Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1168 E. 2021/422 K. 09.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/1168 Esas
KARAR NO : 2021/422
DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 25/10/2019
KARAR TARİHİ : 09/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı taraf dava dilekçesi ile; Davalı şirketin 2018 Yılı Olağan Genel Kurul kararlarından gündemin 4.maddesinde yeralan “Bilanço ve kar-zarar hesaplarının okunması, görüşülmesi, onaya sunulması”na ilişkin olarak alınan 4 nolu karar gündeme ve hukuka uygun olmadığını, karar tutanağından anlaşılacağı üzere, bilanço ve kar-zarar hesaplarının gereği gibi detaylı müzakeresi yapılmadığı gibi, bilanço ve kar-zarar hesaplarının onaylanmasına ilişkin oylama yapılamamış ve karar alınmadığını, bu nedenle 2018 mali yılına ilişkin bilanço ve kar-zarar hesaplarının onayı gündeme uygun gerçekleşmediğini, bilanço ve kar-zarar hesaplarının onaya ilişkin bir karar oluşmayıp yok hükmünde olduğunu, diğer yandan, dönem karının dağıtılmasına ilişkin olarak, sözkonusu karın sermaye arttırımı borçlarına mahsubuna ilişkin olarak alınan kararın da hukuka uygun olmadığını, genel kurulda bu konuda gerekli müzakere yapılmadığını, gündeme aykırı olarak sadece yönetim kurulu üyesi … ‘ın yönetim kurulu adına şifai önerisi ile karar tutanağına geçirildiğini, dönem karının sermaye borcuna mahsubu konusunun gündemde olmadığı gibi, yönetim kurulunun da yazılı bir önergesi bulunmadığını, yönetim Kurulu üyesi … ‘ın münferiden yönetim kurulunu temsil yetkisi olmadığını, sermaye arttırımına ilişkin kararın, otel yatırımının gerçekleştirilmesi için alınmış olup, sözkonusu yatırım gerçekleştirilmemekle sermaye arttırım kararının karşılıksız kaldığını, sermaye artırım payı ödemesinin şirketin bilançolarını düzeltmekten başka bir sonuç vermeyeceğini, bu nedenlerle 2018 yılı olağan genel kurul kararlarından 4 nolu kararın iptali gerektiğini, gündemin 5. maddesinde yeralan “22.06.2018 tarihli özel denetçi raporunun görüşülmesi”ne ilişkin 5 nolu kararın gündeme ve hukuka uygun olmadığını, TTK’nın 439. vd. maddeleri uyarınca … Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/… E.sayılı dosyasından atanan denetçi raporunun gündeme ve TK 443/1 maddesine uygun olarak genel kurula sunulup, müzakeresi ve rapora ilişkin yönetim kurulunun değerlendirmelerinin alınması gerektiğini, bunların yapılmadığını, oldukça detaylı olan denetçi raporuna ilişkin yeteri kadar müzakere yapılmasına izin verilmeksizin geçiştirildiğini, raporda yönetim kurulunun sorumluluğunu gerektirecek önemli ayrıntılar mevcut olup daha detaylı müzakeresi ve yönetim kurulunun sorumluluğunun değerlendirilmesi gerektiğini, bu konuda … Noterliği 14.09.2018 tarih … yevmiye nolu ihtarnamesi ile TTK’nın 411 vd. maddeleri uyarınca azlık haklarına istinaden olanüstü genel kurul toplantısı talep edilmiş ise de davalı şirketin bu talebimizi karşılamadığını ve hiçbir yanıt vermediğini, 2018 yılı olağan genel kurul kararlarından 5 nolu kararın da bu nedenlerle iptali gerektiğini, gündemin 6. maddesinde yeralan “Yönetim Kurulu üyelerinin ibrası”na ilişkin 6 nolu kararın hukuka uygun olmadığını, söz konusu kararın yönetim kurulu ve hakim ortakların vekaletli çoğunluğu ile alındığını, Genel kurula asli katılımın oldukça sınırlı olduğu halde yönetim kurulunca toplanan vekaletnameler yoluyla kendi lehlerine kullanılan olumlu oylarla gerçekleşen ibra kararının iyiniyet ve objektif hukuk kurallarına aykırı olduğunu, gündemin 8.maddesinde yeralan “Yönetim Kurulu üyelerinin seçimi ve görev sürelerinin tespiti”ne ilişkin 8 nolu kararın da iptali gerektiğini, çünkü Yönetim Kuruluna aday belirlenmesi gerçekleştirilmeksizin, üstelik gündeme ve TTK’na göre görev süreleri dahi tayin edilmeksizin adeta klişeleşmiş yönetim kurulu seçimine ilişkin 8 nolu kararın hukuka aykırı olduğunu, hakim ortaklardan oluşan yönetim kurulu üyeleri …’ın, doğrudan ve dolaylı olarak Şirketi 25 yıla yakın bir süredir yönetmekte ve aynı zamanda bağlı ortaklık konumundaki ve davalı şirketle çıkar ilişkisi bulunan … A.Ş. unvanlı şirkette hakim ortak ve yönetici olmaları hasebiyle Şirketin yönetim kurulu üyeliğine seçilmelerinin TTK’nın 395-396 maddelerine aykırı olduğunu, gündemin 9. maddesinde yeralan “TTK.nun 395 ve 396. maddeleri uyarınca yönetim kurulu üyelerine gerekli iznin verilmesi için karar alınması”na ilişkin 9 nolu kararın hukuka uygun olmadığını, sözkonusu kararın da yönetim kurulu ve hakim ortakların vekaletli çoğunluğu ile alındığını, genel kurula asli katılımın oldukça sınırlı olduğu halde yönetim kurulunca toplanan vekaletnameler yoluyla kendi lehlerine kullanılan olumlu oylarla gerçekleşen kararın iyiniyet ve objektif hukuk kurallarına aykırı olduğunu, bu nedenlerle 9 nolu kararın da iptali gerektiğini beyanla, davalı şirketin 2018 Yılı Olağan Genel Kurul Kararlarından 4, 5, 6, 8 ve 9 nolu kararların iptaline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı … kendi adına asaleten, diğer davacıların da avukatı olarak davaya katılmış, menfaat çatışması olmadığı görülmüş ve huzuruyla yargılamaya devam edilmiştir.
Davalı vekili cevabında; Davacılar … , … ‘un iptal davası açma hakkının bulunmadığını, zira toplantıya katılmadıkları gibi bir muhalefetinin de bulunmadığını, usulüne uygun çağrı yapılan ve toplantıya katılmayan bu davalılar yönünden TTK’nın 446. Maddesi nazara alınarak davanın usulden reddini talep ettiğini, genel kurul toplantısının usulüne uygun çağrı ve toplantı ile yapılıp gerekli ve yeterli çoğunlukla kararların alındığını, iptal nedeni bulunmadığını, dava nedeniyle şirketin zarar görme ihtimali olduğunu ve mahkemece davacılardan TTK’nın 448/3. Maddesi uyarınca teminat alınması gerektiğini, iddiaların asılsız olduğunu, 2011 yılına ilişkin genel kurul toplantısının iptali davasının da … Asliye Ticaret mahkemesinin 2013/… Esas sayılı dosyasında red edilerek kesinleştiğini, … Asliye Ticaret mahkemesininde atanan denetçinin gerekli denetimi yaptığını, raporun genel kurula sunulup değerlendirildiğini beyanla, davanın reddini talep etmiştir.
Davalı şirketin genel kurul toplantı tutanakları, hazirun cetveli celbedilmiş, ticaret sicil kayıtları dosyamız arasına alınmıştır.
İncelenen genel kurul tutanağından; iptali istenen toplantıya davalılar …’un katılmadığı, iptali istenen maddelerden 4 nolu maddenin bilanço ve kar- zarar hesaplarının görüşüldüğü, davacılar … ve … ‘in muhalefetini tutanağa geçirdiği, 5 nolu maddenin özel denetçi raporunun görüşülmesine ilişkin olduğu ancak yönetim kurulunun gerekli değerlendirme ve yapılacaklarının olmadığı, 6 nolu maddede yöneticilerin ibrasının görüşüldüğü ve … ‘in olumsuz oy kullandığı, … ‘nın muhalefetini yazdırdığı, 8 nolu maddede yönetici seçimine ilişkin oylama yapıldığı, …’in olumsuz oy kullandığı ve bir yıl süreyle atama yapıldığı, …’nın muhalefetini yazdırdığı, 9 nolu maddede ise TTK’nın 395 ve 396. Maddelerde düzenlenmiş aynı faaliyet konusunda iş yapılabilmesi için yöneticilere izin verilmesinin görüşüldüğü, …’in olumsuz oy kullandığı, … ve …’nın muhalefetizi yazdırdığı görülmüştür.
Dosyamız bilirkişi Heyetine verilmiş, sunulan ilk raporda, kararların iptalini gerektiren bir neden tespit edilmediği görüşü bildirilmiştir. İtiraz ve mahkememizce de raporun yetersiz görülmesi üzerine ek rapor alınmış ve yüzeysel bir değerlendirme ile aynı görüş tekrar edilmiştir.
İlk bilirkişi heyetinin kök ve ek raporunun detaylı değerlendirme içermediği, tarafların sorularına ve mahkememiz ara kararına karşılık verilmediği görülmüş, akademisyenlerin de olduğu yeni bir heyetten rapor alınmıştır.
Sunulan ikinci raporda, davalı şirketin 2017 yılına göre 2018 yılındaki giderlerinin arttığı, karlılığının düştüğü, 2011 yılında alınan genel kurul kararı ile sermaye artırımına karar verildiği ancak yapılmadığı, dolayısıyla önceki yıllardan kalan ve 2018 yılında elde edilen karın sermaye artırımı borçlarına mahsup edilmesinin bir şart olmadığı, borcu olanların takip edilmesinin yönetimin görevi olduğu, bu nedenle 4 nolu kararın iptalinin mahkeme takdirinde olduğu, 5 nolu maddede bir oylama olmadığı ve karar alınmadığı, dolayısıyla iptalinin de söz konusu olmayacağı, 6, 8 ve 9 nolu gündem maddelerinin yeterli çoğunlukla ve geçerli oylarla alındığı, iptalini gerektiren bir husus bulunmadığı görüşü bildirilmiştir.
Sunulan son rapor ve dosyadaki belgeler itibarıyla artık yeni veya ek rapor alınmasını gerektirir bir husus bulunmadığı anlaşılmış, mahkememizce değerlendirme yapılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davalı şirketin 25/07/2019 tarihinde yapılan 2018 yılı olağan genel kurul toplantısında alınan 4, 5, 6, 8 ve 9 nolu kararların iptaline ilişkindir.
Anonim şirketlerde genel kurullarının yapılması için, TTK’nın 418. Maddesinde belirtildiği gibi, ana sözleşmede daha ağır bir nisap belirtilmemişse sermayenin en az 1/4’üne sahip pay sahiplerinin veya temsilcilerinin katılması gerekir. Karar yeter sayısı ise toplantıya katılanların salt çoğunluğudur.
Yapılan toplantıda vekaleten oy kullanılmasının önünde bir engel bulunmadığı anlaşıldığından, davacıların bu yöne ilişkin iddiaları yerinde görülmemiştir.
Çağrının usulüne uygun yapılmadığı veya yetkisiz kişilerin toplantıya katıldığı ve bunun alınan kararlara etki ettiğine dair bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Davacılar … , … ve …’un toplantıya katılmadığı ve bir muhalefetinin de olmadığı tutanaktan görülmüştür. Dolayısıyla bu davacılar yönünden dava açma hakkı olmadığı gerekçesiyle davaları red edilmiştir.
Yapılan davaya konu genel kurulda, yönetim kuruluna seçilen … ‘ın paylarının toplamı 431.040 olup, şirketin toplam payı ise 1.350.000 adettir. Toplantıya katılan pay sayısı 1.122.720 olup, yöneticilerin payları olan 431.040 adet pay çıkarıldığında 631.680 adet payın ibra ve faaliyet izni konusunda geçerli olarak oy kullandığı, kararların 225.000 adet payı olan olan davacılar ve dava dışı ortağın olumsuz oyuna karşılık 466.680 olumlu oyla alındığı ve geçerli olduğu anlaşılmıştır. Diğer konularda yönetici olan ortağın oy hakkını kısıtlayan bir durum bulanmadığından oy kullanmaları mümkündür.
Davacı taraf sunduğu genel kurul toplantı tutanağında seçilen yöneticilerin görev süresinin belirlenmediğini ileri sürmüş ise de imzalı olan ve tescil edilen tutanakta bir yıl süreyle atandığı görülmüş ve bu iddiası kabul edilmemiştir.
Bilirkişi tarafından da tespit edildiği üzere, davaya konu yönetim kurulunun ibrası konulu 6. Madde, yeni yöneticilerin seçilmesine ilişkin 8. Madde ve faaliyet iznine ilişkin 9. Maddelerin görüşülmesinde, oylanmasında ve karara bağlanmasında bir eksilik bulunmayıp iptalini gerektiren bir durum tespit edilmemiştir. Yöneticilerin yıllarca aynı kişilerden genel kurulca seçilmesine yasal bir engel olmadığı gibi, anasözleşmede de bu konuda bir kısıtlama bulunmadığı anlaşılmaktadır. Şirket ortaklarından oluşan genel kurulun devredilemez yetkilerinden olan yönetici seçimi ve ibrasına ile faaliyet izin verilmesi kararlarını ancak genel kurul verebilir. Kısıtlayıcı bir hüküm bulunmadığı ve bir hile veya kanuna aykırılık bulunmadığı sürece mahkemeden bu konuda iptal kararı verilmesi mümkün değildir. Bu nedenle davacıların bu maddelere ilişkin davası kabul edilmemiştir.
Davaya konu 4 nolu gündem maddesinin incelenmesinde; bilirkişi tarafından da tespit edildiği üzere, 2011 yılında yapılan sermaye artışından kalan ortakların borçlarının muaccel olduğu, yönetim tarafından bunların tahsili yoluna gitmesinin mümkün olduğu, 2018 yılı ve geçmiş yıllardan kalan kapların dağıtılmayıp sermaye borcu olanların öncelikle borcuna mahsubuna ve artan kısmın dağıtılmasına gelen kurulca karar verilmesinin dürüstlük kuralına uygun olmadığı, ortakların en temel haklarından olan kar payı alma hakkının kısıtlanmasının, şirketten gelen kar payı ile geçimini sağlayan ortaklar yönünden adaletsiz sonuçlar doğuracağı, dolayısıyla şirketin birikmiş kar payından ne kadarının yedeğe alınıp ne kadarının dağıtılacağının net bir şekilde ortaya konması gerektiği, anılan 4 nolu maddede bu yapılmadığından yanlış olduğundan bu maddenin iptaline ilişkin talebin haklı olup kabulüne karar verilmiştir.
Davayı konu 5 nolu gündem maddesine ilişkin yapılan inceleme ve müzakerelerde; her ne kadar bir oylama ve olumlu veya olumsuz karar verilmemiş ise de, TTK’nın 443. Maddesinde açık bir şekilde belirtildiği üzere, özel denetçinin sunduğu raporuna ilişkin yönetim kurulunun bir değerlendirme yaparak ilk genel kurula sunması gerektiği, somut olayda şirket yönetiminin değerlendirmesinin genel kurula sunulduğuna dair bir belge ve açıklama olmadığı, özel denetçi raporunda tespit edilen eksiklik ve yanlışlıkların giderilip giderilmediği, gelecekte buna ilişkin ne yapılacağı, bir tedbir veya yapısal değişiklik gerekip gerekmediğinin açıklanmadığı görülmüş, özel denetimin amacına ulaşılamadığı anlaşılmıştır. Yönetimin sunacağı değerlendirme ile ortaklar, şirketin denetim raporunda tespit edilen hususlara ilişkin haklarını kullanabilecektir. Genel kurulun, yönetim kurulundan bu konuda değerlendirme alması ve bunun kabul veya red edilmesi gerektiğinden, oylama yapılmayıp bir karar alınmamış olması gündeme ilişkin bu maddenin tekrar usulüne uygun yapılması için iptaline engel olmayacaktır. Yani yönetim kurulunun, özel denetçi raporunda tespit edilen hususlarda yapacaklarını genel kurulun onayına sunup bu konuda genel kurulun yapılması gerekenlerle ilgili bir karar vermesini istemesi gerekmektedir. Böyle bir talep ve değerlendirme olmayınca genel kurulun karar alması da zor olacaktır. Özel denetçi raporu ve yönetim kurulu değerlendirmesinin genel kurula sunulması zorunluluğu altındaki neden de budur. Aksi halde özel denetçi ataması ve incelemesinin pratik bir faydası ve ortaklara bir yararı olmayacaktır. Bu nedenle oy çokluğuyla bu maddenin iptaline karar verilmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :
Davanın Kısmen Kabulü ve Kısmen Reddi ile;
1-Davacılar …, … ve … … yönünden davanın KISMEN KABULÜ ile, davalı …nün 788-2 numarasında kayıtlı …’nin 25.07.2019 tarihli 2018 yılı Olağan Genel Kurulu Toplantısı’nda ele alınan gündem maddelerinden 4 nolu madde yönünden oy birliği ile, 5 nolu gündem maddesi yönünden ise oy çokluğu ile olmak üzere bu maddelere ilişkin kararların İPTALİNE,
Davanın 6, 8 ve 9 nolu gündem maddelerine ilişkin talebin oybirliği ile REDDİNE,
2-Davacılar … , … ve … yönünden davanın tamamen oy birliği ile REDDİNE,
3-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-Davacı … ve … … kendisini vekille temsil ettirdiğinden, AAÜT gereğince 4.080,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendilerine eşit oranda verilmesine,
5-Yargılama gideri olarak davacının harcadığı 9.022,00TL’nin kabul ve red durumuna göre takdiren yarısı olan 4.511.00TL’sının ve peşin yatırılan 95,00TL harcın davalıdan alınarak davacılar …, … ve … …’e eşit oranda verilmesine, geri kalan kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, AAÜT gereğince 4.080,00TL vekalet ücretinin tüm davacılardan müteselsilen alınarak davalıya verilmesine,
7- Davalının yaptığı 28,90TL yargılama giderinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
8-Dosyada artan avansın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine
İlişkin, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/06/2021

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır
(kısmen muhalif)

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

Muhalefet şerhi: Mahkememiz Sayın Heyetince dava konusu genel kurul toplantısının 5 nolu gündem maddesinin iptali yönünde karar alınmış ise de 6102 Sayılı TTK’ nın 445 ve devamı maddelerinde de anlaşılacağı üzere bir genel kararının iptaline karar verilebilmesi için öncelikle ortada bir genel kurul kararının varlığı aranmaktadır. Davaya konu genel kurul toplantısının 5 nolu gündem maddesinde bir bir genel kurul kararının varlığından bahsedilemeyeceğinden bunun iptalini tartışmak da mümkün olmayacaktır. Açıklanan nedenle bilirkişi değerlendirmesinin yerinde olduğunu düşündüğümden davaya konu genel kurulun 5 nolu gündem maddesinin iptaline karar verilmesi yönündeki sayın çoğunluk görüşüne katılmıyorum.
Üye …
e-imzalıdır