Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1173 E. 2020/241 K. 29.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2019/1173
KARAR NO: 2020/241

DAVA:İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:19/10/2018
KARAR TARİHİ:29/06/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı … AŞ ye ait bankaya yatırdığı para ile ilgili olarak bu davalının iflasından sonra davalı … A.Ş arasında 22/05/2009 tarihinde alacağın temlikine ilişkin protokol düzenlendiği, davacının davalılardan alacağını tahsil edemediği için …. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibine giriştiğini , borçlulara ödeme emri gönderildiği, davalıların bu icra takibine haksız olarak itiraz etmesiyle takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline , haksız olarak durdurulan takibin devamına, davalılardan % 20 oranında icra tazminatının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Tasfiye Halinde … A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı …’ın adresinin … Cd. No:.. … olup … Adliyesi sınırları içinde olduğu, yetkili mahkemenin … Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu , davacı ile … arasındaki ilişkinin bankacılık işlemleri kapsamında olduğundan davada Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğunu, davacının, …’ta bulunan kar ve zarar ortaklığından kaynaklı hesabını … A.Ş’ye devir ve temlik ettiğini, …’ta hiçbir hak ve alacaklarının kalmadığını bu sebeple davada tarf sıfatı bulunmadığı, davanın husumet yokluğu nedeniyle reddini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş. Davaya cevap vermemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki alacağın temliki sözleşmesi uyarınca davacı alacağının ödenmemesi nedeniyle başlatılan icra takibine davalılar tarafından yapıla itirazın İİK67 ve devamı maddelerince iptaline karar verilmesi istemine ilişkindir.
Davacı tarafından dava Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde ikame olunmuş, …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce 05/09/2019 tarih … E., … K. Sayılı kararı ile görevli olmadığından davanın usulden reddine karar verilmiş, karar istinaf edilmeksizin kesinleşmiştir. Davacı vekilinin süresinde olduğu anlaşılan talebi ile dosya … Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmiş, tevzi işlemine tabi tutulan dosya mahkememizin yukarıda belirtilen esasına kayıtlanmıştır.
Tensip zaptı uyarınca ön inceleme duruşmasının 13/01/2020 tarihinde yapılmasına karar verilmiş olmakla davacı ve davalı Tasfiye Halinde … A.Ş. vekilinin katılımı, diğer davalı … A.Ş.’ nin yokluğundu ön inceleme duruşması icra edilmiş ve davalı Tasfiye Halinde … A.Ş.’ nin tasfiye işlemlerinin halen devam edip etmediğinin araştırılması yönünde ara karar tesis edilmiştir. Gerek Ticaret Sicil Müdürlüğü gerekse davalı şirkete yazılan müzekkereler yanıt verilmiş, davalı şirketin 2001 yılından beri tasfiye işlemlerinin devam ettiği bildirilmiştir.
29/06/2020 tarihli karar celsesinde davalı Tasfiye Halinde … A.Ş. Yönünden; gerek davacı ile davalı … A.Ş. Arasında akdedilen sözleşmenin tarafı olmaması gerekse şirketin halen tasfiye halinde olması ve her iki şirket hakkında yargılamanın birlikte yürütülmesini gerekli kılan bir husus bulunmaması, tasfiye halindeki şirket hakkında dava açılıp açılamayacağı hususunun ayrıca irdelenmesi gerektiği, davacının her iki şirket hakkında aynı icra dosyasından icra takibi başlatmış olmasının davanın her iki davalı hakkında birlikte yürütülmesi zorunluluğu doğurmadığından usul ekonomisi gereğince bu davalı yönünden dosyanın tefrik edilerek mahkememizin yeni alınacak esası üzerinden yargılamanın yürütülmesine karar verilmiştir.
HMK.nun 1. Maddesine göre, göreve ilişkin kurallar kamu düzeninde olup, aynı yasanın 114/1-c bendi uyarınca dava şartı olan bu husus, HMK.nun 115/1 maddesi gereğince mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılır.
HMK’ nın 138. Maddesine göre mahkeme, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verir; gerektiği takdirde kararını vermeden önce, bu konuda tarafları ön inceleme duruşmasında dinleyebilir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde mutlak ticari davalar belirtildikten sonra her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nispi ticari davalar olarak sayılmış ve 5. maddesinde de “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir” hükmü getirilerek görev hususunun kapsamı düzenlenmiştir. Buna göre bir davada Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olabilmesi için mezkur kanunun 4. maddesinde sayılan mutlak bir ticari dava olması veya her iki taraf tacir olup uyuşmazlığın da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bir husustan doğması gerekmektedir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacı ile davalı … A.Ş. arasında alacağın temlik sözleşmesi akdedildiği, bu sözleşme uyarınca alacağını tahsil edemeyen davacının her iki davalı hakkında icra takibi başlattığı görülmüştür. Dosyanın incelenmesinden anlaşılacağı üzere davacının tacir olduğuna ilişkin dosya münderecatına herhangi belge ve bu yönde bir iddia bulunmamaktadır. Davacı ile davalı … A.Ş. arasında akdedilen bankacılık sözleşmesi de bulunmamaktadır. Davacının tacir olmaması da dikkate alındığında bu davada görevli mahkeme …. Asliye Hukuk Mahkemesi’dir. ( Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’ nin 2016/19360 E., 2018/2813 K. Sayılı ilamı) Kaldı ki uyuşmazlık ne davacının ne de davalı … A.Ş. Ticari işletmesinden de kaynaklanmamaktadır.Davacı ile davalı arasındaki ihtilaf 6102 Sayılı Kanunda düzenleme altına alınan mutlak ticari davalardan da değildir. Bu durumda davaya Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından bakılması gerekmektedir.( İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi’ nin 27/12/2018 tarih 2018/1779 E., 2018/1700 K. Sayılı ilamı)
Davalı Tasfiye Halinde … A.Ş.’ nin tefrik kararından sonra dosyamızda taraf sıfatı bulunmamak ile birlikte bu durum da sonucu değiştirmeyecektir. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/f.k ve l) bendi gereğince; “k) Tüketici: Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, l) Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi, ifade etmektedir.”
Taraflar arasında bankacılık işlemi gerçekleştirilmesi tek başına davanın Ticaret Mahkemesinde görülmesi sonucunu doğurmayacak, yargılamanın her iki davalı ile birlikte yürütülmesi halinde dahi davacının tacir sıfatının bulunmaması, uyuşmazlığın davacı ve davalı … A.Ş. Nin ticari işletmesinden kaynaklanmaması ve bankacılık işlemlerinin aynı zamanda 6502 Sayılı Tüketici Kanunda düzenlenmesi nedeniyle Ticaret Mahkemesinin görevli olduğunu söylemek doğru olmayacaktır. …. Asliye Hukuk Mahkemesi kararı açıklanan sebepler ile yerinde değildir. Belirtilen nedenlerle …. Asliye Hukuk Mahkemesi’ nin görevli olmadığından davanın usulden reddi kararına karşı mahkememiz görevli olmadığından davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ nedeniyle Davanın Usulden REDDİNE,
2-Görevli Mahkemenin …. Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun tespitine,
3-Daha önce aynı konuda …. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından verilmiş ve istinaf edilmeksizin kesinleşmiş görevsizlik kararı bulunduğundan mahkememiz kararının istinaf edilmeksizin kesinleşmesi halinde görev uyuşmazlığının çözümü için dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesine gönderilmesine,
4-Yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 29/06/2020

Katip …

Hakim …