Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/191 E. 2023/307 K. 13.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/55 Esas
KARAR NO : 2023/209
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/12/2020
KARAR TARİHİ : 15/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; müvekkili … Limited Şirketi ile davalı … Limited Şirketi arasında imzalanan flash bellek satım sözleşmesi gereğince müvekkil şirketin 500 adet tek taraf lazer baskılı USB belleği, tanesi yirmi yedi buçuk Türk Lirasından olmak üzere teslim etmeyi, diğer taraf davalı borçlunun ise bu edim karşılığında hizmet bedeli 16.225 Türk Lirası nakit ödemeyi üstlendiğini, muhatap tarafından tebliğ alınan bu faturaya karşı herhangi bir itirazın söz konusu olmadığını, müvekkili şirketin bütün edimleri zamanında ifa ettiğini, davalı muhatap şirketin sözleşmede kararlaştırılan ödeme vadesinde borcunu ödememiş ve kesin vade günü olan 30.11.2019 tarihinde temerrüde düştüğünü, daha sonra …. İcra Müdürlüğü nezdinde 2020/… Esas numarasıyla 18.02.2020 günü saat 13.52 geçe takip başlatıldığını uyap’ a kaydedildiğini ve ödeme emrinin İcra Dairesince muhatap borçluya tebliğe çıkarıldığını, borçlu tarafın takibin açılmasından yarım saat sonra 18.02.2020 14.23’ te müvekkiline yalnızca asıl alacak miktarı olan 16.225-TL’ yi banka aracılığı ile ödediğini, oysaki takip talebinde ve ödeme emrinde de açıkca gösterdikleri üzere açılış gününe kadar işlemiş temerrüt faizinin mevcut olduğunu ve faturadaki faizin açıkça ifade edildiğini ve taraflarca imza edilmiş olmasına rağmen yalnız asıl alacak miktarını ödemeye konu yapmalarının takibe sebebiyet vermekteki kusurlarının devamını teşkil ettiğini, daha sonrasında ise davalı borçlu tarafın borcun ödendiğinden bahisle 24.02.2020 tarihinde ödeme emrinde görünen borçlara ilişkin bütün ödemelerin yapılmış olduğunu, hiçbir borçları olmadığını belirterek bu gerekçelerle müvekkilinin alacaklı sıfatına, takibe, borca, faize ve tüm ferilerine itiraz ettiklerini bildirdiğini, bu itiraz üzerine de icra müdürlüğünce İcra İflas Kanununun 62-66. maddeleri uyarınca takibin durdurulmasına karar verildiğini, muhatap şirketin, müvekkiline yalnızca sözleşmede kararlaştırılan asıl alacak miktarını ödediğini, ancak taraflar arasındaki sözleşmede kesin vade tarihi olarak 30.11.2019 tarihinin kararlaştırıldığını, yine bu fatura vadesini aşan ödemelerde aylık %3 akdi temerrüt faizi tahakkuk ettirileceğinin kararlaştırıldığını, işbu halde görüleceği üzere tacir sıfatını haiz ticaret şirketleri arasında sözleşmede kararlaştırılmış bir temerrüt faizi bulunmasına rağmen muhatap davalı tarafından 30.11.2019 ile 18.02.2020 tarihleri arasındaki işlemiş faizi hesaba katmadan ödeme yaptıklarını, bu sebeple yapılan ödemenin eksik ifa niteliğinde olup aradaki farkın hesap edilmesi ve davalı tarafa yükletilmesinin zarurui olduğunu, mevcudiyetinde ihtilaf bulunmayan ticari bir borcun temerrüdü halinde işlemiş faizi likit bir alacak kalemi olup basitçe hesap edilmesinin mümkün olduğundan likit bir para alacağına itiraz eden davalı borçlunun icra inkar tazminatına mahkum edilmesi gerektiğini, dava konusu ihtilafın her iki tarafının da tüzel kişi şirket arasındaki ilişkinin de ticari iş olduğu göz önüne alınarak 29.06.2020 tarihinde ticari işlerde zorunlu olan arabuluculuk başvurusu yapılmış, … Arabuluculuk Bürosu 2020/… Arabulucu Numaralı dosya ile ihtilafın çözülmeye çalışıldığını ancak çözüm yolunda da tarafların arasında uzlaşma sağlanamamış olup, arabuluculuk son tutanağının e-imzalı olarak tanzim edilip ekte sunulduğunu, davalı borçlu vekilinin haksız ve mesnetsiz itirazlarının iptali ile takibin devamına karar verilmesini, bakiye alacağın hesap edilerek işlemiş tüm faizlerin, yargılama giderlerinin, avukatlık vekalet ücretlerinin, ferilerinin ve icra takip masraflarının borçludan tahsilini, alacağın likit olmasına rağmen haksız biçimde ödeme emrine itiraz eden davalı borçlunun %20’ den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı borçlu tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; …. İcra Müdürlüğünün 2020/… Esas sayılı dosyasından taraflarına gönderilen ödeme emrinin 21/02/2020 tarihinde tebliğ alındığını, daha önce davacı şirket tarafından şirketlerinin aranmış olup, kendilerine gün içinde ödeme yapılacağının ifade edildiğini ve aynı gün yani 18/02/2020 tarihinde ödemenin gerçekleştirildiğini, davalı şirketin aynı gün ödemenin yapılacağını bilmesine rağmen yine de icra takibi başlatmış olup, daha önceden noter ihtarnamesinin de mevcut olmadığını, her ne kadar davalı vekili tarafından ödemeden yarım saat önce icra takibi yapıldığı iddia edilse de, bu iddiaya dayanak olacak herhangi bir belge sunulmadığını, şirketlerince bankaya yazılan talimat tarihinin ve icra takibinin açıldığı tarih ve saatinin sorgulanmasını talep ettiklerini, bi an için davacının açtığı icra takibinin daha erken saatte olduğu tespit edilse bile, ödemenin gerçekleşmesi için aynı gün talepte bulunan davacının MK2 anlamında dürüstlük kuralına aykırı davrandığının açık olduğundan davasının reddinin gerektiğini, davacının temerrüt için ihtarname keşide etmeksizin doğrudan icra takibine geçmesi ve faiz talep etmesinin de haksız olup, Yüksek Mahkemenin uygulamasına göre işlemiş faiz talebinin de reddinin gerektiğini, arz ve izah edilen nedenlerle usul ve yasaya aykırı davanın usul, esas yönlerinden reddi ile yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : ….İcra Müdürlüğü’nün 2020/… E sayılı icra dosyası, Mahkememizin 2020/… Esas, 2021(… Karar sayılı dosyası, bilirkişi raporu, 16.07.2020 tarihli arabuluculuk başvuru formu
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; Dava; dilekçede ileri sürülen nedenlerle HMK 374.vd.madde gereği yargılamanın yenilenmesi istemine ilişkindir.
Mahkememizce verilen 29/04/2022 tarih ve 2022/… Esas, 2022/… sayılı kararı … Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin 30/12/2022 tarih ve 2022/… Esas , 2022/… Karar sayılı ilamıyla Kaldırılmakla, dava Mahkememizin yukarıdaki esasına kaydının yapıldığı anlaşılmış, ilam doğrultusunda davacı vekiline dava değerine göre 179,90-TL peşin harç ve ayrıca 179,90-TL başvuru harcını yatırması için 2 haftalık kesin süre verilmiş ve eksik harç tamamlatılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, Madde 375- (1) Aşağıdaki sebeplere dayanılarak yargılamanın iadesi talep edilebilir: a) Mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkül etmemiş olması. b) Davaya bakması yasak olan yahut hakkındaki ret talebi, merciince kesin olarak kabul edilen hâkimin karar vermiş veya karara katılmış bulunması. c) Vekil veya temsilci olmayan kimselerin huzuruyla davanın görülmüş ve karara bağlanmış olması. ç) Yargılama sırasında, aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin, kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması. d) Karara esas alınan senedin sahteliğine karar verilmiş veya senedin sahte olduğunun mahkeme veya resmî makam önünde ikrar edilmiş olması. e) İfadesi karara esas alınan tanığın, karardan sonra yalan tanıklık yaptığının sabit olması. f) Bilirkişi veya tercümanın, hükme esas alınan husus hakkında kasten gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun sabit olması. g) Lehine karar verilen tarafın, karara esas alınan yemini yalan yere ettiğinin, ikrar veya yazılı delille sabit olması. ğ) Karara esas alınan bir hükmün, kesinleşmiş başka bir hükümle ortadan kalkmış olması. h) Lehine karar verilen tarafın, karara tesir eden hileli bir davranışta bulunmuş olması. ı) Bir dava sonunda verilen hükmün kesinleşmesinden sonra tarafları, konusu ve sebebi aynı olan ikinci davada, öncekine aykırı bir hüküm verilmiş ve bu hükmün de kesinleşmiş olması. i) Kararın, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlali suretiyle verildiğinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması veya karar aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuru hakkında dostane çözüm ya da tek taraflı deklarasyon sonucunda düşme kararı verilmesi.
(2) Birinci fıkranın (e), (f) ve (g) bentlerindeki hâllerde yargılamanın iadesinin istenebilmesi, bu sebeplerin kesinleşmiş bir ceza mahkûmiyet kararı ile belirlenmiş olması şartına bağlıdır. Delil yokluğundan başka bir sebeple ceza kovuşturmasına başlanamamış veya mahkûmiyet kararı verilememiş ise ceza mahkemesi kararı aranmaz. Bu takdirde dayanılan yargılamanın iadesi sebebinin, yargılamanın iadesi davasında öncelikle ispat edilmesi gerekir.”
Yargılamanın iadesi, sadece kesinleşmiş olan esasa ilişkin son kararlara karşı başvurulabilen, bir başka ifade ile daha önce kesin hükme bağlanan bir dava hakkında yeniden yargılama ve inceleme yapılarak maddi anlamda kesinleşen hükümlerin değiştirilmesi veya ortadan kaldırılmasını sağlayan olağanüstü bir yasa yoludur.
HMK.’nun 375. maddesinde sınırlı olarak sayılan yargılamanın iadesi nedenleri dışındaki bir nedenle yargılamanın iadesi talep edilemez. Bu niteliği itibariyledir ki yargılamanın yenilenmesi sebepleri tahdidi olarak sayılmış olup; bu sebeplerin kıyas yoluyla genişletilmesi mümkün değildir.
HMK.’nun 379. maddesinde ise;
“(1)Yargılamanın iadesi talebi üzerine mahkeme, tarafları davet edip dinledikten sonra;
a) Talebin kanuni süre içinde yapılmış olup olmadığını,
b) Yargılamanın iadesi yoluyla kaldırılması istenen hükmün kesin olarak verilmiş veya kesinleşmiş olup olmadığını,
c) İleri sürülen yargılamanın iadesi sebebinin kanunda yazılı sebeplerden olup olmadığını, kendiliğinden inceler.
(2) Bu koşullardan biri eksik ise hâkim davayı esasa girmeden reddeder.” şeklinde düzenleme mevcuttur.
Bu maddede (m:379) ileri sürülen yargılamanın iadesi sebebinin kanunda yazılı sebeplerden olmadığının mahkemece anlaşılması halinde talebin ön incelemesi aşamasında davanın esasına dahi girilmeden reddine karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Tüm dosya kapsamı, yargılamanın iadesi talebinin ileri sürülüş biçimi ve davacı tarafından ileri sürülen yargılamanın iadesi nedenleri bir bütün olarak dikkate alınıp incelendiğinde; davacıl tarafından yargılamanın iadesi nedeni olarak ileri sürülen tüm hususların yargılama aşamasında ilk derece mahkemesince değerlendirildiği ve yapılan değerlendirme sonucunda karar verildiği, somut olayda, davacı tarafın dilekçesinde yukarıda açıklandığı şekliyle ileri sürdüğü yargılamanın iadesi nedenlerinin HMK.’nun 375. maddesinde sayılan nedenlerden hiçbirisine uymadığı anlaşılmaktadır.
Yargıtay HGK.’nun 06/02/2013 tarih, 2012/8-604 E. ve 2013/199 K. sayılı kararında da vurgulandığı üzere; yargılamanın yenilenmesi, bazı ağır yargılama hatalarından ve noksanlarından dolayı, maddi anlamda kesin hükmün sona ermesini ve daha önce kesin hükme bağlanmış olan bir dava hakkında yeniden yargılama ve inceleme yapılmasını sağlayan, olağanüstü bir kanun yoludur. Yargılamanın iadesi sebepleri, HMK.’nun 375. maddesinde sınırlı olarak sayılmıştır. Bunun dışındaki bir sebepten dolayı, yargılamanın iadesi yoluna gidilemez.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; Mahkememizin 2020/… E -2021/… K sayılı ilamı ile davalı … Ltd. Şti. Hakkında yapılan icra takibi sonucunda haksız itirazın iptali istemine ilişkin olarak yargılama yapıldığı, yargılama sonunda dava kısmen kabul edilerek icra takibine konu asıl alacağın ödendiği anlaşılmakla ödenmeyen talepler yönünden …. İcra Müdürlüğünün 2020/… E. Sayılı icra takibine konu yapılan itirazın 570,76-TL yönünden iptaline takibin bu miktar üzerinden takip talebindeki şartlarla kaldığı yerden devamına, asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının borçlu davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine karar verildiği, kararın talep edilen miktar itibariyle kesin nitelikte olduğu, HMK’nın 375. maddesinde sınırlı olarak sayılan yargılamanın iadesi sebeplerinden hiçbirinin somut olayda oluşmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine dair oluşan vicdani kanıya göre aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK 375 ve 379 maddeleri uyarınca yargılamanın yenilenmesi talebinin REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 3.600,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin davacıdan tahsil edilerek Hazineye gelir kaydedilmesine,
Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/03/2023

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı