Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1143 E. 2019/140 K. 21.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/1143 Esas
KARAR NO : 2019/140 Karar

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 24/10/2019
KARAR TARİHİ : 21/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesin özetle; Müvekkili aleyhine Gaziosmanpaşa … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, takip dosyasına bakıldığında müvekkilinin Temmuz 2014- Aralık 2014 arası tahakkuk etmiş elektrik bedeli ile Ocak 2015, Nisan 2015, Temmuz 2015 ve Ağustos 2015 tarihlerindeki elektrik bedelini ödemediğinin iddia edildiğini, müvekkilinin işyerini işlettiği süre içerisinde tüketimine dayalı olarak tahakkuk eden tüm ödemeleri yaptığını, müvekkili …Mah. …Sok. Bulvar …Apt. No:2…/İstanbul adresinde bulunan işyerin…’dan devir alarak börek salonu olarak işletmeye başladığını, işyerini devir aldıktan sonra elektrik aboneliği almak için resmi olarak davalı kuruma başvurduğunu, davalı kurumun resmi başvuruya rağmen elektrik aboneliğinin üzerinde borç olduğunu, tahakkuk edilen kaçak cezaları bulunduğu gerekçesi ile önce bu bedellerin ödenmesini istediğini, davalı tarafın müvekkilinden önce aynı adreste bulunan şahsa ait kaçak elektrik kullanım tahakkuk bedellerini haksız olarak müvekkilinden tahsil etmeye çalıştığını, bu talep karşısında müvekkili kendi işyerinde kullandığı elektriğin tüketim bedelini düzenli olarak ödemekle yetindiğini, aboneliği kendi adına kaydettiremediğini,müvekkilinin anılan adresteki kayıt tarihinin belirlenmesi için …Vergi Dairesine yapmış olduğu vergi açılışının sorulması gerektiğini, davaya konu icra takibi vasıtasıyla müvekkilinin çalıştığı şirkete maaş haczi gönderildiğini, bu durumun sadece aldığı işçi maaşı ile geçinmeye çalışan müvekkilinin ciddi bir ekonomik sıkıntı içerisine girmesine neden olacağını, bu nedenlerle icra dosyasının ilişkin takibin teminatsız olarak durdurulmasına yönelik tedbir kararı verilmesini, icra dosyası nezdinde başlatılan takibin iptaline ve aleyhe yapılan icra takibi nedeniyle %20’den aşağı olmamak üzere tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini, müvekkilinden dosya kapsamında tahsil edilen kısmın kesinti tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte taraflarına iadesine karar verilerek vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Dava; Gaziosmanpaşa … İcra Müdürlüğü’ nün … E. Sayılı dosyası ile başlatılan icra takibi nedeni ile davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptaline aynı zamanda davalı tarafından tahsil edildiği belirtilen alacağın kesinti tarihinden itibaren avans faizi ile iadesine ilişkin alacak davasıdır.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren ve 03/01/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5 inci maddesinden sonra gelmek üzere eklenen maddeye göre; ” MADDE 5/A- (1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 3. maddesinin birinci fıkrasına eklenen cümle ile “Dava şartı olarak arabuluculuk”
MADDE 18/A- (1) İlgili Kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükümlerinin cari olduğu tespit edilmiştir.
Menfi tespit davalarının gerek taraflar arasındaki hukuki sonucun niteliği, gerek zorunlu arabuluculuk yasasının ve gerekse TTK’nun 5.maddesinde arabuluculuğa ilişkin yapılan düzenlemenin hedefi şekil ve öz açısından bir arada düşünüldüğünde, ticari davalarda menfi tespit davalarının da zorunlu arabuluculuk kapsamında olduğunun kabulü sonuç ve kanısına varılmıştır. Nitekim İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi’nin 2019/1734 Es sayılı dosyasında “… TTK nun 5/A maddesindeki düzenleme ile talep sonucuna değil dava konusuna açıkça vurgu yapılarak dava konusunun bir miktar paranın ödenmesi olması şartı aranmış olduğu, menfi tespit davalarının esas itibariyle bir miktar paranın ödemesine ilişkin olmaları da dikkate alındığında dava şartı arabuluculuk kapsamında kaldığının kabulü gerekir. Aksinin kabulü halinde hem kanun koyucunun amacına aykırı yorum yapılmış olacak hem de uygulamada büyük bir kargaşa yaşanacağından mahkemece taraflar arasındaki davanın zorunlu dava şartı arabuluculuk kapsamında kabul edilerek dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmuştur.” denilmekle belirttiğimiz doğrultuda içtihat oluşturulmuştur. Aynı doğrultuda … Bölge adliye Mahkemesi… Hukuk Dairesi’nin …es sayılı dosyasında da “… ticari davalarda menfi tespit davalarının da zorunlu arabuluculuk kapsamında olduğunun kabulü sonuç ve kanısına varılmıştır.” denilmekle aynı husus vurgulanmıştır.
Dava dilekçesinin incelenmesi neticesinde; davacıya yukarıda belirtilen ilgili yasa maddeleri uyarınca 31/10/2019 tarihli tensip zaptı ile arabuluculuk son tutanağının aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini bir haftalık kesin süre içerisinde mahkememize ibraz etmesi için süre verildiği ancak davacının mahkememize sunduğu 06/11/2019 tarihli dilekçesi ile menfi tespit davalarında dava açmadan önce arabuluculuğa başvuru zorunluluğu bulunmadığını beyan ettiği görülmüştür.
Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda; davanın 7155 sayılı Kanunun 26. Maddesinde belirtilen yürürlük tarihi olan 01.01.2019 tarihinden sonra açıldığı, davacının menfi tespit talebi ile birlikte aynı zamanda alacak talebinde de bulunduğu, belirtilen nedenlerle zorunlu arabuluculuk durumunun söz konusu olduğu, davacının arabuluculuğa başvurmadan doğrudan dava açtığı anlaşılmakla 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun m.18/A-f.2 hükmü gereğince davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-7155 Sayılı Kanunun 20’nci maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A maddesi ve 7155 Sayılı Kanunun 23’üncü maddesi ile 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A-2 maddesi uyarınca arabulucuya başvurulmadan dava açılmış olması karşısında, davanın Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A, 6325 sayılı Kanunun 18/A-2, Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca DAVA ŞARTI YOKLUĞU NEDENİ İLE USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gereken 44,40-TL ret harcından peşin alınan 442,88-TL harcın mahsubu ile artan 398,48-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair; tarafların yokluğunda HMK’nın 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda tensiben karar verildi. 21/11/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır