Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1226 E. 2020/554 K. 10.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/1226 Esas
KARAR NO : 2020/554
DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/11/2019
KARAR TARİHİ : 10/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A. Tarafların Talepleri
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında ticari ilişkiden kaynaklanan borç olduğunu ancak USD üzerinden fatura konusu edilen borcu VUK uyarınca zorunlu olarak TL üzerinden faturalandırıldığını, bu faturaları borçların tamamının ödendiğini borcunun kalmadığını, davalı tarafa ile müvekkili arasında ödeme tarihindeki kur üzerinden ödeme yapılacağına dair bir sözleşme bulunmadığını ve aynı şekilde taraflar arasında bu şeklide yani ödeme günü dolar kuru üzerinden ödeme yapılması yönünden bir fiili uygulama da bulunmadığını, müvekkilinin davalı şirketten yaklaşık beş yıl hizmet aldığını, müvekkili her seferinde ödeme gününde dolar kuru ne olursa olsun faturada türk lirası olarak yazılan miktarı ödediğini, hiçbir zaman ödeme yapılacağı dolar kuruna bakıp o günkü kur üzerinden ödeme yapmadığını, ancak davalı şirketin cari hesap alacağından kaynaklı icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin icra tehdidi sebebiyle 19/12/2018 tarihinde 20.000,00-TL haricen ödeme yaptığını, davalı şirket ise icra müdürlüğüne haricen tahsil bildiriminde bulunduğunu, bu nedenlerle bu paranın iade edilmesi için dava şartı arabuluculuğa başvurulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını, ödenen 20.000,00 TL nin ödendiği tarihten itibaren işleyecek ticari işlerde uygulanan avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından ödemelerin fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden değil fatura tarihindeki kur üzerinden TL olarak yapıldığından ortaya kur farkı alacağının olduğunu, davanın bu kur farkına istinaden kesilen faturalara ilişkin ödeme yapmış olup ödemenin istirdadını talep etmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacı ile müvekkili arasında süregelen ticari ilişki kapsamında USD üzerinden cari hesap tutulduğunu, müvekkilinin VUK uyarınca faturaları zorunlu olarak üzerinden düzenlendiğini, bu nedenle borcun TL cinsinden ödenmesi ile kur farkının ortaya çıktığını, davacının faturalarını vade tarihinden aylar sonra ödediğini bu sebeple rayiç kur oranlarının değiştiğini, davacı şirketin faturaları zamanında ödemediği için vade farkı alacağının doğduğunu, bu itibarla düzenlenen faturalar herhangi bir ihtirazı kayıt konulmaksızın ödendiğini, bu nedenle ödediği bedelin iadesini talep etmesinin haksız ve kütü niyetli olduğunu davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
B.Uyuşmazlık ve Deliller
Davanın istirdat davası olması sebebi ile öncelikle istirdat davasının konusu icra dosyası mahkememiz dosyası arasına alınmış, yapılan incelemede … İcra Müdürlüğü’nün 2018/… esas sayılı dosyası ile mahkememiz dosyasının taraflarının aynı olduğu, dosyamız davacısının borçlu, dosyamız davalısının alcaklı olduğu görülmüştür.
Mahkememizce resen görevlendirilen mali müşavir bilirkişi … hazırlanan 16.07.2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle;”davacı ile davalı tarafın defterlerinin sahiplerinin lehine delil niteliğinin bulunduğunu, davacı ile davalı arasında 19.12.2018 tarih 800,00 TL lik davacı ödemesi davalı defterlerinde fazladan kayıtlı olması haricinde ödeme ve davalı faturaları konusunda tam mutabakatın olduğunu, taraflar arasında ki mutabakatsızlığın davalı tarafça USD tutarlı açık olarak yazılmış faturaların davacı tarafça TL bazlı ödenmesinden dolayı hesap farkının oluştuğunu, davalının 19.545,00 USD tutarlı faturaları ile ilgili davacının TL ödemelerinin USD karşılığının takip tarihi öncesinde 13.060,87 USD olduğunu, bu itibarla davacının 17.12.2018 takip tarihi itibariyle 6.484,13 USD davalı tarafa borcunun kaldığını, davalının 17.12.2018 tarihli takip talebinin yerinde olduğunu, davacının istirdat talebinin yerinde olmadığını, ” mütalaa etmiştir.
Anılan bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş davacı taraf sunduğu 28/07/2020 tarihli itiraz dilekçesinde taraflar arasında ödeme günündeki kura göre ödeme yapılacağına dair bir teamül bulunmadığını, Aksinin taraflar arasında teamül hale geldiğini, daha önce bu yönde bir uygulamada bulunmayan davalının dürüstlük kurallarına aykırı hareket ettiğini ifade ederek bilirkişi raporuna itiraz etmiştir. Davalı taraf sunduğu 07/09/2020 tarihli dilekçesinde rapor doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.
C. Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
Huzurdaki dava istirdat davasıdır. Dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde uyuşmazlığın davacı şirket ile davalı şirket arasındaki ticari ilişki kapsamında davalı şirket tarafından davacıdan tahsil edilen bedellerin haklı olup olmadığı, taraflar arasınd akur farkına ilişkin br anlaşma olup olmadığı, davalı tarafça yapılan tahsilatların istirdadının gerekip gerekmediği hususlarına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiştir. Dava şartlarına ilişkin eksik ve incelenmesi gereken ilk itiraz bulunmadığı anlaşıldıktan sonra tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktaları belirlenip tahkikat aşamasına geçilmiş, deliller toplanıp bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
TTK’nın 18. maddesinde tacir olmanın hükümleri arasında sayılan yükümlülüklerin biri de bu Kanun hükümleri uyarınca gerekli ticari defterleri tutmaktır. Defter tutma yükümlülüğü Kanunun 64. maddesinde ayrıca düzenlenerek her tacirin, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorunda olduğu belirtilmiştir.
Her iki tarafın da tacir olması nedeni ile 18/02/2020 tarihli celsede tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmasına, tarafların inceleme gün ve saatinde ticari defterlerini incelemeye esas olmak üzere HMK 222 gereği sunmasına, bu süre içerisinde gereği yerine getirilmediği takdirde bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağının taraflara ihtarına karar verilmiştir.
Defterler üzerinde yapılan inceleme neticesinde taraf defterlerinin delil sıfatını haiz olduğu ve 800 TL dışında birbirleri ile uyumlu oldukları ve bir mutabakatsızlık bulunmadığı anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacı tarafça USD tutarları açıkça yazılmış faturaların davacı tarafça TL üzerinden ödenmesinden kaynaklandığı görülmektedir.
Yabancı para birimi baz alınarak yapılan alım satım işlemlerinde yabancı para birimi belirtilmek suretiyle Türk lirası üzerinden fatura düzenlenmesi Vergi Usul Kanunu’nun bir gereğidir. Kanun gereği Türk Lirası üzerinden fatura düzenlenmiş yabancı para bazlı satışlarda ödeme tarihi ile fatura tanzim tarihi arasında kur farkı bulunması halinde bu kur farkının istenebileceği Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarındandır. (Yargıtay 19. HD 2015/413E 2015/16682 K 10/12/2015 KT) Bunun için taraflar arasında bir teamül oluşmasına da gerek bulunmamaktadır. Bu nedenle davalı tarafın kur farkına dair takip yapmasında haklı olduğu anlaşılmış, davacının istirdat talebinin yerinde olmadığı kanaati hasıl olmuş ve davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 54,40-TL karar harcının davacının peşin yatırdığı 44,40-TL harçtan mahsubu ile alınması gereken 10-TL’nin Muhasebat Genel Müdürlüğü Genel Tebliğinin 11/2. Maddesinde belirtilen 16,02-TL’den az olması nedeni ile harç alınmasına yer olmadığına,
3-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarfedilen yargılama giderinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesi halinde ödeyen tarafa iadesine,
6- Dava açılmadan evvel sonradan haksız çıkan taraftan alınmak üzere suç üstü ödeneğinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
İlişkin, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.10/11/2020

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.