Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/122 E. 2021/795 K. 02.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/122 Esas
KARAR NO : 2021/795
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/09/2019
KARAR TARİHİ : 02/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
A. Tarafların Talepleri
Davacı vekili 06/09/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle: müvekkili şirketin turizm sektöründe özellikle otel işletmeciliği dalında faaliyet gösterdiğini, …’ta bulunan … İsimli oteli işletmekte olduğunu, söz konusu otele ilişkin gıda İhtiyacının (tavuk) karşılanması amacıyla davalı şirketle sözleşme imzalamış olduğunu, davacı müvekkili … ile davalı … arasında imzalanan sözleşme ekinde belirtilen gıda malzemelerinin sipariş tarihinden itibaren 48 saat İçinde sözleşmede belirtiten davacı müvekkili şirketin oteline teslim edilmesi gerekmekte olduğunu, davacı müvekkilinin 5 adet çeki davalı …’e teslim ederek sözleşme bedellerinin tümünü ödemiş olduğunu, ancak davacı müvekkili tarafından yapılan siparişlerin davalı … ‘e ulaşmaması iletişimin sağlanamaması ve siparişlerin yazılı olarak davalıya tebliğ edilmiş olmasına rağmen siparişlerin teslim edilmemesi sebebi ile bu konuya ilişkin gerekli araştırmanın yapılmış olduğunu, araştırma sonucunda davalı …’in borca batık olduğunu, bir çok şirkete ve bankalara borcunun bulunduğu ve edimini ifa edecek ekonomik durumda olmadığını, merkez ve tüm şubelerini kapatarak ticareti terk ettiğinin tespit edilmiş olduğunu, davacı müvekkili tarafından hiç bir hizmet ve mal alınamamasına rağmen, sözleşme dolayısıyla vermiş olduğu iki adet çekin vadesi gelmesi sebebiyle ödeme yapmak zorunda kalmış olduğunu, davacı müvekkili tarafından yaşanan mağduriyetten ötürü ihtarname gönderildiğini, gönderilen ihtarnamenin davalı …’e tebliğ edilmiş olmasına rağmen sözleşmeye göre teslim etmesi gereken siparişleri teslim etmediğini, siparişlerin karşılığı olan çekleri iade etmediğini, cevabi bildirimde bulunmamış olduğunu, müvekkilinin taleplerine rağmen hiçbir siparişini alamadığını, ve sözleşmeye konu çeklerin iade edilmemiş olduğunu belirterek davaya konu … 128.282,60-TL bedelli çek için icra takibine konu yapılmaması için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davacının borçlu bulunmadığının tespitini, davaya konu çekin iptalini, %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …Ş. vekili 01/10/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle: müvekkili banka ile diğer davalı arasında kredi sözleşmesinin imzalanmış olduğunu ve diğer davalıya hukuki ilişkiye dayanılarak çeşitli zamanlarda kredilerin kullandırılmış olduğunu, diğer davalının taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine uygun davranmaması nedeni ile müvekkili banka tarafından taraflar arasındaki kredi ilişkisinin kat edildiğini, ihtarnamenin diğer davalı ve kredi kefillerine gönderilmiş olduğunu, davaya konu … Ticaret Merkez şubesine ait 31.07.2019 gün ve 128.282,60 TL bedelli çekin davacı tarafından tanzim olunarak diğer davalıya devir ve teslim edildiğini, davalı tarafından da 01.02.2019 tarihinde başka çek ile birlikte müvekkili bankaya devir ve teslim olduğunu, müvekkili şirket ile keşideci davacı şirket arasında hukuki ilişkinin bulunmamakta olduğunu, verilen tedbir kararında müvekkili bankanın taraf olmadığını, aynı dosyada takip konusu çeklere ilişkin diğer borçlu şirket … açısından ihtiyati tedbir kararı verilmiş olsa da ödeme yasağı kararı verilmesi bahsedilen kararda taraf olmayan alacaklı müvekkili bankanın takip yapmasına engel oluşturmayacağını beyan ederek davanın reddine karar verilmesinin talep etmiştir.
B.Uyuşmazlık, Deliller, Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe
Dava menfi tespit davasıdır. Uyuşmazlık davacının keşide ettiği ve davalı …’e teslim ettiği çek nedeniyleborçlu olup olmadığı, davacının davalı bankaya bu çek nedeniyle borçlu olup olmadığı, davacının dava konusu kambiyo senetlerinden dolayı borcunun bulunup bulunmadığı, davalı … yönünden çekin bedelsiz kalıp kalmadığı, davalı bankanın çeki elinde bulundurmasının haklı ve meşru bir sebebe dayanıp dayanmadığı, davalı bankanın kötüniyetli olup olmadığı, kötüniyet tazminatı şartlarının oluşup oluşmadığı hususlarında toplanmaktadır.
Davanın menfi tespit davası olması sebebi ile öncelikle itirazın yapıldığı icra dosyası mahkememiz dosyası arasına alınmış, yapılan incelemede … İcra Müdürlüğünün 2019/… esas sayılı dosyası ile mahkememiz dosyasının taraflarının aynı olduğu, icra dosyasında borçlu olarak yer alanın dosyamızda davalı konumunda olduğu, dosyamız davacısının borçlu olduğu görülmüştür.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiştir. Dava şartlarına ilişkin eksik ve incelenmesi gereken ilk itiraz bulunmadığı anlaşıldıktan sonra tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktaları belirlenip tahkikat aşamasına geçilmiş, banka kayıtları, tarafların ticari defterleri, çek tevdi bordroları, mahkememizin 2019/… Es sayılı dosyası, icra dosyasından oluşan deliller toplanıp bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
Mahkememizce görevlendirilen bankacı bilirkişi … , Nitelikli Hesap Uzmanı bilirkişi … ve mali müşavir bilirkişi … hazırladığı 24/02/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “davacı defterlerinin HMK 222 uyarınca sahipleri lehine delil niteliğinin bulunduğunu, davacı defterinde davalı … ile olan ticari ilişkisinin ayrıntısının rapor içeriğinde yer verildiğini, davacının takip tarihi itibari ile davalı … firmasına takibe konu … numaralı 31.07.2019 tarihli 128.282,60-TL bedelli çek ile ilgili davalı … firmasına borçlu olmadığının kabulünün gerektiğini, davalı … firmasının inceleme gününde herhangi bir defter ve belge ibraz etmediklerini, davacının dosya kapsamında sunmuş olduğu sözleşmede davalı bankanın taraf olmadığını, davalı bankanın herhangi bir kabulü ile ilgili de dosya kapsamında vesaik bulunmadığını, diğer taraftan davalı bankanın davaya konu olan çeki davalı … firması ile olan ticari ilişkisine istinaden 01.02.2019 tarihinde almış olduğu nazara alındığında davacının davalı … firmasına borçlu olmamasının davalı bankayı bağlamayacağını, dava konusu … numaralı 31.07.2019 tarihli 128.282,60-TL bedelli çek ile ilgili davalı bankaya borçlu olmadığına dair talebinin reddinin gerektiğini” mütalaa etmiştir.
Davacı vekili tarafından sunulan 15.03.2021 tarihli kök rapora itirazlarını içeren dilekçesinde özetle; ön inceleme tutanağında uyuşmazlığın davacı şirket tarafından davalı …’e verilen çeklerin bedelsiz olup olmadığı, davalı bankanın hangi sıfatla çeki eline bulundurduğu, çeki kabulde iyiniyetli olup olup olmadığı, davacının dava konu çek nedeniyle borçlu olup olmadığı hususlarında toplandığının tespit edidiğini, kök raporda davacının davalılardan …’e borçlu olmadığının tespit edilmesine rağmen, kök raporda bu hususlarda herhangi bir inceleme yapılmaksızın davalı bankanın sorumlu sorumluluğunun bulunmadığının tespitinde bulunulduğunu, kök rapordaki …e borçlu olmadıkları yönündeki tespite katıldıklarını, davalılardan … yönünden rapora itiraz ettiklerini, davaya konu tahsil amacı ile Anadolubank’a teslim edilen 31.07.2019 keşide tarihli 128.282,60TL bedelli çek ile ilgili olarak … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/… D. İş. Sayılı dosyasından 26.07.2019 tarihinde ödemeden men kararı verilmiş olmasına rağmen karşılıksız şerhi işlendiğini, davalı bankanın kötü niyetli olduğunu, davalı bankanın kendisini iyi niyetli üçüncü kişi olarak göstermek amacı ile karşılıksız şerhinden sonra ciro edilmeye çalışıldığını, davalı bankanın iyi niyetli 3. kişi olmasının hukuken mümkün olmadığını, bu nedenlerle talepleri gibi karar verilmesi gerektiğini” iddia etmiştir.
Davalı …Ş. vekili tarafından sunulan 05/04/2021 tarihli kök rapora itirazlarını içeren dilekçesinde özetle; davaya konu çekin diğer davalının müvekkili bankaya olan kredi borcunun ödenmesi amacıyla devir ve temlik edildiğini, bu nedenle davacının söz konusu çekin tahsil amacıyla verilmiş olduğu iddiasının yerinde olmadığını, davacının müvekkili bankanın kötüniyetli olduğu yönündeki iddiasını ispat edemediğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini” savunmuştur.
Hazırlanan 07/06/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; “somut olayda dava, davalı banka yönünden lehdar tarafından ciro suretiyle çekin hamili olan banka aleyhine açılan menfi tespit davası olduğunu, ispat yükü kendisine düşen davacının, davaya konu çek, lehtar tarafından kullanılan kredi borcuna mahsup edilmek üzere davalı bankaya verilmiş olduğunu, banka kaydı niteliğinde olan çek tevdi bordrosu da bu hususu doğruladığını, davaya konu çekin yetkili hamili davalı bankanın olduğunu, bu durumda davalı bankaya karşı sadece mutlak def’iler ileri sürülebileceğini, şahsi def’iler ileri sürülemeyeceğini, davacı yanın çekte ciro yoluyla yetkili hamil olan davalı bankaya karşı çeki kötüniyetle iktisap ettiğini, ya da iktisapta ağır kusuru olduğunun ispatı halinde davalı bankanın çeki geri verme yükümlülüğünün olduğunu, davalı banka muntazam ciro silsilesi ile çekin meşru hamili olup, dosya kapsamına göre çekin kötüniyetle veya çekin iktisabında ağır kusurlu olduğunu kabul etme olanağının bulunmadığını, söz konusu çeke davalı bankanın iyiniyetli hamil olmasının hukuka ve hakkaniyete uygun olduğunu, açılan menfi tespit davasının davalı banka yönünden de yerinde olmadığını, kök raporda herhangi bir değişikliğin sözkonusu olmadığını” mütalaa etmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller, tarafların dilekçe ve beyanları ile duruşma esnasındaki sözlü açıklamaları, icra dosyası hep birlikte değerlendirildiğinde, davacı taraf ile davalı faselils arasında ticari ilişki bulunduğu, bu ticari ilişkiye istinaden davacı tarafça davalı …e çek keşide edildiği, çekin davalı … tarafından diğer davalı bankaya teslim edildiği anlaşılmaktadır. Mahkememizce yapılacak olan davacının her iki davalı yönünden taleplerinin ayrı ayrı değerlendirilmesi olacaktır.
TTK’nın 18. maddesinde tacir olmanın hükümleri arasında sayılan yükümlülüklerin biri de kanun hükümleri uyarınca gerekli ticari defterleri tutmaktır. Defter tutma yükümlülüğü Kanunun 64. maddesinde ayrıca düzenlenerek her tacirin, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorunda olduğu belirtilmiştir.
Tarafların tacir olması nedeni ile 23/10/2020 tarihli ara karar ile tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmasına, tarafların inceleme gün ve saatinde ticari defterlerini incelemeye esas olmak üzere HMK 222 gereği sunmasına, bu süre içerisinde gereği yerine getirilmediği takdirde bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağının taraflara ihtarına, ihtarın taraflara tebliğine karar verilmiş ve taraflara ihtar ara karar tutanağının tebiği ile gerçekleştirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, davacı tarafın ticari defterleri ve aldırılan bilirkişi raporundan tarafların ticari defterlerinin sahipleri lehine delil vasfında olduğu, davacı ile davalı … arasında ticari ilişki olduğu, bu ilişkinin otel gıda malzemesine ilişkin olduğu, dava konusu alacağın gıda bedellerinden kaynaklandığı görülmüştür. Davacı ile davalı … yönünden yapılan incelemede davacı tarafça teslim edilen çekler yönünden ürünlerin tamamen teslim edilmediği, davalı … tarafından defterlerin teslim edilmediği davalı tarafça davacı tarafa 170.678,69 TL bedelindeki ürünün teslim edilmediği anlaşılmış, davanın … tarafından bu ürünlerin teslim eidldiğine dair bir belge ya da tevsik edici başka bir bilgi de sunulmadığından davanın … yönünden ispatlandığı anlaşılmıştır.
Davanın davalı banka yönünden incelemesi ise bankanın dava konusu çeki elinde bulundurma sebebine istinaden yapılacaktır. Bilindiği üzere bankalar müşterilerinden çek alırken çekleri tahsil amacı ile ya da temlik amacı ile alabilirler. Banka tarafından alınan çek metninde “bedeli teminattır”, “bedeli rehindir” ibaresi veya rehnetmeyi belirten diğer herhangi bir kaydın bulunmadığı sürece cironun, TTK’nın 684. maddesi anlamında devir cirosu niteliğinde olduğunun kabulü gerekir.
Her ne kadar davacı tarafça davalı bankanın hem devir alan hem de karşılıksızdır işlemi yapan olması nedeniyle kötüniyetli olduğu iddia edilmiş ise de davalı banka muhatap bankaya vekaleten işlem yaptığından muhatap banka değildir. Bu husus Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin bir kararına da konu olmuştur. Dair ilgili içtihadında “6762 Sayılı TTK nun 710. maddesine göre çekin takas odasına ibrazı, ödeme için ibraz yerine geçer. Resmi Gazetenin 17 Nisan 1998 tarihli nüshasında yayımlanan, Bankalararası Takas Odası Merkezi Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 7. maddesinin 7. fıkrasında; “elektronik ortamda işlem yapan takas odalarında, muhatap bankalara fiziken ibraz edilmeyen çekler için birbirlerine vekalet vererek hesabın tasfiye edilmek amacıyla işlem yapacak bankalar, bankalararası takas odaları merkezi yönetim kurulunca hazırlanan protokolü imzalamak suretiyle bu faaliyetlere katılabilirler” hükmü yer almaktadır. Somut olayda takip alacaklısı … T.A.Ş., yukarıda belirtilen yönetmelik hükmü gereği ibraz işlemini muhatap banka adına vekaleten yapmaktadır. Bu durumda takip alacaklısı … A.Ş., aynı zamanda muhatap banka durumunda değildir. Hal böyle olunca, geçerli bir ibraz olup, takip yapan banka yetkili hamil konumundadır. Y12HD 2013/19740; 2013/29620” denilmekle aynı husus içtihat edilmektedir.
Son tahlilde ispat yükü kendisinde olan davacı taraf, davalı bankanın çekin bedelsiz olduğunu bilerek sırf davacıya zarar verme kastıyla hareket ettiğini de ispatlayamamıştır. “…Çeklerin bedelsiz olduğunu bilerek davacıya zarar vermek kasdıyla hamil olduğunu ispat yükü davacı taraftadır. Somut olayda davacı bu hususu ispat edememiş olmasına rağmen yanılgılı gerekçelerle birleşen dosya davalılarının kötüniyetli olduğu kanaatiyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. Y 19HD 2017/681 : 2018/5788”
Son olarak davanın hukuki niteliğine değinmek gerekir. Başka bir şekilde ifade etmek gerekirse, menfi tespit davası icra takibinden önce sonuçlanmaz ve ihtiyati tedbir kararı verilmemiş olması (veya ihtiyati tedbir kararının kaldırılması) nedeniyle, (menfi tespit davası görülmekte iken) borç alacaklıya (davalıya) ödenmiş olursa, menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir (m.72/6); yani menfi tespit davası (kendiliğinden) istirdat davasına dönüşür; bu hâlde mahkeme menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam eder (Kuru, B: İstinaf Sistemine Göre Yazılmış İcra ve İflâs Hukuku Ders Kitabı, Ankara, 2017, s. 146). Bu durumda İİK’nın 72/6 maddesi gereğince bedele dönüşen istemin temeli menfi tespit davasıdır. HGK 2017/(19)11-934: 2021/1124)
Bu nedenlerle davanın … yönünden kabulüne, davalı … AŞ yönünden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davacının davasının … AŞ yönünden KABULÜ İLE; davacının …’a ait 31/07/2019 vadeli … numaralı çek yönünden bu davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacı tarafça … İcra Müdürlüğünün 2019/… esas sayılı dosyasında yapılan 175.472,70 TL ödemenin bu davalıdan alınarak dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davacıya verilmesine,
2-… AŞ yönünden ikame edilen davanın REDDİNE,
3-Kötüniyet tazminatına yönelik talebin REDDİNE,
4-Alınması gereken 11.986,54-TL harçtan peşin alınan 2.190,75-TL harcın mahsubu ile 9.795,79-TL harcın davalı … Ticaret A.Ş.’den alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafça yapılan 44,40-TL başvuru harcı, 2.190,75-TL peşin harç, 2.400,00-TL bilirkişi ücreti, tebligat ve posta masrafından oluşan 422,30-TL olmak üzere toplam 5.057,45-TL yargılama giderinin davalı … A.Ş.’den alınarak davacıya verilmesine,
6-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 20.619,91-TL vekalet ücretinin davalı … A.Ş.’den alınarak davacıya verilmesine,
7-Kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesi halinde ödeyen tarafa iadesine,
8-Dava açılmadan evvel sonradan haksız çıkan taraftan alınmak üzere suç üstü ödeneğinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalı … A.Ş.’den alınarak hazineye irat kaydına,
9-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 20.619,91-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …Ş.’ye verilmesine,
Dair; gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/11/2021

Katip …
E-imzalıdır

Hakim …
E-imzalıdır