Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1011 E. 2020/335 K. 16.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO :2019/1011
KARAR NO:2020/335

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:18/10/2019
KARAR TARİHİ:16/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde, ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile davalı borçlu şirket aleyhine başlatılan icra takibine yönelik yapılan haksız ve kötü niyetli itiraz neticesinde ilgili icra takibinin durduğunu, davalı borçlunun borca itiraz dilekçesinde; tüm alacağa, ferilerine, faize ve faiz oranına itiraz ettiğini, ilgili itirazın tamamen haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olup hiçbir gerekçe göstermeksizin yapıldığını, davaya konu icra dosyası sayın mahkemece celp edildiğinde icra takibine dayanak belge borçlu firmanın uzun süredir ödenmemiş olan cari hesap alacağı olduğunun görüleceğini, Müvekkili firmanın icra takibi başlatmadan evvel defalarca borçlu firma ile iletişime geçtiğini, her defasında borcun ödeneceği şeklinde cevaplar aldığını, ilgili borcun o günden bugüne kadar ödenmediği gibi, karşı yan borcu ödeme yanlısı da olmayarak borca haksız ve kötü niyetli şekilde itiraz ederek müvekkilinin alacağının tahsilini geciktirme amacı taşıdığını, 2013 yılında davalı firmanın müvekkili firmaya ödemelerine karşılık verdiği çekin “sahte çek” olduğu anlaşılarak davalı firmanın durumdan haberdar edildiğini, ilgili çek davalı firmaya da ciro ile gelmiş olup, davalı yan o zamandan itibaren konu ile ilgili kötü niyet taşımadıklarını, sahtelik hususunu bilmediklerini ve müvekkil firmaya olan borçlarını bugün-yarın ödeyecekleri cevabıyla müvekkili sürekli olarak oyaladığını, borcun ödeneceği beklentisinin o zamandan bu zamana dek sonuçsuz kaldığını, davalı borçlu aleyhine başlatılan iş bu davaya konu icra takibi sonrasında yapılan haksız itiraz akabinde arabuluculuk görüşmesine dahi mazeretsiz katılmamış olması göz önünde bulundurulduğunda; “sahte çek” hususunda da davalı firmanın kötü niyetli olduğunun da kabulü anlamına geldiğini, bu konu hakkında da ayrıca … Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğunu, sonuç olarak açıklanan nedenlerle; davanın kabulünü, davalı borçlu tarafından yapılan borca haksız itirazın iptali ile durdurulan takibin devamını, borçlu aleyhine alacak tutarının %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı tarafa dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı cevap dilekçesi sunmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, taraflar arasındaki ürün alım satımına dayalı olarak ödenmeyen alacağın tahsili için başlatılan icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın İİKm67 ve devamı maddeleri uyarınca iptaline karar verilmesi istemine ilişkindir.
Mahkememizce …. İcra Müdürlüğünün … Esas numaralı dosyası celp edilmiş ve incelenmesinde; alacaklısı … tarafından, borçlu … Ltd. Şti. aleyhine 14.939,93-TL ana para, 2.232,39-TL takip öncesi işlemiş faiz olmak üzere toplam 17.172,32-TL’nin icra takip tarihi olan 29/08/2019 tarihinden itibaren asıl alacağa yıllık %9 oranında faiz işletilmek kaydı ile tahsili talebi ile 29/08/2019 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, yasal süresinde borçlunun borca ve fer’ilerine itiraz ettiği, itiraz sonucunda icra takibinin durduğu, iş bu itirazın iptali davasının mahkememize İİK 67. Maddesi uyarınca 1 yıllık yasal süresi içerisinde açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dönemi kapsar BA/BA formlarının celbi için … Vergi Dairesi ve … Vergi Dairesi Müdürlüklerine müzekkere yazılmış, anılan kayıtlar dosyamız arasına alınmıştır. Davacının, davalının kendisine ödeme aracı olarak sahte çek verdiği iddiasına ilişkin yürütülen soruşturma dosyası olan … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Sor. Sayılı dosyanın bir örneği Uyap sistemi aracılığı ile getirilmiştir.
Taraf delilleri toplanmış ve davacı, fatura ve taraf defter deliline dayanmış olmakla, taraflar arasında ticari ilişki ile bu ilişkiye dayanan alacak olup olmadığının tespiti açısından taraf defterlerinin incelenmesine karar verilmiş olup, davalı tarafa yapılan ihtarlı tebligata rağmen, defter ibrazında bulunmadığı görülmüştür.
Mahkememizce görevlendirilen mali müşavir bilirkişi Hasan Demirci, 12/03/2020 tarihli Bilirkişi raporunda özetle; incelenen davacı şirkete ait 2012, 2013 ve 2017 yıllarına ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresinde TTK hükümlerine göre usulüne uygun tasdik edildiğini, 6102 sayılı TTK 64/3 md. gereğince mevcut haliyle davalının lehine delil niteliğinin bulunduğunu, davalı şirketin ticari defter ve belgelerini ibraz etmediğini, davacı yanın alacaklı olduğu iddiasıyla sunmuş olduğu faturalara ait şirket ile …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığı şirketin farklı olduğunu, takip tarihi olan 29.08.2019 itibariyle davalı şirketten alacağının bulunmadığını, icra inkar tazminatı, masraf ve vekalet ücreti hususlarındaki taleplerinin Mahkememizin takdirlerine ait olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Bir davada taraf olarak gösterilen kişilerin gerçekten o dava ile ilgili kimseler olması, bir başka ifade ile dava konusu sübjektif hak ile taraflar arasındaki ilişkinin varlığı, usul hukukunda “sıfat” olarak tanımlanmaktadır. Uygulamada, “sıfat” yerine “husumet” terimi de kullanılmaktadır. Bir davada, taraflardan birinin, aktif ya da pasif husumet ehliyetini taşımadığı belirlenirse, davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerekir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının alacaklı olduğu iddiasıyla sunmuş olduğu faturaların … Vergi Dairesi Müdürlüğü’ nün … sicil numaralı mükellefi olan …. Ltd. Şti. ne düzenlendiği, … Ticaret Odası kayıtları ile görüleceği üzere ortaklarının … ve … olduğu; …. İcra Müdürlüğü’ nün … E. Sayılı dosyası ile 29/08/2019 tarihinde icra takibi başlatılan …. Ltd. Şti’ nin … Vergi Dairesi’ nin … sicil numaralı mükellefi olduğu, … Ticaret Odası kayıtlarına göre tek ortağının … olduğu tespit edilmekle, her iki şirketin farklı tüzel kişiliklere haiz olduğu belirlenmiştir. Bir dava veya alacak istemi ancak o alacağın borçlusuna karşı yöneltilebilir. Davacının icra takibi başlattığı ve davada husumet yönelttiği şirket ile faturalarda borçlu olarak yer verilen şirketlerin birbirinden farklı şirketler olduğu sabittir. Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının sorumluluğuna gidilmesi ve davada kendisine husumet yöneltilmesi imkanı bulunmadığından davacının davasının pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR:
1-Davacının davasının PASİF HUSUMET YOKLUĞU NEDENİ İLE REDDİNE,
2-Alınması gereken 54,40-TL ret harcının peşin alınan 293,27-TL harçtan mahsubu ile artan 238,87-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafça yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verilen, verilen karar açıkça okundu anlatıldı.16/07/2020

Katip …

Hakim …