Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1076 E. 2021/687 K. 12.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/1076 Esas
KARAR NO : 2021/687
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/10/2019
KARAR TARİHİ : 12/10/2021
YAZILDIĞI TARİH : 12/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A. Tarafların Talepleri
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkiline borcunu ödemediğini, ürünlerin siparişini ve ödeme taahhüdü verilen malları teslim aldıklarını ancak teslim edilmesine rağmen ödeme yapmadıklarını, borçlunun malları almamış gibi davrandıklarını bu nedenlerle faturadan kaynaklı … İcra Müdürlüğü 2017/… esas sayılı dosya ile takibe geçtiklerini davalının takibe itiraz ettiğini bu nedenlerle icra inkar tazminatına hükmedilmesini ve itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafça herhangi bir cevap dilekçesi sunulmamıştır.
B.Uyuşmazlık ve Deliller
Dava itirazın iptali davasıdır. Uyuşmazlık davacı şirket ile davalı şirket arasındaki ticari ilişki kapsamında davalı şirketin edimlerini sözleşmeye uygun olarak ifa edip etmediği, bu nedenle davacının alacağının bulunup bulunmadığı, ihbar sürelerine uyulup uyulmadığı, tarafların temerrüde düşüp düşmediği, icra takibine yapılan itirazın haklı olup olmadığı, icra inkar tazminatının şartlarının oluşup oluşmadığı hususlarına ilişkindir.
Davanın itirazın iptali davası olması sebebi ile öncelikle itirazın yapıldığı icra dosyası mahkememiz dosyası arasına alınmış, yapılan incelemede …. İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı takip dosyası ile mahkememiz dosyasının taraflarının aynı olduğu, icra dosyasında borçlu olarak yer alan tüzel kişinin dosyamızda davalı konumunda olduğu, dosyamız davacısının alacaklı ve dava değerlerinin aynı olduğu, davalı tarafından süresinde ve geçerli bir şekilde dosyada yapılan takipte borca dair itiraz dilekçesi sunulduğu görülmüştür.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizce ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar değerlendirilmiş, dava şartına dair eksiklik bulunmaması ve davalı tarafça haklı bir sebebe dayalı olan herhangi bir ilk itiraz ileri sürülmemesi nedeniyle ön inceleme tamamlanmış, tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktaları belirlenip tahkikat aşamasına geçilerek dosyamızın delillerini oluşturan, icra dosyası, tarafların ticari defter ve kayıtları ve ticaret sicil kayıtlarından oluşan dosyamız delilleri üzerinden bilirkişi incelemesi yaptırılmak ve taraf tanıkları dinlenmek suretiyle sonuca gidilmiştir.
Mahkememizce resen görevlendirilen mali müşavir bilirkişi … marifetiyle hazırlanan 24/12/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “Davacı ve davalı Tarafların mahkemede inceleme günü yapılan Ticari defter incelemesinde yevmiye, defteri kebir ve envanter defterlerinin TTK Md.64/3. ve V.U.K. 182,220,221 Maddeleri uyarınca yapılması gereken noter açılışlarının ve kapanışlarının süresinde ve usulüne uygun yaptırıldığını, kendi lehlerine olacağını, Davaya konu olan 03.08.2016 tarih … sıra numaralı 19.175,00 TL bedelli fatura karşılığı hizmet ve mal satışının almadığını iddia eden ve ilgili faturayı yasal süresi içinde(8gün) … Noterliği … yevmiye numaralı ihtar ile davacıya iade eden davalı, ilgili mal ve hizmet satışını yaptığını iddia eden davacının aksine faturayı defterlerinde kayıt altına almadığını, davaya konu olan 03.08.2016 tarih … sıra numaralı fatura muhteviyatında da pleksilerin harici yer alan yaşar marka demir testeresi, demir kesici tepsi ve 350 amper kaynak makinesi ile ilgili alış faturaları sorulduğunda, davacı taraf bunların şirketlerinde kullanılmayan makinalar olduğunu bu sebeple giriş faturalarının olmadığını ve piyasa değerinin altında davalı tarafa fatura edildiğini ifade ettiğini , bunun üzerine 2015 yılı envanter defter dökümünden bu makinaların tespiti yapılmaya çalışıldığını ancak rapora ek yapılan envanter defterinde sabit kıymetler detaylandırılmadığından tespitinin yapılamadığını, davada tanık olarak dinlenen davacının çalışanı (sigortasız) tanık … in ifadesine göre; davacı tarafın davalı tarafa muhtelif zamanlarda pileksi işi yaptığını ,bahsedilen pileksileri kendisinin hazırladığını ve davalıya kendisi tarafından teslim edildiğini ,teslim ettiği kişinin … isimli bir kişi olduğunu, dava dosyası ekinde yer alan 03.08.2016 tarihli … numaralı sevk irsaliyesinde teslim alan bölümünde de … isim ve imzasının olduğunu ancak davalı tarafın dosyaya sunduğu 2016 Ağustos ve Eylül ayları Sosyal Güvenlik Kurumu hizmet dökümlerinde … isminde bir çalışan olmadığı … isminde bir çalışanının olduğunun tespit edildiğini, sonuç olarak, davalı ile davacı arasında ticari ilişkinin olduğunu ancak davaya konu fatura muhteviyatı mal ve hizmetin davacı tarafından davalıya verildiğine dair tanık ifadesinden başka bir belge ve tespite ulaşılamadığını,” mütalaa etmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, davacı tarafça beyan dilekçesi sunulmuş, beyan dilekçesinde özetle taraflar arasında rekabet bulunmadığı, … isimli şahsın soyadını bilmediklerini, … Ne dair davalı tarafça yapılan işlerin eksik olduğunu, davalının faturaları işlemediğini, beyan etmiştir. Davalı taraf sunulan itiraz dilekçesinde ispat yükünün davacıda olduğu, tanıkla ticari ilişkinin ispatlanamayacağını, davacının yazılı bir delil sunamadığını ifade etmiştir.
Davacı taraf tanık deliline dayandığından mahkememizce dinlenmelerine karar verilmiş ve hazır bulunan tanıklar dinlenmişlerdir. Şöyle ki davacı tanıklarından;
… yeminli beyanında özetle davacı şirket çalışanı olduğunu, … operatörü olduğunu, her iki tarafın da reklamcı olduğunu, dava konusu pleksileri davalıya bizzat teslim ettiğini, … isimli bir çalışana teslim ettiğini ifade etmiştir.
… yeminli beyanında tarafları tanıdığını ancak borç alacak durumunu bilmediğini ifade etmiştir.
… yeminli beyanında özetle taraflar arasındaki alacak verecek durumunu bilmediğini, davalı tarafla davacının çok nadiren küçük işler yaptığını, davacı tarafın kendisinden lehine tanıklık yapmasını istediğini ve bu nedenle işten çıkarıldığını ifade etmiştir.
Davacı vekilince 04/06/2021 tarihinde yeni bir tanık listesi sunmuştur. Ancak mahkememizce 07/06/2021 tarihli kararla bu talebin reddine karar verilmiştir.
C. Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
Yapılan yargılama, toplanan deliller, tarafların dilekçe ve beyanları ile duruşma esnasındaki sözlü açıklamaları, davalının icra dairesine sunduğu itiraz dilekçesi, davalı kurumun SGK işveren kaydı, savcılık dosyası, Ticaret Sicil kayıtları, davacı tanıklarının beyanları, tarafların ticari defterleri hep birlikte değerlendirildiğinde, teslim hususunun ihtilaflı olduğu görülmektedir.
TTK’nın 18. maddesinde tacir olmanın hükümleri arasında sayılan yükümlülüklerin biri de kanun hükümleri uyarınca gerekli ticari defterleri tutmaktır. Defter tutma yükümlülüğü Kanunun 64. maddesinde ayrıca düzenlenerek her tacirin, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorunda olduğu belirtilmiştir.
Her iki tarafın da tacir olması nedeni ile 11/09/2020 tarihli celsede tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmasına, tarafların inceleme gün ve saatinde ticari defterlerini incelemeye esas olmak üzere HMK 222 gereği sunmasına, bu süre içerisinde gereği yerine getirilmediği takdirde bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağının taraflara ihtarına, ihtarın davalıya tebliğine karar verilmiş ve davalıya ihtar duruşma tutanağının tebiği ile gerçekleştirilmiştir.
Bilirkişi marifetiyle defter ve vergi kayıtları incelettirilmiştir. Davacı taraf davacıya sattığını iddia ettiği mallara dair faturayı kendi ticari defterlerine kaydetmiştir. Ancak davalı tarafın ticari defterlerinde ve beyannamelerinde bu husus yer almamaktadır. Bu durumda yalnızca davacı ticari kayıtlarında yer alan bu alacağa ilişkin malın teslim edildiğinin ispat yükü davacıya düşer. Davacı tanıklarının biri dışında hiçbirisi dava konusu pleksilerin davalı tarafça alındığına dair beyanda bulunmamıştır. Davacı lehine beyanda bulunan tek tanık ise davacı şirket çalışanıdır. Öte yandan teslim hususunun tanıkla ispatının mümkün olup olmamasına da değinilmelidir. Yargıtay eser sözleşmelerinde teslimin tanık ile ispatını geçerli saymakta ancak alım satım sözleşmelerinde tanık ile ispatı yeterli görmemektedir.
(…Hemen belirtmek gerekir ki teslim hukuki bir işlem olup ancak yazılı delille ispat edilebilir, bu hususta tanık dinlenemez. O halde mahkemece, mevcut delil durumu ve HMK 222/3 maddesi de değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup…Y13HD 2018/3627 -2018/10939)
(…Hal böyle olunca davacının 05.06.2010 ve 09.06.2010 tarihli faturalara konu malları davalı yana teslim ettiğini usulüne uygun delillerle (sevk irsaliyesi, teslim belgesi) kanıtlaması gerekir. Dava konusu bu faturalara konu malların değeri de gözetildiğinde teslimin tanıkla ispatı mümkün değildir.Y19. HD 2013/9592 2013/14824)
(… Böyle bir delil sözleşmesi yoksa yüklenicinin meydana getirdiği eseri teslim ettiği vakıasını, teslim, hukuki işlem değil, hukuki fiil olduğundan kural olarak her tür kanıtla bu arada tanıkla dahi ispat edebilir Y15HD 17.02.2015 T 2014/2254 E 2015/782 K;17.12.2014 T 2014/681 E 2014/7323 K; 01.12.2015 T 2015/1884 E 2015/6112 K içtihatları). Somut olayda mahkemece dinlenen tanıklar imalâtların davacıya teslim edildiğini açıklamışlardır. Bu nedenle mahkemenin teslimin tanıkla ispat edilemeyeceği gerekçesi ile teslimin yapılmadığına ilişkin kabulü doğru olmamıştır.)
Dosyadaki tüm belgeler birlikte değerlendirildiğinde davacı tarafça davalı tarafa malların teslim edilmiş olduğunun ispat yükünün davalıda olduğu, taraflar arasında alım satım ilişkisi olduğuna göre teslim hususunun tanık ile ispatlanmasının mümkün olmadığı, teslimin tanık ile ispatının mümkün olmasının hukuken mümkün olduğu değerlendirilse dahi davacı taraf tanıklarının beyanlarından teslimin ispatlanmış sayılamayacağı, tanık beyanlarının teslimin yapıldığını ispat etmeye yetmediği, davacı lehine beyanda bulunan tek tanığın davacı çalışanı olduğu, davacı tarafça yeniden tanık listesi verilmesinin mümkün olmadığı, yeni tanık listesi verilmesinin HMK 240/2 maddesine açıkça aykırılık teşkil ettiği böylece davacının ispat külfetini yerine getirmediği değerlendirilerek davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Yasasına göre alınması gereken 59,30-TL red karar harcının, davacı tarafça peşin yatırılan 324,47-TL, harçtan mahsubu ile artan 168,17-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Dava açılmadan evvel sonradan haksız çıkan taraftan alınmak üzere suç üstü ödeneğinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına dair,
5-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesi halinde ödeyen tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi, verilen karar usulen okundu anlatıldı.12/10/2021

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.