Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/116 E. 2020/393 K. 08.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/116 Esas
KARAR NO : 2020/393

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/09/2019
KARAR TARİHİ : 08/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A. Tarafların Talepleri
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin parmak izi okuyucu ve yüz tanıma güvenlik sistemleri başta olmak üzere bu iş kolunda çeşitli teknolojik malzemelerin alım ve satım hizmetileri sektöründe faaliyet gösterdiğini, davalı şirket ile faaliyeti kapsamında birtakım ürünlerin davalıya satımın ve teslimini konu edinen ticari ilişki içerisine girdiğini, tarafların aralarında bu ilişkiye dayanarak sözleşme imzaladıklarını, müvekkilinin sözleşme şartlarına uyarak ürünlerini zamanında ve eksiksiz teslim ettiğini ancak karşılığını davalıdan alamadığını, cari hesap dökümlerinin vadelerine göre işlemiş faiz tutarları harici sadece fatura bakiyesi olarak 227.338,91 TL bakiye kaldığını, bu durum üzerine icra takibi başlatıldığını, açılmış olan … 4. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasına davalının süresinde itiraz ettiğini, itiraz edilmesinin üzerinden bir hafta geçmeden takibe konu bakiye fatura alacağının faizleri ve vekalet ücreti dahil olmadan yalnızca hesap mutabakatlarına konu edilen kısmını ödediğini, bu yapılan itirazın vekalet ücreti ve faizleri ödememek amacıyla yapıldığını, bu nedenlerle müvekkiline yapılan kısmi ödemenin dikkate alınarak tutar üzerinden ödenmesi gereken icra vekalet ücreti ile icra harç ve masrafları yönünden yapılan itirazın iptalini, talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davacı arasında 29.08.2018 tarihinde parmak izi okuyucu ve kaydedici sistemi temini mal alımı sözleşmesi imzalandığını, sözleşmede yazılı malların alımının gerçekleştiğini, sözleşme koşullarının aynı şekilde devam ederek işin miktarında artış yapıldığını ve sözleşme tarihinden 21.03.2019 a kadar mal alımı yapıldığını, müvekkilinin … ne bağlı olduğunu kamusal bir faaliyet yerine getirdiğini, davacı ile arasında 2016 yılından beri mal alımı yaptığını ve ödemelerinin yerine getirildiğini, taraflar arasında anlaşmaya rağmen davacı alacaklı icra takibinde vadesi gelmemiş alacaklarını talep ettiğini, kısmi ödemelerin yapıldığını ancak daha sonra yerel seçimler sebebi ile kısmi ödemelerinde yapılamadığını, müvekkilinin söz konusu takip için davacıya olan sözleşmeden ve ilave işten kaynaklı borcunu haricen ödediğini ancak vadesi gelmeden icra takibi yapıldığı için kalan tutar olan faiz vekalet ücreti ve masraflar için itirazda bulunduğunu, bu nedenlerle vadesi gelmeyen borç için haksız nedenle icra takibi başlatıldığından davanını reddini talep etmiştir.
B.Uyuşmazlık, Deliller, Değerlendirme ve Gerekçe
Davanın itirazın iptali davası olması sebebi ile öncelikle itirazın yapıldığı icra dosyası mahkememiz dosyası arasına alınmış, yapılan incelemede … 4. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile mahkememiz dosyasının taraflarının aynı olduğu, dosyamız davacısının alacaklı, dosyamız davalısının borçlu olduğu, (dava değerlerinin farklı olduğu ancak davamızın yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden ikame edildiği), davalı vekili tarafından süresinde ve geçerli bir şekilde itiraz dilekçeleri sunulduğu görülmüştür.
Yapılan yargılama, toplanan deliller, tarafların dilekçe ve beyanları ile duruşma esnasındaki sözlü açıklamaları, davalının gerek icra dairesine sunduğu itiraz dilekçesi, gerekse mahkememizdeki beyanları hep birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığına dair bir ihtilaf bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davalı itiraz dilekçesinde ilişkinin bulunmadığına dair bir savunma ileri sürmemekte, itiraz dilekçesinin sunulduğu gün itibariyle bir alacağın vadesinin gelmediğine, alacaklının ödeme planına uymadığına, alacağın muaccel olmadığına dair itirazda bulunmaktadır.
TTK’nın 18. maddesinde tacir olmanın hükümleri arasında sayılan yükümlülüklerin biri de bu Kanun hükümleri uyarınca gerekli ticari defterleri tutmaktır. Defter tutma yükümlülüğü Kanunun 64. maddesinde ayrıca düzenlenerek her tacirin, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorunda olduğu belirtilmiştir.
Her iki tarafın da tacir olması nedeni ile 26/11/2019 tarihli her iki taraf vekilinin de hazır bulunduğu celsede tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce resen görevlendirilen mali müşavir bilirkişi … marifetiyle hazırlanan 13.02.2020 tarihli bilirkişi raporunda bilirkişi özetle; “Davacı tarafın defter ve belgelerinin incelendiğini 2017-2018-2019-2020 Takvim yılına ait incelenen defterlerin davacı lehine delil vasfına haiz olduğunu, davalı … A.Ş. nin defter ve belgelerini sunmadığını, davacının davalıya karşı düzenlemiş olduğu faturalara itiraz etmediğini, davalının mal tedariki için davacıya gönderdiği sipariş mektubunda her bir siparişin ödeme günü 90 ve 60 gün olduğunu, ödenmeyen ve ödeme tarihlerine göre temerrüte düşen faturalara ödeme tarihlerine kadar sonrası için icra takibi tarihine kadar davacının faiz talebinin yerinde olduğunu, davacı ili davalı ticari alışverişe konu hesap bakiyesinde mutabık olduğunu, husumetin gününde ödenmeyen fatura tutarlarının faizlerine ilişkin olduğunu, faturalara TTK 21/2 maddesine göre itiraz edilmediğini, davacının icra takibi ile talep ettiği 46.768,61 TL avans faiz talebinin yerinde bir talep olmadığını, taraflar arasında imzalanan 29.08.2018 tarihli sözleşmeye göre faturaların ödeme günlerinden ödemelerin yapıldığı tarihe ve sonrası içinde icra takip tarihine kadar davacının temerrüt faiz alacağının ; 26.488,04 TL olduğunu icra vekalet ücreti ile icra harç ve masrafları yönünden mahkememizin yetkisine dair bir husus olduğunu” mütalaa etmiştir.
Davalı tarafça yerinde inceleme talebinde bulunulması ve ilk raporun yalnızca davacı defterlerinin incelenmesi sureti ile hazırlanmış olması nedeni ile mahkememizce celse arasında ara karar tesis edilerek davalının da ticari defterleri incelenmek suretiyle yeniden rapor düzenlenmesi amacıyla önceki bilirkişiye tevdiine karar verilmiştir.
Bilirkişi tarafından davalı tarafın da ticari defterleri incelenmek suretiyle hazırlanan 19/06/2020 tarihli raporda ilk raporda belirtilen hususların geçerli olduğu ve kök raporda değiştirilecek bir husus bulunmadığı ifade edilmiştir.
Tarafların ticari defterlerinin uyumlu olması karşısında alacağın muaccel olup olmadığına dair değerlendirme yapılması gerekmektedir. Bilirkişi kök raporunun 5.6 numaralı bendinde belirtildiği üzere taraflar arasında sözleşme bulunduğu, bu sözleşme ile tarafların kendi aralarındaki alım satım sözleşmesinden kaynaklanan vadeyi belirledikleri, buna göre fatura teslim tarihinden itibaren 60 veya 90 gün olmak üzere vadelerin belirlendiği, davalının sözleşmeye göre fatura ödeme gününden bir gün sonra temerrüde düştüğü, davalının dava konusu faturalar yönünden temerrüde düştüğü tarafların ticari defterlerinden anlaşılmaktadır. Davalının temerrüde düştüğü böylece alacağın muaccel hale geldiği hususunda bir şüphe bulunmamaktadır.
Davalı taraf 2019 yılı yerel seçimleri nedeni ile gecikmeler yaşandığını, müvekkili şirketin kamu kurumu olması nedeni ile seçimlerden sonraki gelişmelerden etkilendiğini, mevcut kadroların inisiyatif kullanmamaları nedeni ile ödeme yapılamadığını, valinin kayyım olarak görevlendirildiği dönemde gecikmenin yaşandığı ifade edilmiştir.
Davalı taraf Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre kurulan bir anonim şirket olup, şirket ortaklarının kamu kurumu olması davalının özel hukuktan kaynaklanan borçlarından ötürü kendisine bir imtiyaz sağlamaz. Davalı yan tacir olarak basiretli bir tacir gibi hareket etme sorumluluğu altında olup borçlarını bu sorumluluk rejimi ile ifa etmek zorundadır. Davalının iç ilişkileri, ortak kamu kurumlarındaki aktörlerin kişisel tasarrufları davalı yönünden haklı bir mazeret olamayacağı gibi davacının alacak hakkına kavuşmasını engellemez. Bu nedenle davalının bu yöndeki itirazların reddine karar verilmiştir.
Son tahlilde davalının takip konusu faturalar yönünden mütemerrit olduğu, takip konusu alacağın muaccel ve likit olduğu, davalının bu alacağa istinaden başlattığı takibe itiraz ettiği anlaşılmaktadır. Davanın ise yalnızca davalı tarafça ödenen 227.338,91 TL’lik kısmi ödeme üzerinden hesaplanan vekalet ücreti ve diğer giderler için ikame edildiği anlaşılmaktadır.
Taraflar arasındaki alacağın muaccel olması, davalının da borcun bulunmadığına dair savunmasının bulunmaması karşısında icra takibinin haklı olduğu ve vekalet ücretine hak kazanıldığına kani olunduktan sonra davacının hak ettiği vekalet ücretinin hesabı için ayrıca bilirkişi incelemesine gereksinim duyulmamış, mevcut asgari ücret ve harç tarifesi üzerinden mahkememizce hesap yapılmış ve davanın (227.338,91 TL üzerinden yapılan kısmi ödeme üzerinden hesaplanan) 19.590,33 TL vekalet ücreti + Peşin Harç: 1.136,69 TL+ Başvuru Harcı: 44,40 TL + Vekâlet Harcı: 6,40 TL + Vekâlet Pulu: 10,10 TL olmak üzere olmak üzere toplam 20.788,00 TL alacağın talep ve bağlılık kuralı gereği 20.787,92-TL yönünden kabulüne karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE; Davalının … 4. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yaptığı itirazının taleple bağlılık kuralı gereği (227.338,91 TL üzerinden yapılan kısmi ödeme üzerinden hesaplanan) 19.590,33 TL vekalet ücreti + Peşin Harç: 1.136,69 TL+ Başvuru Harcı: 44,40 TL + Vekâlet Harcı: 6,40 TL + Vekâlet Pulu: 10,10 TL olmak üzere olmak üzere toplam 20.788,00 TL alacağın talep ve bağlılık kuralı gereği 20.787,92-TL yönünden İPTALİNE; takibin bu suretle DEVAMINA,
3-Alınması gereken 1.420,02-TL harçtan peşin alınan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.375,62-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 44,40-TL başvuru harcı, 44,40-TL peşin harç, 750-TL bilirkişi ücreti, tebligat ve posta masrafından oluşan 64,70-TL olmak üzere toplam 903,50-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesi halinde ödeyen tarafa iadesine,
İlişkin, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 08/09/2020

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.