Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1080 E. 2020/685 K. 22.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/1080
KARAR NO : 2020/685
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/10/2019
KARAR TARİHİ : 22/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 01/11/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle, Dava dışı …nun 21/09/2017 tarihli VDF kredisi sözleşmesine istinaden müvekkili şirketten otomobil kredisi kullandığını, kredi ile alınan aracın trafik sicil kaydına müvekkili şirket lehine rehin şerhi işlendiğini, davalılar … ve …nın söz konusu VDF kredi sözleşmesine müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını, kredi borcunun ödeme planına göre ödenmesi gereken taksitlerin süresinde ödenmediğini, bu yüzden kredi borçlusu firma ile davalı borçluya hesap kat ihtarı keşide edildiğini, ihtara rağmen ödeme olmadığını, bunun üzerine icra takibi başlatıldığını, icra takibinin davalıların itirazı üzerine durdurulduğunu, davalı müvekkili şirketle imzaladığı kredi sözleşmelerinin 19. Maddesine göre VDF ile aralarında çıkabilecek her türlü uyuşmazlıklarda İstanbul Çağlayan icra daireleri ve mahkemelerin yetkili olduğunu belirterek İcra Müdürlüğünün 2019/… esas sayılı dosyasındaki itirazının iptali ile takibin devamını, 56.312,22-TL alacaklarının takip tarihi itibarıyla yıllık %31,20 faizi ile tahsilini, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatını, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar tarafından herhangi bir cevap dilekçesi sunulmamıştır.
B.Uyuşmazlık ve Deliller
Davanın itirazın iptali davası olması sebebi ile öncelikle itirazın yapıldığı icra dosyası mahkememiz dosyası arasına alınmış, yapılan incelemede …. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… esas sayılı dosyası ile mahkememiz dosyasının taraflarının dava dışı … dışında aynı olduğu, dosyamız davacısının alacaklı, dosyamız davalılarının borçlu olduğu, dava değerlerinin aynı olduğu, davalılar tarafından süresinde ve geçerli bir şekilde itiraz dilekçesi sunulduğu görülmüştür.
Mahkememiz bankacı bilirkişi … marifetiyle hazırlanan 07/08/2020 tarihli raporda özetle, davacı …Ş. ile dava dışı asıl borçlu … arasında dava dosyasına fotokopi sunulu 21/09/2017 tanzim tarihli 110.720,10-TL limitli VDF kredi sözleşmesi imzalandığı, davalı-borçlular … ve …nın belirtilen sözleşmede müşterek borçlu müteselsil kefil olarak 110.720,10-TL kefalet limiti ile sorumlu olmak kaydıyla kefalet imzalarının bulunduğu, sözleşmenin geçerli olduğu, dolayısıyla davalı borçluların kefalet imzalarından dolayı davacı …ye karşı sorumlu olduğu, ve davacının davalıları takip ve dava hakkının mevcut olduğu, icra müdürlüğünce 12/02/2019 tarihinde yapılan kapak hesabında yekün alacak tutarının 119.361,25-TL olarak hesaplandığı, rehinli aracın satışından icra dosyasına gelen 80.000,00-TL tahsilattan sonra bakiye borç miktarının 39.361,25-TL ye düştüğü, ancak ıslak imzalısı dava dosyası ekindeki …. İcra müdürlüğünün 2019/… esas sayılı dosyası içeresinde bulunan rehin açığı belgesinde alacak miktarı 119.361,25TL iken 136.312,22-TL ve geriye kalan alacak miktarı 39.361,25-TL iken 56.312,22-TL olarak değiştirilerek davaya konu icra dosyası ile davalılar aleyhine 15/03/2019 tarihinde 56.312,22-TL asıl alacak tutarı üzerinden takip başlatıldığı ve davalıların itirazı üzerine takibin durduğunun görüldüğü, 15/03/2019 takip tarihi itibarıyla davacının davalılardan 39.361,25-TL anapara, 1.057,50-TL işlemiş temerrüt faizi, 52.87 TL faizin BSMV’si olmak üzere toplam 40.471,62-TL alacaklı olduğu, davacının ise tespitlerimizden daha fazla olmak üzere 56.312,22-TL asıl alacak talebinde bulunduğu, talebin tespitlerimizi aşan 15.840,60-TL’lik kısmının yerinde olmadığı, davacının 15/03/2019 takip tarihinden borç tamamen tahsil edilinceye kadar 39.361,25-TL anapara alacak üzerinden işleyecek yıllık %31,20 nispetinde temerrüt faizi ive faizin %5 BSMV’ni talep edebileceği mütalaa edilmiştir.
Dava devam ederken 31/01/2020 tarihinde dava konusu alacak temlik eden davacı … AŞ tarafından … Yönetim AŞ’ye devredilmiş ve devralan … Yönetim AŞ tarafından temlikname ve vekaletname ibraz edilmiştir. Temlikname uyarınca davalı … AŞ dosyamıza davacı sıfatı ile eklenmiş temlik eden … AŞ’nin davacı sıfatı sonlandırılmıştır.
Anılan bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş davacı taraf sunduğu 03/09/2020 tarihli itiraz dilekçesinde tellaiye ve harçların taraflarınca denmesi nedeniyle bu borcun da alacağa eklenmesi gerektiğini ifade etmiştir. Kendilerine usulüne uygun yapılan tebligata rağmen davalı taraflarca bilirkişi raporuna karşı herhangi bir beyan ve itirazda bulunulmamıştır.
Davacı itirazı üzerine aldırılan ek raporda bilirkişi; davacının 55479,64 TL alacaklı olduğu, davacının ise 56.312,22-TL asıl alacak talebinde bulunduğu, 832,58 TL’lik kısmın yerinde olmadığını mütalaa etmiştir.
Anılan bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş davacı taraf sunduğu 11/11/2020 tarihli itiraz dilekçesinde hesabı kabul etmediklerini, davanın kabulü halinde talepleri gibi kabul edilmesi gerektiğini ifade etmiştir. Kendilerine usulüne uygun yapılan tebligata rağmen davalı taraflarca bilirkişi raporuna karşı herhangi bir beyan ve itirazda bulunulmamıştır.
C. Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe
Huzurdaki dava, temlik eden finans kuruluşu ile dava dışı … arasında akdedilen taşıt kredisi sözleşmesinden kaynaklı olarak kefil sıfatı bulunan davalıların nakdi borcu ve faiz borcu bulunup bulunmadığı, itirazın haksız olup olmadığı, icra inkar tazminatı şartlarının oluşup oluşmadığı yönünde açılan itirazın iptali davasıdır.
28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tütekticinin Korunması hakkındaki kanunun 3/1 maddesinde tüketicinin ticari yada mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi olduğu, 3/1-e maddesinde tüketici işleminin mal veya hizmet piyasalartında kamu tüzel kişileri de olmak üzere ticari veya mesleki hareketlerle hareket eden gerçek veya tüzel kişilerle tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta vekalet, bankacılık vb sözleşmelerde dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem olduğu ifade edilmiştir. Aynı yasanın 73/1 maddesinde tüketici işlemleri ile, tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak davalarda, tüketici mahkemelerinin görevli olduğu, 83/2 maddesinde ise, taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemlerle ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun göreve ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği düzenleme konusu yapılmıştır.
Davanın taşıt kredisi sözleşmesine istinaden ikame edildiği, sözleşmeye konu aracın … marka binek araç olduğu, aracın ticari nitelikli bir araç olmadığı, dava dışı …’nun ticari amaçla dava konusu aracı satın aldığına dair herhangi bir belgenin dosyaya sunulmadığı, Dava konusu sözleşmenin ticari nitelikli bir sözleşme olmadığı, icra takibinin bu sözleşmeye istinaden başlatıldığı anlaşılmakla beraber, bir tarafı tüketici olan kredi sözleşmesine ilişkin davalarda görevli Tüketici Mahkemeleri olduğundan, mahkememizin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan mahkememizin görevsizliğine, davanın hmk 114/1-c ve 115/2.maddeleri uyarınca görev yönünden usulden reddine karar verimek gerekmmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Mahkemenin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, davanın HMK 114/1-c ve 115/2.maddeleri uyarınca görev yönünden USULDEN REDDİNE,
2-Kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde dosyanın görevli olan İSTANBUL TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’nun 331 mad. uyarınca Harç, yargılama gideri ve gider avansının görevli mahkemece değerlendirilmesine, davaya başka bir mahkemede devam edilmediği takdirde talep üzerine harç yargılama gideri ve gider avansı konusunda mahkememizce karar oluşturulmasına,
4-HMK 20.maddesi gereğince; karar tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde görevli mahkemeye gönderilmesi talebinde bulunulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtaratına,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.22/12/2020

Katip …
E-imzalıdır

Hakim …
E-imzalıdır