Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/105 E. 2020/147 K. 27.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/105
KARAR NO : 2020/147

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/09/2019
KARAR TARİHİ : 27/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin sinema filmlerinin gala organizasyonu işini yapan bir şirket olduğunu, davalı şirketin yapımcılığım üstlendiği “…” isimli sinema filminin gala organizasyon işini üstlendiğini ve gerçekleştirdiğini, davalı şirkete vermiş olduğu hizmet için 16.10.2018 tarih Seri A Sıra No … numaralı 18.061,91 TL bedelli faturayı düzenlediğini ve davalıya tebliğ ettiğini, müvekkili şirket alacağı olan 18.061,91 TL’yi sözlü olarak istemesi üzerine 8.000 TL ödeme yapıldığını, bakiye alacağı tüm çabalara rağmen ödemediğini, bunun üzerine müvekkili şirketin davalı şirketten alacağını tahsil etmek için … 2. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, ödeme emrinin borçlu şirkete tebliği edildiğini, borçlu şirket vekili aracılığı ile icra dairesine 09.08.2019 tarihli dilekçe vererek borca itiraz ettiğini, bunun üzerine taraflarınca 16.08.2019 tarihinde … Başvuru numarası ile Arabuluculuk Başvurusunda bulunduğunu, 03.09.2019 tarih … Arabuluculuk numaralı dava şartı arabuluculuk son tutanağından da görüldüğü üzere anlaşılamadığını, … 2. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasından başlatılan icra takibine haksız, mesnetsiz vc kötü niyetli itiraz eden borçlunun yapmış olduğu itirazın iptalini, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın, görevli mahkemede açılmadığını, usul yönünden reddinin gerektiğini, davacı tarafın, dava dilekçesinde açıkça “…davalı şirketin yapımcılığını üstlendiği … isimli sinema filminin … organizasyon işini üstlenmiş ve gerçekleştirmiştir” şeklindeki ifadesi ile alacaklarının dayanağı olarak … filmini gösterdiğini, Fikir ve Sanat Eserleri Hukuku yönünden genişleyici bir eğilimin varlığının gözlemlendiğini, dava konusu alacağı kabul anlamına gelmemek üzere, davacının dayanak olarak gösterdiği alacağın dayanağının baskın unsuru bir sanat eseri olan film olması nedeniyle 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında olduğunu, görevli mahkemenin Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi olduğunu, görev bir dava şartı olup, davanın her aşamasında ileri sürülebilir ve kamu düzeninden olduğunu, görevsiz mahkemede açılan davanın usul yönünden reddinin gerektiğini, davalı müvekkili şirketin, 1992 yılından beri 5 Dakkada Değişir Bütün İşler, Yük, …, …’da, …, …, …, … filmleri ile …, … gibi pek çok dizi,film çalışmasının yapımcılığını üstlenmiş olup, sinema ve televizyon sektöründe tanındığını, davacı tarafından müvekkili şirket aleyhine 18.061,91 TL tutarında fatura alacağı kaleminden bakiye 10.061,91-TL alacağa istinaden … 2. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası kapsamında icra takibi başlatıldığını ve taraflarınca ödeme emrine 09.08.2019 tarihinde itiraz edilmiş olup söz konusu itiraz edilen alacak için davacı tarafından haksız olarak iş bu davanın ikame edildiğini, ancak müvekkili şirket açısından hiçbir hukuki dayanağı bulunmayan iş bu davanın ve davaya konu icra takibinin kabulünün mümkün olmadığını, davacı şirketin, dava dilekçesinde müvekkili şirket ile aralarındaki hizmet ilişkisi gereği 16.10.2018 tarihinde düzenlenen 18.061,91 TL bedelli faturadan kaynaklı cari hesap alacağını dayanak göstererek borcun ödenmediği iddiasında ise de; bir an için davaya konu edilen alacağın mevcut olduğu varsayılsa dahi faturayı, fatura muhteviyatını ve faturaya konu hizmetin davacı tarafından sunulduğunun ispat yükünün davacı üzerinde olduğunu, davacının söz konusu faturaları ne zaman ve ne şekilde müvekkili şirkete gönderdiğini ve kime teslim edildiğini, fatura muhteviyatı hizmetin usulüne uygun şekilde sunulduğunu ispatlamasının gerektiğini, bu hususta dava dilekçesinde herhangi bir beyan sunulmadığı gibi yazılı somut bir delil de belirtilmediğini, Yargıtay içtihatları ve Türk Ticaret kanunu gereği iş bu davaya konu takip dayanağı faturanın davalıya usulüne uygun olarak düzenlenip düzenlenmediği, tebliğ edilip edilmediği ve faturaya konu hizmetin alınıp alınmadığı hususları ispata muhtaç olup, ispat yükünün davacı tarafta olduğunu, faturaların alacağın varlığına delil olabilme kabiliyeti için taraflar arasında geçerli bir borç ilişkisinin, bir akdin olması gerektiğini, sadece faturanın tebliğ edilmesi ve tebliğden itibaren sekiz gün içinde itiraz edilmemesi akdi ilişkinin varlığının kanıtı olmadığını, bu nedenle akdi ilişkinin inkârı halinde faturayı düzenleyen kimsenin bu ilişkinin varlığını kanıtlaması gerektiğini, tarafların iradelerini ve imzalarını içerir davaya konu hizmet ile ilgili yazılı herhangi bir sözleşme/anlaşma ve dayanak belge sunulmamasına rağmen, davacının alacak ve alacak miktarına ilişkin iddiasının taraflarınca anlaşılamadığını, müvekkil şirket ve ortaklarının piyasada tanınırlığı ve güvenilirliğinin açık olup, mahkeme aracılığıyla konusunda uzman bir bilirkişi/bilirkişi heyeti tarafından tarafların ticari defter ve kayıtları incelendiğinde davacı şirket nezdinde herhangi bir borcun bulunmadığının somut hale geleceğini, bahsedilen sebeplerle, müvekkili şirketin davacıya, davacı tarafından faturalandırılmış ve ödenmemiş herhangi bir borcu bulunmadığını, iş bu davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, açıklanan nedenle müvekkili şirket aleyhine haksız ve hukuka aykırı olarak başlatılan icra takibine konu 10.061,91 TL tutarında fatura alacak iddiası hukuki mesnetten yoksun olup, … 2. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı icra dosyasına yapılan itirazın iptali nedeniyle açılan iş bu davanın usul ve esastan reddini, davacı tarafından haksız ve kötü niyetli olarak ikame edilen icra takibi ve iş bu dava nedeniyle icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etme zaruretinin doğduğunu, sonuç olarak ayrıntılı olarak açıklanan nedenlerle, haksız olarak ikame edilen davanın reddini, karşı taraf aleyhine %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılarak lehlerine vekalet ücreti takdir edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davacı tarafından davalı hakkında başlatılan icra takibine yapılan itirazın İİK.m67 ve devamı maddeleri uyarınca iptaline karar verilmesi istemine ilişkindir.
Davacı cevap dilekçesi ile davacının dayanak olarak gösterdiği alacağın dayanağının baskın unsuru bir sanat eseri olan film olması nedeniyle 5846 Sayılı Fikir Sanat Eserleri Kanunu uyarınca Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi’ nin görevli olduğu gerekçesi ile görev yönünden davanın usulden reddine karar verilmesi talebinde bulunmuş ise de dava konusu uyuşmazlığın söz konusu filmin sanatsal içeriğine yönelik olmayıp hizmetin verilip verilmediği, fatura konusu alacağın mevcut olup olmadığı noktalarına ilişkin olduğundan mahkememizin eldeki davada görevli olduğu anlaşılmış ve ön inceleme duruşmasında bu yöndeki talebin reddine karar verilmiştir.
… 2. İcra Müdürlüğü’ nün … E. Sayılı dosyası celp edilmiş ve incelenmesinde; alacaklısı …-… Tarafından, borçlu … Ltd.Şti. aleyhine 10.061,91 TL asıl alacak üzerinden belirtilen tutara takip tarihi olan 09.08.2019 tarihinden itibaren reeskont faizi işletilmek kaydıyla tahsili talebi ile icra takibi başlatıldığı, takip öncesi işlemiş faiz talebinin bulunmadığı, yasal süresinde borçlu vekilinin borca ve ferilerine itiraz ettiği, itiraz sonucu icra takibinin durduğu, mahkememiz nezdinde görülen davanın İİK.m67 uyarınca 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı anlışılmıştır.
Tarafların uyuşmazlık konusu dönemi kapsar BA/BS kayıtlarının celbi için … Vergi Dairesi ve … Vergi Dairesi’ne müzekkere yazılmış ve anılan kayıtları dosyamız arasına alınmıştır.
Taraf delilleri toplanmış ve davacı, fatura ve ticari defter deliline dayanmış olmakla, taraflar arasında ticari ilişki olup olmadığı, alacağın bulunup bulunmadığının tespiti açısından taraf defterlerinin incelenmesine karar verilmiş olup, davalı taraf ön inceleme duruşmasında hazır olduğu halde belirlenen inceleme gününde defter ibrazında bulunmamış, defterlerini ibraz etmemesine ilişkin haklı veya geçerli bir mazeret de ileri sürmeden defter inceleme gününde( duruşma günüden inceleme gününe kadar 24 günlük bir süre var iken) sadece yerinde inceleme talebinde bulunmuştur. Ara karada belirtildiği üzere yerinde inceleme yetkisi bilirkişiye gerekli görmesi halinde, diğer bir deyişle sunulan defterlerde kayıtların yetersiz, anlaşılamayan müphem noktaların bulunması halinde bunların aydınlatılabilmesi için verilmekte olup taraflarca hiçbir mazeret ve gerekçe ileri sürülmeksizin bilirkişiyi her olayda şirket merkezine getirtme hakkı vermemektedir. Davalı yanın defter inceleme gününe kadar hiçbir beyanda bulunmadığı halde inceleme gününde hiçbir mazeret ileri sürülmediği, gerekçe de bildirilmediği görülmekle şirket merkezinde inceleme yapılmasına yönelik yargılamayı uzatmaya matuf olduğu değerlendirilen talebi yerinde görülmemiştir.
Mahkememizce resen görevlendirilen mali müşavir bilirkişi … marifetiyle hazırlanan 16/01/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “Davacı tarafından davalı şirket aleyhine 18.061,91 TL tutarında fatura alacak bakiyesi olan 10.061,91 TL alacağa istinaden … 2. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası kapsamında icra takibi başlatıldığını, bu başlatılan icra takibi ve ödeme emrine davalı firma tarafından 09.08.2019 tarihinde itiraz ederek takibin durdurulduğunu, söz konusu itiraz edilen alacak için davacı tarafından haksız olduğu gerekçesiyle iş bu davanın ikame edildiğini, davacı şirket tarafından davalı şirkete vermiş olduğu hizmet için 16.10.2018 tarih Seri A Sıra No … numaralı 18.061,91 TL’lik bedelli faturayı düzenlediğini, davacının 2018 yılı açılış ve kapanış tasdik bilgilerinin tablo şeklinde sunulduğunu, davacı tarafından davalıya kesmiş olduğu faturayı 20.10.2018 tarihli 82 no.lu yevmiye kaydı ile kayıtlara işlendiğini ve fatura alacağı olan 18.061,91TL’lik alacağına karşılık davalı şirket tarafından 05.07.2019 tarihinde … Bankası aracılığı ile 8.000 TL ödeme yapıldığını, bu düzenlenen fatura ile tahsil olunan 8.000,00 TL’sinin ticari defter kayıtlarına işlendiğini ve bakiye 10.061,91 TL’lik faturadan alacağın kaldığını, yapılan bu ödeme dışında davacıya herhangi bir ödemenin yapıldığını gösteren dosyada mevcut evrakların içerisinde görülmediğini, davalı tarafından daha öncesinde faturanın kabul edildiğini, faturaya karşılık kısmen ödeme yapmasından anlaşıldığını ve bu hizmet ve faturayı kabul ettiğinin anlaşıldığını, ayrıca davacı tarafça dosyaya dilekçe ekinde sunulan dökümlerden hizmetin yapıldığının anlaşıldığını, ayrıca her iki tarafa ait bağlı bulundukları vergi dairesinden dosyaya gelen BA, BS formlarında alacak konusu faturanın her iki tarafça beyan edilerek bağlı bulundukları vergi dairelerine bildirildiği ve bunun birdirilmesinin faturanın her iki tarafça kabul edildiğini gösterdiğini, davacı taraf defterlerinin 6102 sayılı TTK’nun 64. Maddesi ve 213 sayılı VUK’nurı 219, 224, 225 maddelerindeki hükümlerine göre defter tasdiklerinin ve muhasebe kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğunun görüldüğünü, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 21. maddesinin 2. fıkrasında faturaya sekiz gün içinde itiraz hakkının olduğunu, ancak davalı yanın faturaya ve faturanın içeriğine herhangi bir itirazda bulunmadığı anlaşıldığından fatura tutarının 8.000,00 TL’lik kısmınm ödendiği geriye kalan 10.061,91 TL’lik alacağa konu olan bakiyenin ödendiğine dair somut ödeme aracının makbuz, dekont, havale, eft vb. gibi ödendiğini gösteren herhangi bir belgenin olmadığı ekte sunulan cari hesap dökümünde de bu bakiye alacağın görüldüğünü,…” mütalaa etmiştir.
Ticari davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir ancak sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.
Davalı rapora karşı itirazlarında; kendi kayıtları incelenmeksizin rapor tanzim edildiği iddiasında bulunmuş ise de yukarıda açıklanan nedenler ile bu yönden yapılan itirazları yerinde görülmemiştir. Yine uyuşmazlığın dayanağı faturaya konu hizmetin yerine getirildiği ve faturanın kendilerine tebliğ edildiğinin davacı yanca ispatının zorunlu olduğu bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiği ileri sürülmüştür.
Davalı, davacı tarafından düzenlenerek kendisine gönderilen fatura içeriğine itiraz etmemiş, buna ilişkin bir iddiada da bulunmamış, bu hususta dosyamıza yazılı bir belge sunmamıştır.
Tensip zaptı uyarınca dosyamıza kazandırılan davacı ve davalı BA/BS kayıtlarının incelenmesinde, bilirkişi raporunda da değinildiği üzere davacı ve davalının kayıtlarının birbirini doğruladığı ve davacı tarafından davalıya düzenlenen faturanın davalı yanca ticari defterlerine işlenerek vergi dairesine beyan edildiği belirlenmiştir.
“…Davacı tarafın ticari defter ve kayıtların alacağın varlığı hususunda tek başına ispata yeterli değil ise de; davalının bağlı bulunduğu … Vergi Dairesinin cevabi yazısına göre, takibe konu faturanın davalı tarafça beyan edildiği dikkate alındığında bu husus teslime karine teşkil ettiğinden aksi yöndeki iddiayı ispat yükü davalı taraftadır. Davalı taraf, ticari defterlerini ibraz etmemiş, keza istinafa konu iddiası yönünden yargılama aşamasında taraflar arasında süre gelen ticari ilişkideki fatura örneklerini yahut ödeme belgelerini de ibraz etmemiştir. Dosyada mevcut SMM bilirkişi raporunda, salt davacı tarafın ticari defterleri incelenmiş olup takip tarihi itibariyle davacının alacak iddiası yerinde görülmekle davalı vekilinin istinaf isteminin HMK’nın 353-1-b-1 maddesi gereğince reddine karar vermek gerekmiştir…” (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ nin 30.01.2020 tarih 2017/3832 E., 2020/227 Karar sayılı kararı)
Tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafından fatura konusu hizmetin verilmesine rağmen, dosyamıza sunulan kısmi ödeme belgesinden de anlaşılacağı üzere davalı tarafından davacıya takipten önce 8000,00 TL lik ödeme yapıldığı, davacının bakiye kalan fatura alacağı için icra takibi başlattığı, davaya konu bakiye fatura alacağının davalı tarafından ödenmediği, bilirkişi raporu ile de sabit olduğu üzere davacının düzenlediği icra takibi ve dava konusu faturanın BA/BA formlarından anlaşıldığı üzere davalının ticari defterlerine işlenerek vergi dairesine bildirdiği, ayrıca yapılan kısmi ödeme de dikkate alındığında hizmetin verildiğinin kabulünün gerektiği, yukarıda değinilen İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi kararında da belirtildiği üzere bunun aksinin davalı tarafça ispatının gerektiği, davalı yanca hizmetin verilmediği ve bakiye alacağın ödendiğine ilişkin yazılı belge de sunulmadığı görülmüş, belirtilen nedenlerle davacının davasında ve tarafların tacir, işin de ticari iş olması hasebiyle reeskont faiz talebinde haklı olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilmiştir. İİK 67 maddesi uyarınca itirazın iptali davasında alacaklı-davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun itirazında haksız ve alacağın da likit olması, borçlu-davalı yararına kötü niyet tazminatına hükmedilebilmesi için alacaklının takibe geçmede haksız ve kötü niyetli olması zorunludur. Alacağın likit ve hesaplanabilir olması, davalı/borçlunun itirazlarında haksız olduğunun anlaşılması karşısında hüküm altına alınan asıl alacak ve işlemiş faiz miktarı toplamının %20’si oranında İİK 67/2 maddesi uyarınca icra inkar tazminatına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR:
1-Davacının davasının KABULÜ ile davalının … 2. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin takip talebindeki şartlar ile aynen devamına,
2-Alacağın %20’si nispetinde hesabında hesaplanan 2.012,38 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
4-Alınması gerekli 687,32 TL harçtan peşin alınan 171,84 TL nin mahsubu ile bakiye kalan 515,48 TL nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafça yapılan 44,40-TL başvuru harcı, 171,84-TL peşin harç, 800-TL bilirkişi ücreti, tebligat ve posta masrafından oluşan 71,90-TL olmak üzere toplam 1.088,14-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesi halinde ödeyen tarafa iadesine,
8-Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden ititbaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkeemsi’nin nezdinde istinaf ve yasa yolu açık olmak üzere verilen karar usulen okundu anlatıldı. 27/02/2020

Katip …
¸

Hakim …
¸