Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/214 E. 2023/466 K. 08.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/214 Esas
KARAR NO : 2023/466

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/12/2019
KARAR TARİHİ : 08/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan 03/12/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalı … Faktoring A.Ş. tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas Sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine, 2.661.283,44 TL asıl alacak üzerinden icra takibi başlatıldığını, takip dosyası incelendiğinde, takibin, 14.10.2014 keşide tarihli, 33.000.000,00 TL bedelli, 07.11.2017 tarihli bonoya dayandığının görüldüğünü, takip dayanağı bononun davalıya yapılan 08.05.2015 T. 7796 V. No.lu Alacağın Temliki İşlemi kapsamında verildiğini, bono üzerinde, iş ortaklığı kaşesinin bulunduğunu, müvekkilleri şirketle iş ortaklığı yapan dava dışı şirket yetkilisinin imzası ile keşide edildiğini, davalı tarafın ikinci bir temlik işlemi kapsamında, yine İstanbul … İcra Müdürlüğünün… E. sayılı dosyası ile takip başlattığını, bu takiple ilgili olarak İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. sayılı dosyası ile dava açıldığını, bu dava kapsamındaki bazı beyan ve belgeler işbu davaları ile ilgili olduğunu, takip dayanağı bono incelendiğinde, bononun, … İnş.-…İnş. İş Ortaklığı Kaşesi altına atılan imza ile keşide edildiğini, dolayısıyla takip dayanağı bonoda keşideci … İnş.-…İnş. İş Ortaklığı olduğunu, adi ortaklığın tüzel kişiliği bulunmadığını, bu sebeple adi ortaklığın bono keşide edilmesi de mümkün olmadığını, tüzel kişiliği olmayan adi ortaklık tarafından düzenlenmiş olan bononun da geçersiz olacağını, İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. sayılı dosyasına sunduğu davaya cevaplarında bonoların temlikname kapsamında verildiğini beyan ve ikrar ettiğini, 11/10/2019 tarihli talepleri doğrultusunda, İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi …D. iş … sayılı karar sonucu, İstanbul … İcra Dairesi … E. numaralı dosyada tedbir kararı verildiğini, verilen tedbir kararı sonucunda dosyadaki takip miktarının %15’i oranında hesaplanan 415.934,44 TL teminat yatırıldığını, icra dosyasına giren paranın alacaklıya ödenmesinin engellenmiş bulunduğunu, şüphesiz bir faktoring işlemi bulunmadan, bu işlemden doğacak borçlar için verildiği belirtilen temlik de geçersiz olacağını, temlik geçersiz olunca, temlikten doğacak sorumluluğun teminatı olarak verilmiş olan bononun da bedelsiz kalacağını beyanla takip konusu bono geçersiz ve bu kabul edilmediği takdirde birbiriyle yarışan değişik hukuki sebeplerle bedelsiz olduğundan; bedelsizlik sebebiyle menfi tespit kararı verilmesini, takip alacaklısının, dava konusu alacağın % 20 sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini, dava harç ve giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP: Davalı vekili tarafından mahkememize sunulan 23/12/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacı yanın iddiasının aksine ortada “… İnş.-…inş. İş Ortaklığı” ile müvekkilleri arasında akdedilen bir sözleşme mevcut olduğunu, müvekkilin, ayrıca bu sözleşmeyi de icra takibine girişirken takip dosyasına sunma zorunluluğu bulunmadığını, gerektiğinde ve talep edildiğinde adli ve idari mercilere sunmaktan da hiçbir şekilde imtina edilmediğini, davacı yanın, müvekkilin sanki hukuka aykırı bir işlemler icra ettiği yada ediyor olduğu imasına ise anlam veremediklerini, yine iddia edilenin aksine; ortaklığı temsile yetkili şahıs tarafından imzalanan sözleşme ile ortaklığın artık söyleşme tarafı olduğu, davacı yanın bu ortaklardan biri olduğu gerçeği karşısında, ayrıca davacı yanın sözleşmede imzasının bulunmadığından bahisle sözleşmenin geçerli olmayacağı iddiası da kabul edilemeyeceğini, bu hususta davacı yan dava dilekçesinde çelişkili beyanlarda bulunmakta olduğunu, zira; hem ortaklığı temsile yetkili şahsın…Ltd. Şti. yetkili … olduğu dava dilekçesinde belirtilmiş hem de akdedilen sözleşmede davacı yanın yetkilisinin imzasının bulunmadığından bahisle sözleşmenin geçersiz olduğu iddia edildiğini, dava dilekçesinde iş ortaklığı sözleşmesinin 9. maddesinde de iş ortaklığı alacaklarının her iki ortak tarafından temlik edilebileceğinin belirlenmiş olduğu ifade edildiğini, bu hususta da iş ortaklığı sözleşmesi’nin 9. maddesine atıf yapıldığını, iş ortaklığının alacaklarının, ancak her iki ortak tarafından birlikte devredilebileceği sonucu çıkarıldığını, yine yukarıda arz ve izah edildiği üzere iş ortaklığı sözleşmesinde kararlaştırılan 9.madde çerçevesinde birlikte imza koşulunun aranmadığı, rıza veya onay arandığı açık gerçeği karşısında, temliknamenin yetkisiz kişi tarafından yapılmış olduğu ve ortaklıkça birlikte İmzalanması gerektiği iddiasının yine tamamen asılsız bir iddia ve beyan olduğu ayyuka çıktığını, diğer yandan davacı yanın temliknamelerden, kendisine karşı yapılan iki adet takip ve diğer takiple ilgili olarak açılmış olan dava vesilesi ile haberdar olduğu iddiası karşısında ise ile sunulan evrak çerçevesinde söz konusu temlik işlemine kaşeli ve imzalı şekilde rıza ve onayının olduğunu belirten davacı yanın bu iddiası da haliyle tamamen asılsız olduğunu, ortada yetkili kişi tarafından imzalanan ve tamamen geçerli bir temlikname, temliknameden haberi olan davacı yan varken bu hususların mevcudiyetinin varlığını inkar ile temliknamenin geçersiz olduğunu, temliknamenin geçersizliği ile bononun do geçersizliğini iddia etmenin abesle iştigal olduğunu, haliyle ortada haksız icra tazminatını gerektirecek bir durumun varlığı da söz konusu olmadığını, davacı borçlunun talebi icra takibini uzatmak ve sürüncemede bırakmaya yönelik olup tamamıyla kötü niyetli olduğunu, yukarıda da ayrıntılı olarak arz ve izah edilen hususlar çerçevesinde davacı(borçlu) tarafça sunulan dilekçe ve eklerden de anlaşılacağı üzere müvekkiline karşı borçlu konumunda olduğunu, dolayısıyla teminat karşılığı verilen ihtiyati tedbir kararı da hukuka aykırı olup kaldırılması gerektiğini, davacı yanın herhangi bir hukuki bir menfaati olmadığını, kötü niyetli ve hukuki sürecin sürüncemede bırakılması amacıyla yapılan taleplerin kaldırılması ve icra takibine devam edilmesi gerektiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: İstanbul … İcra Dairesi’nin … esas sayılı icra dosyası, İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyası, Beşiktaş … Noterliği’nin 23/06/2014 tarih … yevmiye sayılı İş Ortaklığı Sözleşmesi, 14/10/2014 düzenleme, 07/11/2017 vade tarihli 33.000.000,00-TL bedelli bono sureti, Kocaeli … Noterliği’nin 08/05/2015 tarih, … yevmiye numaralı temlikname, İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas-… sayılı kararı, uzman görüşü, bilirkişi raporu, arabulucu tutanağı ve tüm dosya kapsamı.
İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün…Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklı … faktoring a.ş. tarafından borçlular …, …, … İnş. Asfalt Nak. Tic. Ltd. Şti., … – …İnş. Adi Ortaklığı, …İnş. Asfalt ve Tic. Ltd. Şti. aleyhine 33.000.000,00-TL bedelli 07/11/2017 vade tarihli sennetten dolayı 2.661.283,44-TL alacak için kambiyo senedine mahsus haciz yoluyla icra takibi başlatıldığı, icra takibinin derdest olduğu anlaşılmıştır.
İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas-… Karar sayılı ilamın incelenmesinde; davacı …İnş.Asf.ve Tic.Ltd.Şti. tarafından Davalılar … İnş.Asf.Nak.Tic.A.Ş., … Faktoring A.Ş. …, … aleyhine açılan menfi tespit davasında iş ortaklığı adına diğer davalı … Faktoring firmasına verilen 33.000.000,00 TL’lik bononun … Faktoring İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile 3.297.729,51 TL’si takibe konu edildiğini müvekkil şirketin davalılara borçlu olmadığının tespiti ile takibe konu miktarın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesi talebine ilişkin davanın yargılaması sonucunda davacı şirketin tek başına adi ortaklığı temsil etme yetkisi bulunmadığından aktif dava ehliyeti dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanı, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; dava, davacı tarafça davalı aleyhine açılan kambiyo senedine dayalı icra takibinden dolayı menfi tespit istemine ilişkindir.

Davacı taraf dava konusu icra takibine dayanak bono üzerindeki kaşenin adi ortaklık adına olduğu adi ortaklık adına imzalandığını bu yüzden icra takibinden dolayı müvekkil şirketin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı taraf ise geçerli temlikname kapsamında adi ortaklık alacağının kendilerine temlik edildiğini, adi ortaklık sözleşmesi kapsamında yapılan temlik işleminin geçerli olduğunu ve düzenlenen bonodan dolayı davacı şirket de sorumlu olduğundan davanın reddini talep etmiştir.
İstanbul.. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklı … faktoring a.ş. tarafından borçlular …, …, … İnş. Asfalt Nak. Tic. Ltd. Şti., … – …İnş. Adi Ortaklığı, …İnş. Asfalt ve Tic. Ltd. Şti. aleyhine 33.000.000,00-TL bedelli 07/11/2017 vade tarihli sennetten dolayı 2.661.283,44-TL alacak için kambiyo senedine mahsus haciz yoluyla icra takibi başlatıldığı, icra takibinin derdest olduğu anlaşılmıştır.
Dava konusu ihtilaf takip konusu bonodan dolayı davacı şirketin davalı şirkete borçlu olup olmadığına ilişkindir.
Dava ve takip konusu bononun incelenmesinde; 14/10/2014 düzenleme tarihli, 07/11/2017 vade tarihli, düzenleyeni … İnş.-…İnş. İş Ortaklığı, lehtarı … Faktoring A.Ş. Olan, …ve …in müteselsil kefil sıfatıyla imzasının bulunduğu 33.000.000,00-TL bedelli bono olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce istinaf incelemesi öncesi yapılan yargılama neticesinde 20/05/2021 tarihinde verilen karar ile; Davacı tarafça açılan davanın kabulü ile; Davacı …İnşaat Asfalt ve Ticaret Ltd.Şti.’nin İstanbul … İcra Dairesi’nin … esas sayılı icra takibinden dolayı davalı … Faktoring A.Ş.’ne borçlu olmadığının tespitine, Davalının icra takibinde kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından davacının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verildiği kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nin 22/03/2023 tarih, 2021/1395 Esas, 2023/509 Karar sayılı ilamıyla “Davaya konu bono incelendiğinde keşidecinin … İnşaat ve …İnşaat iş ortaklığı olduğu, davanın ise adi ortaklığın ortaklarından …İnşaat Asfalt ve Tic. Ltd.Şti. tarafından açıldığı, adi ortaklıkta ortaklığın tüzel kişiliği bulunmadığından salt adi ortaklık olarak husumet ehliyeti bulunmadığı gibi ortaklardan sadece birinin dava açma hak ve yetkisinin de bulunmadığı, bu durumda davacının tek başına menfi tespit davası açıp yürütmesinin yerinde olmadığı ve bu hususun resen gözetilecek hususlardan olduğu anlaşıldığından; ilk derece mahkemesi tarafından adi ortak tarafından tek başına açılmış olmakla davada yer almayan diğer adi ortağın davaya katılımının veya muvafakatının sağlanması için HMK.115/2.maddesi uyarınca davacıya kesin süre verilmesi ile taraf teşkilinin sağlanması sonrasında işin esasına girilmesi aksi takdirde ise aktif husumet yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın esasına girilerek kabul kararı verilmesi usule aykırı olduğu” gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf isteminin kabulüyle mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verilmesi üzerine dosya Mahkememizin yukarıdaki esasına kaydedilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizce istinaf ilamı doğrultusunda Davacı şirket vekiline adi ortaklığı oluşturan diğer adi ortak dava dışı … İnşaat Asfalt Nakliyat Tic. Ltd. Şti.’nin davaya davacı sıfatıyla katılımının veya davaya muvafakatinin sağlanması için HMK 115/2 maddesi uyarınca 1 aylık kesin süre verilmesine, aksi halde davanın aktif husumet dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verileceği hususunun ihtarını içerir davetiyenin usulüne uygun tebliğine rağmen davacı tarafça dava dışı diğer adi ortağın davaya muvafakatinin sağlanamadığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafça dava konusu adi ortaklığa ilişkin Kocaeli …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında adi ortaklığın feshi ve tasfiye memuru atanmasına yönelik dava açtıklarını, tasfiye memurunun bu davaya muvafakat vereceğini bu nedenle dosya sonucunun beklenilmesi talebinde bulunulmuş ise de atanacak tasfiye memurunun görevinin tasfiye amacıyla sınırlı olmasından dolayı bu dava yönünden tasfiye memurunun tasarrufta bulanması mümkün olmadığından davacı vekilinin adi ortaklığın feshi ve tasfiye memuru atanmasına yönelik davanın sonucunun eldeki davaya bir etkisi olmayacağından bu dosyanın sonucunun beklenilmesi talebinin reddine karar verilmiştir.
Bilindiği üzere adi ortaklığın tüzel kişiliği bulunmadığından; adi ortaklık tarafından veya adi ortaklık aleyhine açılacak bir davada, davanın adi ortaklığı oluşturan tüm gerçek veya tüzel kişiler tarafından birlikte açılması veya bunlara karşı birlikte yöneltilmesi zorunludur. Aynı şekilde adi ortaklık tarafından veya ortaklık aleyhine başlatılacak icra takiplerinde de aynı kural geçerlidir. Bu kurala aykırı hareket edilmesi ise; açılmış bir davada veya başlatılmış bir takipte, HMK’nın 114/1-d maddesinde öngörülen dava (veya takip) ehliyetsizliği sonucunu doğuracaktır. Dava ehliyeti dava şartı olup; aynı yasanın 115.md gereğince mahkemece kendiliğinden gözetilir ve yokluğunun tespiti halinde ileri sürülmese bile dava usulden reddedilir.
Somut olayda dava; bonoya dayalı menfi tespit davası olup, dava konusu bononun keşidecisi olarak … İnş.-…İnş. İş Ortaklığı görülmektedir. Dava ise adi ortaklığın ortaklarından …İnşaat Asfalt ve Tic. Ltd. Şti. tarafından takip alacaklısına karşı açılmıştır. Keşideci sadece davacı olmayıp, davacının da içinde yer aldığı adi ortaklıktır. Adi ortaklığın tüzel kişiliği bulunmadığından, tüm ortaklar tarafından takip ve dava yapılıp açılabilir. Nitekim davanın temelini oluşturan icra takibine adi ortaklığı oluşturan her iki şirket ve kefil diğer davalı gerçek kişiler aleyhine girişilmiştir. Tek başına davacı aleyhine girişilen bir icra takibi de bulunmamaktadır. Bu durumda davacının ayrı bir tüzel kişi olarak dava konusu bonoya dayalı menfi tespit davası açması yönündeki aktif dava ehliyeti bulunmamaktadır. (Yargıtay 19. HD. 20/01/2016 tarih, 2015/5046 E-2016/393 K).
Eldeki davanın, takip dayanağı bononun keşidecisi olan adi ortaklığı oluşturan kişilerce birlikte açılmaması ve adi ortaklığı oluşturan diğer ortağın da hasım gösterilmesi nedeniyle açılan davaya diğer ortağın muvafakatini olanaksız hale getirdiğinden, yukarıda açıklanan gerekçelerle aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacı tarafça açılan DAVANIN, HMK 114/1-d maddesi gereğince aktif husumet dava şartı yokluğu nedeniyle HMK 115/2 maddesi uyarınca REDDİNE;
2- Davacı tarafça yatırılan peşin harçtan alınması gereken 179,90-TL karar harcının mahsubu ile fazla yatırılan 45.268,17-TL peşin harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacı tarafa iadesine,
3- Dava türünün menfi tespit davası olması nedeniyle zorunlu arabuluculuğa tabi olmasa da davacı tarafça davadan önce arabuluculuğa gidilmesi tarafların arabuluculuk görüşmesi sonrasında anlaşamamaları nedeniyle arabulucuya kamudan ödenen giderin yargılama gideri olarak sayılmasına ve ödenen 1.320,00-TL arabulucu ücretinin haksız çıkan davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
4- Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5- Davalı tarafça yargılama sırasında yapılan 2 adet tebligat/posta giderinden oluşan 33,50-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
6- Davalı taraf yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 7/2 ye göre belirlenen maktu 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
7- Taraflarca yatırılan gider avansının karar tebliğ işlemleri tamamlandıktan ve karar kesinleştikten sonra kullanılmayan kısmının yatıran ilgili tarafa resen iadesine,
Dair; davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize verilecek bir dilekçe ile İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
08/06/2023

Başkan
e-imza*
Üye
e-imza*
Üye
e-imza*
Katip
e-imza*

*Bu evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.