Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2023/509 Esas
KARAR NO : 2023/835
DAVA : Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi)
DAVA TARİHİ : 29/08/2023
KARAR TARİHİ : 08/12/2023
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili tarafından sunulan 29/08/2023 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davacı şirket … Anonim Şirketi ile … GSM Numaralı 2 adet … cihaz kullanımına ilişkin abonelik sözleşmesi akdedildiğini ancak davalı firmanın kusuru nedeniyle ürünlerin hazır hale getirilmediğini, şirket tarafından 02.05.2023 son ödeme tarihli 622,20-TL tutarlı ve 01.06.2023 son ödeme tarihli 588,40-TL bedelli iki adet fatura tanzim edil , icra tehdidi altında ilgili faturalara ilişkin ödeme gerçekleştirildiğini iddia etmekte olup gelinen aşamada davalı şirkete borçlu olmadıklarının tespiti ile nihayetinde ödenen tutarların iadesi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalının üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili tarafından sunulan 03/10/2023 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın faturaya geçerli bir itirazı bulunmadığından işbu davanın yalnızca bu nedenle dahi reddedilmesinin gerektiğini, uyuşmazlık konusu faturalar davacının kullanımları doğrultusunda tahakkuk ettirildiğini, faturalarda hukuka aykırı bir unsurun bulunmadığını, abonelik sözleşmesi hükümleri gereğince yükümlülüklerini yerine getiren davalı şirkete sorumluluk ifade edilmesinin mümkün olmadığını, davanın reddi ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafın üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Bildirilen deliller toplanmış, Arabuluculuk anlaşamama tutanağı, Abonelik sözleşmesi, Faturalar, Taraflar arası yazışmalar, İhtarnameler dosya arasına alınmıştır.
HUKUKİ NİTELENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, sebepsiz zenginleşmeye dayalı istirdat istemine ilişkindir. Davacı vekili mahkememize açtığı dava ile icra baskısı ile ödediği 1.210,60TL’nin istirdadını talep etmiştir. İncelenen faturalar v ebelgelerden tarafların dava ve taraf ehliyeti vardır.
İcra İflas kanunun menfi tespit ve istirdat başlıklı 72. Maddesinde: ”Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir. İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir. Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./15.md.) yüzde yirmiden aşağı tayin edilemez. (Değişik fıkra: 09/11/1988 – 3494/6 md.) Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./15.md.) yüzde yirmisinden aşağı olamaz. Borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir. Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını istiyebilir. Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Davacı istirdat davasında yalnız paranın verilmesi lazım gelmediğini ispata mecburdur.
Sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak iade isteminde bulunulabilmesi için, bir tarafın malvarlığının diğer tarafın malvarlığı aleyhine çoğalması gerekir. Buna göre sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Zenginleşen, başkasının malvarlığından veya emeğinden haklı bir sebep olmaksızın elde ettiği zenginleşmeyi geri vermek zorundadır (TBK m.77/1).
Dosya kapsamında toplanan delillerden somut olayda, taraflar arasında 17.03.2023 tarihli abonelik sözleşmesi imzalandığı, abonelik tarihinin 29.03.2023 olduğu, incelenen kurumsal tip abonelik sözleşmesinde aboneye tahsis edilen hattın en geç 5 iş günü içerisinde haberleşmeye açacağına dair sözleşmesel yükümlülük bulunduğu ancak taraflar arasında yapılan WhatsApp ve mail yazışmalarında tahsil edilen hatların süresi içerisinde hizmete açılmadığı 26 Mayıs 2023 tarihli destek yazışmalarında ilgili birimleri bilgilendirme yapıldığı en kısa sürede geri dönüş sağlanacağını bildirildiği görülmüş olup davalı şirketin abonelik sözleşmesine istinaden sunması gerektiği hizmeti süresi içerisinde sunmadığı ve hatların kullanıma açılmadığı, davaya konu faturaların henüz hatların kullanıma sunulamadığı 15/04/2023 ve 15/05/2023 tarihlerine ait olduğu anlaşılmakla faturalara konu hizmetin sağlanmadığı, faturanın tek başına alacağın ispatı konusunda yeterli olmadığı, fatura konusu mal ve hizmetin sağlandığının ispat edilmesi gerektiği, dosya kapsamında davalı tarafından hizmetin sağlandığının ispat edilemediği anlaşılmakla olup davacının icra baskı ve tehdidi altında gerçekte borçlusu olmadığı bir parayı ödemek zorunda kaldığı, davalı tarafça aksini ispata yarar bir delil sunulmadığından davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın Kabulü ile; davacının borçlu olmadığının tespiti ile 1.210,60 TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 82,69TL nispi karar harcının peşin yatırılan 269,85TL harcın mahsubu ile artan 187,16TL harcın talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan toplam 504,44TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı taraf yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre hesaplanan 1.210,60TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri ve vekalet ücretinin üzerinde bırakılmasına,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa re’sen iadesine,
7-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 3.120,00TL’nin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
Dair, miktar yönünden kesin olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 08/12/2023
Katip …
e-imza *
Hakim …
e-imza *
Bu belge 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İmza ile imzalanmıştır.