Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/102 E. 2021/124 K. 16.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/102
KARAR NO : 2021/124
DAVA : Alacak (Taşınmaz Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/09/2019
KARAR TARİHİ : 16/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A. Tarafların Talepleri
Davacı vekili 2019 tarihli dava dilekçesinde, müvekkili ile davalı şirketlerin arasında sözleşme akdedildiğini, sözleşme uyarınca müvekkili şirketin yüklenici, davalıların işveren konumunda olduğunu, hakkedişlerin şantiye ve işveren merkez onayından geçip davalılara faturaların kesildiğini, buna rağmen davalıların sözlemede kararlaştırılan ödeme tarihlerinde müvekkiline ödeme yapmadığını, sonrasında geç ve kısmi ödemelerde bulunulduğunu, geriye kalan ve muaccel olan 500.000TL borç için ileri tarihli çek yazıldığını, çekin yalnızca kalan alacak miktarını kapsadığını, temerrüt faiz oranlarının işlenmemiş olduğunu, çekin tahsil edildiği tarihe kadar müvekkilinin faiz alacağının ve maddi zararlarının oluştuğunu belirterek davanın kabulünü, şimdilik 1.000 TL alacağın işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan alınarak müvekkiline verilmesini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı taraflara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili tarafından 16/10/2019 tarihli cevap dilekçesinde, Müvekkili Şirketin dahil olduğu Ticari İşletme olan … Otoyol İnşaatı Adi Ortaklığı Ticari İşletmesinin…Adi Ortaklığı Ticari İşletmesinin alt yüklenicisi olduğunu, davanın … İnşaatı Adi Ortaklığı Ticari İşletmesine yöneltilmesi gerektiğini, davacının talep konusu yaptığı alacak miktarlarının belirli olduğunu bu nedenle alacak davası açılamayacağını, davalı müvekkillerinin oluşturduğu yüklenici şirketin yapım taahhüdü altında bulunan söz konusu Proje gereğince operatörlü kamyon kiralaması için davacı “… Tic. Ltd. Şti.” ile 11.05.2018 tarihinde … numaralı Sözleşmenin akd ve tanzim edildiğini, müvekkilleri tarafından ibraz edilen çekin hiç bir ihtiraz-i kayıt koyulmaksızın kendileri tarafından tahsil edildiğini, sözleşme koşullarında ödemelerin gerçekleştirildiğini, herhangi bir gecikme söz konusu olmadığını, temerrüd faizi istenmesinin haksız olduğunu belirterek müvekkili şirketler ile davacı arasında hiçbir akdi bağ ve münasebet bulunmadığından husumet itirazlarının kabulünü, davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile reddini, işbu davanın esastan reddini, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
B.Uyuşmazlık, Deliller ,Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe Huzurdaki dava hukuki niteliği itibari ile bir tazminat davasıdır. Dava dilekçesi ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde uyuşmazlığın davacı ile davalılar arasında akdedilen sözleşmeler kapsamında davalılarca ödemede temerrüde düşülüp düşülmediği, davacının faize hak kazanıp kazanmadığı, davacının temerrüt halinde zararının doğup doğmadığı, davalıların pasif husumet ehliyetine sahip olup olmadıkları hususlarına dayanmaktadır.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiştir. Dava şartlarına ilişkin eksik ve incelenmesi gereken ilk itiraz bulunmadığı anlaşıldıktan sonra tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktaları belirlenip tahkikat aşamasına geçilmiş, deliller toplanıp bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
Mahkememizce görevlendirilen mali müşavir bilirkişi … tarafından hazırlanan 02/03/2020 tarihli raporda özetle, davacı … Tic. Ltd. Şti. Tarafından incelemeye sunulan 2018/2019 yılı ticari defterlerin 6102 sayılı yeni TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu, davalı … İnşaatı Adi Ticari Ortaklığı tarafından incelemeye sunulan 2018/2019 yılı ticari defterlerin 6102 sayılı yeni TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu, son ödeme tarihi olan 25/04/2019 tarihinde davalı yanca yapılan ödemelerin faiz ile anapara ödemeleri sonrasında davacı yanın alacağı miktar 48.852,87-TL olmakla, 25/04/2019 tarihinden dava tarihine kadar reeskont avans faiz hesaplaması yapılarak dava tarihi itibari ile davacı yanca talep edilebilecek miktarın 52.398,77-TL olduğu, tarafların maddi zarar, husumet ve diğer benzeri taleplerinin mahkemenin takdirinde kaldığı mütalaa edilmiştir.
Anılan bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş davacı taraf sunduğu 15/06/2020 tarihli itiraz dilekçesinde bilirkişi raporunun haklılıklarını tevsik ettiğini, rapor ile davalılardan alacaklı olduklarının anlaşıldığını, davayı rapor doğrultusunda ıslah ettiklerini, 1.000,00 TL olarak ikame ettikleri davayı 51.398,77 TL artırarak talep sonucunu 52.398,77 TL olarak ıslah ettiklerini ifade etmiştir. Davalı vekili 02/07/2020 tarihli dilekçesi ile bilirkişi tarafından yapılan hesaplamaların hatalı olduğunu, müvekkilleri ile davalılar arasında husumet bulunmadığını, husumetin üst yükleniciye yöneltilmesi gerektiğini, işletmelerin tek başına ehliyetlerinin bulunduğunu, temerrüdün koşullarının bulunmadığını, davacı tarafça ihtar ve talepte bulunulmadan dava açıldığını, ıslahın da hatalı olduğunu, bileşik faiz uygulanmasının mümkün olmadığını, alacağın zamanaşımına uğradığını ifade ederek ek rapor alınmasını talep etmiştir.
Mahkememizce tarafların itirazları konusunda ek rapor alınmasına karar verilmiş. 02/12/2020 tarihli ek raporda özetle, hesaplamanın yeniden yapıldığı, yeni yapılan hesapta toplam faiz alacağının 44.766,64 TL olduğu mütalaa edilmiştir.
Ek rapor taraflara tebliğ edilmiş davacı taraf sunduğu 29/12/2020 tarihli itiraz dilekçesinde bilirkişi raporunda yapılan hesaplamaya itiraz ettiklerini, kök rapor doğrultusunda davanın kabulünü talep ettiklerini ifade etmiştir. Davalı vekili 08/01/2021 tarihli dilekçesi ile bilirkişi tarafından yapılan hesaplamaların hatalı olduğunu, temerrüdün koşullarının bulunmadığını, davacı tarafça ihtar ve talepte bulunulmadan dava açıldığını, ıslahın da hatalı olduğunu, davacının çekleri kabul ederken herhangi bir ihtirazi kayıt koymadığını, davacının sebepsiz zenginleşme amacı taşıdığını ifade ederek davanın reddini talep etmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller, tarafların dilekçe ve beyanları ile duruşma esnasındaki sözlü açıklamaları, hep birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığına, işlerin yerine getirilip getirilmediğine dair bir ihtilaf bulunmadığı anlaşılmaktadır. İhtilaf davacının gecikme sebebiyle davalıdan faiz isteyip isteyemeyeceği ve davalının pasif husumetinin bulunup bulunmadığına dairdir.
Öncelikle davalı tarafça ileri sürülen husumete dair iddialara değinilmesi gerekir. Davalı tarafça gerek cevap dilekçesinde gerekse bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde davanın … otoyol inşaatı Adi Ortaklığı Ticari İşletmesi’ne yöneltilmesi gerektiğini ifade etmiştir.
Hukuk Genel Kurulunun 8.10.2003 tarih, 2003/12-574-564 sayılı kararında vurgulandığı üzere ortak girişim iki veya daha fazla gerçek veya tüzel kişinin belli bir amaca ulaşmak için katkılarını birleştirdikleri bir ortaklık türü olup, bu ortaklığın tek başına tüzel kişiliği bulunmamaktadır. Ortak girişimin tüzel kişiliği olmadığından dava dilekçesinde ortak girişimi oluşturan şirketlerin davalı olarak gösterilmesi ve dava dilekçesinin ortak girişimi oluşturan şirketlere ayrı ayrı tebliğ edilmesi, taraf teşkilinin sağlanması, kararın da ortak girişimi oluşturan şirketler hakkında kurulması gerekir.( 9. Hukuk Dairesi – 11.05.2016 tarih ve 2016 / 9705 E. 2016 / 11859 K. )
Öte yandan davalı tarafça ticari işletmenin taraf ehliyetinin bulunduğuna dair itirazı da yerinde değildir. Davanın ilgili adi ortaklığın taraflarına açılmasında bir beis yoktur.
… Havalimanları İnşaatı Adi Ortaklığı Ticaret İşletmesini oluşturan tüzel kişiliklerin(Şirketlerin) tesbiti ile kendi aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunması sebebiyle davaya dahil edilmelerinin zorunluluğunun yetkili mahkemece değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmıştır. (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 47. Hukuk Dairesi Dosya No : 2021/107 Karar No : 2021/221)
Husumete ilişkin ihtilaf böylece giderilmiş olduğundan davadaki esas uyuşmazlığı oluşturan davacının davalıdan faiz isteyip isteyemeyeceğinin belirlenmesi gerekir. Somut olayda davacı ile davalılar arasında sözleşmeler bulunduğu, davacı tarafça davalıya faturaların kesildiği, davalı tarafça sözleşmede belirtilen tarihlerde ödeme yapılmadığı, eksik ödeme için çek keşide edip teslim edildiği ve çekin vadesinde ödendiği, davacının gerek ödemeleri gerekse çeki kabul ederken herhangi bir ihtirazi kayıt koymadığı anlaşılmaktadır.
Davacı tarafça ihtirazi kayıt ileri sürülmeksizin ödemelerin ve çekin kabul edilmesi karşısında faiz isteyemeyeceğinini kabulü gerekmektedir. Zira asıl borç sakıt olmuştur. Asıl borcun ferisi niteliğindeki faizin de sakıt olduğu açıktır. (Kaldı ki, Borçlar Kanunu’nun 113. maddesine göre, asıl borç sakıt olduğu takdirde fer’ileri olan haklarda sakıt olur. Evvelce işleyen faizleri talep hakkının saklı bulunduğu beyan edilmiş veya hal icabından doğmuş olmadıkça bu faizler de istenemez. Davacı ve karşı davalı yüklenici hakediş ödemeleri sırasında geç ödeme nedeniyle ihtirazi kayıt ileri sürmediğinden BK’nın 113/II. maddesi uyarınca faiz talep edemez. İhtirazi kayıt ileri sürülmeden ödemelerin kabul edilmesi nedeniyle davacı yüklenicinin faiz talep etme hakkı düşmüştür. Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2007/2453 Es 2007/4969 K sayılı Kararı)
Son olarak davacının ihtirazi kayıt ileri sürme imkanının bulunup bulunmadığının da irdelenmesi gerekir. Tarafları tacir olan dava konusu ilişkide davacının gerek ödemeleri aldığında gerekse çeki teslim alırken ihtirazi kayıt koymasına engel bir durum bulunmamaktadır. Yapılan ödemelerin bir kısmı EFT ile yapılmış ise de davacı tarafça davalıya makul sürede yazılı olarak çekinceye dair bildirimde bulunulması mümkün iken bu gerçekleştirilmemiştir. Öte yandan çekin kabul edilirken ihtirazi kayıt konulmasına bir engel de bulunulmamaktadır. Davacı tarafça ihtirazi kayıt konulmasına engel olan bir durumdan da bahsedilmemektedir.
Son tahlilde ihtirazi kayıt konulmaksızın ödemelerin kabul edilmesi karşısında asıl bırç ile birlikte ferisi niteliğindeki faiz hakkının da sakıt olduğu vicdani kanaatiyle davavanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30-TL ret harcının peşin alınan 44,40-TL 880,00-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 924,40-TL harcın mahsubu ile fazla alınan 865,10-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
5-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 7.611,84-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
İlişkin gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.16/02/2021

Katip …
E-imzalıdır

Hakim …
E-imzalıdır