Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1063 E. 2021/450 K. 17.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/1063 Esas
KARAR NO : 2021/450
DAVA :Alacak(Tellallık Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/10/2019
KARAR TARİHİ : 17/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Tellallık Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, Müvekkili ile davalı şirket arasında davalı şirkete ait … Mah. … Cad. N: …/ İSTANBUL adresinde bulunan 5 katlı eski fabrika binasının satılması için davacının simsarlık yapması hususunda anlaştıklarını, her ne kadar taşınmazın sözleşmede yazılı süreden sonra satılmış ise de taraflar arasında sözleşme süresinin uzatıldığını ve satışta müvekkilinin bulunduğunu, müvekkilinin yoğun çaba ve zaman harcayarak … isimli dava dışı kişiden yardım alarak, benzer taşınmaz satın almak isteyen … San. Tic. A.Ş’yi bularak ve bu şirketle iletişime geçerek taşınmazın bu şirkete satılmasının bizzat sağlandığını, davacının dava dışı alıcı şirket ile vardığı anlaşmaya göre taşınmaz bedeli 7.000.000,00 ₺ olarak kararlaştırıldığını, bu bedelden çekme payına düşen bedel düşülerek kalan bedel davalı satıcıya ödeneceğini, davalı şirketin de bu anlaşmaya kabul ederek bizzat taşınmazı alıcıya devir ve temlik ettiğini, taşınmaz bedelinin alıcıdan tahsil edildiğini, taşınmazın satılması ile birlikte taraflar arasında imzalanan anlaşmanın gerçekleştiğini, simarlık ücreti olarak da davalı ile davacı müvekkil arasında 360.000,00 ₺ üzerinden anlaşma sağlandığını, müvekkilinin satışı gerçekleşmesini sağladığı halde satıcı taraf olan davalı davacının hak ettiği ücreti kendisine ödemediğini, taraflar arasında simsarlık ücretinin ödenmesi hususunda görüşmeler yapıldığını, davalı şirket yetkilisi … davalıyı uzlaşmak üzere İstanbul’a çağırdığını, davacının oğlu …’ya yol masrafları için de 3.000,00 ₺ para gönderdiğini, şimdilik 100.000,00 ₺ tellallık veya vekalet ücretinin sözleşme konusu taşınmazın satış tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile, Arabuluculuk görüşmesinin kanunun öngördüğü şartlara uygun olmadığını, arabuluculuk görüşmesi dava şartı olduğunu, arabuluculuk tutanağının usule uygun olması gerektiğini, bu nedenle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddinin gerekeceğini, huzurdaki davanın belirsiz alacak davası veya kısmi alacak olarak belirtilip kısmi dava şeklinde açılamayacağını, davacı yanın ibraz ettiği taşınmazın satış yetki belgesinin süresinin 22/02/2019 tarihinde son bulduğunu, davacı tarafın bu sürenin uzatıldığına dair iddialarının gerçeği yansıtmadığını ve süre uzatıldığını gösteren herhangi bir yazılı belge de ibraz edemediğini, taşınmazın 6.500.000,00 ₺bedelle satıldığını, bu durumun tapuya da belirtildiğini, davacı tarafın bu durumu dahi bilmediğini, davacı yanın müvekkili ortaklarını tehdit etmeleri nedeni ile savcılığa şikayette bulunulduğunu, davacı tarafın iddialarını kanıtlar yazılı belge ibraz edemediğini, yazılı olarak yapılan bir sözleşmedeki değişikler de yazılı olmak zorunda olduğunu, davacı tarafın davasının reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davacı ile davalı arasında akdedilen simsarlık sözleşmesi uyarınca simsarlık ücretinin ödenmesi istemine ilişkindir.
Mahkememizce taraf delilleri toplanmış, tensip ile birlikte davacının tacir olup olmadığına yönelik araştırmaya gidilmiştir. Esnaf ve Ticaret Odası kayıtları ön inceleme aşamasında dosyamıza kazandırılmış ise de ilgili vergi dairesi cevabı görev hususunu karara bağlamak için beklenilmiştir.
HMK.nun 1. Maddesine göre, göreve ilişkin kurallar kamu düzeninde olup, aynı yasanın 114/1-c bendi uyarınca dava şartı olan bu husus, HMK.nun 115/1 maddesi gereğince mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde mutlak ticari davalar belirtildikten sonra her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nispi ticari davalar olarak sayılmış ve 5. maddesinde de “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir” hükmü getirilerek görev hususunun kapsamı düzenlenmiştir. Buna göre bir davada Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olabilmesi için mezkur kanunun 4. maddesinde sayılan mutlak bir ticari dava olması veya her iki taraf tacir olup uyuşmazlığın da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bir husustan doğması gerekmektedir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki uyuşmazlık aralarında tellallık sözleşmesi akdedilip edilmediği ile buna göre davacının davalıdan tellallık ücreti alacağı olup olmadığı noktalarındadır. Görev hususu kamu düzeninden olup mahkemece davanın her aşamasında dikkate alınmalıdır. Dosyaya sunulan kayıtlardan davacının ticaret odası kaydı bulunmadığı gibi incelenen vergi dairesi kayıtlarına göre de gerçek usulde defter tuttuğu ve tacir olmadığı anlaşılmaktadır. Bir davanın ticaret mahkemesinde görülebilmesi için davanın 6102 Sayılı TTK’ da düzenlenen mutlak ticari davalardan olması yahut her iki tarafın da tacir ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklanması gerekmektedir. Dava konusu uyuşmazlık bu minvalde değildir. Buna göre uyuşmazlığa bakmakla görevli mahkeme genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi’ dir. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’ nin 16/03/2021 tarih 2020/8172 E., 2021/2772 K. Sayılı kararında simsarlık sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesi’ nde çözüme kavuşturulması gerektiğini hüküm altına almıştır. Mahkememiz dava konusu ihtilafa bakmakla görevli olmayıp, görevli mahkeme İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’dir. Açıklanan nedenlerle davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin, 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c ve 115. Maddeleri hükümleri gözönünde bulundurularak davaya bakmakta görevsiz bulunduğu, görevli mahkemenin İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu belirlenmekle DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-Kararın kesinleşmesi sonra 2 haftalık süre içerisinde talepte bulunulması halinde dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, aksi halde dosya üzerinden açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
3-Harç ve yargılama giderlerinin esas mahkemece değerlendirilmesine,
İlişkin, davacı ve davalı vekilinin yüzüne kaşrı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.23/06/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”