Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1061 E. 2020/91 K. 10.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/1061 Esas
KARAR NO : 2020/91 Karar

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 21/10/2019
KARAR TARİHİ : 10/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava dışı …’a ait … adresindeki konut … numaralı poliçesiyle davacı şirket tarafından sigortalandığını, sigortalının beyanına, olay anından tutulan tutanağa ve ekspertiz raporuna göre 18.02.2018 tarihinde mezkur konutta yangın sonucunda hasar oluştuğunu, yaşanan yangın itfaiye raporuna göre davalı tarafından üretilen … marka çamaşır makinasında gerçekleşen arıza nedeniyle meydana geldiğini, sigortalı konutta yapılan ekspertiz çalışmasına göre davalının kusuruna tekabül eden 4.723,00-TL lik hasarın ortaya çıktığını, ortaya çıkan zararın davacı şirket tarafından dava dışı sigortalı …’a ödendiğini, ödenen bu hasar bedeli dolayısıyla davalıdan kusur tazminat alacağı doğduğunu, bu alacağın tahsili için davalı aleyhine … 28 İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının vaki itirazı nedeniyle takibin durduğunu, davalının icra takibine yaptığı haksız ve mesnetsiz itirazın iptaline, takibin devamına ve alacağın tahsiline, haksız ve kötü niyetli davalı borçlu aleyhine %20’dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilerek, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasına karar karar verilmesini talep ve oava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı … şirketinin işbu davayı sigortalısına halef olarak açtığını, davanın ticaret mahkemesinde değil, tüketici mahkemesinde görülmesi gerektiğini, müvekkili şirket ile dava arasında ticari bir ilişkinin söz konusu olmadığını, somut olayda yangın sebebiyle zarar gören sigortalı … müvekkili şirkete karşı tüketici konumunda olduğunu, sigortalı …’un yangına sebebiyet verdiği ileri sürülen çamaşır makinasını tüketici olarak kullandığını, bu nedenle ticaret mahkemesinde değil, tüketici mahkemesinde görülmesi gerektiğini, dava konusu olayda sigortalı … çamaşır makinasıın ticari amaçla değil, kullanma amacı ile satın aldığını, müvekkili şirket ile arasında ticari ilişki değil tüketici ilişkinin söz konusu olduğunu, bu sebeple görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, dava konusu yangının çamaşır makinasında kaynaklanıp kaynaklanmadığının tespiti için çamaşır makinası üzerinde teknik inceleme yapılması gerektiğini, dava dilekçesinde yangının çamaşır makinasından kaynaklandığına ilişkin dayanak olarak itfaiye tarafından hazırlanan yangın raporu ile davacı şirket tarafından ücret karşılığında alınan ekspertiz raporu dışında herhangi bir delile yer verilmediğini, bahsi geçen ancak taraflarına tebliğ edilmeyen ekspertiz raporunu delil listesi ekinde sunduklarından sonra taarflarınca Uyap sistemi üzerinde gördüklerini, söz konusu ürünün müvekkili şirkette herhangi bir kaydının bulunmadığını, sigortalı tarafından 20 yıla yakın süredir kullandığının öğrenildiğini, söz konusu makine modelinin müvekkili şirket tarafından oldukça uzun bir süredir üretilmediğini, davacı sigortanın sigortalılarının ürünün montajını yetkili servise yaptırdıklarını ve üründe şimdiye kadar herhangi bir arıza yaşandıysa, bunu yetkili servis çağırarak giderdiklerini ispat etmeleri gerektiğini yangına sebebiye verebilecek diğer hususların da araştırılması gerektiğini, davacı şirket tarafından başlatılan icra takibine kötüniyetli olarak itiraz edilmediğinden icra inkar tazminatı hükmedilmesinin hukuka aykırılık teşkil edeceğini, yangının … marka çamaşır makinasından kaynaklandığına ilişkin teknik inceleme ihtiva eden hiçbir kesin delil bulunmaması, yangının … marka çamaşır makinasından kaynaklandığı tespit edilse dahi …’in üretici olarak sorumluluğunun bulunduğunun ispatlanamaması sebebiyle haksız davanın reddine karar verilerek yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacılara yüklenilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davacının, … 28. İcra Müdürlüğü’ nün … E. Sayılı dosyası ile başlattığı icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın İİK. 67 ve devamı maddeleri uyarınca iptaline karar verilmesi istemine ilişkindir.
HMK.nun 1. Maddesine göre, göreve ilişkin kurallar kamu düzeninde olup, aynı yasanın 114/1-c bendi uyarınca dava şartı olan bu husus, HMK.nun 115/1 maddesi gereğince mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılır.
HMK’ nın 138. Maddesine göre mahkeme, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verir; gerektiği takdirde kararını vermeden önce, bu konuda tarafları ön inceleme duruşmasında dinleyebilir. Mahkememizce taraflar 10/02/2020 tarihli duruşmaya davet edilmiş, davacı ve davalı vekilinin bu husustaki beyanları alınmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde mutlak ticari davalar belirtildikten sonra her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nispi ticari davalar olarak sayılmış ve 5. maddesinde de “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir” hükmü getirilerek görev hususunun kapsamı düzenlenmiştir. Buna göre bir davada Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olabilmesi için mezkur kanunun 4. maddesinde sayılan mutlak bir ticari dava olması veya her iki taraf tacir olup uyuşmazlığın da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bir husustan doğması gerekmektedir.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un amaç başlıklı 1. maddesinde, “Bu Kanun’un amacı; kamu yararına uygun olarak tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarının koruyucu, zararlarını tazmin edici, çevresel tehlikelerden korunmasını sağlayıcı, tüketiciyi aydınlatıcı ve bilinçlendirici önlemleri almak, tüketicilerin kendilerinin korucuyu girişimlerini özendirmek ve bu konulardaki politikaların oluşturulmasında gönüllü örgütlenmelerini teşvik etmeye ilişkin hususları düzenlemektir. Tanım başlıklı 3. maddesinin (1) sağlayıcı; Kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye hizmet sunan ya da hizmet sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, (k) Tüketici; Ticari-veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, (1) Tüketici işlemi; Mal veya hizmet piyasalarında Kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzer sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi.” düzenlemeleri bulunmaktadır.
Somut olayda davacı, davalının üretiminde ve sigortalısının kullanımında bulunan çamaşır makinesinin neden olduğunu iddia ettiği yangın nedeniyle sigortalısına ödediği tutarın davalıdan tahsili için icra takibi başlatmış, davalının itirazı üzerine ise iş bu davayı ikame etmiştir. Dava dosyasının incelenmesinde davacı ile sigortalısı arasındaki poliçenin ” Süper Konut Poliçesi” olduğu, sigortalının zararın meydana geldiği yeri “daimi konut” olarak kullandığı anlaşılmıştır. Davacı, davasını yapmış olduğu ödemeye hasretmiş ve ödemeye istinaden sigortalısının haklarına halefiyet olduğu iddiası ile bu davayı açmıştır. Belirtilen nedenle davalı ile arasında doğrudan bir hukuki veya fiili ilişki bulunmayan davacının sigortalısının haklarına dayanmasının dışında davalıya husumet yöneltmesi mümkün değildir. Bu gerekçe ile davacının sigortalısı davalıya karşı nasıl dava açması gerekiyorsa ona halef olan davalının da davasını aynı şekilde ileri sürmesi gerekmektedir. Davacının sigortalısının zararın meydana gelen mahalli konut olarak kullandığı ve tüketici sıfatı ile hareket ettiği dava dosyası ile münderecatında yer alan sigorta poliçesinden anlaşılmaktadır. Öyleyse sigortalısı tüketici konumunda yer alan davacının ona halefiyeten açtığı davasını Tüketici Mahkemesinde açmasında zorunluluk bulunmaktadır. Bir davanın ticari dava olarak nitelendirilebilmesi ve ticaret mahkemesinde görülebilmesi için ya mutlak ticari dava olması ya da her iki tarafın tacir olması ve işin her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması gerekmektedir. Bu durumda, mahkememiz dava konusunda uyuşmazlığa bakma konusunda görevli olmayıp, uyuşmazlığa bakma görevi Tüketici Mahkemesine aittir. Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup, taraflarca ileri sürülmesi dahi yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması gerektiğinden mahkememizce göreve ilişkin dava şartı yokluğundan davanın usul yönünden reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkemenin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, davanın HMK 114/1-c ve 115/2.maddeleri uyarınca görev yönünden USULDEN REDDİNE,
2-Kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde dosyanın görevli olan … TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’nun 331 mad. uyarınca Harç, yargılama gideri ve gider avansının görevli mahkemece değerlendirilmesine, davaya başka bir mahkemede devam edilmediği takdirde talep üzerine harç yargılama gideri ve gider avansı konusunda mahkememizce karar oluşturulmasına,
4-HMK 20.maddesi gereğince; karar tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde görevli mahkemeye gönderilmesi talebinde bulunulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtaratına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, 6100 Sayılı HMK’ nın 341. Maddesi uyarınca dava değeri dikkate alınarak miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar, usulen okunup anlatıldı.10/02/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır