Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1036 E. 2020/686 K. 22.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/1036 Esas
KARAR NO : 2020/686
DAVA : Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 20/10/2019
KARAR TARİHİ : 22/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi
Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A. Tarafların Talepleri
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin rulman sektöründe hizmet verdiğini, davalı şirkete faaliyeti gereği rulman temin ettiğini, davalı şirketin mal teslimine rağmen davacı şirkete herhangi bir satış bedelini ödemediğini, bu mallar nedeniyle bakiye cari hesaptan kaynaklı alacak için icra takibi başlatıldığını bu icra takibine itiraz edildiğini, dava şartı olan arabuluculuğa başvurulduğunu ancak davalının katılmadığını ve anlaşma sağlanamadığını, yetkiye de itiraz edildiğini yetkili icra dairesinin Hendek İcra Dairesinin yetkili olduğunu, ancak para borçları alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinin yetkili olacağı hükümlerinin düzenlendiğini, bu nedenle yetkiye itirazın kötü niyetli olduğunu, davalının takip tarihinden sonra ödemeler yaptığını ve borca itiraz etmediğini, bu nedenlerle itirazın iptaline takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Usulüne uygun tebligata rağmen davalı tarafından herhangi bir cevap dilekçesi sunulmamıştır.
B.Uyuşmazlık ve Deliller
Davanın itirazın iptali davası olması sebebi ile öncelikle itirazın yapıldığı icra dosyası mahkememiz dosyası arasına alınmış, yapılan incelemede …. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… esas sayılı dosyası ile mahkememiz dosyasının taraflarının aynı olduğu, dosyamız davacısının alacaklı, dosyamız davalılarının borçlu olduğu, dava değerlerinin farklı olduğu, bu farkın takipten sonra yapılan ödemelerden kaynaklandığı, davalı tarafından süresinde ve geçerli bir şekilde itiraz dilekçesi sunulduğu görülmüştür.
Mahkememizce resen görevlendirilen mali müşavir bilirkişi … marifetiyle hazırlanan 12.06.2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; ” davacı yanın 2018-2019 yılları ticari defterlerin incelendiğini, davalının ticari defterlerini sunmadığını, davacı yanın davalıdan takibin başlatıldığı tarih itibariyle 7.010,98 TL bakiye cari hesap alacaklı olduğunu, kısmi ödemeler sonunda 2.510,98 TL bakiye cari hesap alacağı olduğunu, … ve … numaralı faturaların ve faturalara ait malların teslimine ilişkin bir bilgi ve belge görülmediğinden bu durumun ispata muhtaç olduğunu, bu nedenle ticari deftere göre davacı yanın 1.826,58 TL bakiye cari hesap alacaklı olduğunu,” mütalaa etmiştir.
Anılan bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş davacı taraf sunduğu 19/06/2020 tarihli itiraz dilekçesinde bilirkişi raporuyla haklılığının ortaya çıkmış olduğunu, ancak eksik olan kargo bilgilerinin ilgili kargo firmasından istenmesini neticeten talepleri gibi davanın kabulüne karar verilmesini, ve inkar tazminatına hükmedilmesini talep ettiklerini ifade etmiştir.
Mahkememizce davacı tarafın bildirdiği kargo belgeleri eklenmek suretiyle … isimli firmadan kargo telimine dair belgeler istenmiş ve ilgili firma tarafından mahkememize gönderilen 03/11/2020 tarihli yazıdan davacı tarafça gönderilen mal ve faturanın 04/08/2018 ve 26/07/2018 tarihlerinde davalıya teslim edildiği anlaşılmıştır.
C. Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
Huzurdaki dava itirazın iptali davasıdır. Dava dilekçesi ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde uyuşmazlığın davacı şirket ile davalı şirket arasındaki ticari ilişki kapsamında davalı şirketin edimlerini sözleşmeye uygun olarak ifa edip etmediği, bu nedenle davacının alacağının bulunup bulunmadığı, icra takibine yapılan itirazın haklı olup olmadığı, kötüniyet ve icra inkar tazminatlarının şartlarının oluşup oluşmadığı hususlarına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiştir. Dava şartlarına ilişkin incelemede davalının icra takibine yetki yönünden itiraz ettiği anlaşılmıştır. Bilindiği üzere geçerli bir takip bulunması itirazın iptali davalarında dava şartıdır. Yetkili icra dairesinde takip yapılmaması da geçerli bir takibin bulunmadığı anlamına gelmektedir. Bu durumda icra dairesinin yetkisi öncelikle incelenmelidir. Para borcu götürülecek borç olduğundan alacaklının yerleşim yeri de yetkili olacaktır. (Takip tarihinde yürürlükte bulunan HMK 10. ve 6098 sayılı TBK 89. maddelerde gösterilen para alacağında davacı alacaklının ikametgahı icra müdürlüğünün ve mahkemesinin yetkisini ortadan kaldırmaz. Mahkemece taraflar arasındaki akdi ilişkinin varlığına dair, yani teslim olgusunun varlığına ilişkin davacının delilleri değerlendirilip, teslim var ise TBK 89. madde uyarınca davacının ikametgahı icra müdürlüğünün yetkili olduğu kabul edilip, davalının öncelikle icra müdürlüğünün yetkisine itirazı hususunun çözümlenmesi gerekirken, bu yönde bir inceleme yapılmadan yazılı şekilde karar verilmesi…19HD.2015/12892) Bu nedenle davacının yerleşim yeri de yetkili olduğundan davacının yetki icra dairesine yaptığı itirazın haksız olduğu anlaşılmıştır. Dava şartlarına ilişkin eksik ve incelenmesi gereken ilk itiraz bulunmadığı anlaşıldıktan sonra tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktaları belirlenip tahkikat aşamasına geçilmiş, deliller toplanıp bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller, tarafların dilekçe ve beyanları ile duruşma esnasındaki sözlü açıklamaları, davalının icra dairesine sunduğu itiraz dilekçesi hep birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığına dair bir ihtilaf bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davalı itiraz dilekçesinde ilişkinin bulunmadığına dair bir savunma ileri sürmemekte, faize ve asıl borca dair itirazda bulunmaktadır.
TTK’nın 18. maddesinde tacir olmanın hükümleri arasında sayılan yükümlülüklerin biri de kanun hükümleri uyarınca gerekli ticari defterleri tutmaktır. Defter tutma yükümlülüğü Kanunun 64. maddesinde ayrıca düzenlenerek her tacirin, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorunda olduğu belirtilmiştir.
Her iki tarafın da tacir olması nedeni ile 04/02/2020 tarihli celsede tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmasına, tarafların inceleme gün ve saatinde ticari defterlerini incelemeye esas olmak üzere HMK 222 gereği sunmasına, bu süre içerisinde gereği yerine getirilmediği takdirde bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağının taraflara ihtarına, ihtarın davalıya tebliğine karar verilmiş ve davalıya ihtar duruşma tutanağının tebiği ile gerçekleştirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, davacı tarafın ticari defterleri ve aldırılan bilirkişi raporundan davacının ticari defterlerinin sahibi lehine delil vasfında olduğu, davacı tarafça davalıya farklı zamanlarda mal satıldığı, bu mallardan kaynaklı olarak davacının davalıdan toplam 2.510,98 TL alacaklı olduğu, davalı tarafça davacıya 08/03/2019 tarihinden sonra herhangi bir ödeme yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Böylece davacının üzerine düşen ispat koşulunu ifa ettiği anlaşılmış, kendi lehine delil niteliği taşıyan ticari defterlerinde davacının alacağının kayıtlı olduğu görülmüş, usulüne uygun tebligata rağmen davalı tarafça ticari defterler sunulmadığından davacının defterlerine itibar edilerek davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KABULÜ ile, davalının …. İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı takip dosyasına yönelik itirazının İPTALİNE, takibin 2.510,98 TL bakiye alacak ve takip talebindeki icra vekalet ücreti yönünden DEVAMINA,
2-Alacağın likit ve itirazın haksız olması nedeniyle takdiren %20 üzerinden hesaplanan 502,19-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 171,52-TL harçtan peşin alınan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 127,12-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 44,40-TL başvuru harcı, 44,40-TL peşin harç, 600-TL bilirkişi ücreti, tebligat ve posta masrafından oluşan 87,20-TL olmak üzere toplam 731,60-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 2.510,98-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesi halinde ödeyen tarafa iadesine,
7-Dava açılmadan evvel sonradan haksız çıkan taraftan alınmak üzere suç üstü ödeneğinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına dair,
Dair; malvarlığına ilişkin davalarda 6763 sayılı kanununun 41. maddesi ile değişik 6100 sayılı HMK md. 341/2. maddesi gereğince dava miktarı veya değeri 5.390,00 TL’lik kesinlik sınırında kaldığından KESİN olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/12/2020

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.