Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/118 E. 2023/395 K. 16.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/118 Esas
KARAR NO : 2023/395
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 23/02/2023
KARAR TARİHİ : 16/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket nezdinde … No’lu ”Genişletilmiş Kasko Filo Sigorta Poliçesi” ile sigortalı olan … plakalı kamyonet 20/07/2019 tarihinde park halinde iken, maliki davalı … … AŞ olan dava dışı sürücü … sevk ve idaresinde bulunan … plakalı … şase nolu iş makinesinin kusurlu olarak çarpması neticesinde hasarlandığını, kazadan hemen sonra düzenlenen tutanakta da; davalı sürücünün geri geri gelerek kazaya sebebiyet verdiğinin anlaşıldığını, davalının kazanın oluşumunda asli ve %100 kusurlu olduğunu, 04-10-2019 tarihli kesin ekspertiz raporu ile poliçe genel şartlarına uygun olarak davalının müvekkili şirkete sigortalı aracına çarpması nedeni ile meydana gelen hasar tespit edilerek hasar tazminatının hesaplandığını ve söz konusu ekspertiz raporuna istinaden tazminat tutarı olarak müvekkili şirketin sigortalısına toplamda 28.664,73- TL ödendiğini, hasar bedelinin müvekkili şirket tarafından sigortalısına ödenmesi üzerine müvekkili şirketin bu hususta sigortalısının 3. şahıslara karşı olan talep ve dava hakkını halefiyet ilkesi gereğince temlik aldığını, müvekkili şirket rücu talebini bildirerek ödemenin yapılması gerektiğinin ihtarında bulunduğunu ancak müvekkili şirkete herhangi bir ödeme yapılmadığını bunun üzerine dava konusu trafik kazası sonucu müvekkili şirket nezdinde sigortalı olan araçta oluşan hasar nedeniyle ödenen tutarın tahsili için … İcra Müdürlüğünün 2020/… Esas sayılı dosyası davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı tarafça borca ve yetkiye itiraz edildiğini, dosyanın …. İcra Müdürlüğüne gönderilerek 2021/… esasına kaydolduğunu, yetkili icra dairesince gönderilen ödeme emrine de süresi içinde davalı tarafça itiraz edilerek takibin durdurulduğunu beyan ederek; davalı borçlunun …. İcra Müdürlüğünün 2021/… Esas sayılı takip dosyasına vaki borca itirazının iptaline ve takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkum edilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekilinin mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile dava dışı … arasında 18.11.2016 tarihinde … numaralı “Finansal Kiralama Sözleşmesi” akdedildiğini ve bu sözleşmeyle kazaya karışan … plakalı araç 36 ay süreyle … ‘na kiralandığını, … plakalı aracın mülkiyeti daha sonradan ise … Noterliği 21.02.2020 T. Ve … yevmiye nolu İş Makinası Satış Sözleşmesiyle dava dışı … … …’a devredilidğini, aracın şu anki malikinin finansal kiracı … … … olduğunu, 6361 sayılı Kanunu’nun 24. maddesi açıkça; “Malın sözleşme süresi içinde hasar ve ziyaı sorumluluğu kiracıya aittir.” demekle, kira süresince kiralanan malda meydana gelen her türlü hasar ve ziyanın kiracıya ait olduğunun hüküm altına alındığını, meydana gelen kaza sebebiyle oluşan zarardan sorumluluğun hukuken dava dışı finansal kiracıya ait olduğunu savunarak; davanın reddini, davacı taraf hakkında icra dosyasına konu alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, masraf ve vekâlet ücretinin davacıdan tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: …. İcra Müdürlüğünün 2021/… esas sayılı dosyası, arabuluculuk son tutanağı, … plakalı aracın tramer kayıtları ve tescil kayıtları, … no’lu hasar dosyası, davalı şirket ile dava dışı … … … arasında akdedilen 18.11.2016 tarihli ve … numaralı Finansal Kiralama Sözleşmesi sureti, araca ait ruhsat ve aracın mülkiyetine ilişkin devir sözleşmesi sureti, ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre; dava genişletilmiş kasko sigorta poliçesi kapsamında davacı sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen bedelin kazaya karışan … plakalı … şase nolu iş makinesinin maliki olan davalıdan rücuen tahsili için başlatılan icra takibi nedeniyle İİK 67 maddesi kapsamında açılan itirazın iptali davasıdır.
Davalı taraf trafik kazasına konu maliki bulunduğu … plakalı aracın 18/11/2016 tarihli … numaralı finansal kiralama sözleşmesi ile 36 ay süre ile dava dışı … … …’na kiralandığını ve … Noterliğinin 21/02/2020 tarihli … yevmiye numaralı iş makinası satış sözleşmesi ile dava dışı … … …’na devredildiğini, buna göre sorumluluğu bulunmadığı savunmasında bulunmuş ve finansal kiralama sözleşmesi ile eklerinin bir suretini dosyaya ibraz etmiştir.
2918 sayılı KTK hükümlerine göre, trafik kaydı “işleteni” kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak, trafik kaydına rağmen işletenliğin 3. kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü yoktur. Aynı yasanın 3. maddesinde, “İşleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.” şeklinde tanımlanmıştır. Aynı kanunun 85. maddesinde ise, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne yer verilmiştir.
Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, araç malikleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılması için bir başka kimseye devir edilmesi halinde (kısa bir süre için kiralanmaması kaydıyla) artık üzerindeki fiili hakimiyeti kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o araca kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekir. Bunun sonucu olarak da, araç maliki sorumlu tutulmamalıdır. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay’ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir.
Somut uyuşmazlıkta; dosyada bulunan 18/11/2016 tarihli … numaralı finansal kiralama sözleşmesine göre … plakalı aracın 36 ay süre ile dava dışı … … …’na kiralandığı ve teslim edildiği, davaya konu trafik kazasının 20/07/2019 tarihinde gerçekleştiği, … Noterliğinin 21/02/2020 tarihli … yevmiye numaralı iş makinası satış sözleşmesi ile dava dışı … … …’na aracın devredildiği, finansal kiralama sözleşmenin uzun süreli ve üçüncü kişileri bağlayacak güçte olduğu, dava konusu … plakalı aracın ekonomik yararlanmasının dava dışı … ‘na ait olduğu, davalı … A.Ş’nin, işleten sıfatına haiz olmadığı anlaşıldığından davacı tarafça açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (emsal nitelikte İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesinin 2020/43 E.2022/261 K. Sayılı ilamı ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 2021/2430 E.2022/674 K. Sayılı ilamı)
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacı tarafça açılan DAVANIN pasif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE;
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre alınması gereken 179,90 TL harcın peşin alınan 378,54-TL harçtan mahsubu ile 198,64 TL’nin davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 7/2 Madde gereğince hesap olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 3.120,00 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca yatırılan artan gider avansının karar kesinleştiğinde bakiye kısmının taraflara iadesine,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 16/05/2023

Katip …
e-imzalı*

Hakim …
e-imzalı*