Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/34 E. 2023/810 K. 04.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/34 Esas
KARAR NO : 2023/810
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/01/2023
KARAR TARİHİ : 04/12/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili tarafından sunulan 16/01/2023 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket … A.Ş. ile davalı … arasında … nolu hatlar üzerinden Kurumsal abonelik sözleşmesi akdedildiğini,
davalı borçlu adına düzenlenen Eylül-Ekim-Kasım-Aralık 2021 tarihli faturaların ödenmemesi sebebiyle davalı aleyhine ferileri ile birlikte takip çıkışı toplamda 45.207,79 TL olan borca ilişkin … üzerinden yasal takip yoluna başvurulduğunu, … tarafından başlatılan yasal takibi muhtevasında barındıran … 2022/… numaralı …nden açılan takibe borçlunun 14.02.2022 tarihinde itirazda bulunulduğu görüldüğünü, borçlunun süresi içerisinde takibe itiraz etmesi sebebiyle takip durduğunu, ilamsız icra takibine itiraz eden takip borçlusunun yapmış olduğu itirazın takibi durdurması üzerine haksız itiraza karşı vekil eden … A.Ş. adına açılacak olan itirazın iptali davasından önce 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun “Dava şartı olarak arabuluculuk” başlıklı 5/a maddesi gereğince söz konusu uyuşmazlık konusunun kurumsal tip abonelik sözleşmesinden doğan alacak olması sebebi ile dava şartı yerine getirilerek arabuluculuk başvurusu yapıldığını, davalı vekili ile gerçekleştirilen arabuluculuk görüşmeleri sonucunda taraflar arasında olumlu bir anlaşmaya varılamadığını, açıklanan nedenlerle takibe devam olunabilmesi için huzurdaki davanın ikame edilmesi zorunluluğu doğduğunu, arz ve izah olunan nedenlerle haklı davalarının kabulü ile borçlunun itirazının iptaline ve takibin devamına karar verilmesi, borca itiraz eden davalı aleyhine İİK madde 67/2 uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesini ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP :Davalı tarafa çıkarılan tebligatın davalıya usul ve yasaya uygun şekilde tebliğ edilmesine rağmen davalı taraf davaya süresinde cevap vermeyerek HMK 128. maddesi gereğince davacının iddialarının tamamını inkar etmiş sayılmıştır.
DELİLLER : … 2022/… Esas sayılı dosyası, 21/06/2023 tarihli bilirkişi raporu, fatura, taahhütname, vergi kayıtları, ticaret sicil kayıtları, esnaf ve sanatkarlar odası müzekkere cevabı ve tüm dosya kapsamı.
Elektronik ve Haberleşme Mühendisi Bilirkişi … ile Smmm bilirkişi … tarafından hazırlanan 21/06/2023 tarihli bilirkişi raporunda; “…Taraflar arasında çeşitli tarihlerde Abonelik Sözleşmeleri akdedildiği ve sözleşme kapsamında davalıya GSM hatları tahsis edildiği, Davalıya 24 aylık taahhütname kapsamında indirim sağlanarak toplam 25 adet GSM hattının ve 1 adet (SMS) hattın kampanyaya dahil edildiği, abonelik sözleşmesinde hatların hangi tarifeye dahil edildiğinin belirtildiği, Fatura içerikleri incelendiğinde, faturalara aylık sabit ücretlerin, ek paket ücretlerinin ve vergilerin yansıtıldığı, her bir faturada taahhüt kapsamında uygulanan indirim tutarlarına yer verildiği, Davalı abonenin bahse konu sözleşmedeki imzaların kendisine ait olmadığı, hattı kesinlikle kendisinin kullanmadığı, kullanan kişinin de yakalanmış olduğu, yönünde iddiaları bulunduğu, ancak bu hususta dosya kapsamına herhangi bir bilgi sunulmadığı, imza incelemesi hususunun Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu Tüm bu tespitler doğrultusunda, sözleşme ve taahhütnamelerin usulüne uygun kurulduğunun ve imzaların davalı aboneye ait olduğunun kabulü halinde, davalı adına düzenlenen faturalarda hata olmadığı, faturalara yansıtılan tutarların davacı şirketçe talep edilebileceği, Taraflar arasında imzalanmış olan abonelik sözleşmesinde, zamanında ödenmeyen faturalar için gecikme faizi uygulanacağı ve gecikme faizi oranlarına faturalarda yer verileceği belirtilmiş olup, davalı adına düzenlenen faturalarda aylık gecikme faizi oranının %4 olduğunun belirtildiği, Davacının ticari defterlerinde yapılan inceleme neticesinde; davacının davalıdan icra takibi tarihi itibariyle 50.603,30 TL alacaklı olduğu görülmüştür. Söz konusu alacağın 8.853,50 TL’lik kısmı dava konusu icra takibiyle ilgisi olmayan alacaklardır. Söz konusu alacağın 41.749,80 TL’lik kısmı ise dava konusu icra takibiyle ilgili fatura alacaklarından oluşmuştur…” görüş ve kanaatlerini bildirmişlerdir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre;Dava; taraflar arasındaki kurumsal abonelik sözleşmesi gereği kesilen faturaların ödenmemesi nedeniyle yapılan takibe vaki itirazın iptali davasında davalının itirazının haklı olup olmadığı, icra inkar tazminatı koşullarının oluşup oluşmadığından itiraz kapsamında açılan itirazın iptali davasıdır.
Mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında mahkemece resen göz önüne alınır.
Ticaret Mahkemesinin görev alanını düzenleyen 6102 Sayılı TTK’nın 4 ve 5 maddeleri şu şekildedir:
“MADDE 4- (1) Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;
a) Bu Kanunda,
b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde,
c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447,  yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde,
d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,
f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde,
öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.
MADDE 5- (1) Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.”
6100 Sayılı HMK’nın 2.maddesinde ise Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görev alanı düzenlenmiş olup, bu madde;
” Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.” hükmünü haizdir.
Davalının celp edilen vergi kayıtlarına göre davacı taraf tacir olsa da davalı tarafın tacir olmadığı, davanın nisbi ticari dava olması için her iki tarafın tacir olması ve her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi gerektiğinden somut olayda davalının celp edilen vergi kayıtlarına göre davalının tacir olmadığı anlaşılmakla; eldeki davanın ticari dava olarak kabulü ve davada asliye ticaret mahkemesinin görevli olduğunun kabul edilebilmesi mümkün değildir. Bu nedenle, somut olayda; 6102 sayılı TTK hükümlerinin uygulanamayacağı ve uyuşmazlığın çözümünde Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olmadığı kuşkusuzdur. Genel görevli mahkeme 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 2. maddesi uyarınca aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk Mahkemesidir. Yargıtay içtihatları, yasal düzenlemeler ve tüm bu açıklamalar uyarınca Mahkememizin görevli olmaması, eldeki davaya ilişkin aksine bir düzenleme bulunmadığından Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olması sebebiyle davanın görev yönünden usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacı tarafça açılan DAVANIN, HMK 114/1-c maddesi gereğince mahkememizin görevsiz olması nedeniyle dava şartı yokluğundan HMK 115/2 maddesi gereğince USULDEN REDDİ ile, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2- HMK 20/1 maddesi gereğince, kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İSTANBUL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE tevzi edilmek üzere İstanbul Adliyesi Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna GÖNDERİLMESİNE, aksi halde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
3- Harç, yargılama giderleri, vekalet ücreti ve gider avansı hususunun görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair; tarafların yokluğunda dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize verilecek bir dilekçe ile İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 06/12/2023

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı

Bu belge 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İmza ile imzalanmıştır.