Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1042 E. 2019/101 K. 06.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/1042 Esas
KARAR NO : 2019/101

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/10/2019
KARAR TARİHİ : 06/11/2019
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 21/10/2019 tarihli dava dilekçesi ile; Müvekkili … (Beykoz … Noteri ile davalı …Ş. Arasında hizmet sözleşmesi imzalandığını, sözleşme kapsamında davalı tarafından daireye yerleştirilen güvenlik sistemlerinin davalı tarafından beyan edildiği gibi 7/24 çalışması gereken, güvenlik sistemlerinin 12.04.2019 tarihinde meydana gelen hırsızlık sonucu çalışmadığının anlaşıldığını, hırsızlık nedeni ile Pronet Güvenlik Sistemi devre dışı kaldığından ve hırsızlığa teşebbüs edildiği, anda müvekkili Noter başkatibinin veya polisin derhal haberdar edilmeyişi nedeniyle Beykoz … Noterliğinin çevre esnafı, iş sahipleri, banka şubeleri ve potansiyel müşteri çevresi nezdinde güvensizliğe neden olduğu ve prestij kaybetmesi şeklinde telafisi olanaksız ve ağır bir zarar oluşduğunu, sigortanın oluşan zararları karşılamadığı hasar ve zararın tazminini alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
6102 sayılı TTK’nın 4. maddesinde her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın TTK’da düzenleme konusu yapılmış hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava sayılacağı düzenleme konusu yapılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık Hizmet Sözleşmesi’nden kaynaklanmakta olup, TTK’nun 4/c maddesinde düzenlenmiş olan mutlak ticari davalardan değildir. Mutlak ticari dava olmadığı tespit edilmesinden sonra taraflardan her ikisinin ticari işletmesini ilgilendiren bir dava olup olmadığına bakmak gerekir. İş bu davanın davalının ticari işletmesini ilgilendirdiğine dair şüphe bulunmakta ise de davacının tacir olduğunun kabulüne imkan bulunmamaktadır. Yerleşik içtihatlarımızda da belirtildiği üzere kamu görevi yapan noterin tacir sayılması mümkün değildir. Nitekim Yargıtay 20. Hukuk Dairesi’nin 2015/12936 Es sayılı dosyasında bu husus “Somut olayda; davacının noter olduğu, davalıların ise ilgili noterlikte işlem yaptıran fakat işlem ücretini ödemediği iddia edilen şahıslar olduğu anlaşılmış olup yapılan işlemin içeriğinin mahkemenin görevini belirleyemeyeceği, bu nedenle uyuşmazlığın TTK 4-5 maddesi gereğince ticari sayılmayacağı, noterlerin serbest meslek mensubu olup kamu görevi yapan bir kurum olması nedeniyle tarafların tacir olmadığı da dikkate alındığında uyuşmazlığın ticari işletmeden de kaynaklanmadığı anlaşılmakla uyuşmazlığın genel mahkemede görülmesi gerekmektedir.
6102 sayılı TTK’nun 19/2.maddesi uyarınca taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri içinde ticari iş sayılması davanın niteliğini ticari hale getirmez, davacı tarafı tacir olarak kabulü mümkün olmadığından davaya bakmakla görevli Asliye Hukuk Mahkemeleridir. ” şeklinde dile getirilmiştir. Aynı dairenin bir başka kararında ise bu husus “Noter olan davacının tacir olmadığı ve uyuşmazlığın da her iki tarafın ticari iletmesiyle ilgili hususlardan kaynaklanmadığı anlaşılmakla, uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. ” şeklinde ifade edilmiştir. (Yargıtay 20. Hukuk Dairesi’nin 2015/17203 Es)
6335 Sayılı Kanunun 2.maddesi ile değişik 6102 sayılı TTK’nun 5/4 maddesinde; asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemeleri ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu, bu durumda göreve ilişkin usul hükümlerinin uygulanacağı düzenleme konusu yapılmıştır. Görev kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece yargılamanın her aşamasında resen dikkate alınacağından HMK’nın 114/c ve 138 maddeleri uyarınca mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davada mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, HMK 114/1-c ve HMK 115/2 md. uyarınca davanın usulden reddine, görevli mahkemenin İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna,
2-HMK 20/1 md. uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık hak düşürücü süre içerisinde taraflarca mahkememize başvurularak talep edilmesi halinde dava dosyasının görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, aksi takdirde talep halinde mahkememizce ek karar ile davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-HMK 331/2 md. uyarınca yargılama gideri, harç ve vekalet ücreti hususlarında görevli mahkemece karar verilmesine, mahkememizce ek karar ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde yargılama gideri, harç ve vekalet ücreti hususunda da karar verilmesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere tensiben karar verildi. 13/11/2019

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır
5070 Sayılı Kanun gereğince e-imza ile imzalanmıştır.