Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/113 E. 2020/477 K. 13.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/113
KARAR NO : 2020/477

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/09/2019
KARAR TARİHİ : 13/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A. Tarafların Talepleri
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin cari ekstre alacağının tahsili için davalı şirket aleyhine … 11. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayısıyla takip başlattığını, davalı şirketin borca itiraz ettiğini, itiraz sonrası arabulucuya başvurulduğunu, anlaşma sağlanamadığını, söz konusu itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu, davalı şirketin müvekkili şirketin ürettiği malları satın aldığını, müvekkili şirketçe üretilen iş bu malların davalı yana teslim edildiğini, gerek itiraz dilekçesinde gerekse de daha önceki dönemde davalı şirketin teslim aldığı mallara dair herhangi bir ayıp iddiası bulunmadığını, cari hesap ilişkisinde yer alan ve ödenmeyen faturaların davalı şirkete tebliğ edildiğini ve herhangi bir itirazda bulunulmadığını, davalı şirketin faturalara itiraz etmediğini, sonuç olarak ayrıntılı olarak açıklanan nedenlerle; davalının … 11. İcra Müdürlüğü … esas sayılı takibine yaptığı itirazın iptalini, asgari %20 icra inkar tazminatını, vekalet ücreti ile yargılama masraflarının davalı yana tahmiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davacıya herhangi bir borcu olmadığını, davacı tarafından salt fatura düzenlenmesi, hukuki ilişkinin ve/veya faturaya konu hizmet/mal verildiği anlamına gelmediğini, müvekkili ile davacı arasında imzalanan bir sözleşme vs olmadığını, nitekim davacının da aksi yönde bir delil ibraz etmediğini, alacağın kabulü anlamına gelmemek ile birlikte davacının müvekkili ile arasında olan hukuki ilişkiyi, alacak iddiasını ve faturaya konu malların teslimi hususunu somut delillerle ispat etmesi gerektiğini, bu anlamda basit yargılama usulüne tabi iş bu davada davacının dava dilekçesinde açıklanan hususlardan başka, daha sonradan delil göstermesine veya sunmasına muvafakatlerinin bulunmadığını, öte yandan yine alacağı kabul anlamına gelmemek ile birlikte davacının işlemiş faiz taleplerinin de reddinin gerektiğini, zira davaya esas icra takibinden önce müvekkili şirketin temerrüde düşürülmediğini, sonuç olarak ayrıntılı olarak açıklanan sebeplerle; davacının davasının reddi ile davacı aleyhine % 20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
B. Deliller,
Davanın itirazın iptali davası olması sebebi ile öncelikle itirazın yapıldığı icra dosyası mahkememiz dosyası arasına alınmış, yapılan incelemede … 11. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile mahkememiz dosyasının taraflarının aynı olduğu, icra dosyasında borçlu olarak yer alan tüzel kişinin dosyamızda davalı konumunda olduğu, dosyamız davacısının alacaklı ve dava değerlerinin aynı olduğu, davalı tarafından süresinde ve geçerli bir şekilde borca dair itiraz dilekçesi sunulduğu görülmüştür.
Mahkememizce resen görevlendirilen mali müşavir Nuri Kuşçu tarafından hazırlanan 13/01/2020 tarihli bilirkişi rağorunda “davacının 6102 sayılı TTK’nun 64. Maddesi ve 213 sayılı VUK’nun 219, 224, 225 maddelerindeki hükümlerine göre usulüne uygun olarak defter tasdiklerinin ve muhasebe kayıtlarının işlediği, davalı yanın ticari defter ve belgelerini Mahkemenin belirttiği tarihte ve daha sonrasında da defterlerin incelemeye sunmadığı, davalı yanın bağlı bulunduğu vergi dairesine davacının kendisine kesmiş olduğu faturaları BA bildiriminde beyan edip belirttiği, mübrez dosya içerisinde davalının icra takibine konu borcunun davacı şirkete ödediğini gösteren herhangi bir makbuz, dekont, EFT gibi somut belgelerin olmadığı, davacı ticari defterlerinden davacının 59698, 59699 ve 153254 numaralı faturalar dolayısıyla 13.353,12 TL’lik borcunun bulunduğu” mütaala edilmiştir.
Mahkememizce bilirkişi raporu taraflara tebliğe edilmiş usulüne uygun tebligata rağmen taraflarca rapora karşı herhangi bir itiraz ve beyan sunulmamıştır.
C. Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
Huzurdaki dava hukuki niteliği itibari ile; İİK.nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır. Dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde uyuşmazlığın davacı ile davalı arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı, davacı tarafın davalı taraftan bu aralarındaki ilişki nedeni ile alacaklı olup olmadığı, davacı taraf alacaklı ise bu alacağın miktarının ne olduğu, alacağın takip tarihi itibari ile likit olup olmadığı, icra inkar tazminatı şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği hususlarında toplandığı anlaşılmaktadır.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktaları belirlenip tahkikat aşamasına geçilerek deliller toplanıp bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller, davacının dilekçe ve beyanları ile duruşma esnasındaki sözlü açıklamaları, davalının gerek icra dairesine sunduğu itiraz dilekçesi hep birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığına dair bir ihtilaf bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davalı itiraz dilekçesinde ilişkinin bulunmadığına dair bir savunma ileri sürmemekte, itiraz dilekçesinde takip talebinde ve ödeme emrinde belirtilen şekilde bir alacağın bulunmadığına dair itirazda bulunmaktadır.
TTK’nın 18. maddesinde tacir olmanın hükümleri arasında sayılan yükümlülüklerin biri de bu Kanun hükümleri uyarınca gerekli ticari defterleri tutmaktır. Defter tutma yükümlülüğü Kanunun 64. maddesinde ayrıca düzenlenerek her tacirin, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorunda olduğu belirtilmiştir.
Her iki tarafın da tacir olması nedeni ile 14.11.2019 tarihli celsede tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmiş ve ilgili duruşmada davalı vekili hazır bulunmuş ve tutanağı imzalamıştır.
Davalı tarafa ara karar tefhim edilmesine rağmen verilen süre içerisinde davalı tarafça karar gereği yerine getirilmediği gibi herhangi bir beyanda da bulunulmamıştır. Kendisine tefhim yapılmasına rağmen davalı tarafça ticari defterler sunulmamıştır. Hazırlanan 13/01/2020 tarihli bilirkişi raporundan ve dosya kapsamından taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığı konusunda herhangi bir ihtilaf bulunmadığı, davacının ticari defterlerinin açılışlarının usulüne uygun yapıldığı, davacının cari hesap alacağına ilişkin faturaların muhasebe programında muhasebe kayıtlarında yer aldığı, ticari defterlere göre takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 13.353,12 TL alacaklı olduğu, tarafların BA/BS beyannamelerinin uyumlu olduğu anlaşılmaktadır.
Her ne kadar anılan bilirkişi raporu yalnızca davacı tarafa ait ticari defterler üzerinden yapılmış ise de, davalı tarafa tefhim yapılmasına rağmen ticari defterlerinin incelenmesi için gerekli iş ve işlemleri yapmadığı, davalının bu borcu ödediğine dair herhangi bir savunmasının bulunmadığı, davalı tarafça herhangi bir ödeme belgesinin sunulmadığı anlaşılmakla mevcut delillerden yeterli kanaat oluşmuştur. Davalı taraf adına vekaletname sunan vekilin daha sonra istifa etmesi nedeniyle istifa dilekçesi davalıya tebliğ edilmiş ve bilirkişi raporu da davalı şirkete tebliğ edilmiştir. Araştırılacak başka bir husus kalmaması, davanın basit yargılamaya tabii olması, basit yargılama usulünde sözlü yargılama aşamasının bulunmaması, davalı tarafça duruşmaya iştirak edilmemesi, verilen sürelere riayet edilmemesi nedeniyle tahkikata son verilerek aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM
1-Davanın KABULÜ ile;
A-Davalının … 11. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına,
B-Hükmolunan alacağın likit ve itirazın haksız olması sebebiyle bu alacak üstünden hesaplanan 2.670,60 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 912,15 TL harçtan peşin alınan 228,04 TL harcın mahsubu ile bakiye 684,11 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan 44,40 TL başvuru harcı, 228,04 TL peşin harç, 800 TL bilirkişi ücreti, tebligat ve posta masrafından oluşan 255,10 TL olmak üzere toplam 1.327,54 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesi halinde ödeyen tarafa iadesine,
Dair gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verilen, verilen karar açıkça okundu anlatıldı.13/10/2020

Katip …
E-İMZALIDIR.

Hakim …
E-İMZALIDIR