Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1020 E. 2022/382 K. 17.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/1020 Esas
KARAR NO : 2022/382
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/10/2019
KARAR TARİHİ : 17/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A. Tarafların Talepleri
Davacı vekilinin 18/10/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle: müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 09.06.2014 tarihli Yetkili Satıcılık Sözleşmesinin akdedildiğini, davalı/borçlu/kefil …in toplam 500.000,00 TL limit ile işbu borcun müteselsil kefili olduğunu, yapılan tüm ikazlara rağmen sözleşmeden doğan borcun ödenmediğini, söz konusu sözleşmenin verdiği yetkiye dayanılarak borcunu ödemeyen borçlunun cari hesabı kat edilerek ve alacağın ödenmesi için ….Noterliği’nin 30.10.2018 tarih … yevmiye sayılı ihtarnamesi ve ekinde hesap özetinin borçlulara tebliğ edildiğini, davalı/borçlular hakkında icra takibine geçildiğini, davalı/borçlular tarafından takibe ve borcun tamamına itiraz edilerek takibin durduğunu, itiraz edilen icra takibi borçlunun imzalamış olduğu yetkili satıcılık sözleşmesi’ne dayandığını, ödenmeyen borcun müvekkili şirket defter ve kayıtlarında sabit olduğunu, borçlu şirketin imzalamış olduğu sözleşmenin ilgili maddeleri gereğince vadesinde ödenmeyen alacaklar için sözleşmenin fiyat ve ödeme şartları başlıklı 10. maddesinin e fıkrasına göre aylık %3(yllık %36) gecikme faizi ödemeyi kabul, beyan ve taahhüt ettiklerini, bu nedenle borçlunun temerrüt faizi ile ilgili itirazının haksız ve mesnetsiz olduğunu belirterek itirazın iptalini, takip talebinde talep edilen 139.408,00TL (harca esas değer) meblağ ve faiz oranı üzerinden takibin devamına, %20’den az olmamak üzere inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekilinin 20/11/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle: davalı müvekkili gerçek kişi …’in ifadesi dahilinde; müvekkili gerçek kişi olarak davacı şirket ile akdi bir ilişkiye girmediğini, varlığı ifade olunan sözleşmeyi imzalamış ise bile, bunu da “Şirket Yetkilisi” sıfatı ile imzaladığını, bu nedenle müvekkiline dava kapsamında husumet yöneltilemeyeceğini, gerçek kişi müvekkili açısından husumet yokluğundan davanın reddini gerektiğini, Eldeki dava itirazın iptali davası olup, dava dilekçesinden anlaşıldığı kadarıyla yazılı sözleşmeye dayalı temel hukuki ilişkiden kaynaklandığı anlaşılan borç/alacak ilişkisine dayalı olduğunu, müvekkili şirket yetkilisi ve davalı gerçek kişi ile yapılan görüşmeye istinaden; müvekkili şirket elinde delil listesinin 1. maddesinde belirtilen 09.06.2014 düzenleme tarihli sözleşme ve kefalet belgesinin mevcut olmadığını, şirket yetkilisinin beyanı dahilinde dava dilekçesinde sözleşme içeriği olduğu beyan edilen ödemeler, uygulanacak faiz oranları, yetkili mahkeme, delil sözleşmesi gibi hususlar bilinir olmaktan uzak olduğunu, davacı delillerine ulaşılmasını takiben bu hususların ayrıca cevaplanacağını, davacı delil dilekçesinin 2. Maddesinde sözü edilen ihtarnamenin müvekkili şirkete tebliğ edilmediğini, icrra aşamasında ödeme emri ekinde tebliğ edilen belgeden anlaşıldığı kadarıyla ihtarname “müvekkil şirketin ve gerçek kişinin adresten ayrıldığından bahisle iade olunmuş olabileceğini, müvekkili … yönünden davanın husumet nedeniyle reddini, yetki itirazlarının kabulünü, davanın esastan reddini talep etmiştir.
B.Uyuşmazlık, Deliller, Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe
Dava itirazın iptali davasıdır. Uyuşmazlık davacı ile davalı şirket arasındaki ilişkinin niteliği, davacının takip tarihi itibari ile muaccel ve talep edebileceği bir alacağının olup olmadığı, alacak var ise miktarı, faiz, icra inkar tazminatı şartları ile icra takibine yapılan itirazın haksız olup olmadığı hususlarına dayanmaktadır.
Davanın itirazın iptali davası olması sebebi ile öncelikle itirazın yapıldığı icra dosyası mahkememiz dosyası arasına alınmış, yapılan incelemede …. İcra Müdürlüğü’nün 2018/… Es sayılı dosyası ile mahkememiz dosyasının taraflarının aynı olduğu, icra dosyasında borçlu olarak yer alanın dosyamızda davalı konumunda olduğu, dosyamız davacısının alacaklı, olduğu, davalı tarafından süresinde ve geçerli bir şekilde borca dair itiraz dilekçesi sunulduğu görülmüştür.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiştir. Dava şartlarına ilişkin eksik ve incelenmesi gereken ilk itiraz bulunmadığı anlaşıldıktan sonra tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktaları belirlenip tahkikat aşamasına geçilmiş, icra dosyası, yazışmalar ve ticari defterlerden oluşan deliller toplanıp bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
Mahkememizce görevlendirilen mali müşavir bilirkişi … hazırladığı 30.01.2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “davacı şirkete ait 2017-2018 yıllarına ait ticari defterlerinin açılış- kapanış tasdikleri ve elektronik beratların yasal süresinde TTK hükümlerine göre usulüne uygun tasdik edildiğini, 6102 sayılı TTK 64/3 md. gereğince mevcut haliyle davacının lehine delilinin bulunduğunu, davalı şirkete ait 2017-2018 yıllarına ait ticari defterlerinin açılış-kapanış tasdikleri ve elektronik beratların yasal süresinde TTK hükümlerine göre usulüne uygun tasdik edildiğini, 6102 sayılı TTK 64/3 md. gereğince mevcut haliyle davacının lehine delil niteliğinin bulunduğunu, davacı şirketin ticari defter kayıtları ve dosyada bulunan belgelere göre davalı şirketten 136.711,23 TL alacağı, davalı şirketin kayıtlarına göre davacı alacaklıya 73.675,43 TL borcu olduğu, aralarında toplam 63.035,80 TL fark bulunduğunu, tarafların kayıtlarının birbirini doğrulamadığını, davacı alacaklı şirketin takip tarihi olan 19.11.2018 itibariyle işlemiş faiz miktarının 2.696,77 TL olduğunu, takip talebi ile fark bulunmadığını” mütalaa etmiştir.
İtiraz üzerine hazırlanan 07/02/2022 tarihli ek raporda bilirkişi özetle;
“davacı şirkete ait 2017-2018 yıllarına ait ticari defterlerinin açılış- kapanış tasdikleri ve elektronik beratların yasal süresinde TTK hükümlerine göre usulüne uygun tasdik edildiğini, 6102 sayılı TTK 64/3 md. gereğince mevcut haliyle lehine delil niteliğini bulunduğunu, İncelenen davalı şirkete ait 2017-2018 yıllarına ait ticari defterlerinin açılış-kapanış tasdikleri ve elektronik beratların yasal süresinde TTK hükümlerine göre usulüne uygun tasdik edildiğini, 6102 sayılı TTK 64/3 md. gereğince mevcut haliyle lehine delil niteliğinin bulunduğunu, davacı şirketin ticari defter kayıtları ve dosyada bulunan belgelere göre davalı şirketten 136.711,23 TL alacağı, davalı şirketin kayıtlarına göre davacı alacaklıya 73.675,43 TL borcu olduğunu, aralarında toplam 63.035,80 TL fark bulunduğunu, tarafların kayıtlarının birbirini doğrulamadığını, yeniden yapılan inceleme sonucunda davalı şirketin sehven ticari defter kayıtlarına aldığı 71.862,00 TL miktarlı söz konusu faturayı kayıtlarından çıkarması gerektiğini, söz
konusu kaydın düzeltilmesinden sonra davalı şirketin davacı şirkete borcunun 145.537,43 TL olacağını, talebe bağlılık ilkesi gereğince davacı şirketin takipte talep ettiği 136.711,23 TL asıl alacak ve 2.696,77 TL işlemiş faiz talebinin yerinde olduğunu” mütalaa etmiştir.
İtiraz üzerine hazırlanan 11/04/2022 tarihli 2. ek raporda bilirkişi özetle; “davacı şirketin ticari defter kayıtları ve dosyada bulunan belgelere göre davalı şirketten 136.711,23 TL alacağı, davalı şirketin kayıtlarına göre davacı alacaklıya 41.246,19 TL borcu olduğu, aralarında toplam 95.465,04 TL fark bulunduğunu, tarafların kayıtlarının birbirini doğrulamadığını, evrak numaralarının birbirini teyit etmediği ve farklı tarihlerde kayıt edilmesi nedeniyle borç alacak farkının evrak bazında
tespit edilmesinin mümkün olmadığını, yapılan incelemeler sonucunda 31.12.2017 tarih ve … yevmiye numarası ile … hesabına yapılan 57.569,92 TL miktarlı virman kaydı ve 31.12.2017 tarih ve …
yevmiye numarası ile … Diğer Mali Borçlar hesabına 53.571,69 TL virman kaydının iptal edilmesi gerektiğini, iptal işleminden sonra davalı şirketin davacı şirkete borcunun 152.387,80 TL olduğunu, talebe bağlılık ilkesi gereğince davacı şirketin takipte talep ettiği 136.711,23 TL asıl alacak ve 2.696,77 TL işlemiş faiz talebinin yerinde olduğunu” mütalaa etmiştir.
TTK’nın 18. maddesinde tacir olmanın hükümleri arasında sayılan yükümlülüklerin biri de kanun hükümleri uyarınca gerekli ticari defterleri tutmaktır. Defter tutma yükümlülüğü Kanunun 64. maddesinde ayrıca düzenlenerek her tacirin, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorunda olduğu belirtilmiştir.
Her iki tarafın da tacir olması nedeni ile 03/11/2020 tarihli celsede tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmasına, tarafların inceleme gün ve saatinde ticari defterlerini incelemeye esas olmak üzere HMK 222 gereği sunmasına, bu süre içerisinde gereği yerine getirilmediği takdirde bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağının taraflara ihtarına, ihtarın davalıya tebliğine karar verilmiş ve davalıya ihtar duruşma tutanağının tebiği ile gerçekleştirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, davacı ve davalı tarafın ticari defterleri ve aldırılan bilirkişi raporundan tarafların 2016-2018 yıllarına ait ticari defterlerinin birbirlerini doğrulamadığı, davacı tarafça sunulan ticari defterlere göre davacının 136.711,23 TL alacaklı olduğu, davalı tarafın ticari defterlerine göre ise davacının 41.246,19 TL alacaklı olduğu anlaşılmaktadır. Aradaki farkın 95.252,30 TL olduğu görülmektedir. Bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere tarafların kayıtları arasında tutarlılık bulunmadığından aradaki farkın hangi faturalardan veya hangi kayıtlardan kaynaklandığının tespiti mümkün değildir. Ancak raporda da belirtildiği üzere 31/12/2017 tarihli 482 yevmiye numaralı … hesabına yapılan 57.569,92 TL bedelli kayıt ile 31/12/2017 tarihli 309 yevmiye numaralı diğer Mali Borçlar hesabına yapılan 53.571,69 TL bedelli kayıtların herhangi bir dayanak belge içermediği anlaşılmaktadır.
Davalının kendi defterlerindeki kayıtlar dayanak belge ile desteklenmediği sürece lehine delil olarak kabul edilemez. Y19HD 2017/4971 : 2019/ … Davalı taraf defterlerinde yer alan bu kayıtlara bu nedenle itibar edilmemiş ve davalı tarafın ticari defterlerinde bu kayıtların olmaması gerektiğinden (raporda da bu kayıtların iptal edilmesi gerektiği ifade edilmiştir.) davalının da ticari defterlerine göre davacının 152.387,80 TL alacaklı olduğu kanaati oluşmuştur.
Değinilmesi gereken son husus takip öncesi işletilen faize ilişkindir. Türk Ticaret Kanunu’nun 10. Maddesine göre “Aksine sözleşme yoksa, ticari bir borcun faizi, vadenin bitiminden ve belli bir vade yoksa ihtar gününden itibaren işlemeye başlar.” Taraflar arasında ücret ödeme borcunun ne zaman doğacağına dair belirli bir vade bulunmasa da Davacı tarafça davalıya …. Noterliği’nin 30/10/2018 tarih ve … numaralı ihtarnamesinin gönderildiği, ihtarnamede davalılara 15 gün süre içerisinde 136.711,23 TL ödenmesinin ihtar edildiği anlaşılmaktadır. İhtarname davalılara 01/11/2018 tarihinde tebliğ edilmiştir. Hal böyle olunca temerrüdün 16.11.2018 tarihinde oluştuğu açıktır. Takip tarihi 19/11/2018 olduğuna göre 2 günlük faizin 269,67 TL olduğu mahkememizce hesaplanmıştır.
Bu noktada yargılama giderleri ve vekalet ücretine ilişkin yasal düzenlemelere kısaca değinmek gerekir. 6325 Sayılı Arabuluculuk Kanunu’nun zorunu arabuluculuğu düzenleyen 18/A maddesinin 11. Fıkrasına göre taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmez. Her iki tarafın da ilk toplantıya katılmaması sebebiyle sona eren arabuluculuk faaliyeti üzerine açılacak davalarda tarafların yaptıkları yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılır.
Dosyadaki arabuluculuk ilk ve son tutanaklarından, davalının ilk toplantıya katılmadığı görülmektedir. Bu nedenle 6325 Sayılı Kanunun 18A/11 fıkrası gereği yargılama giderlerinin tamamından davalı sorumlu tutulmuş ve reddedilen kısım yönünden vekalet ücretine hükmolunmamıştır. (İstanbul BAM 31. Hukuk D. 2021/1238E-2021/1148K)
Böylece davacının üzerine düşen ispat koşulunu ifa ettiği anlaşılmış, kendi lehine delil niteliği taşıyan ticari defterlerinde davacının alacağının kayıtlı olduğu görülmüş, davalının herhangi bir dayanak ve belge ile desteklenmeyen kayıtları dışındaki defterlerine ve davacı defterlerine itibar edilerek davanın asıl alacak ve mahkememizce hesaplanan faiz yönünden kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE; … İcra Müdürlüğü’nün 2018/ … Es sayılı takibine vaki itirazın;136.711,23 TL asıl alacak ve buy alacağa işleyen 269,67 TL olmak üzere toplam 136.980,90 TL yönünden İPTALİNE; takibin belirlenen bu alacak miktarları yönünden kaldığı yerden DEVAMINA
2-Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
3-İtiraz kısmen haksız ve alacak likit olduğundan kabul edilen alacağın %20 nispetinde hesaplanan 27.396,18 TL İcra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE,
4-Alınması gereken 9.357,16-TL harçtan peşin alınan 1.683,71-TL harcın mahsubu ile bakiye 7.673,45-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından dava açılırken yatırıldığı anlaşılan 1.683,71-TL peşin harç, 44,40-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 1.728,11‬TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 1.500,00-TL bilirkişi ücreti, 134,10-TL tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 1.634,10-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6100 sayılı HMK.nun 326/2 maddesi gereğince bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 16.963,19 -TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
8- Arabuluculuk Kanunu gereği davalıya vekalet ücreti tahakkukuna yer olmadığına,
9-Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye irat kaydına,
İlişkin gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile … Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.17/05/2022

Katip … Hakim …
e-imzalıdır e-imzalıdır