Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/279 E. 2023/606 K. 20.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/279 Esas
KARAR NO : 2023/606
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/05/2023
KARAR TARİHİ : 20/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; davalı firma ile yaptığı 17.06.2022 tarihli “Taşımacı İle Sözleşmeli Taşımacı Arasında Yapılan Servis Taşımacılığı Tip Sözleşmesi” kapsamında davalı firmaya “personel taşıma hizmeti” verdiğini, vermiş olduğum bu hizmet kapsamında; davali firmanın sözleşme ile başka firmalardan almış olduğu taşımacılık işi için … plakalı kendi aracını taşımacılık faaliyetlerinde ücreti mukabilinde kullandırdığını, bu kullanıma karşılık olarak her ay düzenli bir şekilde davalı firmaya fatura kestiğini ve bu fatura bedelleri davalı firmaca tarafına ödendiğini, bir müddet sonra davalı firma sözleşmede pelirtilen şartlara aykırı davranmaya başladığını, yine araç servis güzergahın, tarafına hiç bir bildirim yapılmadan değiştirildiğini ve gidiş-dönüşler kimi zaman boş olarak yaptırılarak ticari zararına sebebiyet verildiğini, tüm bu hususları … aracılığı ile gönderdiği ihtarname ile davalıya ihtar ettiğini, davalı ile yaptığı ticaret muvacehesinde son işin … arasında servis taşımacılığı olduğunu, bu güzergahta hizmet vermeye devam ederken ekte yer alan davalının yaptığı; “araba gönderecem çıkışlara” bildirimi ile aracım boşa çıkarılmış ve artık davalı tarafça İş verilmediğini, bu bildirimin tarihi 16.12.2022 olduğunu, davalı tarafın bu bildirimle;”çıkışlara arabü göndereceğim artık sen gitme” dediğini, o günden sonra tarafına başka bir iş vermediğini, ortada fesih gerekçesi bulunmadığını, davalı şirket aleyhine başlattığı ödenmeyen ihbar süresi alacağının tahsili talepli takibe haksız olarak itiraz etmiş ve takibin durduğunu, bu nedenle, haksız olarak yapılan itirazın iptali ve takibin devamına, davalının yaptığı haksız itiraz sebebiyle lehine %20 den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, asıl alacak için temerrüt tarihinden itibaren faize hükmedilmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin Türkiye’nin her bölgesinde kurum ve kuruluşlara personel taşımacılığı alanında hizmet verdiğini, müvekkil şirket bu hizmeti bazen kendi araçları ile sağlarken bazen de somut olayda davacı ile aralarında olan ilişki gibi tedarikçileri vasıtasıyla yerine getirdiğini, davacının bu anlamda müvekkil şirketin tedarikçisi olduğunu, bu tedarikçi ilişkisi kapsamında tedarikçiler hak edişleri karşılığı imza altına alınan sözleşme hükümlerine göre fatura tanzim ederler ve müvekkil şirket de bu hak edişleri tedarikçilere ödediğini, davacı taleplerinde, müvekkil şirket ile arasında olan ticari ilişkinin müvekkil şirket tarafından haksız olarak feshedildiğini bu nedenle ihbar tazminatına hak kazandığını, buna ilişkin olarak 46.728,00-TL ihbar süresi alacağı adı altında fatura düzenlendiğini, müvekkil şirketin davacı ile arasındaki sözleşmeyi feshetmediğini, bilakis davacı, hiçbir haklı neden sunmadan, müvekkil şirketten aldığı parayı ve çalıştığı projeleri beğenmeyerek müvekkil şirkete servis hizmeti vermeyi bıraktığını, akabinde gerekçe olarak da tamamiyle gerçeği yansıtmayacak bir şekilde müvekkil şirketin kendisine iş vermediğini ileri sürdüğünü, müvekkili davacının bu habersiz ve bildirimsiz iş bırakması nedeni ile müşterileri üçüncü kişilere karşı zor durumda kaldığını, davacının haksız ve kötü niyetli olarak ikame ettiği davanın reddine, takibinde haksız ve kötü niyetli olan davacı hakkında takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Dava şartı arabuluculuk son tutanağı, … İcra Müdürlüğü’nün 2023/… E sayılı dosyası UYAP kayıtları, … ‘nden gelen; davacı … ‘ın gerçek kişi ticari işletme
kaydı bulunamadığına dair müzekkere cevabı, … Vergi Dairesi Müdürlüğü’nden gelen … vergi kimlik numaralı mükellefi …
‘ın vergi levhasının bulunduğu, gerçek usulde ticari kazanç yönünden gelir vergisi mükellefi olduğu,
işletme hesabına göre defter tuttuğu, 2022 Yılı Gelir Vergisi Beyannamesine göre dönem içinde elde
edilen hasılat tutarının Vergi Usul Kanunu 177/1 maddesindeki limitleri aşmadığı görüldüğüne dair müzekkere cevabı,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; dava, taşımacı ile sözleşmeli taşımacı arasında yapılan servis taşımacılığı tip sözleşmesinden kaynaklı itirazın iptali davasıdır.
Mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında mahkemece resen göz önüne alınır.
Ticaret Mahkemesinin görev alanını düzenleyen 6102 Sayılı TTK’nın 4 ve 5 maddeleri şu şekildedir:
“MADDE 4- (1) Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;
a) Bu Kanunda,
b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde,
c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447,  yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde,
d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,
f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde,
öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.
MADDE 5- (1) Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.”
6100 Sayılı HMK’nın 2.maddesinde ise Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görev alanı düzenlenmiş olup, bu madde;
” Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.” hükmünü haizdir.
Davacının celp edilen vergi kayıtlarına göre davacı tarafın … vergi kimlik numaralı mükellefi … ‘ın vergi levhasının bulunduğu, gerçek usulde ticari kazanç yönünden gelir vergisi mükellefi olduğu,
işletme hesabına göre defter tuttuğu, 2022 Yılı Gelir Vergisi Beyannamesine göre dönem içinde elde
edilen hasılat tutarının Vergi Usul Kanunu 177/1 maddesindeki limitleri aşmadığı, 2007/12362 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 1.md/a bendinde yer alan düzenlemesi gereğince “Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunun tespit edeceği ve Resmî Gazete’de yayımlanacak esnaf ve sanatkâr meslek kollarına dahil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedeni çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usulde vergilendirilenler ve işletme hesabına göre deftere tabi olanlar ile vergiden muaf bulunanlardan 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 177 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) ve (3) numaralı bentlerinde yer alan nakdi limitlerin yarısını, (2) numaralı bendinde yazılı nakdi limitin tamamını aşmayanların esnaf ve sanatkâr sayılmaları ile esnaf ve sanatkâr siciline ve dolayısıyla esnaf ve sanatkarlar odalarına kaydedilmeleri” şeklinde düzenlemenin bulunduğu, Vergi Usul Kanunun 177/1 maddesine göre ;
1. Satın aldıkları malları olduğu gibi veya işledikten sonra satan ve yıllık alımlarının tutarı7.200.000.000 (400.000 TL) lirayı veya satışlarının tutarı 8.640.000.000 (570.000 TL) lirayı aşanlar;
2. Birinci bentte yazılı olanların dışındaki işlerle uğraşıp da bir yıl içinde elde ettikleri gayri safi iş hasılatı 3.600.000.000 (200.000 TL) lirayı aşanlar;
3. 1 ve 2 numaralı bentlerde yazılı, işlerin birlikte yapılması halinde 2 numaralı bentte yazılı iş hasılatının beş katı ile yıllık satış tutarının toplamı 7.200.000.000 (400.000 TL) lirayı aşanlar;” şeklinde düzenlemenin bulunduğu, böylece davacının gelirinin Vergi Usul Kanunun 177/1 maddesindeki sınırları aşmadığı ve esnaf işletmesi kapsamında kaldığı anlaşılmıştır. Vergi Usul Kanunun 177/1’deki limitleri aşmadığı, … ne yazılan müzekkere cevabında davacı … ‘ın gerçek kişi ticari işletme
kaydı bulunamadığını, bu nedenle davalının tacir olmadığı anlaşılmakla; eldeki davanın ticari dava olarak kabulü ve davada Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevli olduğunun kabul edilebilmesi mümkün değildir. Bu nedenle, somut olayda; 6102 sayılı TTK hükümlerinin uygulanamayacağı ve uyuşmazlığın çözümünde Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olmadığı kuşkusuzdur. Genel görevli mahkeme 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 2. maddesi uyarınca aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk Mahkemesidir. Yargıtay içtihatları, yasal düzenlemeler ve tüm bu açıklamalar uyarınca Mahkememizin görevli olmaması, eldeki davaya ilişkin aksine bir düzenleme bulunmadığından Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olması sebebiyle davanın görev yönünden usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacı tarafça açılan DAVANIN, HMK 114/1-c maddesi gereğince mahkememizin görevsiz olması nedeniyle dava şartı yokluğundan HMK 115/2 maddesi gereğince USULDEN REDDİ ile, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2- HMK 20/1 maddesi gereğince, kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İSTANBUL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE tevzi edilmek üzere İstanbul Adliyesi Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna GÖNDERİLMESİNE, aksi halde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
3- Harç, yargılama giderleri, vekalet ücreti ve gider avansı hususunun görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair; davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize verilecek bir dilekçe ile İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 20/09/2023

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı

*Bu evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.