Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1010 E. 2020/326 K. 14.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/1026
KARAR NO : 2020/309

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/10/2019
KARAR TARİHİ : 10/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
1-Tarafların İddia ve Talepleri
Davacı vekili dava dilekçesinde davacı müvekkili ile davalı arasında akdedilen bir hizmet sözleşmesinin olduğunu, bu sözleşmeye göre müvekkili şirket, davalı şirkete istihdam edilecek elemanların pozisyon seçimi ve yerleştirilmesi konularında danışmanlık hizmeti verdiğini ve karşılığında detayları aynı sözleşmede belirlenen miktarlarda hizmet bedeline hak kazandığını, bu bedelin kararlaştırılan adayın işe başladığı gün davalı şirkete fatura edildiğini, davalı şirket müvekkil şirketin kendilerine fatura ettiği 29/09/2018 tarihli fatura ödemesini süresi içeresinde yapmadıklarını, bedelleri ödenmeyen faturalar için İstanbul …İcra Müdürülüğü… esas nolu dosyası ile takibe konulmuş olduğunu, 10.620,00- TL tutarındaki alacağın tamamı için borçlu şirketçe haksız olarak itiraz edildiğini beyan ederek davanın kabulünü, haksız ve kötü niyetli itirazın iptali ile fazlaya ilişkin hakların saklı kalması kaydıyla takip konusu alacak tutarının ödenmesini ve davalı borçlu aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, yetki itirazında bulunulduğunu, taraflar arasında yazılı bir sözleşmenin olmadığını, bu nedenle alınmayan hizmetin parasını veremeyeceğini davacının sözlü olarak beyan ettiği her bir açık pozisyon için uygun adaylardan oluşan kısa listenin paylaşılmadığını, hiç bir adayın görüşmeye gelmediğini, beyan ederek fazlaya ilişkin dava hak taleplerin saklı kalması kaydıyla yetki itirazının kabulünü, haksız ve dayanaktan yoksun davanın reddini, %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatını, ücreti vekaletin yargılama giderlerin karşı taraf üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
2- Deliller, Değerlendirme ve Gerekçe
Davanın itirazın iptali davası olması sebebi ile öncelikle itirazın yapıldığı icra dosyası mahkememiz dosyası arasına alınmış, yapılan incelemede İstanbul… İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası mahkememiz dosyasının taraflarının aynı olduğu, dosyamız davacısının alacaklı, dosyamız davalısının borçlu olduğu görülmüştür. Dava kapsamında uyuşmazlık davacı ile davalı arasında bir sözleşme olup olmadığı, davacının alacaklı olup olmadığı, mahkememizin yetkili olup olmadığı hususlarının tespitine ilişkindir.
İtirazın iptali davaları İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş olup borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini sağlamak amacı ile açılır.
Kendine özgü bir dava türü olan itirazın iptali davasının açılabilmesi için bazı koşulların bir arada bulunması gerekir.
a) Öncelikle yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir.
Belirtildiği üzere geçerli bir takipte gönderilen ödeme emrine, geçerli bir itiraz bulunması halinde itiraz dilekçesinin alacaklıya tebliğinden itibaren bir yıllık süre içerisinde bu dava açılabilecektir.
Geçerli bir takibin bulunmaması halinde takibin devamına imkan bulunmadığı gibi geçerli bir itirazın bulunmaması halinde de incelenip iptal edilmeye konu edilecek bir itirazın bulunmaması söz konusu olacaktır.
Dosyanın yapılan incelemesinden itirazın yetki itirazını da içerdiği, davalı borçlunun yetkili icra dairesi olarak İstanbul Anadolu icra dairelerini tercih ettiği görülmektedir. Yetkili icra dairesinde takip yapılması dava şartıdır. Her ne kadar davacı tarafça taraflar arasında bir yetki sözleşmesi bulunduğu iddia edilmekte ise de davacı tarafa verilen süre içerisinde davalı tarafın imzasının bulunduğu herhangi bir sözleşme sunulmamıştır.
Hal böyle iken taraflar arasında genel yetki kuralları gündeme gelecektir. Davacı taraf taraflar arasında bir sözleşme olduğunu, davalı taraf ise olmadığını ifade etmektedir. Bu durumda TBK 89 gereği bir para borcundan evleviyetle bahsetmek mümkün olmayıp sırf bu husus dahi yargılamayı gerektirmektedir.
İtirazın iptali davalarında yetkiye itiraz olması durumunda mahkemece ilk önce bu hususun değerlendirilmesi gerekmektedir. Yukarıda açıklanan kanuni düzenlemeler ve açıklamalara göre, somut olayda yetkili icra dairesi Mucur İcra Dairesidir. İtirazın iptali davalarında yetkili icra dairesinde takip yapılması dava şartıdır. Şu halde, yetkili icra dairesinde takip yapılmaması sebebiyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.( Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2016/29012 Es; 2020/5682K)
6100 Sayılı HMK’nın 114. Maddesi davanın görülebilme şartlarını düzenlemiştir. Yukarıda belirtilen sebeplerle yetkili icra dairesinde takip yapılmış olması dava şartı olduğundan ve icra dairesinin yetkili olduğundan söz edilemeyeceğinden itirazın iptali davasının görülebilmesi mümkün değildir. Davanın HMK 114’e aykırı olarak ikame edildiği anlaşılmaktadır.
Dava şartlarının eksik olması halinde ise uygulanacak yol devam eden maddede düzenlenmiştir. Buna göre mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Son tahlilde davanın dava şartı yokluğundan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM
1-Davanın HMK 119/2 gereği yetkili icra dairesine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadığından davanın, dava şartı yokluğu nedeni ile USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gereken 54,40-TL ret harcının peşin alınan 181,37-TL harçtan mahsubu ile artan 126,97-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin talep gereği kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesi halinde ödeyen tarafa iadesine,
Dair karar, HMK 341, 343 ve 345 maddeleri gereği kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilebilecek istinaf dilekçesiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda usulen okunup anlatıldı.
10/07/2020

Katip …
¸

Hakim … ¸