Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/168 E. 2023/408 K. 22.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/168 Esas
KARAR NO : 2023/408
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/03/2023
KARAR TARİHİ : 22/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; müvekkil adına kayıtlı … plakalı araç ile … Sigorta A.Ş. Nezdinde … numaralı KASKO-İMM poliçesi bulunan … plakalı araç arasında 17.02.2021 tarihinde kaza meydana geldiğini, davaya konu kaza ile ilgili olarak … plakalı aracın ZMMS sigortacısı … Sigorta’ya karşı … sayılı dosyasından husumet yöneltildiğini, bu kararda 43.000,00-TL hasar bedelinin davalıdan tahsiline karar verildiğini, davalı tarafından bu karara itiraz edildiğini, itirazların reddine karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, … plakalı aracın KASKO-İMM sigortacısı … Sigorta’ya karşı … sayılı dosyasından husumet yöneltildiğini, bu dosyada başvurunun 100,00-TL üzerinden kabulüne karar verildiğini, başvuruya konu olayda kaza tarihinin 17.02.2021 olduğunu, zamanaşımının 2 yıl olup 17.02.2023 23:59’dan sonra zamanaşımı söz konusu olacağını, … sayılı dosyada başvurunun 100,00-TL maddi hasar bedeli üzerinden kabul edildiğini, bu başvuruda tarafımıza ıslahta bulunmak için süre verilmeden karara çıkarıldığından ıslah hakkının kullanılamadığını, Sigorta Tahkim Komisyonu başvuruda fazlaya ilişkin hakları saklı tuttukları için 12.726,79-TL tazminatın … Sigorta’dan tahsili işbu dava ile talep edildiğini, davanın kabulü ile 17.02.2021 tarihinde meydana gelen olay nedeniyle müvekkile ait … plaka sayılı araçta oluşan hasar bedeli tazminatı olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 12.727,00-TL alacağın kaza tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle;davalı şirketin, çok sayıda şubesi ve öğrencisi olan kurs ve eğitim veren saygın bir şirket olduğu, bu durumu bilen davacı şirketin uzun süre davalı şirket ile bağlantı kurmak için çabaladığı bu ürünleri tanıtım amaçlı verdiği, Amerikan menşeili üretildiğini ileri sürerek ürünlerinin denenmesini ve tanıtılmasını istediği, böylece uzun vadeli çalışmak isteğini belirttiği, davalı şirketin bu yaklaşım karşısında ürünleri denemeye karar verdiği ve ürünleri (bedelsiz ve deneme amaçlı) getirtilmesini istediği, davacı şirketin 2018 yılı sonlarında bir kısım ürünleri bedelsiz ve deneme amaçlı getirerek bıraktığı, davalı şirketin bu ürünleri müşterilerine uyguladığı ve öğrencilerine önerdiği, bu işlemden kısa bir süre sonra davalı şirketin müşteri ve öğrencileri tarafından Sağlık Bakanlığı ürün takip sayfasında ürünlerin onayının olmadığı ve kullanımında değişik zararlı yan etkiler oluştuğunu belirterek ürünleri geri verdiği, davalı şirketin ürünlerin açtığı zararı önlemek için müşterilerine parasız uygulamalar yapmak zorunda kaldığı, bir kısım müşterilerini de kaybettiği, davalı şirketin bu gelişmeler üzerine defalarca davacı şirketi aradığı, sorunları ve zararını belirterek telafi edilmesini istediği, davacı şirketin lafta her şeyi kabul edip davalı şirketin zararını gidereceğini belirttiği halde yapmadığı gibi bir de haksız ve dayanaksız dava konusu takibi yaptığı hususları ileri sürülerek davanın reddi ve davacının haksız, kötü niyetli olduğu gerekçesiyle dava miktarının % 20 ‘sinden aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesi talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; dava, 17/02/2021 tarihinde meydana gelen kaza nedeniyle, davacıya ait … plakalı araçta oluşan hasar nedeniyle oluşan zarar alacağının ticari faizi ile birlikte kasko sigorta şirketinden tahsili talebini içerir tazminat davasıdır.
Mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında mahkemece resen göz önüne alınır.
6100 sayılı HMK’nın 2. maddesinin 1.fıkrası gereğince malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk Mahkemesidir. Yine 2.maddenin 2.fıkrası uyarınca HMK’da ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, Asliye Hukuk Mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir. Göreve ilişkin bu genel düzenlemeler yanında bazı kanunlarda belirli kişiler arasında çıkan uyuşmazlıklara veya belli bir çeşit uyuşmazlıklara bakmak üzere kurulmuş özel olarak görevli mahkemeler de belirlenmiştir. Bu anlamda uyuşmazlıkla ilgili olması bakımından 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde ticari davalar ve ticari nitelikteki çekişmesiz işlerin Ticaret Mahkemesinin görev alanına girdiği düzenlenmiştir.
Ticari davalar TTK’nın 4/1.maddesinde tanımlanmıştır. Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
28/11/2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 2.maddesinde, kanun’un kapsamı “bu kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinin (l) bendinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanun’un 83.maddesinde de taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Asıl olan bir davanın genel mahkemelerde görülmesidir. Yani bir özel mahkemede bakılacağına dair özel bir kanun hükmü bulunmayan her dava genel mahkemelerde görülür. Özel mahkemeler istisnai niteliktedir.
Davalı … Sigorta A.Ş, TTK anlamında tacir olmasına karşın … plakalı hususi aracın sahibi davacı gerçek kişi olup tacir değildir, davacı gerçek kişi olduğu gibi davacı … ya ait … plakalı aracın kullanım şekli de hususidir. Hal böyle olunca da dava; TTK kapsamında mutlak yada nispi ticari dava olmadığı gibi az yukarıda yapılan açıklamalardan anlaşılacağı üzere, davacı 6502 sayılı yasa kapsamında tüketici de değildir. Bu durumda uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmakta olup, davanın; genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Bu durumda uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmakta olup genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
(-bkz..Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nin 2016/12639 esas, 2017/5840 karar sayılı ve 24/05/2017 tarihli kararı-, -bkz.. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2015/15199 esas, 2016/2972 karar sayılı ve 09/03/2016 tarihli kararı-)
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafça açılan DAVANIN, HMK 114/1-c maddesi gereğince mahkememizin görevsiz olması nedeniyle dava şartı yokluğundan HMK 115/2 maddesi gereğince USULDEN REDDİ ile, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-HMK 20/1 maddesi gereğince, kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İSTANBUL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE tevzi edilmek üzere … Adliyesi Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna GÖNDERİLMESİNE, aksi halde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
3-Harç, yargılama giderleri, vekalet ücreti ve gider avansı hususunun görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize verilecek bir dilekçe ile İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/05/2023

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı