Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1182 E. 2020/510 K. 20.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/152
KARAR NO : 2020/533

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/03/2020
KARAR TARİHİ : 03/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A-Tarafların İddia ve Talepleri
Davacı vekili 04/03/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle, müvekkili şirket ile davalı borçlu şirketin ticari ilişki içerisinde olduğunu, bu ilişki çerçevesinde müvekkili şirketçe muhtelif tarihlerde davalı borçluya mal satışı ve teslimi yapıldığını, yapılan tüm satışların faturalandırıldığını ve tarafların ticari defterlerine kaydedildiği, müvekkili şirket ile davalı borçlunun borcu takip tarihi itibariyle 13.408,56-TL olduğunu, davalı borçlunun dava konusu fatura bedellerini ödememesi üzerine müvekkili müvekkili tarafından ödeme talebinde bulunulmuş ise de herhangi bir ödeme yapılmadığını, borcun ödenmemesi üzerine İstanbul … İcra Müdürlüğünde icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun takibe itiraz ettiğini belirterek davanın kabulü ile icra takibinin 13.408,56-TL asıl alacak yönünden vaki itirazının iptalini, takip tarihinden itibaren cari reeskont faizleri ile birlikte tahsilini, takibin devamını, davalı borçlunun takip konusu asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, dava masraf ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekiline usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen herhangi bir cevap dilekçesi sunmamıştır.
B-Toplanan Deliller
Davanın itirazın iptali davası olması sebebi ile öncelikle itirazın yapıldığı icra dosyası mahkememiz dosyası arasına alınmış, yapılan incelemede İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün 2… esas sayılı dosyası ile mahkememiz dosyasının taraflarının aynı olduğu, dosyamız davacısının alacaklı, dosyamız davalısının borçlu olduğu, dava değerlerinin aynı olduğu, borca itirazın şirket yetkilisi tarafından değil, bir üçüncü şahıs tarafından yapıldığı görülmüştür.
C-Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe
Huzurdaki dava niteliği itibariyle İİK 67. de düzenlenen iptali davasıdır. Dava dilekçesi ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde uyuşmazlığın davacı ile davalı arasındaki sigorta ilişkisi nedeni ile davacının alacaklı olup olmadığı, rücu şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, geçerli bir itirazın bulunup bulunmadığı hususlarında toplandığı anlaşılmaktadır.
İtirazın iptali davaları İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş olup borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini sağlamak amacı ile açılır.
Kendine özgü bir dava türü olan itirazın iptali davasının açılabilmesi için bazı koşulların bir arada bulunması gerekir.
a) Öncelikle yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir.
Belirtildiği üzere geçerli bir takipte gönderilen ödeme emrine, geçerli bir itiraz bulunması halinde itiraz dilekçesinin alacaklıya tebliğinden itibaren bir yıllık süre içerisinde bu dava açılabilecektir.
Geçerli bir takibin bulunmaması halinde takibin devamına imkan bulunmadığı gibi geçerli bir itirazın bulunmaması halinde de incelenip iptal edilmeye konu edilecek bir itirazın bulunmaması söz konusu olacaktır.
Dosyanın yapılan incelemesinden itirazın davalı şirket yetkilisinin …olduğu, ancak şirket adına Murat Sarkaya adlı şahısça yapıldığı anlaşılmaktadır. İcra dosyasına itiraz yapılırken hangi sıfatla itiraz edildiği, itiraz edenin itiraz etme yetkisinin bulunduğuna dair bir belge sunmadığı anlaşılmaktadır.
Öte yandan Avukatlık Kanunu’nun 35. maddesinin 2. fıkrasına göre, kanun işlerinde ve hukukî meselelerde mütalâa vermek, mahkeme, hâkem veya yargı yetkisine sahip bulunan diğer organlar huzurunda gerçek ve tüzel kişilere ait hakları dava etmek ve savunmak, adlî işlemleri takip etmek, bu işlere ait bütün evrakı düzenlemek, yalnız baroda kayıtlı avukatlara aittir. Avukatlık Kanunu Yönetmeliği’nin 14. maddesinin 2. fıkrasında da aynı hüküm tekrarlanmıştır. Aynı kanunun 63. maddesinin ilk fıkrasına göre, baro levhasında kayıtlı bulunmayanlar ve işten yasaklanmış olan avukatlar, şahıslarına ait olmayan dava evrakını düzenleyemez, icra işlemlerini takip edemez ve avukatlara ait diğer yetkileri kullanamazlar. Bu durumda davalı şirket yetkilisi gibi hareket eden şahsın aslında avukat ya da şirket yetkilisi olmadığı anlaşılmaktadır.
Geçerli bir itirazın bulunması için şirketin yetkilisince yapılması gerekir. Yargıtay 19. Hukuk Dairesi Esas No : 2015/15639 ;Karar No : 2016/5071 sayılı kararında “Şirkete ait ticari sicil kayıtlarının incelenmesinde şirketi 10/03/2010 tarihinden itibaren 20 yıl süre ile…’nun temsile yetkili olduğu anlaşılmaktadır. İtiraz tarihinde de davalı şirketi temsile yetkili Faysal Saraçoğlu olduğundan ve itirazda bulunan …’nun şirketi temsil yetkisi bulunmadığından usulüne uygun yapılmış bir itirazın varlığından söz edilemez. İtirazın iptali davasında süresinde geçerli bir itirazın bulunması dava şartıdır (İİK 62. md.) ve yargılamanın her aşamasında resen dikkate alınmalıdır. Bu nedenle mahkemece dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.” denmekle aynı husus vurgulanmıştır.
6100 Sayılı HMK’nın 114. Maddesi davanın görülebilme şartlarından biri olarak düzenlenmiştir. Yukarıda belirtilen sebeplerle geçerli bir itirazdan söz edilemeyeceğinde itirazın iptali davasının görülmesi mümkün değildir. Davanın HMK 114’e aykırı olarak ikame edildiği anlaşılmaktadır.
Dava şartlarının eksik olması halinde ise uygulanacak yol devam eden maddede düzenlenmiştir. Buna göre mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Son tahlilde davanın dava şartı yokluğundan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:

1-Davanın HMK 114/2 gereği icra dairesine yapılmış geçerli bir itiraz bulunmadığından davanın, dava şartı yokluğu nedeni ile USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gereken 54,40-TL ret harcının peşin alınan 158,76-TL harçtan mahsubu ile artan 104,36-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafça yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair karar, HMK 341, 343 ve 345 maddeleri gereği kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilebilecek istinaf dilekçesiyle İstanbul bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda usulen okunup anlatıldı.03/11/2020

Katip …
E-imzalıdır

Hakim …
E-imzalıdır