Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1112 E. 2020/403 K. 16.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/1112 Esas
KARAR NO:2020/403

DAVA:Alacak
DAVA TARİHİ:29/11/2018
KARAR TARİHİ:16/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında … projesi kapsamında bulunan … Blok …. No:… ve … Blok, K…, No:… da kain bağımsız bölümlerin satışına ilişkin olarak 02.06.2015 tarihli 2 ayrı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye konu bağımsız bölümler için müvekkili tarafından ödenmesi gereken toplam bedelin 520.000,00 USD olarak belirlendiğini, davalı tarafla yapılan 02.06.2015 tarihli sözleşmelerde davalı tarafın … kapsamında yapımını üstlendiği bağımsız bölümleri en geç 30.06.2017 tarihine kadar teslim etmesi gerekirken müvekkilinin isteği üzerine bahsi geçen sözleşmelerin sadece alıcı tarafından değişikliğe gidileceği esnada sözleşmeye konu taşınmazların teslim tarihlerinin de müvekkilinin bilgisi dışında 30.05.2018 olarak değiştirildiğini, sözleşme dilinin ingilizce olması nedeniyle bu durumun ingilizce bilmeyen müvekkili tarafından fark edilmesinin de mümkün olmadığını, bu rağmen sözleşmelerin 3.maddesinde yer aldığı üzere müvekkili tarafından sözleşmeye uygun olarak satım bedellerinin sözleşme ekinde yer alan ödeme planına/senet listesine göre belirtilen tarihlerde şirket hesabına gönderildiğini, ancak müvekkili tarafından sözleşme gereği yapılması gereken tüm ödemelerin zamanında ve eksiksiz olarak yerine getirilmiş olmasına rağmen davalı şirket tarafından ilk yapılan sözleşmelerde belirtilen teslim tarihlerinin müvekkilinin bilgisi dışında değiştirildiğini, bunun yanı sıra bahsi geçen sözleşmelerin son haline göre 30.05.2018 tarihinde teslim edilmesi gerekirken bu tarihte bile taşınmazların kullanıma hazır hale getirilmediğini, müvekkilinin taşınmazları almakta gözetlediği faydanın ortadan kalktığını, sözleşmelerin 5/g maddesi uyarınca taşınmazların 5/a maddesinde belirtilen tarihlerde teslim edilmemesi durumunda satıcının geçen her bir tam ay için ve en fazla 6 ay için 2 TL/m2 ödemekle yükümlü oldukları gecikme cezasının da taraflarına ödenmediğini, sözleşmenin feshi ve ödenen bedellerin taraflarına iadesi için davalıya ihtarname gönderdiklerini beyanla, müvekkili tarafından ödenen 520.200,00 USD’nin ödeme tarihi itibariyle avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, müvekkili tarafından sözleşmenin haklı feshinden kaynaklanan tüm zararların bilirkişi marifeti ile birlikte tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemeleri olduğunu, davacı şirket ile akdedilen sözleşme uyarınca müvekkili şirketin taşınmazların 30.05.2018 tarihinde teslimini taahhüt etmişse de elde olmayan sebeplerle teslimi henüz gerçekleştiremediğini, projenin %95’inin tamamlanmakla beraber kalan kısmının da en kısa sürede hazır edileceğini, müvekkili şirketin her ne kadar taşınmazı süresinde teslim edememişse dahi işbu durum ile ilgili kusuru bulunmadığını, iyi niyetli olan müvekkili şirketin bugüne kadar taraflar arasında akdedilen sözleşme uyarınca edimini ifa ettiğini, davalı tarafı hiçbir aşamada mağdur etmeden her aşamada bilgilendirerek sözleşmeye uygun hareket ettiğini, davacı tarafın da sözleşme kapsamında taksitli ödemesini düzenli olarak yerine getirdiğini ve projenin her aşamasında muvafakati olduğunu açıkça gösterdiğini, bu aşamaya kadar sözleşmesinin feshi talebinin olduğunu beyan etmeyen davacı tarafça da kabul edilen sözleşme kapsamında inşaatın büyük bir kısmının bitmesinden sonra böyle bir talepte bulunulmasının … sayılı Medeni Kanunu kapsamında hukuka aykırılık teşkil ettiğini, davacı tarafından sözleşmeden dönme süresinin dolmuş olması sebebiyle tahsil edilen konut satış bedelinin iadesinin talep edilmesinin tamamen haksız ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkili şirketin davacı tarafın haklarını gözeterek ve menfaatini koruyarak gerekli tüm işlemleri gerçekleştirdiğini ve yükümlülüklerini yerine getirdiğini, sözleşmenin her aşamasını müvekkili şirketin gerek yazılı gerek sözlü olarak açık bir şekilde davacının bilgi ve onayına sunduğunu, davacı tarafın muvafakati ile sözleşme ve sair tüm anlaşmaların akdedildiğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Tarafların sunduğu bilgi ve belgeler dosya arasına alınmıştır.
Davanın ilk açıldığı … Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas … karar sayılı ilamı ile “Yapılan yargılamaya, toplanan delilelre, taraf beyanlarına ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasındaki ihtilafın taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin feshi nedeniyle uğranılan zarar ve ödenen sözleşme bedelinin tazminine ilişkin olduğu, 13.07.2015 tanzim tarihli konut sözleşmeleri ile alınan konutların davacı tarafından kişisel kullanım amacıyla değil ticari amaçla, yatırım yaparak kazanç temin etme gayesi ile alındığı, taraflardan yalnız biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça diğer için de ticari iş sayılacağı, bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiler açısından ticari işlerden olduğundan dolayı 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4.maddesi gereği bu davaların görülme yeri Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğu, dava konusunun Asliye Ticaret Mahkemesinin görev alanına girdiği ” gerekçesi ile görevsizlik kararı verilerek dosya mahkememize gönderilmiş ve yukarıdaki esasa kaydedilmiştir.
Davaya konu taşınmazlara ilişkin tapu kayıtları, taraflar arasında yapılmış olan İngilizce dilinde yazılmış sözleşme ve tercüme örnekleri dosyamız arasına alınmış incelenmiştir.
Mahkememizce davacı tarafın tazminat talebine ilişkin açıklama yapması istenmiş ve davacı vekili sunduğu 31/12/2019 tarihli dilekçesinde, sözleşmenin 5/G maddesi uyarınca gecikme nedeni ile altı ay boyunca her tam ay için 2,00TL /metre kare cezai şartı ödenmesi gerektiği ve buna göre aylık 471,40 TL ödeme yapılması ve ayrıca sözleşmenin feshi nedeni ile ödenen miktarın %20 si olan cezai şartın ödenmesi gerektiği, bu nedenle öncelikle 520.200,00 USD’nin %20si oranında cezai şarta ödenmesi, aksi halde altı aylık gecikme tazminatının ödenmesine karar verilmesini, talep etmiş ancak bu miktarlar üzerinden harç yatırılmamıştır.
Mahkememizce bilirkişi marifetiyle taşınmazlar başında inceleme yaptırılarak rapor alınmış ön rapor sonrasında eksik belgeler devredilmiş ve bilirkişi sunduğu 09/03/2020 tarihli, heyet raporunda inşaatın tamamlama seviyesinin %50 seviyesinde olduğu, sözleşmelere göre teslim tarihinin 30/05/2018 olduğu, tapu kayıtlarında haciz ve ipotek şerhleri olduğundan davacıya teslimin mümkün olmadığı, iki adet sözleşme uyarınca davacının 520.200,00 USD ödediği ve faizi ile birlikte iadesinin mümkün olduğu, talep edilen altı aylık cezai şartın 2.828,40 TL olacağı rapor edilmiştir.
Bilirkişi raporuna yönelik davalı taraf itiraz etmiş ve inşaatın gerçekleşme seviyesinin %90-95 civarında olduğunu ve ek rapor alınmasını talep ettiğini bildirmiş ancak mahkememizce talebi yerinde görülmemiştir.
Davalı vekili davanın ipotek lehtarı olan … ve … A.Ş.’ye ihbarına talep etmiş, ancak mahkememizce davanın geldiği aşama ve sözlü yargılamaya geçilmiş olması, ihbar istenilenlerin dava konusu ile ilgisinin bulunmaması, davanın tescil değil ödenen bedelin iadesi olması nazara alınarak talep reddedilmiştir.
DELİLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, iki adet harici taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı ödenen bedelin, taşınmazların teslim edilmediğinden bahisle iadesine ilişkindir.
Ödenen miktar ve bağımsız bölümlerin teslim edilmediği hususu ihtilaf konusu değildir.
Davacı taraf ödenen bedel yanında cezai şart ödemesini talep etmiş ise de, alacak talebi yönünden herhangi bir harç yaptırılmadığı ve ıslah hakkı kullanmadığı için bu talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Tarafların tacir olması nedeni ile dava nispi ticari dava olup, mahkememiz görevlidir.
İncelenen tapu kayıtlarında taşınmazlar üzerinde dava dışı şahıslar lehine üç adet ipotek ve çok sayıda haciz şerhi olduğu anlaşılmıştır.
İpotek lehtarın ile davalı arasında mahkememiz 2019/556 Esas sayılı dosyasında derdest bir dava bulunmaktadır.
Bilirkişi raporu ile tespit edildiği üzere inşaat tamamlanmamış ve teslimi mümkün görülmemektedir.
Davacı tarafından davalıya ihtarname gönderilerek ihtarname 05/06/2018 tarihinde tebliğ edilmiş ancak ihtara rağmen davalı edimini yerine getirmemiştir.
Davacı taraf ihtarname ile fesih iadesini bildirmiş davalı 08/06/2018 tarihinde temerrüde düşmüştür.
Davalı taraf edimini yerine getirmediği, taşınmazın süresinde teslim etmediği, davacının da Üsküdar 9. Noterliğinin 04/06/2018 tarihli 17037 yevmiye sayılı ihtarnamesi ile fesih hakkını kullandığı bu durumda ödenen bedelin iadesi gerektiği, davanın haklı olduğu ve kabulü gerektiği vicdanı kanaat hasıl olmuş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davacının davasının, geçikme tazminatı yönünden harcı yatırılıp usulüne uygun açılmış bir dava bulunmadığından bu talep konusunda karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davanın satış bedeli yönünden kabulü ile taraflar arasında yapılan 13/07/2015 tarihli ve 02/06/2015 tarihli … Projesinden taşınmaz satışına ilişkin ön sözleşme nedeniyle davacının davalıya ödediği toplam 520.200,00USD’nin temerrüt tarihi olan 08/06/2018 tarihinden itibaren işleyen kamu bankalarının USD cinsi bir yıl ve daha uzun vadeli mevduata uyguladığı faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının avans faizi ödenmesine ilişin talebinin reddine,
3- Alınması gerekli harç 186.696,60TL olup, peşin alınan 46.674,16TL’ nin mahsubu ile bakiye 140.022,44TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça peşin yatırılan harçlar toplamı 46.674,16 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Davacı tarafın yargılama nedeni ile yaptığı yargılama gideri toplamı 3.674,20 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Dosyada artan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde davacıya iadesine,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden, AAÜT gereğince 113.020,42 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
İlişkin gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.16/09/2020

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır