Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/749 E. 2023/857 K. 15.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/749 Esas
KARAR NO : 2023/857
TALEP : Öz Sermaye Tespiti
TALEP TARİHİ : 14/12/2023
KARAR TARİHİ : 15/12/2023

Mahkememizde görülmekte olan Öz Sermaye Tespiti talebinin yapılan incelemesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Talep eden vekili tarafından sunulan 14/12/2023 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin 01/01/1995 tarihinde kurulduğunu, … …’in 14/02/2022 tarihinde vefatı üzerine veraset ilamı alındığını, veraset ilamında yer alan mirasçılar miras hisselerini pay sahibi … …’ün daha önceki tarihte devrettiklerini, mirasçılardan … …’in şu ana kadar hissesini devretmediğini, bu nedenlerden dolayı; 14/03/2022 ve 15/11/2023 tarihlerindeki mevcut öz sermayenin tespiti için 3 kişiden oluşan Bağımsız Denetçi unvanına sahip Mali Müşavir tarafından inceleme yapılarak şirketin sermayesinin her iki tarih için de tespitinin yapılmasını talep etmiştir.
DELİLLER: Ticaret sicil kayıtları, veraset ilamı imza sirküleri ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan inceleme ve tüm dosya kapsamına göre; talep, talep eden vekili tarafından açılan hasımsız talep konusu şirketin vefat eden hissedarının mirasının intikali anındaki öz sermayesinin tespiti istemine ilişkindir.
Talep eden tarafça talebe konu şirket olan … Anonim Şirketi’nin vefat eden hissedarının mirasçılardan … …’in şu ana kadar hissesini devretmediğini bu nedenlerden dolayı; 14/03/2022 ve 15/11/2023 tarihlerindeki şirketin mevcut öz sermayenin tespiti hususunda bilirkişi raporu alınmasını talep etmiştir.
TTK 343/1 maddesi ile “Konulan ayni sermaye ile kuruluş sırasında devralınacak işletmelere ve ayınlara, şirket merkezinin bulunacağı yerdeki asliye ticaret mahkemesince atanan bilirkişilerce değer biçilir.Değerleme raporunda, uygulanan değerleme yönteminin somut olayın özellikleri bakımından herkes için en adil ve uygun seçim olduğu; sermaye olarak konulan alacakların gerçekliğinin, geçerliğinin ve 342 nci maddeye uygunluğunun belirlendiği, tahsil edilebilirlikleri ile tam değerleri; ayni olarak konulan her varlık karşılığında tahsis edilmesi gereken pay miktarı ile Türk Lirası karşılığı, tatmin edici gerekçelerle ve hesap verme ilkesinin icaplarına göre açıklanır. Bu rapora kurucular (…)(1) ve menfaat sahipleri itiraz edebilir. Mahkemenin onayladığı bilirkişi kararı kesindir.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
… kayıtlarının incelenmesinde; şirketin …nün … sicil numarasına kayıtlı ve … A.Ş. unvanlı şirket olduğu ve ticaret merkezinin … / İstanbul olduğu, şirketin son yetkilisinin … … … olduğu anlaşılmıştır.
HMK’nın 115/1 maddesi gereğince Mahkemeler dava şartının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.
HMK 114/1-h maddesindeki düzenlemeye göre; davacının dava açmakta hukuki yararının bulunması dava şartı olarak belirlenmiştir. Hukuki yarar koşulu, tüm davalarda aranmaktadır. Bir hukuki ilişkinin, hemen tespitinde, hukuki yararın varlığının kabul edilebilmesi için, üç koşulun birlikte olması zorunludur. Sözü edilen üç koşulu hemen açıklamak gerekirse;
a) Davacının bir hakkı veya hukuki durumunun halihazır bir tehlike ile ciddi biçimde tehdit edilmiş olması ve sözü edilen tehlikenin yakın ve tehdidin ciddi olması gerekir.
b) Bu ciddi tehdit sebebiyle davacının hukuki durumunun tereddüt ya da belirsizlik içinde olması, bu hususun davacı için bir zararı meydana getirebilecek nitelikte bulunması gerekir. Tehdit, objektif olarak değerlendirildiğinde, bir zarar doğurabilecek nitelikte olmalıdır.
c) Yalnızca koşulları usulün 237. maddesi hükmünde tanımlanan biçimde kesin hükmün sonuçlarını meydana getiren, cebri-icraya yetki vermeyen bir başka deyişle icra ve infaz kabiliyeti bulunmayan tesbit hükmünün bu tehlikeyi ortadan kaldıracak nitelikte olması zorunlu olduğu gibi, davacının, hukuken korunma ihtiyacı da halihazırda bulunmalıdır. Özellikle hukuki yarar koşulu tesbit davasının açıldığı günde mevcut olmalı ve hüküm verilene değin varlığını da sürdürmesi zorunludur. Açıklanan nedenle davacının, hukuki korunma ( himaye ) ihtiyacını, başka bir vasıta ile tamamen tatmin edebilmesinin mümkün olduğu hallerde, hukuki ilişkinin mücerret tespitinde, hukuki yararının bulunmadığı bu nedenle dava açamayacağı kuşkusuzdur.
Bu hukuksal olguların ışığı altında duraksamasız belirtmek gerekirse hukuki yarar, dava şartıdır. Hukuki yarar olumlu dava şartı olup, taraflarca öne sürülmese dahi mahkemece “re’sen” kendiliğinden dikkate alınması zorunludur.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 342 ve 343. maddesi gereğince; Konulan ayni sermaye ile kuruluş sırasında devralınacak işletmelere ve ayınlara, şirket merkezinin bulunacağı yerdeki asliye ticaret mahkemesince atanan bilirkişilerce değer biçilir düzenlemesi getirilmiş olup söz konusu yeni kurulacak şirkete veya mevcut şirkete konulacak ayni sermayelerin tespitinin yapılması hakkındadır.
Bu haliyle talep eden tarafça talebe konu şirketinin hissedarının vefat etmesi nedeniyle lirasın intikali anındaki şirket öz sermayesinin tespiti talep edilmiş ise de TTK 343. maddesinin yukarıda açıklanan nedenlerle talebe konu şirkete yeni sermaye konulması söz konusu olmadığından vefat eden mevcut hissedarın hissesinin intikalinin sağlanması hususunda öz sermaye tespiti talebinde talep eden şirketin hukuki yararı yoktur, talep eden şirket veya hissedarlar tarafından şirket öz sermayesinin tespiti her zaman bağımsız şirket değerleme uzmanlarınca yaptırılması mümkün olduğundan ve talep edenin talebinin Türk Ticaret Kanunun’da yasal dayanağının da bulunmaması nedeniyle talep eden tarafın eldeki talepte hukuki yarar dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Talep edenin TALEBİNİN, HMK’nın 114/1-h gereği hukuki yarar yokluğundan 115/2 maddesi gereğince dava şartı yokluğu sebebiyle USULDEN REDDİNE,
2-Talep edence yatırılan peşin harç yeterli olduğundan başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Talep eden tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Talep eden tarafça yatırılan gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde talep eden tarafa resen iadesine,
Dair, talep edenin yokluğunda dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere karar verildi 15/12/2023

Başkan …
e-imza*
Üye …
e-imza*
Üye …
e-imza*
Katip …
e-imza*

*Bu evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.