/A ya göre; ihtiyati lebdir- kararının uygulanması dolayisiyle verilen emre uymayan veya o yalda alınmış tedbire aykırı davranışta bulunan kimsenin , eyleminin Türk Ceza Kanunu (T.C.K.) göre daha ağır bir cezayı gerektirmediği taktirde ait olduğu ceza Mahkemesince 1 aydan 6 aya kadar hapisle cezalandırılır’ biçiminde olduğunu, … Elektriğin 10.000,00-YTL olan sermayesini 13/06/2003 tarihli 2012 Çalışma Yılına yönelik Olağan Genel Kurul Toplantısında 490.000,00-YTL arttırarak 500.000,00-YTL’yı çıkartığını, 13/06/2003 tarihli Olağan Genel Kurul kararının 01/07/2003 tarihinde tesçil edildiğini, ve 04/07/2003 tarihli 5834 sayılı …Ticaret Sicili Gazetesinde yayınlandığını, ilgili Genel Kurul kararı ile değiştirilen “Şirketin Sermayesi” başlıklı 6.Maddeye göre arttırılan 490.000,00-YTL hissedarlar tarafından muvazaadan ari olarak tamamen ve nakden taahhüt edildiğini, Arttırılan sermayenin 1/4’ü tescil tarihinden itibaren en geç üç ay içerisinde ve kalan sermaye 06/05/2006 tarihine kadar nakden ödenir, dendiğini, arttırılan sermayenin dörtte biri olan 122.500.00-YTL tutar … öncesi… dönemi yönetimi tarafından süresi içinde ortaklardan tahsil edilemediğini, Yönelim Kurulu Üyeleri sermaye apel ödemesi için ortaklara gerekli çağrıları zamanında yapmayarak ortakların sermaye apel ödemelerini ana sözleşmede belirtildiği zamanda ödemesini sağlamamak, TTK 406 ve 407’nci maddelerinde belirtilen temerrüd durumuna karşın ortaklardan gecikme faizi ve cezai şart talep etmeyerek bu şekilde şirketin bilerek ve isteyerek zarara uğratılmasına neden olmakla sorumlu olup. Denetim Kurulu üyeleri de onları uyarmayarak görevlerinin gereğini yapmadıklarını, firmanın Yönetim Kurulu Üyeleri ticari teamüllere aykırı davranarak TTK Madde 2 ‘yi, Şirkeli basiretli bir tüccar gibi yönetmeyerek TTK Madde 20’yi, aktif varlıkların değersiz hale gelmesine yol açarak özkaynakların yitirilmesine neden olduklarından TTK Madde 320’yi, bu hatalı ve yanlış durumların devam etmesine neden olarak TTK Madde 337’yi ve kanuni defter ve belgelerin gerçeği yansıtmasını sağlayamayarak Vergi Usul Kanunu Madde 30/4 ‘ü, Denetim Kurulu Üyeleri ise TTK Madde 354, Madde 355, Madde 359’da belirtilen kontrol ve uyarı görevlerini yapmayarak ilgili kanun maddelerini ihlal ettiklerini,
Konu ile ilgili olarak, hazırlanan denetim kurulu raporunda ayrıca şu görüşlerde de yer verildiğini, Şrket kayıtları üzerinden yapılan inceleme ve elde edilen yukarıdaki sonuçlar üzerinden 2003 yılı ile 01/01/2004-12/02/2004 tarihlerini kapsayan dönemlere ilişkin kanuni defter ve belgelerin gerçeği yansıtmaması (ihticaca salih olmaması) ve hesaplara ilişkin bilgi ve belgelerin eksik olması nedeniyle ilgili dönem bilanço ve gelir tablosu hesapları ile bu dönemde görev yapmış olan Yönetim Kurulu Üyeleri ve Denetim Kurulu Üyeleri ‘nin ibra edilmemeleri, 2002 yılında bilanço ve gelir tablosu hesapları ile hu dönemde görev yapmış olan Yönetim Kurulu Üyeleri ve Denetim Kurulu Üyelerinin ibralarının aynı gerekçeler ile kaldırılması ve haklarında mali sorumluluk davası açılması,13/02/2004 – 31/12/2004 tarihleri ile 2005- 2006 yılları ve 01/01/2007 – 30/04/2007 tarihlerini kapsayan dönemlere ilişkin kanuni defter ve belgelerin usulüne uygun tutulmaları nedeniyle ilgili dönem bilanço ve gelir tablosu hesaplan ile bu dönemde görev yapmış olan Yönetim Kurulu Üyeleri ve Denetim Kurulu üyeleri’nin ibra edilmeleri’ nin gerektiğinin belirtildiğini, Yukrıda arz edilen nedenlerle,dilekçesinde isimleri ve sorumluluk miktarları ayrı ayrı belirtilen ve büyük çoğunluğu… Grubuna dahil faaliyet gösteren kuruluşlarda personel olan Yönetim ve Denetim Kurulu üyelerinin; 2003. 2004. 2005, 2006 yılları ve 01/01/2007 – 30/04/2007 tarihlerini kapsayan dönemlere ilişkin kanuni defter ve belgelerin gerçeği yansıtmaması (ihticaca salih olmaması) ve hesaplara ilişkin bilgi ve belgelerin eksik olma nedeniyle ilgili dönem bilanço ve gelir tablosu hesapları ile bu dönemde görev yapmış olan Yönetim Kurulu Üyeleri kusurlu olduklarından şirketin uğradığı zararın, TTK gereğince sınırsız sorumlu olan davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini bildirerek,sonuç olarak, Şirketin uğradığı zarardan, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00-YTL lik zararın, zararın meydana geldiği tarihten itibaren işleyecek TC. Merkez Bankası tarafından ilan edilen avans faiz oranı İle birlikte davalılardan sorumlulukları oranında müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
… tarafından davacı şirkete el konulması sonrası davaya vekili katılarak devam olunmuş ancak daha sonra yeni yönetim atanmıştır.
Davalılardan … cevap dilekçesinde; … A.Ş.deki üyeliğinin aslında… grubu şirketlerinden birinde sekreter olmasına rağmen …Bankasına 03/07/2003 tarihinde el konulmasını müteakiben şirket eski yöneticileri ve avukatlarınca hiçbir hiçbir sorumluluklarının olmadığını, sayıyı tamamlamak için sadece bir prosedür olduğunun tüm çalışanlar gibi tarafına da söylenmesi ve kendisinin de ilgili kanunları ve hukuku yeterince bilmemesi, işverene ve şirket Avukatlarına duyduğu güven neticesinde işini kaybetmemek için mecburen ne olduğunu dahi anlayamadan üyelikle ilgili birtakım kağıtların tarafına imzalatılması sonucu seçildiğini, maddi hiçbir kazancının hatta üye olarak imza yetkisinin dahi olmadığı kağıt üzerinde sözde bir üyelik olduğunu,… Grubunda hemen hemen Şoför, Sekreter, Memur’dan Genel Müdüre kadar tüm çalışanların uzun yıllarca şirketlerde bu şekilde kağıt üzerinde görev aldıklarını, Şirketlerde aylık maaşla çalışan memur, sekreter vb kimilerin gerçekte üye olduklar) şirkette hiçbir yetki ve tasarrufunun olmadığını, tüm yetki ve tasarrufun … Ailesinde olduğunu, bu durumun doğruluğu şirketlere … tarafından el konulduktan sonra… grubu çalınanlarının gerek savcılıklara, gerek … Bakanlığı Hesap Uzmanlarına vc gerekse … kontrolündeki Şirket Teftiş Kurullarına vb resmi kuruluşlara verdikleri ifadelerden, şirketlerin pay defterleri diğer şııket kayıtlarında da anlaşılmış olup, … tarafından da bilinen bir gerçek olduğunu, bir sekreter olarak, (Şirketlere el konulduktan sonra Medya da çıkan haber ve yazılardan öğrendiği Kanuni ve hukuki) üyelik vazifelerini yerine getirmesi gerekli bilgi ve donanımına sahip olmadığımdan mümkün olmadığını, … grubunda aylık maaşla çalışan bir sekreter olarak Kanunlara aykırı şekilde isminin kullanıldığını bilmesinin mümkün olmadığını, o tarihlerde de yukarıda ve aşağıdaki açıklamaları doğrultusunda mümkün olmadığını, Bildiği taktirde kağıt üzerindeki maddi bir kazancının olmadığı,böylesi önemli bir görevi asla kabul etmeyeceğinın açık olduğunu,… grubu şirketlerin yönetim ve denetimine 11/02/2004 talihinde el konulduğunu, o günden itibaren davacılarla birlikte Avukatların yanında 10 ay boyunca sekreterlik görevini sürdürdüğünü, görev yaptığı surece bir sekreter olarak görevi ilgili bildiği konularda isteyerek işlerini kolaylaştıracak şekilde kendilerine yardımcı olduğunu, davacılarca 15/12/2005 tarihinde iş akdinin fesih edildiğini, bu Sure zarfında da kendisine dava konusu şirket ile ilgili ne kasa açığından, ne tedbire aykırı ödemelerden ne de apel ödenmemesi ile ilgili bir konuda herhangi bir şey söylemediğini, tedbire rağmen yapılan ödemelerden bu dava dilekçesi ile haberdar olduğunu, davacıların dava dilekçelerinde, iddia ettikleri kasa açığı, tedbire rağmen ödeme ve yapılmayan apel ödemesine dayanak olarak gösterdikleri Genel Kurul ve Denetçi Raporları vb tamamen kendilerinin hazırlattıkları yanlı raporlar olmaları sebebiyle zamanaşımı ve husumet nedeniyle kabul etmediğini, davacıların yargılama sırasında ibraz ve ikame edecekleri herturlü delillerine karşı beyan itiraz ve karşı delil sunma ve cevap hakkı saklı kalmak kaydı ile yanlı raporlarına itiraz etiğini, Şirketin apel ödemelerinin zamanında yapılmaması ile ilgili herhangi bir sorumluluğunun olmadığını, yukarıda Madde I de belirttiği üzere …Bankasına el konulduğu tarihlerde işini kaybetmemek ıçin imza yetkisi dahi verilmeden üye seçildiğini, o tarihlerde…’ların, kendisi gibi çalışanları sorumlulaktan kurtulmak için ilgili şirkete sözde üye seçebileceğinin anlamasının yukarıda Madde 2’de İzah ettiği üzere mümkün olmadığını, davacıların belirttikleri üzere Şirketin Sermaye artımına ait Genel Kurulu 13/06/2003 tarihinde eski yöneticilerce yapılmış ve 1/4 lük sermaye ödemesinin de 3 ay içinde yapılmasının gerektiğini, bilindiği üzere 03/07/2003 tarihinde …Bankasına el konulduğunu ve akabinde…lar’ın yurtdışına kaçtığını, ne polis, ne Savcılar ne kendisi gibi sözde üye olan mağdur şirket çalışanları şirket bilgi ve belgelerine…lar ve şirketin yetkili muhasebeci ve yöneticilerine ulaşamadığını, … grubu şirketlerde devamlı mali polis vs tarafından arandığını, birtakım bilgi ve belgelere de el konulduğunu, o tarihlerdeki Olağanüstü durumun tüm Türkiye’nin gözü önünde cereyan ettiğini, 2003 yılının Türkiye’deki en önemli olağanüstü durumu sebebiyle dava konusu şirketin sahibi, hissedarı ve yöneticileri olan…’LARIN yurtdışına kaçmaları, şirket diğer yöneticilerinin ve bilgi ve belgelerin ortadan kaybolması neticesinde, Şirket apel ödemesini zamanında yapmamasından dolay iyi niyetli ve mağdur olan imza yetkisi dahi bulunmayan eski sözde üye olan şahsının herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, davacıların iddia ettiği gibi kanuni defter ve kayıtların eksik olması, gerçeği yansıtmaması durumu var ise dahi bu durumdan da görevli ve sorumlu olarak atanmış Mali Koordinatör ve veya Muhasebe Müdürleri ile…’ların sorumlu olduğunu, … tarafından atanan davacıların , dava konusu şirkete el konulduğunda Şirketin sözde kağıt üzerinde görülen sözde üyesi olması , gerçekte bir sekreter olduğunun davacılarca çok iyi bilinmesi, şirketle ilgili hiçbir bilgisinin, yetkisinin ve anlama kabiliyetinin bulunmaması sebebiyle şirketin gerçek yetkili ve sorumluları olan Muhasebecilerinden muhasebe ile ilgili bilgileri aldıkları ve elbette onları yetkili olarak muhatap kabul ettiklerini,Şirketin gerçek yetkilileri öncelikle… Ailesi ile Şirketle aralarında Hizmet Sözleşmesi bulunan atanmış ve … Gazetesinde Tescil ve ilan edilmiş, imza yetkileri bulunan, heray sözleşme gereği maaşlarını alan Şirket Mali Koordinatör ve Veya Muhasebe Müdürleri ile şirket kadrosunda bulunmamalarına rağmen Şirketin muhasebesini fiilen tutan Mali Koordinatör, Muhasebe Müdürleri ve onlara bağlı çalışan, fiilen muhasebe işlemlerini yapan yetkili muhasebe Memurları olduğunu, davacılarca Noterden tasdikli. Ticaret Sicil Gazetesinde tescil ve ilan edilmiş, Yönetim Kurulu Karan ile atanan Mali Sorumlulara ait Sözleşmeler, ve isimleri davacılarda olmasına rağmen Mahkemeye neden sunmadıklarını,bu kişilerin kimler olduğunu, (Mali Sorumluluk Sözleşmesinin içeriği, Şirkete atanan Mali Koordinatör Muhasebe Müdürünün Türk Ticaret Kanunu , SPK, Vergi Usul Kanunları, v,b diğer tü kanunlar takip edilerek yerine getirilmesi uygulaması ve Şirketi zarara sokacak hukuka aykırı hiçbir işlemin muhasebecilerce yapılmamasına ve yapılabilecek her türlü yanlışdan onların sorumlu olduklarını vb.gösteren bir sözleşme olduğunu, davacıların dava dilekçesinde de belirttikleri gibi tedbire rağmen yapılan ödeme veya kasa açığı, şirket zararı söz konusuysa dava konusu şirkete… Gruba Şirketi diye Kamu borcunu tahsil için el konulduğunu, Şirkete… şirketi diye el koyan …’ye gerekli kolaylık çıkarılan kanunlarla sağlandığını, … Yetkililerince şirketin asıl sahihlerinin ve yetkililerinin… ailesi olduğunun bilinmesine ve buna istinaden el koydukları dava konusu şirketteki kasa açığı ve şirket zararını; ne yazıkki, şirketlerde aylık maaşla çalışan, yeterince mağdur olmuş ve Avukat tutacak mali durumu dahi olmayan kendisi gibi kağıt üstündeki sözde üyelerden (şirkette aylık maaşla çalışan sekreter vb.) talep edilmesinin oldukça düşündürücü ve yanlış olduğunu, Davacılarca ilgili şirketteki kasa açığı, ve şirket zararını;… Ailesinden . eğer tedbire rağmen ödemelerde imzaları var ise imza yetkili üyelerden, Şirket hissedarlarından ve Şirketin gerçek sorumluları olan atanmış Mali Koordinatör ve veya Muhasebe Müdürleri olan Muhasebecilerinden talep edilmesi gerektiğini, davacıların iddia ettikleri kasa açığı, tedbire rağmen yapılan ödeme işlemlerini kim ya da kimlerin yaptığını, Yani tedbire rağmen kim yada kimlerin kontrol bilgi ve yetkisindeki dava konusu şirketin kasasından başka bir şirkete ödeme yapıldığını, davacılarca Şirket zararının, kasa açığını ve tedbire rağmen yapılan ödemelerin oluştuğu tarih kesin olarak tespit edilip edilmediğini, tesbit edilmiş ise hangi tarih veya tarihlerde muhasebeleştirildiğini, El konulduğu gün bu işlemlerin yapılıp yapılmadığını, davacılarca kasa açığına ve tedbire rağmen ödemenin yapıldığı tarih veya tarihler, Makbuzlar, Muhasebeleştirildiği tarihler, Makbuzlardaki imzalar kim ya da kimler tarafından imzalandığını, ve bu duruma dair tutunaklar v b. ihtiyaç duyulan diğer bilgi ve belgelerin davacılarca Mahkememize sunulması gerektiğini, Şirket kasası, şirkete el konulduğu 13/02/ 2006 tarihinde davacılarca bir sayım tutanağı ile yetkililerden teslim alınıp alınmadığı, alınmamış ise nedeninin ne olduğunu, alındı ise belgesinin Mahkemenize sunulmasının şart olduğunu, Şirkete el konulduğu gün Şirket kasasını tutan fiili Muhasebe Müdür ve veya yetkili diğer personellerin kimler olduğunu, davacılarca tespit edilip edilmediğini,ifadelerinin alınıp alınmadığı, alınmadı ise nedeninin ne olduğu, bu kişilerin halen davacılarla birlikte çalışmaya devam edip etmedikleri veya ne zamana kadar birlikte çalıştıklarını, davacılar şirketin gerçek sorumluları olan Kasayı tutan, işleyen, ödemeleri yapan, bilgisayara kaydeden, dosyalarını tutan şirket muhasebecileri ile ilgili olarak tedbire rağmen yapılan ödemeden,kasa açığından dolayı savcılığa herhangi bir suç duyurusunda bulunulup buluulmadığı, Bulunulmadı ise neden bulunulmadığı, davacılar gerçek sorumluları bilmelerine rağmen, bazı sorumluları bilerek ve isteyerek koruduklarını, neden müştereken ve Müteselsil Şirketin bizzat atanmış tescil ve ilan edilmiş Mali Koordinatör, Muhasebe Müdürleri ile Şirketin kasasını, muhasebesini bilen tutan ve hatta şirket muhasebe durumu ile ilgili olarak günlük, aylık, yıllık hertürlu raporları aldıkları diğer yetkili Muhasebecileri için de sözkonusu davada alacak davası neden açıldığını, kasa açığının ve tedbire rağmen kasadan izinsiz yapıldığı idda edilen işlemlerin, Uzunlardan mı yoksa şirketin … tarafından el konulmadan önceki atanmış ve tescil edilmiş eski Muhasebe Müdür ya da memur veya memurlarının yaptıkları bir usulsüzlükten mi kaynaklandığının yine şirkete el koyan …’ce atanan davacılarca araştırılması ve savcılığa kasa açığı vb ile ilgili olarak gerekli suç duyurularının şimdiye kadar çoktan yapılması gerektiğini, … Yetkililerince tedbire rağmen başka bir şirkete ödeme yaparak kasa açığı ve zararı ile ilgili olarak suç duyurusunda bulunulup, herhangi bir cezai dava açılıp açılmadığı,açılmadı ise; Devlet Kamu alacağını tahsil için el konulan dava konusu şirkette davacıların dava dilekçelerinde iddia ettikleri tedbire rağmen yapılan (ödeme ve kasa açığını öğrenmelerine, bilmelerine, bilebilecek durumda olmalarına, hatta şirket muhasebe raporlarıın yetkili muhasebecilerden bizzat almalarına, onlarla devamlı muhatap olmalarına karşın, ilgililer aleyhine herhangi bir dava açmayan, Şitkete el konulduğu gün kasayı bir tutanakla teslim almayan … tarafından atanan davacılar ve mevcut Yönetim Kurulu üyelerinin de İyi niyetle bağdaşmayan işlemleri nedeniyle yasaları çok iyi bilmelerine rağmen ihmalden, görevlerini yerine getirmemekten dolayı TTK ve diğer kanunlar karşısında Müştereken ve Müteselsilen sorumlu olduklarını, … tarafından el konulan şirketlere (dava konusu şirket örneğinde olduğu gibi) bu konuda uzmanlaşmış, tecrübeli, bilgili, donanımlı Denetçiler, yöneticiler atandığını, Şahsına kağıt üzerinde sözde üye olduğunu bilmelerine rağmen, görevini yerine getirmedi diye dava açan davacıların bu kadar büyük tecrübe bilgilerine, donanımlarına, uzmanlıklarına ve eğilimlerine rağmen kendilerinin Şirketin Genel Kurullarını zamanında yapmadıklarını ve şirketi münfesih duruma soktuklarını, bu durumun davacıların TTK ‘larına göre Şirketi tum bilgilerine karşın doğru yönetmeyip şirkete zarar verdiklerinin bir göstergesi olduğunu,… Ailesinin kontrolündeki şirkete davacılarca el konulduğu gün kasasında oluştuğu açıktan, tedbire rağmen yapılan ödemeden… Yetkililerince alacak davasına dönüştürülerek ilgili şirketin sözde kağıt üzerindeki eski imza yetkisi dahi olmayan yönetim kurulu üyesi olarak şahsından da talep edilmesinin iyi niyetle bağdaşmadığını, kendisinin bu durumu bu dava dilekçesi ile öğrendiğini davacılarca bir husumet veya görevi İhmalin söz konusu olduğunu, bir sekreter olarak (Uzanların ve (Uzanlar tarafından şirkete atanmış Mali sorumlularının yaptıkları muhasebe vb şirket kayıtlarını gerçekte inceleme yetkisi, anlama kabiliyeti olmadığı gibi hukuken Kanuni sorumluluğunun olabileceğini ne yazıkki Bankaya ve Şirketlere BDDK, … tarafından el konulduktan sonra yukarıda da belirttiği üzere Medya da çıkan haberlerden öğrendiğini, yukarıda izah ermeye çalıştığı nedenlerle ilgili şirkette kağıt üzerinde imza yetkisi dahi olmayan eski ve iyi niyetli bir üye olarak iddia edilen kasadaki açık ve şirket zararı ile ilgili bir sorumluluğunun olmadığını, hal böyle iken bu işlemlerde üye olarak sorumlu tutulan kendisinin herhangi yazılı ya da sözlü bir talimatı, etkisinin ya da fiilinin, imzasının makbuzlarda olup olmadığı, imzasının olmasının mümkün olmadığını, Şirketin gerçek sorumluları olan Mali Koordinatör, Muhasebe Müdürleri ve fiilen işlemlerini yapan diğer Yetkili memur ve personeline değil de Şirketin sözde üyelerini dava konusu zarardan Müştereken ve Müteselsilen sorumlu tutulmaya çalışmalarının iyi niyetle bağdaşmadığını,Uzanlar tarafından şirketlerde aylık maaşla çalışan kişilerin (Sekreter Memur, Şöfor vb ) denetçi vb olarak gösterilmesinden kendisinin diğer çalışanların yeterince mağdur olduğunu, davacılarda hertürlü bilgi, belge mevcut olduğunu, tarafına Şirketle ilgili herhangibir belge bulunmadığını, bu nedenle ihtiyaç duyulacak bilgi ve belgelerin Mahkememize davacılarca verilmesi gerekmektiğini, belirterek, sonuç olarak;Şirketin zarara uğratılmasından, tedbire rağmen yapıldığı iddia edilen ödemelerden ve kasa açığından itnza yetkisi dahi olmayan kağıt üzerinde sözde eski üye olarak şahsının sorumlu olmadığını, Öncelikle, Şirketin imzaya yetkili Yönetim Kurulu Üyeleri, Hissedarları ile Şirketin Yetkili ve atanmış imzaya yetkili Muhasebecileri, Mali Sorumluları, Memurları ve… ailesinin sorumlu olduğunu, daha sonra ise Kanuni hertürlü bilgiye sahip olan … tarafından o tarihlerde atanan yeni yönetim Kurulu üyeleri kasayı bir tutanakla teslim almamaları, tedbire rağmen yapılan işlemle ve kasadaki açık İçin gerekli suç duyurusunda bulunmamaları kamu davası açmamaları ve asıl suçluları ortaya çıkarmaya çalışmamaları sebebiyle görevi ihmalden sorumlu olduklarını, davacıların iddialarını somutlaştırdıktan sonra beyanda bulunma hakkını saklı tutarak dava dilekçesindeki eksiklerinin giderilmesine, Kasa açığının gerçek suçlulardan tahsil edilerek ödettirilmesine, bu nedenle gerek husumet, zamanaşımı ve gerekse esas yönünden davanın reddi ile Yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacılara tahmiline karar verilerek, bu davadan denetçi olarak sorumlu tutulmamasına karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalılara usulüne uygun davetiye rağmen esasa yanıt vermemişler ve yargılama yokluklarında yürütülmüştür.
Dosyada davalı gösterilen …’ın öldüğünün tespiti üzerine mirasçısı olan birleşen dosya davalıları …, … ve … aleyhinde mahkememizin … E. Sayılı dosyasında mirasçılıkları dolayısı ile aynı taleple 182.069,13 TL üzerinden davacı … tarafından dava açıldığı ve dosyamız ile birleştiği görülmüştür.
Birleşen dosya davalılarının mirasın reddine dair mahkeme kararı sunmaları üzerine … terekesi için tereke temsilci tayin edilmiş ve tereke temsilcisi davaya dahil edilerek davaya katılmıştır.
Birleşen davalılar vekili cevabında, kendilerinin mirası reddettiklerini ve bir sorumluluklarının bulunmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Tereke temsilcisi davanın reddini talep etmiştir.
Tarafların tüm delilleri ilgili kayıtlar toplanmıştır. banka kayıtları, şirket genel kurul kararı, yönetim kurul kararları ilgili kayıtları, fatura örnekleri., ticaret sicil kayıtları ilgili kayıtlar celb edilmiştir. Bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Tüm taraf vekilleri, taraflara ilgili kayıtlar ve raporlar tebliğ edilmiş, davanın aşamalarından haberdar edilmiş, beyanları alınmıştır.
Bilirkişi Mali müşavir …, Prof.dr …, Prof.dr. … tüm taraf iddialarını, tüm delileri ilgili kayıtları inceleyerek rapor vermiştir. 1.2.2010 tarihli raporu gerekçelidir. taraf itirazları ve eksiklikler nedeni ile ek raporlar alınmıştır. hukukçu bilirkişinin 27.3.2011 tarihli ek raporu, diğer bilirkişilerin 29.11.2011 hvale tarihli ek raporu mevcuttur. Yeni bilirkişiler Prof.dr. …, Prof.dr. … , dr. … rapor ibraz etmişlerdir. Raporlar denetime açık detaylı , olayla ve birbirileri ile uyumlu oluşu dikkate alınarak yeniden bilirkişi raporu alınmamıştır.
Ehil ve tarafsız Bilirkişiler tarafların tüm iddialarını, sözleşme ticari defter ve dayanak belgeleri tüm kayıtları inceleyerek ticari alacağa ilişkin tüm itirazları değerlendirecek rapor ibraz etmiştir.
Şişli …Sulh Hukuk Mahkemesi … esas ve 562 karar sayılı ilamla … ın 08/06/2005 tarihinde vefat ettiği mirasçıları …, … ve … oldukları, Şişli … Sulh Hukuk Mahkemesi … E-K sayılı kararı ve aynı mahkemenin… E-K sayılı kararı ile mirası red etmiş oldukları anlaşılmıştır.
Bilirkişiler…, Prof.dr …, Prof. Dr. …, ilk raporlarında, inceleme sonucu olarak davacı şirketin ticari defter ve dayanak belgelerinde araştırma yapılamadığından zarar tespit imkanı olamadığını bildirmişlerdir. Bilirkişiler ek raporunda, aynı neticelerini bildirip şirket zararını tümünden münhasır -münferit imzası ile şirketi temsil ve ilzama yetkili yönetim kurulu başkanı …ın sorumlu tutulması gerektiğini bildirmişlerdir. Hukukçu bilirkişi Prof….ek raporunda yönetim kurul üyelerinin kurul olarak sorumlu olup, sorumluluklarının müteselsil sorumluluk olduğunu ancak bir zarar var ise bu zararın doğmadığı veya zarar doğmuş olsa bile bu zararın oluşmasında kendisinin bir kusurunun bulunmadığının ispat eden yönetim kurulu üyesinin sorumluluktan kurtulabileceğini bildirmiştir.
Bilirkişiler II. Raporunda; Tazmini talep edilen zarar iddialarından 1.029,13 TL tutarındaki kasa açığının 13.02.2004 tarihi itibarıyla varlığı ve miktarının, finansal yönden objektif denetime ve analitik değerlendirmeye elverişli dayanağının sunulmasına muhtaç durumda göründüğü, dava konusu ikinci zarar iddiası kapsamında; grup şirketi olduğu anlaşılan “… A.Ş.”ne 14.11.2003 tarihinde nakden yapıldığı görülen ve “Diğer Çeşitli Alacaklar” hesabına kaydedildiği tespit edilen 58.540,00 TL tutarındaki ödemeden kaynaklanan alacak bakiyesinin, dava tarihi itibarıyla tamamen değersiz batık hale geldiğine ilişkin verilere dava dosyasında rastlanmadığı, … A.Ş. ticari defter kayıtlarına göre şirketin toplam sermayesinin 500.000,00 TL olduğu vc 490.000,00 TL’Iik bölümünün ödenmemiş durumda göründüğü, dolayısıyla dava konusu 122.500,00 TL’lik apel borcunun da ortaklarca ödenmesi gereken 01.10.2003 tarihinden beri ödenmemiş durumda göründüğü, bildirilmiştir.
Tasarrufu mevduatı sigorta fonu’nun 18.05.2005 tarih ve 188 sayılı kararı incelenmiştir. Fon kurul başkanlığının kararı ile … bankası T. A.Ş. İle yönetim ve denetim devralan… grubuna dahil 231 firmanın son genel kurullarından sonra yapılan pay devirlerinin, bankalar kanunun 15. Maddesinin 7. Fıkrasının b bendine göre hükümsüz sayıldığı anlaşılmıştır.
Davacı vekili asıl davaya ilişkin 12/05/2009 tarihli ıslah dilekçesi ile; 182.069,13-TL ortaklık zararının, zararın meydana gelmesine sebebiyet veren davalılardan, zararın meydana geldiği tarihten itibaren işleyecek TC. Merkez Bankası tarafından ilan edilen avans faiz oranı ile birlikle müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Şirket denetim kurulu üyesi … mirasçılarının mirası red etmiş oldukları ve bu kararın kesinleşmiş olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle… mirasçıları yönünden pasif husumetten davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Mahkememizin … E. … K. Sayılı ilamı ile “Davalılar …, …, …,… terekesi hakkında bilirkişi raporları ile zarardan dolayı sorumlulğu tespit edilemediği anlaşılmıştır. Bu nednele munzam zarar ve zarar dan dolayı sorumlluğuna ilişkin delil elde edilmediğinden davanın reddine, davalı … yönünden kasa alacağına ilişkin zarar tespit edilemediği bilirkişiler tarafından tespit edilmek ile bu kalem yönünden davanın reddine, apel borcu yönünden sorumlu olduğundan reddine ve şirket kaynağının diğer şirkete aktarımı sureti ile zarar uğratmış olduğu bilirkişi raporlarından anlaşılmakla bu kısım yönünden de davanın kabulüne dair karar vermek gerektiği” gerekçesi ile 122.500,00 TL yönünden davalı … için hüküm kurulduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karar davacı vekili, birleşen davalılar vekili ve tereke temsilcisi yönünden temyiz edilmiş, dosya Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2016/482 E. 2017/4067 K. Sayılı ilamı ile “Kasa alacağına ilişkin zarar yönünden verilen red kararına karşı temyiz başvurusunun reddine, davalı tereke temsilcisinin ve davalı … vekilinin vekalet ücreti alacağına ilişkin taleplerinin tümden reddine ancak davacı vekilinin temyiz talebinin başka şirkete aktarılan miktar yönünden gerekçe ile hüküm arasında çelişki bulunduğundan, hakkında dava reddedilen davalılar …, …, … yönünden ise gerekçe gösterilmeden sorumlu tutulamayacakları belirtildiği gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiş ve dosya makhememize gönderilerek yukarıdaki esasa kaydedilmiştir.
Bozma ilamına karşı karar düzeltme başvuruları Yargıtay aynı dairesince reddedilmiştir.
Mahkememizce taraflara duruşma günü teblig edilmiş, davacı taraf sunduğu dilekçesi ile davalı … yönünden davayı takip etmediklerinin ve işlemden kaldırılmasını dilediklerini bildirmiştir.
Duruşmaya katılan davacı vekili bozmaya uyulmasını talep etmiş, tereke temsilcisi ise direnilmesini talep etmiştir.
Birleşen davalılar vekili duruşmadaki beyanında kendileri yönünden bir bozma yapılmadığını ve önceki hükmün kesinleştiğini ifade etmiştir.
Mahkememizce dosya kapsamı ve mevcut bilirkişi raporları karşısında Yargıtay Bozma İlamı uygun görülmüş ve uyulmasına karar verilmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİNE GEREKÇE
Dava, davacı şirketin önceki yönetim ve denetim kurulu üyesi olan davalıların şirketin kasasında bulunması gereken parayı usulsüz harcadıkları bu nedenle zarar verdiği, şirketin 03/06/2003 tarihinde sermaye arttırımı yaparak 490.000,00 TL sermaye arttırımı yapıtğı ve 3 ay içerisinde taahhüt edilen arttırım miktaırnın 1/4’ünün ortaklardan alınması için apel çağrısı yapılması gerekirken yapılmadığı, dolayısı ile 1/4 olan 122.500,00 TL yönünden şirketin zarar uğratıldığı, … A.Ş’ye usulsüz aktarılan 58.540,00 TL’nin tahsil edilmediği gibi tahsil imkanın da kalmadığı gerekçesi ile toplam 182.069,13 TL’nin asıl ve birleşen davalılardan zararın olduğu tarihten itibaren avans faizi ile birlikte tahisline ilişkindir.
Mahkememizce kurulan … E. Sayılı ilam ile birleşen davalılar yönünden davanın husumetten reddine karar verilmiş ve bozma kapsamı dışında bırakılmıştır.
Yine mahkememizce kasa açığı olan 1.029,13 TL yönünden davanın subuta ermediği gerekçesi ile verilen red kararı onanmış ve bu kısım yönünden kesinleşmiştir.
Tereke temsilcisinin vekalet ücretine ilişkin temyiz başvurusu reddedilmiş ve kesinleşmiştir.
Birleşen davalılar vekilinin vekalet ücretine ilişkin temyiz başvurusu reddedilmiş ve kesinleşmiştir.
Bu durumda bozmaya konu edilen kısmın davalı …’in sorumlu tutulması gereken 58.540,00 TL yönünden de hüküm kurulması ve hakkında dava reddedilen diğer davalıların sorumluluğunun değerlendirilmesine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce önceki hükümde gerekçe kısmından davalı …’in sorumlu tutlacağı miktarın 122.500,00 TL ve 58.540,00 TL olduğu açıkça belirtildikten sonra hüküm kısmında eksik yazılması maddi bir hatadan kaynaklanmış olması nedeniyle uyulan bozma ilamı doğrultusunda kabul edilen miktar için hüküm düzeltilmiştir.
Hakkında dava reddedilen davalı … yönünden dava takipsiz bırakıldığından bu dosyamızdan tefrikine karar verilmiş ve ayrı bir esasa kaydedilmiştir.
Hakkında dava reddedilen davalılar …, … ve … yönünden yapılan incelemede ise Yargıtay Bozma İlamında da işaret edildiği üzere 6762 sayılı TTK’nın 336 maddesinde şirketin yönetim ve denetim kurulu üyelerinin ortaklığa ve ortaklık alacakarına karşı kusursuz olarak sorumlu oldukları, bu davalıların göstermelik yönetici olsalar da, bu kişilerin bilerek ve isteyerek davacı şirketin yönetim ve denetim kurulu üyesi oldukları, davalı …’in 21/03/2003 tarihinde yönetim kurulu üyeliğine seçilerek Sulh Ceza Mahkemesi’nce el koyma kararı sonrası … taraıfndan 13/02/2004 tarihinde yapılan atamaya kadar görev yaptığı, …’ında bu süre içerisinde denetim kurulu üyesi olarak görev aldığı, Davalı …’in ise 18/07/2002 tarihinden yine el koyma sonrası atama tarihi olan 13/02/2004 tarihine kadar denetim kurulu üyesi olarak görev yaptığı, denetçilerin görev yaptığı süre boyunca sorumluluğunu yerine getirerek denetim görevini ifa etmediği, oluşan zarara göz yumduğu, sonraki yönetim kuruluna da bildirmedikleri, bu davalıların tamamının davalı … ile birlikte apel borcunun muaccel olduğu tarihde ve …’e paraların aktarıldığı 14/11/2003 tarihinde görev başında olduğu dolayısı ile sorumlu oldukları anlaşılmış bu davalılarında davalı … ile birlikte müteselsilen sorumlu tutulmaları gerektiği yönünde vicdani kanaat hasıl olmuştur.
Mahkememizce kurulan önceki hükümde her ne kadar hükmedilen miktarların zararın doğduğu tarihten itibaren avans faizi ile birlikte tahsiline ilişkin hüküm kurulmuş ise de, zararın doğum tarihinin …’e gönderilen miktar yönünden havale tarihi olan 14/11/2003 tarihi olduğu, apel borcunun 3 aylık süre sonucunda muaccel olduğu tarihin ise 13/09/2003 olduğu, böylece bu tarihlerden itibaren avans faizi işletilmesi gerektiği anlaşılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:
A-1-Birleşen davanın davalıların mirası reddetmiş olmaları nedeniyle haklarındaki davanın husumet yönünden reddine,
2-Davacı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
3-Birleşen dava yönünden yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerine bırakılmasına,
4-Birleşen davalıların yaptığı yargılama gideri olan 76,50 TL’nin davacıdan alınarak birleşen dosya davalılarına verilmesine,
B-1-Asıl davanın kısmen kabulü ile, 58.540,00 TL için 14/11/2003 tarihinden itibaren, 122.500,00 TL için 13/09/2003 tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile birlikte davalılar …, …, … ve … Terekesinden müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
2-Davanın kasa açığına yönelik kısım yönünden önceki ilam onanıp kesinleştiğinden bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
3- Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T gereğince hesaplanan 21.052,80 TL vekalet ücretinin davalılar …, …, … ve … Terekesinden müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
4-Alınması gerekli harç 1.142,36 TL olup peşin alınan 135,00 TL’nin mahsubu ile 1.007,36 TL’nin davalılar …, …, … ve … Terekesinden müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafça yargılama nedeni ile harcanan bozma öncesi 5.110,52 TL’nin ve peşin yatırılan 135,00 TL harcın toplamı 5.245,52 TL ile bozma sonrası 111,60 TL olmak üzere toplam 5.358,12 TL’nin davalılar …, …, … ve … Terekesinden müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-Davalıların yaptığı yargılama giderlerinin kendileri üzerine bırakılmasına,
7-Dosyada artan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
İlişkin, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde Temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır