Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1177 E. 2019/207 K. 23.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/1177
KARAR NO : 2019/207

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/10/2019
KARAR TARİHİ : 23/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline İstanbul … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasından 07.09.2019 tarihinde ödeme emrinin tebliğ edildiğini, müvekkilinin alacaklı olduğunu iddia eden davalının, sahte olarak düzenlemiş olduğu 09.06.2017 tanzim tarihli 29.08.2019 vade tarihli 29.000 TL bedelli senede dayanılarak kefil sıfatıyla aleyhine kambiyo senetlerine mahsus icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin alacaklı olduğunu iddia edene böyle bir borcunun söz konusu olmadığını, icra takibine dayanak senetin müvekkilinin rızası ve bilgisi dışında sahte olarak düzenlendiğini, davalı tarafın sahte olarak düzenlemiş olduğu evrakı haksız menfaat elde etmek adına kötü niyetli olarak takibe koyduğunu, HMK m. 209 vd’de düzenlenen sahtelik iddiasının borcu ortadan kaldıran özel bir düzenleme olduğunu, görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, menfi tespit ve senet iptali taleplerinin sonuçsuz kalmaması için ve davalının elindeki senedi suistimali halinde müvekkilinin giderilemeyecek zararları oluşacağından ihtiyati tedbir olarak İstanbul …İcra Müdürlüğü…Esas
Sayılı dosyasında dava konusu senet ile ilgili başlatılan takibin durdurulmasına karar verilmesini, 3. kişilere temlik edilememesine karar verilmesini talep ettiklerini, müvekkillerinin davalıya borcunun olmadığını, sonuç olarak açıklanan nedenlerle, davanın kabulü ile müvekkilinin İstanbul … İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyası yapılan takibe konu senetlerden dolayı ve takipten dolayı 29.000 TL borcunun bulunmadığının tespitini, senedin ve takibin iptalini, İİK m. 72/son uyarınca; icra kasasına ödenen meblağın davalıya ödenmemesi için ihtiyati tedbir va’zına, işin niteliği gereği tedbirin teminatsız olarak verilmesini, kötü niyetli takip nedeniyle davalının alacağının %20’sinden az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına mahkûm edilmesini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava; kambiyo senetlerinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren ve 03/01/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5 inci maddesinden sonra gelmek üzere eklenen maddeye göre; ” MADDE 5/A- (1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 3. maddesinin birinci fıkrasına eklenen cümle ile “Dava şartı olarak arabuluculuk”
MADDE 18/A- (1) İlgili Kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükümlerinin cari olduğu tespit edilmiştir.
Menfi tespit davalarının gerek taraflar arasındaki hukuki sonucun niteliği, gerek zorunlu arabuluculuk yasasının ve gerekse TTK’nun 5.maddesinde arabuluculuğa ilişkin yapılan düzenlemenin hedefi şekil ve öz açısından bir arada düşünüldüğünde, ticari davalarda menfi tespit davalarının da zorunlu arabuluculuk kapsamında olduğunun kabulü sonuç ve kanısına varılmıştır. Nitekim İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi’nin 2019/1734 Es sayılı dosyasında “… TTK nun 5/A maddesindeki düzenleme ile talep sonucuna değil dava konusuna açıkça vurgu yapılarak dava konusunun bir miktar paranın ödenmesi olması şartı aranmış olduğu, menfi tespit davalarının esas itibariyle bir miktar paranın ödemesine ilişkin olmaları da dikkate alındığında dava şartı arabuluculuk kapsamında kaldığının kabulü gerekir. Aksinin kabulü halinde hem kanun koyucunun amacına aykırı yorum yapılmış olacak hem de uygulamada büyük bir kargaşa yaşanacağından mahkemece taraflar arasındaki davanın zorunlu dava şartı arabuluculuk kapsamında kabul edilerek dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmuştur.” denilmekle belirttiğimiz doğrultuda içtihat oluşturulmuştur. Aynı doğrultuda … Bölge adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin … es sayılı dosyasında da “… ticari davalarda menfi tespit davalarının da zorunlu arabuluculuk kapsamında olduğunun kabulü sonuç ve kanısına varılmıştır.” denilmekle aynı husus vurgulanmıştır.
Dava şartı arabuluculuğun 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 115. Maddesinin 2. Fıkrası çerçevesinde, gider avansı yatırılmasında veya gerekli hallerde teminat gösterilmesinde olduğu gibi tamamlanabilen bir dava şartı eksikliği olarak düzenlenmediği görülmektedir. Bir başka ifade ile, dava şartı noksanlığının giderilmesi ve arabulucuya başvurması için mahkemece davacıya süre verilemeyecektir.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacı tarafın, 30/11/2019 tarihli muhtıra ile 7155 Sayılı yasa uyarınca dava açmadan evvel arabuluculuk başvurusunda bulunup bulunmadığı, bulunmuş olması halinde son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkememize ibraz etmesi istenmiştir. Davacı vekilinin 16/12/2019 tarihli dilekçesinde özetle; menfi tespit davalarında arabuluculuk başvurusunun dava şartı olmadığı, dava konusunun 6102 Sayılı Kanuna eklenen 5/A maddesi kapsamında değerlendirilemeyeceği, bu nedenle ara karardan dönülmesi gerektiği beyan edilmekle davacı tarafından dava açılmadan önce arabuluculuk başvurusunda bulunulmadığı anlaşılmaktadır.
Yukarıda izah edilen nedenler doğrultusunda; davanın 7155 sayılı Kanunun 26. Maddesinde belirtilen yürürlük tarihi olan 01.01.2019 tarihinden sonra açıldığı, zorunlu arabuluculuk durumunun söz konusu olduğu ve davacının arabuluculuğa başvurmadan doğrudan dava açtığı anlaşılmakla 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun m.18/A-f.2 hükmü gereğince davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-7155 Sayılı Kanunun 20’nci maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A maddesi ve 7155 Sayılı Kanunun 23’üncü maddesi ile 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A-2 maddesi uyarınca arabulucuya başvurulmadan dava açılmış olması karşısında, davanın Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A, 6325 sayılı Kanunun 18/A-2, Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca DAVA ŞARTI YOKLUĞU NEDENİ İLE USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gereken 44,40-TL ret harcından peşin alınan 495,25-TL harcın mahsubu ile artan 450,85-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair; tarafların yokluğunda HMK’nın 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu karar verildi. 23/12/2019

Katip
¸

Hakim
¸